(Ares)-Hu, hu, huuu…Kabul etmeliyim ki hatırladığımdan daha iyisin Wukong.

Ares derin nefesler alıp soluklanırken bu sözleri dile getirmişti. Wukong’da kendisiyle aynı durumdaydı ancak bariz bir şekilde kendisi daha çok zorlanmıştı. Wukong dövüş sanatları konusunda o kadar iyi bir seviyedeydi ki Ares sırtındaki sekiz ek bacağı kullansa bile Wukong’a fazla bir üstünlük kuramıyordu.

Hatta Ares, Wukong’un tekmelerinden birisini örümcek kollarıyla durdurduğu için o kolunu kaybetmiştir ve şu anda ek olarak 7 adet kolu bulunmaktadır.

(Wukong)-Huuu…Sende öylesin. Beni bu kadar zorlamanı beklemiyordum.

Wukong sopasını sıkı bir şekilde kavramış ve saldırmaya veya savunmaya hazır bir şekilde bekliyordu. Çünkü her ne kadar rakibi yorulmuş olsa da bir anda saldırıya geçip kendisini şaşırtabilir ve büyük yaralar açabilirdi.

Wukong en başından beri bu ihtimali hesaba katmış olduğu için de gardını hiç düşürmemişti. Wukong gardını hiç indirmediği için Ares’te aynı şekilde davranarak gardını indirmiyordu. Yani birbirlerine karşı savaşmıyor olsalar bile savaşıyor sayılırlardı.

(Wukong)-Yine de, beni bu kadar zorluyor olman beni yenebileceğin anlamına gelmiyor. Dayanıklılık savaşına girecek olursak galip gelen kişi ben olurum.

(Ares)-Yani? Benden daha dayanıklı olsan da hala gizli bir koza sahibim.

(Wukong)-Kozunun ne olduğu önemli değil. Beni yenemezsin. Sonuçta bende senden farklı değilim. Henüz hiçbir formumu kullanmadım.

Ares’in kozu “Yasak Mühür Tekniği”ydi ve Wukong’un formları vardı ancak ikisi birden kozlarını oynayacak olurlarsa galip gelen taraf muhtemelen Ares olurdu çünkü mühürleri kaldırılmış bir tanrı, farklı formlardan daha üstün sayılırdı.

Ama unutulmaması gereken önemli bir şey vardı ki o da Wukong’un da bir tanrı olduğuydu. Yani iki tanrı arasındaki bu savaşta kimin galip geleceğini kestirmek imkansızdı.

(Ares)-İstediğin formunu kullanmakta özgürsün. Her şeyinle bana saldırdığın sürece seni ezmek daha eğlenceli bir hale gelecektir. O yüzden, sakın kendini tutmak gibi bir hata yapma ve sahip olduğun ne varsa kullan.

(Wukong)-Öyle mi diyorsun?

(Ares)-Öyle diyorum.

(Wukong)-Hihihi. Madem öyle diyorsun…bunu uzun zamandır kullanmamıştım.

Wukong konuşurken kafasının etrafında gümüş renkli bir kafa bandı belirdi. Kafa bandı kafasını tam olarak sarmıyordu. Kafasının etrafında havada asılı duruyormuş gibi görünüyordu.

(Wukong)-Biraz daha güç kullanabilirim sanırım. Şimdi…

Wukong bir anda sopasının yanından kayboldu ve Ares’in burnunun dibinde bitti. Tekme atmak için gerildi ve Ares’in tepki vermesine olanak bile vermeden…

(Wukong)-Dikey Tekme.

Ares’in çenesinde patlayan dimdik bir tekme patlattı.

Tekmeyi yiyen Ares ise geriye doğru savruldu ve sırt üstü yere çakıldı. Bu tekme tuhaf bir şekilde inanılmaz derecede canını yakmıştı. Hatta çenesi bile çatlamıştı ancak tanrı olduğu için sahip olduğu iyileşme yeteneği sayesinde çoktan iyileşmişti.

(Wukong)-Ne oldu? Şaşırmış gibisin.

Ares’e ayağa kalkarken…

(Ares)-O kafa bandı…düşündüğüm şeye mi yarıyor?

(Wukong)-Aynen öyle. Bu kafa bandı benim için hem bir koruma hem de bir sınırlayıcı. Gücüm belli bir seviyeye ulaştığında beni sınırlıyor ve daha fazla güç kullanmamı engelliyor. Ancak bunun nedeni tüm gücümün ortaya çıkması durumunda bedenimin gücüme kapılıp yok olmasını engellemek. Kısacası, şu anda tüm gücümü bile kullansam gücüm kısıtlanacak. Yani artık kendimi tutmak için hiçbir sebebim yok.

Wukong’un söylediği şeylerde en ufak bir yalan bile yoktu. Söylediği her şey birebir doğruydu. Şu anda ne kadar çok güç kullanırsa kullansın kafa bandı onun gücünün fazlasını kısıtlayacaktı ve dünyanın ya da Wukong’un bedeninin yok olmasını engelleyecekti. Yine de Wukong’un gücü hayal gücünün ötesinde olmaya devam edecekti.

Ares ayağa kalktıktan sonra Wukong’un açıklamasını dinlemişti ve Yasak Mühür Tekniğini kullanmayı planlamıştı ancak son kozunu hemen kullanmayı istemeyerek bu plandan vazgeçmişti. Wukong’un gücünün ne seviyede olduğunu öğrenene kadar o tekniği kullanmasına gerek yoktu.

Sözlerini bitiren Wukong bir kez daha gözden kayboldu ve az önceyle aynı şekilde Ares’in dibinde belirdi. Ancak bu sefer tekme yerine bir yumruk attı ve Ares’i gökyüzüne fırlattı. Ares bir anda gökyüzüne fırladığı için şaşırmıştı çünkü her şey göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşivermişti.

Wukong’un hızı da tıpkı gücü gibi insanlık dışı seviyelere ulaşmıştı.

Ares gökyüzündeyken Wukong olduğu yerden ayağını kaldırdı ve…

(Ares)-Urg-h…k! Ne oldu lan öyle!? Ne çarptı bana!?

Ares bir anda çenesinde bir ağrı hissetmeye başladı ve hemen Wukong’a baktı. Wukong’un tek ayağa havadaydı.

(Ares)-Lanet olası maymun! Oradan bile…

Wukong aralarındaki metrelerce mesafeye rağmen tekmesiyle havayı sıkıştırmış ve bir mermi gibi ateşleyerek Ares’in çenesine darbeyi indirmişti. Çenesine darbeyi yiyen Ares doğal olarak bir darbe daha yemeyi beklerken beklediği gibi olmadı ve normal bir şekilde yere düştü.

Wukong ise sessizce onu bekliyordu ve Ares yere düşer düşmez bir kez daha dibinde bitti.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: İmparator Maymun Tekmesi.

Wukong yine yeni yeniden Ares’in çenesine bir tekme savurmuştu. Ancak bu tekmede bir farklılık vardı.

Tekme Ares’in çenesine çarpar çarpmaz, tekmenin çarptığı noktada 1 metre çapında, sanki o noktaya bir büyütecin arkasından bakıyormuşsunuzcasına, bir büyüme oldu ve Ares yere yığıldı.

(Ares)-Lan!? Uzayı mı büktün sen!?

Ares şaşkınlıkla bu sözleri dile getirmişti çünkü bu büyümenin başka açıklaması yoktu. Wukong o tekmeyle birlikte uzayı bükmüş olmalıydı.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: Devrilen Dağ.

Wukong ayağını kaldırmış ve Ares’in kafasını ezmek için yere vurmuştu ancak Ares takla atarak o darbeden kaçınmıştı. Wukong ise birkaç kez daha aynı şekilde devam etmişti.

Ares her seferinde bu saldırıdan kaçınmıştı ve ellerini kullanarak kendisini ayağa fırlatmıştı.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: Bükülen Tekme.

Wukong’un bacağı bir anda uzamaya başlamış ve Ares’e doğru yol almaya başlamıştı. Ares ise zıplayarak bu tekmeden kaçınmak için hamle yapmıştı ancak Wukong’un tekmesi aniden bükülerek Ares’in peşine takılmıştı.

Tekmenin kendisine doğru geldiğini gören Ares kendi etrafında dönerek tekmeyi karşıladı ve uzayan bacağı kendi bedenine etrafına sararak Wukong’un ayaklarının yerden kesilmesini sağladı. Ayakları yerden kesilen Wukong ise hızla Ares’e yaklaştı ve Ares aniden dönmeyi keserek Wukong’un suratına ağır bir tekme indirerek onu yere kapakladı.

Yere kapaklanan Wukong’un bacağı yeniden eski uzunluğuna döndü.

(Ares)-Sana söylemiştim. Beni yenemezsin.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: Hilal Kesiği.

Wukong yerde yatıyorken elini savurdu ve hilal şeklinde bir enerji dalgası hareketlenerek Ares’in boynuna doğru yol aldı. Ares hemen eğildi ve bu saldırıdan kaçındı ancak Wukong’un bu saldırıyı yapmasındaki amaç Ares’e saldırmak değildi.

Kendisine ayağa kalkacak zamanı vermekti.

Öyle de olmuştu.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: Ölüm Üçlemesi.

Wukong’un bacağı bir kez daha olduğu yerden yükseldi ancak bu kez 3 noktada birden uzay bükülmesi yaşandı. Bu noktalar Ares’in sağ, sol şakakları ve boynuydu. Yani ölümcül noktalardı.

Darbeyi yiyen Ares olduğu yere yığıldı.

(Ares)-Sen…1 saniyeden kısa sürede 3 tekme savurdun. Ve aynı anda 3 kez uzayı büktün. Hahaha. Gerçekten de savaşmaya değer bir rakipsin. Madem durum bu. Benimde senden geri kalmamam gerekli değil mi?

Ares yavaşça elini silah şekline getirdi ve şakağına dayadı.

(Ares)-Yasak Mühür Tekniği: Açıl!

Normalde Yasak Mühür Ttekniğini aktifleştirmek için böyle bir söze gerek yoku ama Wukong’un teknik isimlerinden sonra Ares nedensiz bir şekilde bunu yapma ihtiyacı hissetmişti.

Tekniği uyguladıktan hemen sonra ise bedeni kırmızı bir aurayla sarılmaya başlanmıştı ve kopan örümcek bacağı hızla iyileşerek eski haline dönmüştü.

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı: Bozguncu.

Wukong bir tekme daha savurmuştu ancak bu sefer tekmesi Ares’e değmemişti. Daha doğrusu tekme Ares’e değmemeliydi. Tekmenin işlemesi için Ares’in çenesinin hemen altında durdurulması gerekli ve yeterliydi.

(Ares)-Hah. bana değmeyen bir tekniğin bana ne tür bir zarar…

Ares sözünü bitiremeden aniden dizleri üzerine düştü ve hareketsiz bir hale geldi.

(Ares)-Bana ne yaptın!?

(Wukong)-Havayı sıkıştırarak beynini sarstım. Birkaç dakika boyunca düzgün bir şekilde hareket edemeyeceksin. Umuyorum ki tüm vücudun çenen kadar dayanıklıdır.

(Ares)-Seni…şerefsiz..!

Wukong bir kaç adım atarak Ares’e yaklaştı ve…

(Wukong)-İmparator Maymun Dövüş Sanatı…