9.Bölüm: Ana klana yolculuk

avatar
946 4

Göksel İblis Tekniği - 9.Bölüm: Ana klana yolculuk


Huai Shen gözlerini açtığında iki duygu hissettirir. Önce akıl almaz bir güç hissi sonra boynundan ve sırtından gelen bir acı. Evet acil çünkü tüm gece oturarak uyumuştu. 

 

Biraz boynuna masaj yapıp ağrıyı dindiğinde neler olduğunu merak etti. En son 9. Mührü çizmiş ve bayılmıştı. Hemen kan özünün bulunduğu varil baktı ve bir damla bile kalmadığını buldu, hepsi gitmişti. 

 

Ayağa kalkıp bu konuyu Huai Tianyiye sormak istedi ama ayağa kalkarken elini bastığı yer birden parçalanmış ve koluyla birlikte elinin açtığı deliğe sıkılmıştı. 

 

Neler olduğunu anlayamamıştı. Diğer elini uzatıp yerden destek alacakken bu seferde o eli yere bir delik açıp oraya sıkıştı. 

 

"Noluyo amk?" 

 

Sesi korkmuş çıkıyordu kalkar kalkmaz tuhaf tuhaf şeyler yaşanmaya başlamıştı. 

 

Sesleri duyan ev halkı bi bakmaya karar vermiş ve Huai Shenin odasının kapısında toplanmıştı. 

 

"Huai Shen iyi misin?"dedi Huai Tianyi. 

Huai Shen ise:

"Değilim iyi miyi, yardım edin!"diye bağırdı. 

 

Kapıyı. Açtıklarında yere devrilmiş boş bir varillen ve iki kolu yere sıkışmış Huai Sheni gördüler. 

 

"Haha öhö öhö öhö... evladım iyi misin?"derken listenin bir kahkaha atmıştı Huai Tianyi. 

 

"Ananın a*ıyım! Çıldırtmayın beni! Gelin kurtarın burdan ev beni yemek istiyor! İmdaat!"konuşurken biraz hareket etmiş ve yine edin ahşap zeminini parçalayarak resmen yerin dibine girmişti. 

 

İki hizmetçi hemen gelip onu çıkarırken Huai Huangın "Bu ne agresiflik reis biraz sakin" dediğini buldu ve hemen aptala döndü. 

 

"Reis mi?"diye sordu. 

 

"Evet garip değil mi. Başkentte bir arkadaşımdan duymuştum. Geldiği yerde bir samimiyet sözcüğüymüş karşıdakini yüceltiyormuş"dedi Huai Huang. 

 

"Hass*ktir! Lan ordan"dedi Huai Shen. Bir ana boşluğuna gelmiş ve türkçe konuşmuştu bu sırada. 

 

Huai Huang bu sözlerden birşey anlamamıştı ama oda "bende senin amina koyim*" dedi bozuk bir türkçeyle. 

 

Huai Shen birşey diyecekken sonra aklına birşey geldi ve yüzünde bir sırıtış belirdi. 

 

"Kim öğretti lan bunu sana!"dedi dostça. Bu dünyaya geldiğinden beri belkide ilk kez evindeymiş gibi hissediyordu. 

 

Huai Huang "Adı Hamzaydı, bana bunun geldiği yerde selamlamak olduğunu ve çok onurlandırıcı bir söz olduğunu söyledi. Bende başkentte bunu söyleye söyleye tüm başkente yaydım." Son kısmı çok büyük birşey başarmış gibi mutlu mutlu anlatmıştı. 

 

Huai Shen ise bir şehir dolusu insanın birbirini görünce küfür ettiği bir sahne hayal etti. Ağzından hafif bir kıkırdama çıktı. 

 

Ama sonra kendini toparladı ve yerdeki deliğe baktı sonra sağ eline bakmaya başladı ve:

"Az daha çavuşu koparıyorduk aq"dedi. 

 

Bu sırada herkes yüzündeki ve boynında ki pulları fark etmişti. 

 

Huai Tianyiye dönüp "Baba bu neden böyle oldu."dedi. Artık yabancıların yanında klan liderine baba demeye karar vermişti. Sonuçta adam kendini evlatlıkta olsa oğlu olarak tanıtmıştı dünyaya. 

 

"Ver bileğini bir bakayım."dedi Huai Tianyi. Huai Shen hemen elini uzattı. 

 

Huai Tianyi ruhsal duygusunu bileğinden Huai Shenin içine genişletti. Huai Shenin içinde fark ettiği ilk şey korkunç derecede güçlü kasları idi. Bu kaslar normal bir insanın kaslarında 2 ila 3 kat daha güçlü ve esnekti. 

 

Sonra ruhsal duyusunu ilerletmeye devam ederken ilk mühre geldi. Mühürü tam olarak görmesini engelleyen bir kızıl-siyah Qi mührü sarmıştı ve ruhsal duyusu mühre dokununca mühürden deniz kadar çok öldürme ve tüketme isteği hissetti. 

 

Sanki dünyada ki herşeyi herkesi öldürüp yemek isteyen bir şeytan vardı karşısında. Sonra ruhsal duyusu ile ilerlemeye devam ederken mühürleri içinde emilmemiş kan özünü hissetti ve ruhsal duyusunu ilerletmeye önce bir süre durakladı. 

 

Ruhsal duyusu ilerlerken tuhaf birşey ilde herşeyi görmesine rağmen Qiden oluşan ağı göremiyordu. 

 

Ruhsal duyusu artık daha ileri gitmeden önce Huai Shenin içinde ki korkunç kızıl-siyah Qi denizini gördü ve ruhsal duyusu zorla dışarı atıldı. 

 

Bu sırada Huai Shenin arası patladı. Katliam isteği ile dolu bir auraydı ama burada ki insanları bu değil. Kan arıtmanın 9.seviyesinde bir enerji yaymasıydı. 

 

Bu çocuk daha dün sıradan biri değil miydi? Ne ara bu yetişim üssüne sahip olmuştu. 

 

Bilinmelidir ki ne kadar fazla kaynak kullanırsanız kullanın bir aydan önce en büyük dahiler bile sıfırdan bu aşamaya gelemezdi. Bu imkansızdı! 

 

Herkes bu önlerinde ki kendilerine benzemeyen vücudunda kapkara pullar barındıran çocuğu artık hafife almaya cesaret edemedi. 

 

Aniden Huai Huang bağırarak "Onu benimle ana klanda götürecem."dedi aniden. 

 

Böyle bir dahiyi klana beraberinde götürürse klandan daha fazla kaynakla ödüllendirilebilirdi. Ona dahi deselerde Huai klanının gibi devasa bir varlık bünyesinde canavarları bulunduruyordu dahiler neydi ki.

 

Huai Tianyi hemen karşı çıktı. "Hayır hiçbir dövüş sanatı bilmiyor ve kendi bedeninin üzerinde bile kontrol sahibi değil. 

 

En az birkaç ay burada kalmalı ve birkaç tane dövüş sanatı öğrenirken gücünü kontrol etmeyi öğrenmeli."

 

Huai Huang "Yolda ben ona öğretirim sen sadece sanatları seçmesine yardım et. Hemen ana klana ulaşmayacağız zaten iki aylık yolumuz var iki ay içinde az yada çok öğrenir bir şeyler."dedi. 

 

"Ama..." Huai Tianyi karşı çıkmak istedi ama Huai Huang tarafından engellendi. 

 

Huai "Aması maması yok bize yolluk kıyafet ve yiyecek hazırlamasını için birini gönder bu yolculuğu yaya yapacağız."dedi Huai Huang. 

 

Huai Tianyi kafasını çaresizce salladı. Huai Haifu "Ama daha yeni gelmiştik" dedi üzgünce. Bu arada Huai Haifu nun yeteneğine 6.seviyeydi ve ana klana eğitim görmesi için gönderilmişti. 

 

"İstersen sen kalabilirsin sorun olmaz" dedi Huai Huang. Huai Haifu dudağını ısırdı ve zor bir karar almış gibi "Neyse bende geliyorum" dedi. 

 

Huai Huang sadece "Keyfin bilir."dedi. Sonra Huai Shene dönüp "Amca Tianyi ile kendine birkaç teknik seçmeye git. Sonra vedalaşmak istediğin biri varsa vedalaş çünkü uzun bir süre buraya dönmeyeceksin."dedi. 

 

Huai Shen "Teknikleri halletmek kolay vedalaşmak için ise birini tanıyorum." Dedi. 

 

Ardından Huai Tianyi ile birkaç dövüş sanatı seçmek için klanın kütüphanesine gittiler. 

 

Kütüphaneye gelince direkt 4 katlı binanın 3. katına çıktılar. 3. Katta klanın 4.seviye teknikleri bulunmaktaydı. 

 

Huai Tianyi, Huai Shene dönüp: "Burada klanın 4. Seviye dövüş sanatları bulunmaktadır toplam 38 tane bulunmaktadır. Bunları seçerken iyi düşünmelisin yeterince güçlü olmalılar ama aynı zamanda sana uyan bir şeylerde olmalı ve..." konuşmasını duraklatı siyah kaplı bir kitap çıkardı üzerinde mor bir yazıyla 'iblis silah oluşturma tekniği' yazıyordu. 

 

"Bunu al. Bu teknik basit şeyler kullanarak birkaç silah yapmanı sağlayabilir. 

 

Böylece kendine en uyan silahı kendin deneyerek öğrenebilirsin ama sana tavsiyem ağır silahları seçmendir. Çünkü fiziğin oldukça güçlü ve ağır kılıç, savaş baltası, gürz ve mızrak gibi silahlar için gerekli fiziksel gücü karşılıyor. Şimdi git ve kendine birkaç dövüş sanatı seç."dedi. 

 

Ardından kendine duygulu bir şekilde "Ah, ne kadar da hızlı büyüyorlar."dedi. 

 

Huai Shen karşısındaki adama yüzünde bir gülümseme ile baktı ve dövüş sanatları seçmeden önce ona hızlıca sarıldı. 

 

"Tüm bu zaman boyunca bana iyi davranan tek kişi sensin. Bana kendi çocuğun gibi davrandın. Bir günlük olsa bile benim babam oldun bunu unutmayacağı teşekkürler."dedi. 

 

Sonra dövüş sanatları seçmek için kütüphanede koşturmaya başladı. 

 

Kısa süre sonra birkaç temel dövüş sanatı bulmuştu bunlar alev ejderi yumruğu*, dağ yarma baltası, Tiran kılıç sanatı ve meteor mızrak adlı beceriler idi. Bu sanatlar 4. Seviye teknikler arasında temel oluşturmak için kullanılan dövüş sanatlarıydı. Her bir teknik en az 10 hareket içeriyor ve kendi alanında basit bir temel anlayış kazandırıyordu. 

 

Daha sonra Huai Tianyinin yanına geldi ve: "Bunları seçtim."dedi. 

 

Huai Tianyi başını salladı ve seçtiği dövüş sanatlarını kontrol etmeye başladı. Kısa bir süre sonra

 

"İyi birçok temel dövüş sanatı seçmişsin bu ileride sana birçok farklı seçenek ve teknik aşamada yardımda bulunacak. Bunlar güçsüz sanatlar olabilir ama teknik bakımdan senin gibi hiç birşey bilmeyen birine çok uygun. Tamam hadi gidelim."dedi. 

 

Daha sonra ikisi kütüphaneden çıktı ve Huai Shen anne ve babasına vedalaşmak için gitmeye karar verdi. Bunu Huai Tianyiye söyleyince oda onayladı ve ikisi ayrıldı. 

 

Huai Tianyi yapacak işleri olduğunu söyleyip bir yere giderken Huai Shen tanıdık yollardan yürüyüp evine gitmeye başladı. 

 

Evine gelince içerinin sesiz olduğunu gördü. Kapıyı açıp içeri girdiğinde anne sinirin babası birşey yazarken mürekkep öğüttüğünü gördü. 

 

Çekingen bir şekilde "Merhaba."dedi. 

Babası ona bakıp "Genç efendi Shen, sizi buraya getiren nedir?" Dedi alaycı bir şekilde. Annesi ise ona kızınca bakmaktan başka birşey yapmadı. 

 

Huai Shen derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı:

"Tamam size birşey söylemeliyim. Yarın ana klana gitmek üzere ayrılıyorum ve bunu bilmenizi istiyorum." 

 

Bu sözleri anne ve babasından hafif bir ilgi uyandırsada o kadarda umurlarında olmadı ama Huai Shen devam ettiğinde yüzleri değişmeye başladı. 

 

"Aslında ben reankarne oldum ve sizin çocuğunuz olarak doğdum. Bedenim belki de ruhum yüzünden önceki hayatındaki bedene benziyor ama her neyse ben senden ve annem sayesinde doğdum. 

 

Yani annem sana ihanet falan etmemişti. Ama yinede anneme iyi davrandın çünkü çoğu insan bu durumda karısını öldürürdü. Her neyse size sadece bunu söylemek istedim benim yüzümden yuvasının yıkılmasını istemem." 

 

Bunu söyledikten sonra evden çıktı ve klan liderinin konağına döndü. Arkasında ise ağlayan bir anne ve baba bırakmıştı. 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44359 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr