Çeviren: Arthas

Kong Tao ayaklanarak grubu tanıtmaya başladı “Genç Gu, tanıtmama izin ver. Bu beyefendi, Taştan At Kasabasının lideri Yue Zhong. Yue Zhong, bu genç kardeşimiz Alev Kralı Gu’nun oğlu. Genç Gu’nun adı Gu Yanyi, ve yanındaki de Gu Feifei. Arkadaki arkadaşımız, Yardımcı Sekreter Ma’nın oğlu Ma Bu. Bu genç Halk Güvenlik Şefi Gu’nun oğlu Gu Li ve yanındaki ise Halk Güvenlik Bürosunun Vekil Şefi Zhang Hui’nin oğlu Zhang Yan. Bu da genel sekreter Ning’in oğlu Ning Zixuan. Yue Zhong, lütfen Genç Ning’i serbest bırakın, ortada bir yanlış anlaşılma olduğuna eminim.”

Yue elini salladı ve Ning Zixuan’ın üzerindeki Kong Tainyu çocuğu serbest bıraktı.

“Sizi öldüreceğim! Sizi ve tüm ailenizi katledeceğim!”

Sarhoş insanlar sebep dinlemezdi. Kong Tianyu, Ning Zixuan’ın üzerinden kalkar kalkmaz, sarhoş genç küfürler yağdırarak Kong Tianyu’nun üzerine aynı bir kaplan gibi atıldı.

Yue sadece “Sakinleştir şunu.”dedi.

Kong Tianyu zalimce gülümseyip, Ning Zixuan’ın bacağına olacağanca gücü ile tekme attı. Yüzüstü yere yapışan genç iki dişin kaybetti.

Kong Tianyu bir saniye durduktan sonra elinin keskin tarafı ile Ning Zixuan’ın kafasına vurdu ve sarhoş genci bayılttı.

Orada bulunan Long Hai şehri halkı, Yue ve grubunun statüsüne ve saldırgan doğalarına ilk elden şahit olunca gözleri dışarı fırlamıştı.

Gu Yanyi ve birkaç genç daha Yue’nun masasının karşısındaki bir masaya oturdu. Üzerinden seksi bir kıyafet olan güzel bir kadın hemen onların yanına gitti.

Gu Yanyi samimi bir gülümse sergileyerek “Demek Yue Zhong sensin. İnsanın kendi gözleriyle görmesi ile başkalarından duyması arasında gerçekten inanılmaz bir fark var. Taştan At Kasabasının ele geçiren kişinin kaba saba, nezaketten yoksun, iri kıyım orta yaşlı biri olmasını  bekliyordum. Sizin gibi genç ve incelikli biri olma olasılığı aklıma bile gelmemişti.”dedi.

Genç grubun arasındaki birkaç kişinin Yue’ya olan izlenimleri, Gu Yanyi’nin sözleri ile değişmişti. Gözlerinde saygı izleri bile vardı.

Normal memurlar ve halkın çoğu, Taştan At Kasabasının Yue Zhong tarafından ele geçirildiğini bilmiyordu. Fakat bu bilgi yüksek kademeli yöneticiler ve aileleri arasında iyi biliniyordu. Yue’nun bir Halk Özgürlük Ordusu Askeri Kampını ele geçirdiğini ve bir müfrezeye yetecek kadar mühimmatı ele geçirdiğini de biliyorlardı. Taştan At Kasabasının savaş gücü, Long Hai Şehrininkinden bir gıdım bile az değildi.

Yue Zhong’un posizyonu gözlerin Long Hai Şehrinin lideri ile yanı konumdaydı. Tek eksiği hükümetten biri olmamasıydı. Hükümetten biri olmadığı sürece ne kadar radyo yayını yaparsa yapsın, Long Hai Şehrinin çeyreği kadar insan bile ona katılmazdı.

Bu yüzden, bu yüksek kademeli insanların çocukları, her ne kadar statü ve baskınlıklarını normal insanlara karşı kullansalar da kendilerinden güçlü biri için bir şey yapamazlardı.

Yue nazikçe “O sizin inceliğiniz.”diye cevap verdi.

Yue bu gençlerden korkmuyordu fakat, onlardan gelen iyi niyetleri geri çevirmek için bir nedeni yoktu. Zamanı gelirse onların pozisyonları işine yarabilirdi. Ortak çıkarları varsa, arkadaş edinmek kötü sayılmazdı.

Gu Yanyi, daha önce tanıştığı aptal çocuklardan tamamen farklıydı. Bazı alanlarda uzman biri olduğu belliydi. Esprili konuşması bile ortamı daha bir aktif hâle getirmişti.

Yue, Gu Yanyi’nin tanıştığı insanlardan belki de en göze çarpanı olduğunu kabul etmek zorundaydı. Bu bir gerçekti ki Yue’nun konuşma yeteneği, bilgeliği ve nezaketi, Gu Yanyi ile yarışamazdı.

Aristokrat ailelerde bir sürü hanım evladı erkek olsa da bu ailelerin başını çekenler gerçekten de normal insanlardan daha öndeydiler. En iyi kaynakları alıp başarılı ebeveynlerin etkisi altında büyüyorlardı. Eğer sıkı çalışlarsa normal insanlardan daha önde olmamaları gibi bir olasılık yoktu.

Göksel Dünyada çalışan her kadın inanılmaz derecede güzeldi. Gu Yanyi ile Yue Zhong arasında geçen konuşmayı duyduklarında hepsi de Yue’ya karşı daha bir nazik davranmaya başlamışlardı. Yue’nun inandıkların çok daha yüksek bir statüye sahip olduğunu yeni yeni kavrıyorlardı. Yue’nun yanındaki Liu Hong ise Yue’yu ayartmak için her türlü taktiğini deniyordu.

Sadece Fang Chu, Yue ile arasındaki mesafeyi korumuştu. Sıkı fıkı olmak istemiyormuş gibi bir hâli vardı.

Aniden kapı bir kez daha tekmelenerek açıldı  ve büyük bir grup içeri girdi.

Saçları sarıya boyanmış, yüzbaşı rütbesi taşıyan üniformalı gencin liderleri olduğu belliydi. Genç yarı çıplak iki kadınının belinden tutarken sesli bir kahkaha atıp “Ben de diyordum ki Fang Chu’yu kim kendine ayırabilir. Anlaşıldığı üzere Genç Gu’imiş bu. Genç Gu, Fang Chu’yu bana ver, karşılığında bu güzel hanımları sana veririm ve bugünkü faturanı da ben öderim! Onu alır almaz kendi suitime döneceğim.”dedi.

İki formalı asker tek kelime etmeden Fang Chu’ya doğru ilerledi ve kadının bileklerini kavradılar.

Yue, Fang Chu’yu kendine çektikten sonra önündeki kupasından bir yudum aldı ve “Onlara bir ders verin.”dedi.

Kong Tianyu ve gelişimcilerinden biri olan Wang Jie hemen ayaklanarak askeri kıyafet giyen iki adama yumruk attılar. Kong Tianyu ve Wang Jie, Yue’yu her yere takip edebilecek en iyi iki gelişimciydi. Kong Tianyu 9. Ve Wang Jie ise 8. seviyedeydi. Ayrıca giydikleri yılan derisi zırhlarda aldıkları saldırların büyük bir kısmını engelliyordu.

İki askerde orudadaki elit askerlerdi fakat iki yumrukta yere serilmişlerdi.

Yue, Gu Yanyi’ye bakarak “Bu insanlar kim ve nasıl bu kadar kibirli davranabiliyorlar?”diye sordu.

Gu Yanyi, askerlerin bilgilerini hızlıca Yue’y vermeye başladı “Sarı saçlı olan Lei Sheng. Müfreze lideri Lei Cheng’in oğlu. Solundaki komutan Yuan Yi’nin oğlu Yuan Gang ve sağındaki komutan Cheng Wei’nin oğlu Cheng Guang.”

Lei Sheg iki adamının yere yıkılıdığını görünce gözlerini hemen Yue’ya dikti fakat iki saniye geçmeden yüz ifadesi büyük bir değişime uğradı. Endişeli bir biçimde “Sen, Yue Zhong’sun!”dedi.

Lei Cheng, Yue Zhong’u potansiyel düşman olarak gördüğü için takip etmesi için casuslar göndermişti. Casuslar Yue’nun fotoğrafını getirse de fotoğraf oldukça bulanıktı. Lei Sheng, Yue’yu beden şeklinden ve Gu Yanyi’nin ona olan tavırlarından tanımıştı.

Yue basitçe “Evet, Yue Zhong benim.”dedi.

Lei Sheng gülümseyerek “Eğer Kaptan Yue bana biraz yüz verir ve adamlarımı serbest bırakırsa, çok mutlu olurum.”dedi.

Yue aynı şekilde elini sallayarak gelişimcilerine geri çekilmelerini söyledi.

İki askerde utançtan kafalarını kaldıramıyordu. Lei Sheng’in arkasına hayalet gibi geçtiler ve Kong Tianyu ile Wang Jie’ye nefret dolu gözlerle bakmaya başladılar.