13.Bölüm: Kara Ağaç Ormanı (2)

avatar
956 3

Göksel İblis Tekniği - 13.Bölüm: Kara Ağaç Ormanı (2)


Son teknik 'dağ yarma baltası' idi. Çok basit bir ismi vardı ve o kadarda gösterişli değildi ama yinede bir 4.seviye dövüş sanatıydı. 

 

Açıp okumaya başlayınca çok basit olduğunu gördü ve sadece tekniğe verilen güç ile ilgiliydi ne kadar güç verirsen o kadar güçlü vururdu. 

 

Basit ama etkili, ayrıca tekniğin özelliği toplu katliamlara sebep olmaktı. 

 

Tekniğin her hareketi birçok kişiyi öldürmek için yapılmıştı. Tabi tek kişiye odaklanan hareketleri vardı ama sadece iki hamleydi ve bu tekniğin on iki hamlesi olduğu bilinmelidir. 

 

Huai Shenin dikkatini çeken bir hareket vardı ki bu tek hedefli iki hareketten biriydi. 

 

Havaya zıplanır ve baltayı inanılmaz bir kuvvet ve durdurulamaz bir momentum kullanılarak rakibe yukarıdan aşağıya savururdu.

 

Bu hamle rakibin ortadan ikiye bölünmesine sebep olur. Bu hamle tekniğe adını veren 'dağ yarma saldırısı'ydı.

 

Huai Shen gerek hamlelerini basitliği gerek gücü göz önünde bulundurulursa, çalışmak için en uygun tekniğin bu olduğunu düşündü.

 

Ama yine tekniğe çalışamadı aslında diğer tekniklere de çalışamadım çünkü ne bir mızrağı, ne bir kılıcı, nede bir baltası vardı.

 

En sonunda kalan son teknik alevli kaplan yumruğunun, gelişmişi alevli Ejder yumruğu kalmıştı en sonunda onu şalışmaktan başka bir seçeneği kalmamıştı. 

 

Tekniği açıp okuduğunda 7 hareketli alevli kaplan yumruğunun bir benzerini gördü sadece daha fazla hareketi ve enerji kontrolü için daha fazla gerekliliği vardı.

 

Biraz daha baktıktan sonra hareketleri çalışmaya başladı. Her yumruğu bazen zarif bazen sertti. Bazen gökyüzüne yüzen bir Ejder gibi sakin, bazende öfkesini salan kızgın bir kaplanım gibiydi. 

 

Her hareketle birlikte avuçlarından ısı dalgaları yayılıyor, havanın çalkalanmasına sebep oluyordu. Uzaktan bakınca oldukça heybetli görünüyordu.

 

Huai Shen ise bundan zevk almaya başlamıştı her hareketi onun Qisi ile dünyanın Qisi etkileşime giriyor Huai Shen ise bundan zevk alıyordu.  

 

Her yumruğu ile birlikte Qisi dünyanın Qisiyle etkileşime giriyor sanki kollarında karıncaların geziniyormuş gibi hissetmesine sebep oluyordu. 

 

Huai Shen bu hissi çok sevmiş ve sıkılıncaya kadar yumruk tekniğini çalışmaya karar vermişti.

 

Huai Shen yumruk tekniğini çalışırken, ondan uzakta bir çift göz merak ve kıskançlıkla onu izliyordu. 

 

Bu kişi elbette Huai Huangdı! Bu dünyada insanların çoğu yetişim yapmayı belirli bir amaca hizmet etmesi için yapardı.

 

O amaca ulaştıktan sonrada kendileri için başka amaçlar bulmaya çalışırlardı, bu amaç genellikle daha yüksek bir pozisyon ve daha fazla güç elde etmek olurdu. 

 

Tabi sadece yetişim yapmak için yetişim yapanlarda vardı. Bu insanların temelde ya belirli bir amacı yoktu yada Huai Shen gibi yetişimden zevk alıyorlardı ve bu insanların yetişim de daha fazla başarısı olurdu.

 

Huai Huangın gözlerinde ki kıskançlığın sebebi buydu, gözlerindeki merağa gelince ise... sadece meraktı başka birşey değil.

 

Bir kaç saat daha çalışmasına izin verdikten sonra Huai Shende hiçbir yorgunluk belirtisi göremeyince Huai Huang bunu durdurması gerektiğini hissetti ve Huai Shene. 

 

"Huai Shen bu günlük bu kadar çalışma yeter. Artık yetişim üssünü kontrol edebildiğine göre yarın son bir kez uzun bir yolculuk yapacağız ve kara ağaç ormanına ulaşacağız.

 

Ondan sonra sana nasıl avcılık yapacağını ve doğada hayatta kalacağını içeren bir eğitim yapacağız bu sırada sen avlanmayı öğrendikten sonra bize her akşam bir av getirmek zorunda olacaksın. 

 

Bu öğrenmeni kolaylaştıracak zaten ormandan çıktıktan sonra karşımıza bir dağ sırası çıkacak o dağları geçtikten sonra ana klana varacağız.

 

Ama anlatışıma bakma anlatması ne kadar kolay olsada yol oldukça uzun, üstelik dağ sırası yolculuğumuzun üçte ikisini kaplayacak ve birçok tehlikeye kapılacağımız alanı kapsıyor. 

 

Bu yüzden bu ormanda sana gerekli eğitimi vermeyi planlıyorum eğer bu ormanda bazı şeyleri kolay yönden öğrenemezsen ne yazık ki dağ sırasında zor yoldan öğreneceksin."dedi tek seferde Huai Huang.

 

Huai Shenin kendine anlamamış bir şekilde baktığını görünce nedenini hemen anladı ve bitkin bir şeklide derin bir nefes alıp verdi ve konuşmaya devam etti:

 

"Huai Shen bilmelisin ki bizim Huai klanımız şeytani yola aittir ve bu yüzden dünya da bizden nefret etmeyen sadece diğer şeytani yol oluşumları var. 

 

Onlarda çok sık birbirlerine ile iletişime geçmez. Bu yüzden insanları öldürmeye alışman gerek yoksa doğru yolun uzmanları seni öldürür. 

 

Bu dağ sırasının bizim için tehlikeli olmasını nedeni bu. Bu dağ sırasına parlak ışık sıra dağları adı verilir. Bu dağlar bizim Huai klanıyız ve doğru yola ayit olan fenghua tarikatının bölen bir sınırdır."dedi Huai Huang.

 

Huai Huang, Fenghua tarikatı derken oldukça nefret doluydu görünüşe göre her ne olmuşsa bu Fenghua tarikatı ile ölümüne düşman olmuştu. 

 

Huai Shen anladığını onaylarcasına başını salladı. 

 

"Huai Huang benim anlamadığım neden bu dağ sırası bu kadar tehlikeli orda kontrol noktaları gibi birşey mi var?"dedi daha sonra Huai Shen. 

 

Huai Huang kafasını taktirle salladı.

"Evet, haklısın bu dağ sırasında birçok kontrol noktası var ve bunlar hem bizim hemde Fenghua tarikatına ait olanlar arasında sıkı bir casus ağı bulunmakta. 

 

Dağ sırasına girdiğimiz anda bizi fark edeceklerdir ve bizi avlamak için insanlar göndereceklerdir."dedi. 

 

Ardından kafasını gururla kaldırdı ve şöyle dedi:

 

"Belki bilmiyorsundur ama karşında ki bu yüce, ilahi görünümlü, süper yakışıklı, yetenekli, havalı, üstün varlık adil yol arasında oldukça bilinen bir kişidir ve başıma büyük bir ödül koymuşlar. 

 

Her ne kadar gelen herkesi elimin tersiyle öldürebilecek olsam da onların hepsiyle senin ilgilenmeni istiyorum bu sana şeytani yola ait insanların genelde neler yaptığını gösterir. 

 

Eğer bu ormanda yeterli gördüğüm miktarda başarı serileyebilirsen sana bir şeytani teknik olan 'ruh söken pençe' adlı dövüş sanatını vereceğim.

 

Sonrada bu tekniği eğitmek için dağ sırasında ki aptallar sürüsü ile eğiteceksin. 

 

Bak sana bir tüyo vereyim: Doğru yolun aptalları sadece birbirlerine komplo kurmaktan başka bir beceriye sahip değiller. 

 

Aralarında birkaç iyi kişi olmasına rağmen onlarda iç savaşları yüzünden öleceklerdir. 

 

Bu insanların savaş tecrübesi olmadığı için sadece öldürme arzunuz sal ve birinin kafasını kopar ardından bir it sürüsü gibi dağılacaklardır."dedi Huai Huang

 

Huai Shen başıyla onaylandıktan sonra ikisi uyumaya gitti artık yarın kara ağaç ormanına gireceklerdir ve Huai Shen bu dünyaya geldiğinden beri birçok ilkini bu ormanda yaşayacağını hissetti. 

 

İkisi daha sonra uyudu ve yarın yolculuklarında en önemli anının gelmesini bekledi.

 

 

Ertesi sabah ikisi yine erkenden kalktı ve tempolu bir şekilde kendilerini yormadan yürümeye başladılar.

 

Bu sırada Huai Shen kendi depolama yüzüğü ile oynuyordu. Aniden aklına şu tuhaf siyah yüzük geldi. Ya oda bir tür uzamsal eşyaysa? 

 

Elini cebine attı ve garip siyah yüzüğü çıkardı, sonra da zihninin yüzüğün içine girdiğini düşündü. 

 

Ama ne kadar denerse denesin hiç bir şey olmadı. Daha sonra aklına önceki dünyasında okuduğu kitaplar geldi. Ve sonra 'şimdi gördüm ebeni' diye düşündü. 

 

Sonra elini çizmek için yerden bir parça çalı kullandı ve küçük bir çizik attı eline ve daha sonra parmağını sıkıp bir parça kan akmasını sağladı. 

 

Daha sonra bu kanı yüzüğün üzerine sürdü ve tekrar aklını yüzüğe yönlendirmeye çalıştı. 

 

Bu sefer aklını sorunsuz bir şekilde yüzüğün içine soktu yüzüğün içinde kendini bekleyen şey ise devasa bir alan ve bu alanda bulunan çeşitli eşyalardı. Hatta Huai Shenin ruh taşı olduğunu düşündüğü yarı şeffaf parlak taşlar vardı.

 

Ama Huai Sheni mutlu eden bunlardan hiç biri değildi onu mutlu eden iki şey vardı. Biri yüzüğün içinde ki 3 kitaptı diğeri ise silahlardı. Evet silahlar Huai Shenin tüm bu zaman boyunca eksik olduğu şeyler silahlardı.  

 

Yüzüğün içinde her türlü silah vardı kılıç türleri, mızraklar, baltalar, yay ve oklar.... 

 

Neredeyse her silah türünü vardı bi tek ateşli silahlar eksikti ama Huai Shen ateşli silahların bu dünyada olup olmadığını bilmiyordu.

 

Yüzüğün içindeki eşyalar onu heyecandırsa da bu heyecanı dışarı vurmadı. Sonuçta insan oğlu çiğ süt emmişti. Huai Huangın yüzükteki eşyalar için onu öldürmeyeceği ne malumdu?   

 

Daha sonra kontrol etmek üzere siyah yüzüğü kendi depolama yüzüğünün içine attı ve ormana doğru yürümeye devam ettiler.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr