12.Bölüm: Kara Ağaç Ormanı

avatar
1162 3

Göksel İblis Tekniği - 12.Bölüm: Kara Ağaç Ormanı


Boğazına soğuk bir bıçak dayanmıştı bıçak sahibi ise Huai Shenin ona herhangi bir şekilde ulaşamayacağı bir pozisyonda durmuştu. 

 

Eğer biraz bile hareket ederse boğazında ki bıçak atar damarını keser ve ölmesine sebebi olurdu. 

 

Bıçak aniden boğazından yanlarına doğru çekildi ve Huai Shen boğazına bastırarak yere diz çöktü bu önceki hayatında gördüğü bir şeydi yardım gelene kadar boğazdan kan gelmesi engellenir. 

 

Huai Shende böyle yapıyordu kan gelmesini engelleyebilirse belki Huai Huang gelip onu kurtarabilirdi. 

 

"Reflexlerin gayet iyi ve kullandığın yöntemde işe yarar ama etrafı dinlemeyi ve sürekli tetikte kalmayı öğrenmelisin.

 

Gerçi senin yaşında ki sıradan bir çocuk şimdiki sakinliği sergileyemezdi. Sanırım sana buradan bir puan vereceğim." 

 

Aniden Huai Huang konuştu ancak o zaman Huai Shen boğazından kan gelmediğini fark etmiş ve sakinleşmek başlamıştı. 

 

Huai Huangın sözlerini duyunca bütün bunların bir test olduğunu anladı ama bu onun korkudan titremesini engelleyemedi. 

 

Eğer Huai Huang yerine başka biri olsaydı şimdi soğuk bir ceset olmuştu. 

 

"Şimdi neden beni bulmaya geldin Qiyi hissetmeye çalışman gerekiyordu."dedi Huai Huang. 

 

"Qiyi artık kontrol edebiliyorum."

 

"Ne?" Dedi Huai Huang. Biri salı bu kadar çabuk Qiyi hissedebilirdi. Üstelik bu çocuk kan arıtma aleminin zirvesinde Qiyi hissetmeye çalışmıştı, belkide bu kadar çabuk olmasının sebebi buydu?

 

"Her neyse, ne olduysa oldu. Peki şimdi bana ne öğrendiğini göster."dedi kafasını sallayarak. 

 

Huai Shen başını salladı ve avucunu açtı ve avucunda kırmızı-siyah bir alev yanmaya başladı. 

 

Huai Huang kafasını salladı ve şöyle dedi:

"İç alevinin oluşturmuşsun. Bu siyasî olmak istiyorsan iyi bir haber."

 

Huai Shen ise kafasını iki yana salladı. 

"Hayır ben simyacılıkla ilgilenmiyorum. Çok fazla ezber ve sakinlik gerektiriyor. Hem bence yeterince simyacı vardır daha fazla kazanmak için kendi yöntemlerini var." 

 

Huai Shen simyacılıkls olmak için gereken iki şartında kendine uymadığını biliyordu. 

 

O ne sakindi nede bolca bilgi ezberlemek için kendini yoracak biriydi. 

 

Huai Huang şaşırmıştı simyacılık saygın bir meslekti. Tanıdığı herkes ya simyacıydı yada zamanımda simyacı olmaya çalıştı. 

 

Ama karşısında ki bu çocuk bununla ilgilenmediğini söylüyordu güneş batıdan mı doğmaya başlamıştı. Kendini sormaktan alıkoyamadı:

 

"Neden istemiyorsun ki?" 

 

"Simyacılık oldukça saygıdeğer bir meslek olsada belirli bir rütbeye gelmedikçe önemli değildir. 

 

Onlardan çokça vardır. Birinden birşey istese ve yapmazsa başkasına giderdin ama kimsenin seçmediği demircilik gibi bir mesleğin olsaydı senden çıkıp başka birine gidemezlerdi. 

 

Ya senden birşey alırlardı yada almazlardı. Başka bir kapı yoktu. 

 

Bu tercih edilmeyen mesleklerin avantajıydı. Eğer büyülü bir eşya yapma yeteneğine sahipsen kapının önünde uzun bir sıra olurdu ne istersen elde ederdin. 

 

Ama simyacılıkla böyle bir olay yoktu inanılmaz birşey istersen başka birine gider ve ondan alacağını alırdı. 

 

Simya bir kişinin yetişim basamağı arttırabilirdi ama insanlar yetişim basamağının yanında zırh, silah, kalkan ve benzeri savaşta yardımcı olacak malzemeye ihtiyaç duyardı. 

 

Üstelik Simya tek kullanımlıktır ekipmanlar ve formasyonlar uzun vadeliydi. Bir kişinin siyasal hapları tüketememesi veya tükettiğinde etkisinin az olması gibi yan etkileri olan birçok özel fizik ve yetiştirme tekniği varmış. 

 

Ama bunun çözümü olarak kişinin vücuduna yada haplara bir enerji toplama formasyonu yerleştirmek olayı çözebilirdi. 

 

Bu olduğunda insanlar simyacılara ihtiyaç duymazdı. Yani anlatabiliyor muyum? Ben sadece görmezden gelinen ama oldukça önemli ve vazgeçilemez bir meslek olan demirci olacağım. 

 

Bu bana zenginliğin kapılarını açacak olan meslek. Şimdi anladın mı neden simyacı olmak istemediğimi?"

 

Huai Huang kafasını salladı. "Sanırım anladım." Ardından derin düşüncelere daldı. 

 

Huai Shen, onun söylediklerini sindirmesini bekledi. 

 

Huai Huang bir süre sonra sesini çıkarmadan elini salladı ve birkaç kitap elinde belirdi. 

 

Bunları Huai Shene verip şöyle dedi:

"Bunlar Huai Tianyi ile seçtiğin bunları çalış ormana gidince sana avlanmayı öğreteceğim ve artık senin anladığın yiyecekleri yiyeceğiz. 

 

Ayrıca sana klana gidince bazı demircilik ve formasyon ustalığı kitapları ayarlayacağım. Karşılığında banada bu demircilik işinden kar vermeni istiyorum. Ben işi ve malzemeyi ayarlarım sende bana kar verirsin. Anlaştık mı?" 

 

Son sözleri ile elini uzatmıştı. Huai Shenin sözleri aklına oturmuştu ve bu işten pay almaya karar vermişti. 

 

Büyülü bir eşya dövmek oldukça zor bir işlemdi. Birçok malzemenin işlenmesi, şekle sokulması ve gerekli renklerin işlenmesi gerekiyordu. 

 

Anlatması kolay olsada birçok ekipman dövme taslağında metaller belirli bir ısıda eritilmelerini gerektirecek şekilde kullanılıyordu.  

 

Bu yorucu ve zor bir meslekti, insanların bu kişileri hor görmesi tamamen aptallıktı. Kullandıkları her şey demircilikten geliyordu ama demircileri hor görüyordular. 

 

Huai Shen bir süre düşündükten sonra başlangıçta böyle iyi bir destek alması onun için çok faydalı olurdu. Sonuçta sıfırdan zirveye kendi başına ulaşmak acayip zordu. 

 

Üstelik dikkat etmesi gereken bir konu daha vardı ki bu konu Huai klanının şeytani yola ayit olması idi. 

 

Eğer fazla dikkat çekerse insanlar onu öldürüp hazinelerini isteyebilirdi. Sonuçta bu insanlardan çıkar olmadan birşey yapmalarını isteyemezdin. 

 

Eski dünyasında öğrendiği birşey vardı: Para güçtür. Eğer paran varsa sen bu dünyanın kralıydın, yoksa zaten var olmana gerekte yoktu. 

 

Huai Shen onun elini tutup sıktı ve 'anlaştık' dedi. 

 

Sonra Huai Shen kitapları alıp gitmek isterken Huai Huang onu durdurdu. 

"Bekle sana depolama yüzüğünü kullanımını göstereyim." Dedi. 

 

Sonra Huai Shenin yanına gelip "Artık  Qiyi kontrol edebildiğine göre ruh gücünü kullanabilirsin bunu kullanılması ise çok ama çok basit. 

 

Sana sanaverdiğim depolama yüzüğünü çıkar. 

 

Çıkardın mı? 

 

Tamam şimdi aklının yüzüğün içine girdiğini düşün işte bu kadar bir uzamsal eşya kullanmayı öğrendin. Sonra elindeki şeylerin yüzüğün içine girmesini iste ve bitti."

 

Huai Shen ise söylediği herşeyi yaptı ve aklının içinde birden bir boşluk gördü. Bu boşluk yaklaşık 3 metre küp kadarlık bir alan kaplıyordu. 

 

Elindeki kitapların yüzüğün içine girdiğini düşündü ve elindeki ağırlıklar birden havalandı ve aklındaki boşlukta 4 kitap ortaya çıktı. 

 

Daha sonra kitapları birkaç kez daha içeri attıktan ve sonra dışarı çıkardıktan sonra sonunda sıkılıp oynamayı bıraktı ve hangi tekniği çalışacağını bulmak için tüm teknikleri gözden geçirmeye başladı. 

 

Şimdilik elindeki teknikler şunlardı:

İblis Silah oluşturma tekniği, dağ yarma baltası, Tiran kılıç sanatı ve meteor mızraktı. 

 

İlk önce en merak ettiği 'iblis silah oluşturma tekniğini' okumaya başladı. Okur okumaz ise şaşkına döndü çünkü bu bir dövüş sanatı değildi. Bir büyülü sanattı ve oldukça nadir bir sanattı. 

 

Nadirliği bu sanatın seviyeden bağımsız olarak kullanılabilmesi idi. Temel gereklilik herhangi bir enerji türüne sahip olmaktır. 

 

Huai Shen okumaya devam ettikçe şaşırdı ve şaşırdıkça dahada fazla okudu. Birkaç saat sonra kitabı okumayı bitirmişti ve bu tekniği çalışmaya karar vermişti bile ama bu kara eğaç ormanına gidene kadar beklemeliydi çünkü bazı malzemelere ihtiyaç duyuyordu. 

 

Sonuçta bu bir dövme tekniğiydi bazı malzemelere ihtiyaç duyması gayet normaldir. Sonra çalışmak için hangi tekniği seçmeye geri döndü. 

 

Tiran kılıç tekniğini direkt görmezden geldi, çünkü herkes kılıç kullanıyordu insanlar kılıç kullanmasa bile o kadar çok kılıç kullanıcısı vardı ki artık kendileri bile kılıç kullanmak hakkında bir iki şey biliyordu.  

 

Huai Shen kılıç kullanmak istemediği için değil sadece şu an kullanmak istemediği için böyle bir şey yapıyordu. Sonuçta çok yönlü biri olmak istediği için her silah türünü öğrenmek istedi. 

 

Belki birinde ustalaşamayacaktı ama birçok silahın kullanımını öğrenecekti ve buda saldırılarına karşı savunulmayı daha da zorlaştıracaktı.  

 

Çünkü iki kişi savaşırken bunlardan biri aniden silahını ve temposunu aniden değiştirince karşıda ki kişi olayları algılayamazdı ve bu onun ölümüne sebep olurdu. 

 

Daha sonra meteor mızrak adlı dövüş sanatına baktı ve işe yarayabileceğini düşündü. Bu sırada tekniğe bakarken aklına birşey geldi. 

 

"Pantheonun Qsu değilmiş bu?" Dediği hareket dövüş sanatının son ve en güçlü karakterlerinden biriydi meteor saldırısı. 

 

İçinde patlayıcı bir alev enerjisi oluşturur ve ileri sağlarken mızrak yardımı ile serbest bırakırdı buda önündeki alanın hasar görmesine sebep olurdu. 'İlginç çok ilginç' diye düşündü. 

 

Daha sonra son dövüş sanatına baktı.    

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr