Kan özü ortaya çıktığı gibi Huai Shen hemen mutlu oldu ve çalışmak için sabırsızlanmaya başladı.
Hemen eğilip genç efendi Huang acaba teşekkür etti. "Teşekkür ederim Genç efendi Huang. Siz hem güçlü hem cömert bir insansınız. Umarım gelecekte kimsenin ulaşamadığı yerlere ulaşırsınız."dedi.
Yani önceki hayatında az sahte dilenciler görmemişti.
Genç efendi Huang ise hiçbir şeymiş gibi elini salladı. Daha sonradan doğrudan masaya oturdu ve
"Sanırım biz gelmeden önce yemek yiyiyordunuz ve sizi rahatsız ettik. Ama sorun değil yemeye devam edelim."dedi.
Klan lideri elini salladı ve kan dolu varil kayboldu ve genç efendi Huanga:
"Efendi Huang ne rahatsız etmesi buraya gelmeniz bizim için bir zevk" dedi.
Ardından beşi birlikte yemek yemeye başladı. Bir süre sonra konuşulan konu buydu.
"Genç efendi Huang, üç yıl sonraki gizli alem açılışına katılacak mısınız?" Dedi Huai Tianyi.
Huai Huang "Tabi ki katılacağım her 100 yılda bir gelen bir fırsat bu. Bu alemde şeytani sanatlar için birçok yararlı malzeme hatta antik şeytanların kanları vardır."dedi.
Antik şeytanların kelimesini söyleyince Huai Shenin içinde birşeyler uyanmaya başladı. Aniden aklına bir fikir geldi.
"Size bir hikaye anlatmama izin verin:
Çok uzun zaman önce, denizin kıyısındaki bir kulede genç ve ahmak bir büyücü dünyaya kontrol etmeye hazır olmadığı bir varlık çağırmış. Çocuğun karşısına çıkan, bilinen tarihten bile eski bir şeymiş. Yıldızsız, uçsuz bucaksız bir geceden bile karanlıkmış. Dünyanın unutmak için çok uğraştığı bir şeymiş. Sonra bir anda büyücü de yaratık da kule de zamanın derinliklerinde yitip kaybolmuş.
En azından masallarda böyle anlatılır.
Freljord'da çocuklar ateş başında birbirlerini korkutmak için, bakımsız kalmış buz mezarlardan kalkan ve vücudu bir sürü eski miğferden, kalkandan, kürkten, odundan oluşan bir yaratığın öykülerini anlatır. Bilgewater'da sarhoş denizciler gidenin dönmediği, uzak, minicik bir mercan adasının üzerinde duran bir şeyden bahseder birbirlerine. Eski bir Targon efsanesinde bir alacakaranlık çocuğunun hırpani, fısıltılı bir dehşetin hayattaki tek zevkini nasıl çaldığı hikâye edilir. Noxus'lu askerlerse hasadın kötü olmasının suçu üzerine yıkılıp kargalara yem edilen, sonra iblis olarak dünyaya dönen bir çiftlik yanaşmasının kıssasını anlatmayı yeğler.
Demacia. Ixtal. Piltover. Ionia. Shurima. Bu efsaneler Runeterra'nın her köşesinde yaşar, biçim değiştirir, yeniden anlatılır ve sayısız kuşak boyu hikâyeciden hikâyeciye geçer. Neredeyse insana benzeyen ve korkunun artık maddeleştiği yerlerde kol gezen bir varlığın öyküleri her kültürde kendine yer bulur.
Ama bunlar altı üstü çocukları korkutmak için anlatılan masallar. Adı Fiddlesticks olan bir canavardan kim neden korksun ki?
Bu yargı doğruydu, ta ki günümüze gelene dek.
Demacia'nın sınır kasabalarında, artan korku ve paranoya ortamına çekilen bir şey uyanmaya başladı. Başkentle arasında yüzlerce kilometre tarım alanı olan kırsal ilçeler günler içinde boşalıyor. Senelerdir kullanılan patikalarda yürüyen yolcular sırra kadem basıyor. Krallığın sınır devriyelerinden birden haber alınamamaya başlıyor. Başlarına gelen her neyse ondan sağ çıkabilmiş, gözleri deli deli bakan insanlar yol kenarı hanlarının güvenliğine ulaşınca yüzlerini parçalayıp haykırarak karga olmayan kargalardan, ses olmayan seslerden ve ölülerden çaldığı seslerle gaklayan, korkuluk şeklinde biçimsiz bir dehşetten bahsediyor.
Çoğu kişi asi büyücüleri suçluyor. Bu isyan günlerinde böyle suçlamalar sık duyuluyor.
Ama gerçek çok daha feci. Tıpkı deniz kıyısı kulesindeki genç büyücünün kurgusal hikâyesinde anlatıldığı gibi, bir şey geri döndü. Dünyadan sayısız yüzyıldır uzak kalmış, yeni yeni gelişen insan uygarlığının, hakkındaki uyarıları ağızdan ağza yayarken önce dedikoduya, sonra öyküye, sonra efsaneye dönüştürdüğü, sonunda sadece onu anlatan basit korku masalları anlatılan bir kötülük bu şey. O kadar yabancı bir varlık ki tüm güncel büyü bilgisine kafa tutuyor. O kadar kadim ki hep var olmuş. Ondan o kadar korkuluyor ki biri adını anınca hayvanlar bile huysuzlanıyor.
Bu dirilişin ardından, neredeyse unutulmuş bir öykü Demacia'nın sınır illerinde yeniden dilden dile dolaşmaya başladı. Biçimi olmayan, düşünceleri olmayan, içinde bulunduğu dünyayı anlamayan, kendine ondan korkanların korkularına göre derme çatma biçimler veren muazzam bir kötülüğün hikâyeleri anlatılıyor. Tüm canlıların kalbine dehşet salan bu varlık, tüm gerçekliğin attığı ilk korkunç yaratılış çığlığından can bulmuş. İblisler henüz yokken ortaya çıkmış bir iblis.
En azından öyküler öyle anlatıyor.
Ama Fiddlesticks gerçek.
(Yn: Evet beyler direk fiddlesticksin hikayesi bu. Lolden.)
(Yn2: Yazarın hızlı bölüm atma taktiği vol.1)
Bu rünnettera denilen yer ise bilinmiyor belki yok oldu belki de hiç var olmadı. Ama bu dehşet verici iblisin korkutucu bir varlık olduğundan emin olabilirsiniz."diye anlattı.
Bu sözler ortaya bir bomba gibi düşmüştü. Herkesin yüzü bembeyazdı. Huai Ruinin ise saklamaya çalışsada elleri titriyordu.
Bu hikaye o kadar korkutucuydu ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Hikayenin son sözleri ise yani fiddlesticksin gerçek olduğu kısım artık rüyalarını kabusa çevirecek olan bir bilgiydi.
Artık kargaların seslerinden korkacaklardı ve hatta korkuluklara bile yaklaşamayacaklardı.
Huai Shen kimsenin ses çıkaramadığını görünce içinden kahkaha atmaya başlamıştı.
Sonunda kendini bastırıp gülme isteğini engelledi.
"Sanırım artık odalarımızda gitmeliyiz. Benimde çalışmam gereken bir teknik var sonuçta."
"Evet gel Huai Shen sana kan özünü nasıl kullanacağını anlatayım."dedi Huai Tianyi.
Sonunda kendini toparlayabilmişiti ve kafasını dağıtmak için Huai Sheni eğiteceti. Huai Shen bilmiyor olabilirdi ama bu dünyada iblisler ve şeytanlar, tanrılar ve melekler gerçekti.
Hepsi ayrı ayrı aynı insanlar ve hayvanlar gibi birer irktı ve tabi bunlar dışında başka korkutucu ırklarda vardı çoğu yok olmuş olsada insanlar var olduklarını biliyor ve hikayelerini duydukça korku içinde titriyorlardı.
Tanrılar ve şeytanların savaşı çok korkutucu olmuş ve birçok hikayeyi geride bırakmıştı. Birçok antik hazine ve korkunç harebe insanların keşfetmesini beklerken dünyanın dört bir yanında bekliyordu.
Huai Huang, Huai Tianyinin sözlerini kafasını sallayarak onayladı ve o da kendi odasına gitmeye başladı artık yemek yiyecek hali kalmamıştı ve birkaç gün bu böyle sürecekti.
Aynısı iki kardeşede oldu ve ikisinde sessizce kalkıp odalarına gitti. Herkes dağılınca Huai Tianyi ve o, onun odasına gittiler.
Odasına geldiklerinde içeri girdiler ve Huai Tianyi kan özünü çıkardı ve:
"Huai Shen, sana bahsetmek gereken birşey var."dedi.
"Tabi olur" dedi Huai Shen.
"Sana daha önce öğretilen alevli kaplan yumruğu bir yetiştirme tekniği değildi. Bir savaş tekniğiydi."dedi aniden Huai Tianyi.
"Ne!" Şaşırmıştı Huai Shen bir yetiştirme tekniği yerine savaş tekniği öğretmek mi? Bunun amacı neydi ki?
"Evet, bir savaş tekniği. Aslında dünyadaki çoğu insan savaş tekniklerini öğrenerek gelişim yapıyor ve bu yüzden gelişim yapmaları çok zor.
Onlar her alem için 9 farklı teknik geliştirmek zorundalar ve bu yol onların çoğunlukla sonsuza kadar houtian aleminde kalmalarına sebep oluyor. Xiantian alemine geçmeleri için bir hap almaları gerekiyor bu yüzden.
Daha yüksek alemlere çıkabilmek için gerçek yetiştirme tekniklerine ihtiyaç duyuluyor ve bu tekniklerin en sıradanı bile çok değerli.
Aslında fani dünyada gerçek yetiştirme tekniği bulmak imkansız bunun sebebi yetiştirici sayısını kontrol et.... neyse bu konuşabileceğimiz birşey değil.
Bu yüzden senin bir gelişim tekniğinin olduğunu söyleyemezsin. Senin bir gerçek gelişim tekniğine sahip olduğunu bilmem ise çok müthiş değil kan soyundan geçen herhangi bir teknik bile muhteşem olmalı çünkü kan soyu oluşturmak o kadar kolay değil kimse çöp teknikleri soyundakilere geçirmez.
Eminol en faydasız tekniğin bile belirli bir kullanımı vardır.
Sana şimdi kan özünü nasıl kullanacağını göstereceğim ve seni yanlız bırakacağım."dedi Huai Tianyi.
Ardından varilin kapağını açtı ve Huai Shene birkaç kullanım tekniği gösterdi. Ardından odadan çıktı.
Huai Shen sonunda yanlız kalmıştı. Bu sabah uyandığından beri bu tekniği çalışmak istiyordu ve sonunda bu an gelmişti.
Huai Tianyinin bıraktığı kan renkli tüyleri olan bir fırça aldı ve kendi göğsünü açarken kan özüne daldırdı ve sonra karmaşık bir deseni göğsüne çizmek için fırçayı kullandı.
Fırça yardımı ile kan özünü hızlıca aklındaki mühürleri çizdi ve kısa süre sonra aklında ki 9 mühür şimdi vücudunun farklı yerlerindeydi.
Farklı yerlerindeydi çünkü göğsüne çizdiği her mühür tamamlandığında sanki canlıymış gibi vücudunun farklı bir yerine kendi başına gitti.
Muhurlerin ikisi kollarında, ikisi bacaklarında biri başında ve üçü göğüsündeydi.
9 mühür tamamlandığında Huai Shenin odası kan rengi bir ışıkla doldu ve odada bulunan kan özü dolu varilin geri kalan kısmı havada süzülüp Huai Shenin mühürleri tarafından emilmeye başladı.
Anında bir dizi olay beraber gerçekleşmeyecek başladı. 9 mühür hızla yer ve gök Qisini emmeye başladı ve bu Qiyi kan kırmızı ve şeytani ama hafif bir kutsallık izi barındıran kızıl-siyah bir renkli Göksel İblis Qisine dönüştürdü.
Göksel İblis Tekniği cehennem tanrılarının kullandığı bir teknikti aslında bir tabuydu çünkü hem şeytanların hemde tanrıların enerjisini barındıran bir teknikti. İki farkli türün bir kombinasyonuydu ve çok güçlüydü.
Göksel İblis Qisi oluştuğunda hemen bedene yayıldı ve daha da fazla Qi üretilmesi için 9 kan mührüne yer ve gök Qisi tedirginlerdi bulunmak için Qi den yapılmış ve vücudun her yerine yayılan bir ağ oluşturdu.
Bu ağ dış dünyadan daha fazla Yer ve Gök Qisi etmesini sağlıyor ve daha fazla Göksel İblis Qi üretiliyordu.
Budan sonra Göksel İblis Qinin miktarı hemen artmaya başladı ve Huai Shen Qi oluşturması aleminin 1. Seviyesine girdi.
Ama hiç hız kesmeden Göksel İblis Qi üretilmeyedevam ediliyordu ve seviyeleri atlamaya başladı. Qi oluşturmanın 1.seviyesi... Sonra 2...3...
Üçüncü seviyede kısa bir süre duraklama oldu ama sonra dördüncü seviyeye geçti ve dahada hızlı Yer ve Gök Qisi emmeye başladı.
4.seviyeye girdiğinde 9 mühür daha da parlaklaşmıştı ve sonsuz bir öldürme havası yayıyordu.
Ardından seviye atlaması devam etti 4...5...6...7... Bu sefer 7.seviyeye hiç hız kesmeden girdi ve seviye atlaması devam etti 7...8...9...
9.seviyeye geldiğinde kan mühürleri vücudunun içinde derinliklere gömüldü ve bulundukları yerden tüm vücuda kızıl renkli kör edici bir parlaklıkta olan ışınlar gönderme başladılar.
Bu kızıl ışınlar geçtikleri yerdeki tüm kanın içine giriyor ve olgun kanları yok ederken yeni üretilmiş ve daha olgunlaşmamış kanların içine girerek kanların yapısını mutasyona uğratıyordular.
Kan arıtma alemine girmişti.
1.seviye...2.seviye...3...4... Bu sefer 4.seviyeye geldiğinde Huai Shenin bedeninin bazı yerlerinde kapkara pullar çıkmaya başladı.
Boğazında, ellerinden direklerini kadar olan alanda, ayaklarından dizlerine kadar olan alan, gözlerinin çevresinde ve Huai Shen şimdi göremeyecek ileride iç görüşü elde ettiğinde göreceği kalbinin üzerinde bile pullar çıktı.
Ama bu putların hiçbir zararı yoktur ve Huai Shen kan arıtma aşamasında seviye atlamaya devam ederken güçlenmeye devam ettiler.
4...5...7...9.... 9.seviye kan arıtma aşamasına geldiğinde kanı kızıl-siyah bir renk almıştı aynı Göksel İblis Qisi ile aynı renk.
9.seviye kan arıtma aşamasına geldiğinde gelişimi durdu ve Huai Shen bilmeden oturur pozisyonda sızıp kaldı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..