Pride doğrudan Betty’nin yumruğunu karşıladı ve yumrukları çarpıştı. Yumrukları birbirine değdiği anda kuvvetli bir rüzgar patlak verdi ve enerjileri bu rüzgarı destekleyerek yüzlerce kat daha güçlü olmasını sağladı.

Pride’nin ayakları anında toprağa gömüldü ve çevresi 5 katman olacak şekilde çöktü. Betty’nin kolları gözle görülür derecede büyüdü ve gücü biraz daha arttı.

(Betty)-3 Tonluk Meteor Yumruğu!

Betty’nin sesi kendi sesi gibi değildi ve oldukça hışırtılı, kalın bir sesti. Sesi, içinde yaşayan dinozorun sesiyle karışmıştı ve kulak tırmalıyordu. Göz renginin ve sesinin bu değişimi onun dinozoru az da olsa kontrol edebildiği anlamına geliyordu.

Babasını devirmeye çalıştığı yumruğunun etkisi artırmak için ağırlığını 3 tona çıkartmıştı ve babasını biraz daha toprağa gömmüştü.

Pride’nin yumruğu hafiften geri itilmeye başlamıştı ancak Pride hala gülüyordu. O anda yumruğunu biraz daha sıktı ve giysinin kolu paramparça oldu. Sonra da kolu ilerlemeye ve Betty geri itilmeye başladı.

(Betty)-7 Tonluk İlkel Yumruk!

Betty’nin ağırlığı bir anda 7 tona çıktı ve Pride tekrardan geri itilmeye başlandı. Ama bu umurunda bile değildi ve gücünü biraz daha artırdı ve giydiği giysinin üst gövdesi tamamen parçalandı ve Betty’yi yeniden ittirmeye başladı.

Belini iyice döndürdü ve 7 ton ağırlığındaki Betty’yi inanılmaz bir itişle gökyüzüne geri fırlattı. Gücünün yüzde 20’si bile 7 tonluk bir ağırlığı kağıt gibi kaldırmaya yetiyordu. Üstelik içinde dinozorun gücünü kullanmamıştı bile.

Gerçek bir kraldı.

Aşılmaz gücü ve kudretli duruşuyla her şeyi yapabilecekmiş gibi hissettiriyordu.

(Pride)-Hala daha fazlasını yapabilirsin Betty! O seni kontrol etmesin fakat sende onu kontrol etme! Bir olun ve birlikte hareket edin! Böylece gücünüzü daha da geliştirebilirsiniz!

(Betty)-GRAAAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!

Betty hala kendisine ait olmayan bir sesle bağırıyordu. Babasını duyuyormuş gibi görünmüyordu. Gözleri biraz daha koyu bir hale bürünmüştü ve vücudunun geri kalanında da büyümeler mevcuttu. Boyu bile uzuyordu.

Tam o anda Pride’nin asla beklemeyeceği bir şe oldu ve Betty’nin kollarından zarlı yapıda kanatlar çıktı ve Betty hızla gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Yaklaşık olarak 340 metre yüksekliğe çıktıktan sonra hızla yere inmeye başladı ve saniyeler içinde 340 metrelik yolu katederek babasına saldırdı.

(Betty)-Hızlı Kanat Kesiği!

Büyük bir hızla Pride’nin vücuduna kesik attı ve çok derin olmasa da derisini kesmeyi başardı. Göğsünün üzerine 3 santimetre uzunluğunda bir kesik oluşan Pride ise gurur dolu bir şekilde gülümsemeye başladı.

(Pride)-Hahahaha. 2 dinozor ha? Kızım gerçek bir şeytan olacak. O zaman onu biraz daha zorlayayım.

Pride gücünün yarısını kullanma kararı aldı ve kızının bir sonraki dalışında ona gerçek gücün nasıl bir şey olduğunu gösterecekti. Bacaklarını ve kollarını kastı, gözlerini kocaman açtı ve üzerine doğru gelen Betty’yi tek kolundan tuttuğu gibi geldiği tarafın tam tersi tarafa fırlattı.

Betty daha ne olduğunu bile anlayamadan bir ağaca çarpmış ve taklalar atarak yakın noktadaki bir tepeye çakılmıştı. Tepeye çakılır çakılmaz ise gözleri eski rengine dönmüş ve kendinden geçmişti.

(Pride)-Çok mu abarttım ne?

Bir an için kızının, hala gelişmekte olan 14 yaşında bir insan olduğunu unutmuştu.

Sakin adımlarla yerde yatan kızının yanına gitti ve onu kucakladı.

(Pride)-2 dinozor. Harika! Büyükannem ve ablamdan sonra 2 dinozora sahip olan 3. kişi benim kızım. Eğer seni düzgünce yetiştirirsem kesinlikle Soykıran’ları yenebilecek bir seviyeye geliriz.

Pride bütün dişlerini sergileyerek gülümsüyordu. En sonunda Soykıran’ları yenmek için bir şansları vardı. Betty’yi mükemmel bir şekilde eğitir ve gücüyle dayanıklılığını insan üstü bir seviyeye getirirse Soykıran’ları ezip geçebilirlerdi.

(??)-Öhöm. İzninizle bir şey söylemek ve büyük bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istiyorum.

Pride hayalleri içinde kaybolmuş bir haldeyken aniden bir ses yankılandı ve Betty’nin göğsünden iki dinozor silueti yükseldi. Pride yüzündeki gülümseyen ifadeyi birden ciddileştirdi ve siluetlere bakmaya başladı.

(Pride)-Sizde kimsiniz?

(Vicious)-Bendeniz Hırçın Dişli Dizonor Vicious. Ve yanımdaki de Kanat Büken Dinozor Twist.

(Pride)-Yani kızımın ruhunda yaşayan dinozorlar sizsiniz.

(Vicious)-Evet biziz. Şu anda kendimizi gösterdik çünkü artık bir şeyleri bilmenizin zamanı geldi. Biz bildiğinizin aksine Spinosaurus ve Pterodactyl değiliz. Onların çok daha üstün atalarıyız.

(Pride)-Ve?

Pride bu konuşmadan ne çıkarması gerektiğini anlamamıştı. Bir şeyleri kaçırmadığını da biliyordu. Ama yine de bu sözlerden bir anlam çıkartamamıştı.

(Twist)-Diyoruz ki Soykıran İmparatorluğunu yenebilecek seviyenin çok üstündeyiz. Yıllar yıllar önce ejderhalar tarafından soykırıma uğramadan önce BloodWife Ailesinden birinin ruhuna yerleştik ve bugünlere kadar geldik.

(Vicious)-Şimdi ise Soykıran’ların neredeyse tamamı ejderhalara sahip. Bu, onlara saldırmak ve ejderhaları yeryüzünden silmek için harika bir şans.

Twist ve Vicious sırayla basit açıklamalar yaparak Pride’nin merakını gidermişlerdi ve Soykıran’ları yeryüzünden kaldırmak için bir şans olduğunu söylemişlerdi. Bu şans kolayca elde edilebilecek bir şey değildi çünkü Soykıran İmparatorluğu binyıllardır dünyaya hükmediyordu ve bu hükümlerinin büyük bir kısmını ejderhalara borçluydular.

(Pride)-Haha. Siz kafayı yemişsiniz.

Pride’nin yüz ifadesi oldukça korkutucu görünüyordu. Bir anda yaydığı kudretli hava değişmiş ve yerini gergin bir havaya bırakmıştı. Dinozorlar ne olduğunu anlamaya çalışırken…

(Pride)-Tüm gücünüzü kızıma verin! Hemen!

Pride delirmiş gibi bu sözleri söylemişti.

(Vicious)-Olmaz. Daha 14 yaşında. Tüm gücümüzü kaldıramaz. Yalnızca gücümüzün yüzde 30’unu kaldırabilir. Ama o zaman da hareket etmemesi gerek. Hareket ederse vücudu parçalanır.

(Twist)-Ayrıca aynı anda yalnızca birimizin gücünü kullanabilir. İkimizin ya da üçümüzün gücünü kullanması için çok erken.

(Pride)-3!?

Pride 3 lafını duyunca iyice kendinden geçmişti ve yükselmişti. Kızının içinde 3 tane dinozor vardı ve üçü de ejderhaları yenecek kadar güçlüydüler. Bu durumda Soykıran’ların yıkılışı kesindi. Bu seviyede bir güçle kesinlikle dünyanın en güçlü ailesi olacaklardı.

Binlerce yıldır süregelen Soykıran hükümdarlığı çok yakında sona erecekti. Ve bunu yalnızca 14 yaşındaki bir kız yapacaktı.

(Vicious)-Evet 3. Bizden hariç bir dinozor daha var. Çene Deviren Dinozor BigJaw. Kendisi psikopat piçin tekidir. Ama merak etme. En güçlümüz o’dur.

Vicious’un sesindeki kibir rahatlıkla anlaşılıyordu. Ejderhaları açıkça küçümsüyordu. Hiçbirinin BigJaw’la baş edemeyeceğini düşünüyordu. BigJaw’ı zorlayabilecek tek bir ejderha vardı o da herkesin “o” diye hitap ettiği Kan Ejderhası Bloody’ydi.

Bloody şu anda dünya üzerine bulunan en güçlü varlıktı. Ama yine de Twist ve Vicious, BigJaw’ın onu yenebileceğini düşünüyordu. İkisi de aşırı güçlü canlılardı ve tüm güçlerini kullandıklarında bütün dünyayı yok etme ihtimalleri vardı.

(Pride)-Demek öyle. Bloody’yi yenebilir mi?

Onlar öyle düşünüyor olsa da pride akıllarını okuyamadığı için bu bilgiden mahrumdu bu yüzden de aklına gelen bu soruyu hızlıca dile getirmişti.

(Vicious)-Merak etme. İkisi de birer canavar fakat BigJaw’ın daha güçlü olduğundan eminim. Ayrıca, BigJaw yeterli olmazsa bile - ki bu seçenek ihtimal dahilinde bile değil - üçümüzün gücünü birden kullanmayı başarırsa Bloody’yi saniyeler içinde yok edebiliriz.

Vicious oldukça güven verici bir dille bunları söylemişti ve Pride’nin umudunu biraz daha kabartmıştı. Sonunda Soykıran’ları dünya üzerinden silebileceklerdi.

(Pride)-O zaman şu andan itibaren Betty’yi geliştirmek için inanılmaz ağır bir antrenmana başlatıyorum.

(Vicious)-Başlatsan iyi olur. Vücudunu ne kadar güçlendirirsen ve dayanıklılığını artırırsan o kadar iyi olur. Yakın zamanda tüm gücümüzü kullanması olası bile değil ancak hiç değilse Twist ve benim güçlerimizin yüzde 15 ya da 20’sini kullanabilmeli. Hem de tek tek değil. İkimizin güçlerini aynı anda kullanabilmeli. Sadece bu bile sizi çok ileri taşımaya yeterli olur.

Şu saatten itibaren olacak tek şey Pride ve Betty’nin yapacağı antrenmanlardı. Pride hiçbir hocaya gerek duymadan doğrudan kendisini eğitim verecekti. Betty’yi hem güçlendirecek hem de daha iyi dövüşmeyi öğretecekti.

Zaten Betty için babasından, yani bir kraldan daha iyi eğitmen olamazdı. Sayısız savaşa girmiş olan bir kralın tecrübesinin yanında sadece dövüş sanatları çalışmış bir hocanın esamesi bile okunmazdı. Okunamazdı.

Yine de onlar bu kadar mutlu olsalar da, savaş açtıkları Soykıran İmparatorluğunun ne tür bir canavar barındırdığından habersizlerdi. Bu canavar Bloody değildi.

Bu canavar, bütün tanrılara savaş açmış, en güçlü tanrı olan Gaia’yı bile yok etmiş, üstüne birde sadece onunla kalmayıp, bütün varoluşu ve hiçliği yok etmiş birisiydi.

Henüz hiçbir şey hatırlamıyor olsa da dünya üzerinde Ejder Soykıran ismini taşıyan bir canavar vardı ve BloodWife İmparatorluğu ile eninde sonunda yolları kesişecekti.