Huai Shen, klan liderinin sorusuna şaşırmamıştı ama ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Hem nasıl oluyordu da kan soyuna sahip olduğundan bu kadar emindiler.
"Efendim nasıl oluyorda kan soyuna sahip olduğum hakkında bu kadar eminsiniz?" Aniden sordu.
Klan lideri ise "Bayıldığında Elder Fu seni kontrol etmiş ve gözlerinden bir miktar Qi nin dağıldığı tespit etmiş.
Bu daha önceden gözlerinde Qi olduğunu gösterir ki sıradan dövüş sanatları Qiyi gözlere gönderemez.
Ayrıca buraya geldiğinde bende seni kontrol ettim o zaman içinde kendi kan soyum gibi bir varlığı hissettim. Bu yüzden bu kadar eminim kan soyun olduğundan.
Bak... belki çekiniyorsundur belki korkuyorsundur ama kan soyunun türü oldukça önemlidir. Eğer bunları bilmezsem sana yardım edemem." Dedi klan lideri.
Huai Shen birader daha düşündü.
Açıklasa mı? açıklamasa mı? Biraz daha düşündükten ve aklındaki o tekniği hatırladıktan sonra söylemeye karar verdi.
"Sanırım benim kan soyumdan anılara sahip. Zihnimde tuhaf bir teknik var."
Huai Shen bunun dediğinde klan lideri hemen sevinçten havalara uçacak duruma geldi ve hemen.
"Tamamdır mükemmel. Ama unutmamalısın ki bunu hiç kimseye söylememelisin. İnsanlara sıradan bir kan soyuna sahip olduğunu ve henüz yeteneklerini bilmediğini söyle.
Bak bu senin için çok önemli. Eğer anılı kan hattına sahip olduğunu insanlara söylersen insanlar sana daha fazla ilgi gösterecektir tabi ama bu ilgi kötü niyetli insanlardansın gelebilir.
Bilmelisin ki kan soylarına sahip insanların kanı kullanılarak hazine arıtınca hazineler çok güçlü hale gelir o kadar ki bir aşama daha güçlü silahlara rakip olabilirler"
Klan lideri Huai Sheni uyarırken oldukça ciddiydi. Çocuğun ölmesini istemiyordu. Çünkü bu ona daha fazla itibar kazandırabilir ve ileride açık gökyüzü şehrini ele geçirmelerini yardım edebilirdi.
Huai Shenin başımı sağladığını görünce ciddi ifadesini biraz yumuşaktır. Sonra aklına Huai Shenin kan soyuyla birlikte bir tekniğin geldiğini söylediğini hatırladı.
"Şimdi söyle bakalım neymiş bu teknik."dedi klan lideri.
Huai Shen birkaç kez ağzını açtı ve ses çıkarmadan kapadı. Bu her oluşundan kaşları daha da çatıldı. En sonunda ağzını açtı ve sesiz bir çiğli attı. Tam devam edecekken klan lideri onu durdurdu.
"Tamam anlaşıldı söylemeye çalışman gereksiz bunu asla söyleyemeyeceksin. Bu kan soylarına özel bir tekniktir. Soya sahip olandan başka kimse aktarılan şeyleri öğrenmesin diye kullanılır."
Huai Shen gine başını salladı ve aniden konuştu. "Efendim Tekniğe çalışabilmek için kan özü denen birşey lazımmış."dedi.
Sonra neşe içinde "İşe yaradı."dedi.
Belki aktarılan bilgilerin başkasına geçmesini istemiyor olabilirlerdi ama bu Tekniğe çalışmak için gerekli malzemeleri istemesini engellemezdi.
Klan lideri ise kaşlarını çattı. Genellikle çalışmak için bir malzemeye ihtiyaç duyan teknikler aşırı güçlüydü.
Üstelik bu malzeme han özü gibi bir şeyse bu onun şeytani bir teknik olduğu anlamına gelirdi ama hemen şeytani teknik etiketini yapıştırmak uygun değildi.
Bir süre düşündükten sonra sormaya karar verdi.
"Huai Shen bu kan özü nasıl olmalı? Belirli bir şeyin mi kanı olmalı?"dedi
Huai Shen "Teknikte hiçbir özellik belirtmeniz sadece daha güçlü kan özünün daha iyi bir sonucu olacağı söyleniyor."dedi.
Huai Shenin sözleri ile klan lideri kafasını iki yana salladı ve "Düşündüğüm gibi bir şeytani sanatmış."dedi.
Huai Shen hemen bir şeyin ters olduğunu anladı. Tam birşey söyleyecekken klan lideri.
"Huai Shen, sana bir sır vereceğim. Bizim Huai klanının çekirdek yetiştirme teknikleri şeytani yola aittir.
Zaten daha önceden öğrendiğin şey bir yetiştirme tekniği bile değildi."dedi.
Huai Shenin konuşmasına izin vermeden. Konuşmaya devam etti.
"Sana kan özü sağlayacağım ve sana nasıl kan özü arıtılacağınıda göstereceğim. Ayrıca bundan sonra klanın çekirdek yetiştirme yöntemlerini öğreneceksin"dedi.
Huai Shen hem şaşkın hemde mutluydu. Beklediğinin aksine hiçbir sorun yaşamamış üstelik aklındaki tekniğe uygun başka tekniklerde bulmuştu.
Hemen sordu: "Efendim kan özünü ne zaman alabilirim? Pek ya çekirdek yetiştirme teknikleri onlara ne zaman bakabilirim? Yada..."
Klan lideri elini kaldırarak onu kesti ve:
"Hahaha tamam kan özünü bir saate alırsın. Tekniklere gelince onun için beklemen lazım çünkü ana aileye senin durumunu bildirmeliyim eğer onay verirlerse bir elçi tekniklerin kopyasını sana verecektir. Şimdi yemeğini ye ve bana baba de!"dedi.
Sonlara doğru öfkeliymiş gibi yaptı. Belkide gerçekten öfkeliydi kim bilir.
İkisi yemek yerken diğer birçok konudan da bahsettiler, kendisini evlatlık almasının sebebe ve kaç gün uyuduğu gibi,
Onlar yemek yerken birden kapı açıldı ve içeriye iki kişi girdi. Bunlardan biri Huai Shenin daha önce gördüğü klan liderinin oğluna en diğeri 16-17 yaşlarında çok güzel bir kızdı.
Kızın uzun siyah saçları pürüzsüz yeşim gibi bir teni vardı gözleri insanları büyüler gibiydi bedeni ise çok iyi gelişmişti. Kabarık yerler kabarık ince olması gereken yerler inceydi.
İki kişi içeri girer girmez babaları ile Huai Shenin oturdup yemek yediğini gördü. Hızla onların yanına geldiler ve genç çocuk konuşmaya başladı.
"Baba cidden bizden habersiz birini çocuğun olarak mı aldın. Bu çocuğun geçmişi ne? kontrol ettin mi?"
Klan lideri kaşlarını çattı ve elini masaya vurup.
"Genç adam sözlerine dikkat et. Artık o sizin kardeşiniz. Bundan sonra birlikte yaşayacak birlikte yiyip içeceksiniz o kadar!"
(YN: Nayır! Nayır yalan söylüyorsunn!)
Çocuk birşey söyleyecekken ablası elini kardeşinin omuzuna koydu ve:
"Kardeşim abartmaya gerekiyor babam yaptıysa elbet birşey biliyordur bize sadece uymak düşer."dedi
Ardından klan liderine dönüp
"Baba bizi tanıştırmayacak mısın?"dedi.
Huai Tianyi(klan liderine artık böyle diyecem) kafasını salladı ve Huai Sheni göstererek.
"Huai Shen bu ikisi benim öz çocuklarım. Küçük olanı bilirsin Huai Rui. Büyük olansa Huai Haifu.
Çocuklar Huai Shen benim evlatlık çocuğum. Sizinde yeni kardeşiniz."dedi.
Huai Shen ayağa kalktı ve iki 'kardeşini' selamladı. Genç kız küçük bir gülümseme ile karşılık verirken erkek sadece somurttu.
"Baba bu sefer yanimdaki sana bir misafir getirdim " dedi genç kız aniden.
Genç kız bunu söyler söylemez kapı açıldı ve içeriye yakışıklı bir genç girdi. Gencin Her yerinden zenginlik akıyordu. Yani resmen akıyordu.
Saçlarına çeşitli mücevherler yerleştirilmiş kıyafetleri özel bir altın iplik ten yapılmıştı. Ayakkabıları bile kıyafetleri ile aynı malzemedendi ve ordakiler bilmese de saçındaki Her bir mücevher ayrı bir koruyucu hazine ayakkabısı ve kıyafeti ayrı büyülü hazinelerdi.
Kiyafetleri normal xiantian uzmanların saldırılarına direnebilecekken. Ayakkabıları hızını arttırmaya yönelikti.
İçeri bir imparatorun havasını vererek girdi: Yüce ve adil.
Yavaşça yürüyüp Huai Tianyinin yanına geldi. Saygıyla birazcık eğilip "Tianyi amca selamlar"dedi.
Huai Sheni ise tamamen görmezden geldi. Gerçi bu Huai Shenin hiç umrunda olmadı.
Huai Tianyi gülerek mutlu eden şeklide ellerini sıkıp çocuğu selamladı. "Genç efendi Huang"
Sonra birden Huai Shenin kafasına vurdu ve "Genç efendiyi selamla çabuk!"dedi.
Huai Shen ise bu hareketlere karşı kaba bir şekilde ellerini sıktı ve genç efendiyi selamladı. "Genç efendi Huang"
Çocuk yine Huai Sheni görmezden gelmişti ve Huai Shen ise hafiften sinirlenmiş ama izleyin söylememişti.
Karşıdaki genç ise onun bu tavrından memnun kalmış gibi hafiften gülümsemişti.
Huai Tianyi ikisi arasında ki gerilimi azaltma için sahte bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı.
"Genç efendi Huang, bu benim evlatlık oğlum Huai Shen. Huai Shen bu ana klanın genç efendisi Huai Huang.
Kendisi xiantian yetiştirme üstüne sahiptir ve ana klanın en büyük dahisidir."dedi.
Genç efendi Huang ise Huai Tianyinin kendini övmesinden memnun olacak ki kafasını keyifle sallamıştı.
Huai Shenin aklına bir fikir geldi ve hemen uygulamaya başladı.
"Genç efendi Huang, bu yaşta xiantian alemine geldiğiniz için eminim büyük bir dahi olmalısınız ve kimse sizinle rekabet edemez. Bence siz sadece ana klanda değil tüm ülkede yenilmeziniz.
Sizi ancak önce ki nesiller yenebilir o da sizden önce uygulamaya başladıkları için olmalı."dedi bi çırpıda.
Bu ise farklı tepkilere neden olmuştu. Genç efendinin götü kalkarken, klan lideri ve çocukları şaşırmıştı. Bu kadar hayran olacak ne vardı genç efendi Huang yetiştirme üssünü tamamen klanın kaynakları sayesinde elde etmişti.
Klan lideri aniden ne olduğunu anladı ve alttan alttan gülmeye başladı.
Genç efendi Huang ise kalkık götüyle konuşmaya başladı. "Kardeş Shen o kadar da muhteşem değilim." dedi ama memnun olduğu o kadar belliydi ki bir kilometre öteden fark edilebilirdi.
Huai Shen devam etti:
"Genç efendi Huang acaba bu nacizane hizmetçi sizden bir şey isteyebilir mi?"
"Pekala verebileceğim birşeyler neden olmasın?"dedi Huai Huang ama temkinli hareket etmeye başlamıştı bile. Sonuçta aptallar değildi.
Huai Shenin gözleri parladı 'başarı'
"Efendim tabiki yapabileceğiniz birşey hatta sizin için önemsizdir bile. Sonuçta benimle konuştuğunuz için bile mutlu olmalıyım.
Efendim sizden istediğim sadece yüksek dereceli bir miktar kan özü. Tabi yanınızda varsa." Dedi.
Huai Shenin bu sözleri başta genç efendinin götünün tekrar kaldırdı. Sonra ise ciddileşti.
"Bu kan özüne ne için ihtiyacın var?"
"Bir tekniği eğitmek için" dedi Huai Shen.
Genç efendinin gözleri aniden soğuk bir şekilde parladı. Klan liderine dönüp.
"Amca Tianyi klanın tekniklerini rastgele kimseye öğretemezsiniz. Bu kişi sizin oğlunuz olsa bile" dedi.
"Bu...."Klan lideri açıklamaya çalıştı.
"Genç efendi Huang, babam öyle bir şey yapmadı. Ben bu tekniği bir mağarada buldum. Babamla geziye çıkmıştık ve antik görünen taş bir tablete rastladık.
Ben birden ona dokundum ve tablet toz olurken ben zihnimde bu tekniğin elde ettim ve babama anlatmaya çaliştiğimda anlayamadığımız fark ettim. Babam bunun eski zamanlardan gelen bir teknik olduğunu ve kimseye anlatamayacağımı söyledi.
Ne yazik ki bu teknik eksik. Bu yüzden sadece giriş kısımlarını çalışabilirim."dedi Huai Shen birden.
Bu sözlerle birçok şeyi birden başarmıştı. Hem tekniğin nereden geldiğini açıklamış, hem tekniği kimseye anlatamayacağını söylemiş ve genç efendi Huangın tekniği istemesini engellemiş, hemde tekniğin eksik olduğunu söyleyerek genç efendinin ilgisini kaybettirmişti.
Bu sözlerle genç efendi Huang rahatlamış ve elini bir sallayınca yerde bir varil belirtmişti.
Verilince içi ağzına kadar kan doluydu ve Huai Shen tecrübesizliğinden dolayı fark etmemişsede diğerlerinin fark ettiği Meridyen açılımı aşamadı hayvanından toplanmış kan özü idi.
Huai Shen neredeyse verilince içine atlayacaktı. Sonunda çalışması için gerekli şeyleri elde etmişti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..