18.Bölüm: Ormanda avlanmak (2)

avatar
886 2

Göksel İblis Tekniği - 18.Bölüm: Ormanda avlanmak (2)


Son silah mızraktı mızrak yakın-orta menzilli bir silahtır kullanmak için hem güç, hem hız, hemde hemde yetenek gerektiriyordu Huai Shenin en olumlu baktığı ikinci silahtı. Tabi ki birinci silah baltaydı. 

 

(Yn: Burda baltadan bahsediyoruz adamı ikiye bölmeli falan tabiki de baltaya olumlu bakacaktı!! Koskoca darinin silahı yani) 

 

Mızrak insanlığın ilk silahlarına biriydi ve ilk insanlardan beri kullanılan bir silahtı. 

 

Dünya üzerinde belki milyarlarca farklı kılıç tekniği olmasına rağmen mızrak teknikleri sadece birkaç milyondu çünkü herkes kılıç kullanır ve buna uygun teknikleri yaratmak oldukça kolaydır ama mızrak için bir teknik yaratmak o kadarda kolay değildi.

 

Tabi bu rakamlar örnekti asıl sayılar sınırsızdır zamanın başlangıcından beri kaç kişi doğdu ve öldü? Kaç kişi xiulian uyguladı? Kaç kişi hayatları için mızrağı gördü? Bu yüzden evreni bırak bu küçük dünyada bile sayısız mızrak ve kılıç tekniği yaratıldı. Ama kesin olan bir şey vardı ki mızraklar kılıçlar dan daha zor olan bir silahtı. 

 

Mızrak için silahın tam potansiyelini sergilemek için tüm vücut kullanılmalı ve aynı zamanda otoriter olunmalıdır çünkü biri yanınıza yaklaştığında avantajınız dezavantaja dönüşürdü.

 

Mızrak üzerinde kesin bir kontrol olmalı ayrıca bedenin üzerindede iyidir kolay trolü sahip olunmalıydı. Mızrağı esnekliği iyi düşünülmeli ve gücü ona göre ayarlamalıydılar.  

 

Huai Shen ana klanda mızrak teknikleri bulmakta zorlanacağını düşündü ama o kadarda fazla değil. Sonuçta dünya ne kadar büyüktü bir şey eni sonunda çoğaltmak zorunda kalacaktır ve Huai Shen eni sonunda en nadir tekniklerin bile birkaç yüz bin tane olduğunu biliyordu. 

 

Sadece tanrısal teknikler yüzlerce idi ama bu yinede büyük bir sayıydı. Sonuçta tanrısal bir teknik akıl ve mantık sınırlarının dışına çıkan bir varlıktır. 

 

Huai Shen biraz daha düşündükten sonra mızrağı seçmenin daha iyi olabileceğini düşündü ve geniş kılıçla karşılaştırmalar devam etti. 

 

Bir saat sonra Huai Huang geldi ve Huai Shene neye karar verdiğini sordu.

 

Huai Shen "Kararımı verdim ama sana birşey soracağım."dedi 

 

Huai Huang meraklandı ama ne soracağını tahmin etmeye çalışarak "Hayır iki silah birden seçemezsin" dedi kafasını sallayarak. 

 

Huai Shen hemen kafasını iki yana salladı ve:

"Hayır! Hayır! İkinci bir silah istemiyorum sadece bir kalkandan alabilir miyim? Diye soracaktım." dedi. 

 

Huai Huang kafasını salladı ve 

"Evet alabilirsin ama bu silahın tam güçle kullanmanı engeller." dedi. 

 

Huai Shen "Onu konuda hiç merak etme ben orasını halledeceğim. Sen o zaman bana bir kalkanla, bir tane kısa mızrak ver." Dedi. 

 

Bu sırada Huai Shenin aklına spartalılar gelmişti. İleride kalkanı ile bir saldırıyı engellediğini ve mızrağı ile karşısında ki kişiyi deştiğini hayal edebiliyordu. 

 

Siyah yüzüğün içindeki silahlara gelince ise Huai Shen bunları kullanmayı planlamıyordu en azından yakın zamanda.

 

Çünkü siyah yüzüğün içindeki devasa alana bakınca yüzüğün içindeki silahların basit olamayacağı hissine kapıldı çünkü Huai Huang ona üç metre karelik depolama yüzüğünü verdiğinde neredeyse ağlıyordu.

 

Bu yüzden bu kadar büyük bir depolama halkasında ki silahlar basit olamazdı. Bu basit bir mantıktı evet ama işe yarıyordu. 

 

Huai Shen iyice düşündükten sonra Huai Huangtan bir mızrak ve kalkan istemenin daha iyi bir fikir olduğunu düşündü. 

 

Daha sonra ise kılıç ve Balta tekniğini çalışmak için ayrıldıklarında siyah yüzüğün içinde ki silahları kullanabilirdi. 

 

Bir saat sonra Huai Shen tam fikrinden emin olunca Huai Huang geldi ve şöyle dedi:

"Seçimini yaptın mı?"

 

Huai Shen kafasını onaylayarak salladı "Evet senden bir kısa mızrak ve bir kalkan isteyeceğim mümkünse kalkan beşken olsun."dedi 

 

Huai Huang kafasını salladı ve elini bir kez savununca metalik seslerle yerde bir kalkan ve kısa mızrak oluştu. 

 

Kısa mızrak, 90cm uzunluğundaydı ve meşe ağacından yapılmıştı bıçağı ise keskin bir ışık saçıyordu belli ki oldukça az kullanılmıştı.

 

Kalkan ise yarı çapı yaklaşık 40cm olan yuvarlak bir kalkandı. Üzerinde çeşitli mistik hayvanlar desen olarak işlenmişti. 

 

Huai Huang kalkanı göstererek,

"Ne yazık ki yanımda sadece bunlar var ama ikiside az kullanıldı ve doğru yolun aptallarına ayit oldukça kaliteli eşyalar. Sadece sıradan silahlar olsada ve xiantian silahları olmasada seni idare eder. Her neyse şimdi ayrılık vakti sana söylediklerimi unutma bir ay içinde ormanın kuzeyinde olacağım tam olarak bundan 30 gün sonra yani o zaman seni 2 gün bekleyeceğim o zaman orda yoksan seni ölmüş kabul edeceğim ve yola kendi başıma devam edecem. Anladın mı? Anladıysan iyi şimdi ayrılık vakti beni hayal kırıklığına uğratma."dedi ve bir anda yok oldu arkasına bile bakmamıştı. 

 

Huai Shende bunu pek umursamadı ve halan ve mızrağı aldı. Kalkanı sol koluna, mızrağıysa sağ eline aldı. 

 

Artık kendini iyice roma savaşçıları gibi hissediyordu. Her an üzerindeki kıyafetleri yırtıp sadece bir etek ve pelerinle ormanı gezesi vardı. 

 

Artık etrafına bakınca kendi başına olmak tuhaf hissettirdi. Daha önce bir kurt öldürmüş olabilirdi ama bu olurken neredeyse ölüyordu. 

 

Koskoca bir ayı bu ormanda nasıl geçirecekti? Ama hemen kendini salmadı şimdilik ilk yapması gereken ne yapacağını planlamak sonrada erzak olarak birkaç hayvan anlamaktır daha sonra mızrak tekniğine çalışacak ve tendon gelişimi alemine girmeye çalışacaktı.

 

Huai Shen tendon dönüşümü alemine biraz zorlarsa girebileceğini tahmin edebiliyordu ama kitaplarda okuduğu gibi önce temelini sağlamlaştırmalıydı.

 

Bunun için bir iki kez daha hayvanları öldürüp kanlarını emerse bu sağlamlaştırma olayını çözebileceğine inanıyordu.

 

Huai Shen hemen Huai Huangın yanında götürmesini çadırı topladı ve depolama yüzüğüne koyup ordan hızlıca uzaklaşmaya başladı. 

 

İlk hedefi bir hayvan daha avlamaktı daha sonra hemen kanını emecek ve birkaç gün aldığı mızrak tekniğine çalışacaktı.

 

Etrafta dolaşmaya başladı ve birkaç saat hiçbir şeye denk gelmeden boş boş dolaştı. Birkaç saat sonra az ötesindeki bir çalıdan bir ses duydu.  

 

Hemen panikledi ama kendini kısa sürede kontrol altına aldı. Depolama yüzüğünden kalkanını ve mızrağını çıkardı.

 

Kalkan ve mızraklar filmlerde gördüğü bir duruş aldı. Ardından konuşmaya başladı.

 

"Kimsin sen!? Çık dışarı! Çık!!!"

 

Çalışan bir yaban domuzu çıktı ve Huai Shene baktı. Huai Shen gardını indirdi ve heyecanlandı, sonunda bir hayvan görmüştü.

 

Ama Huai Shen daha mutluluğunu üzerinden atamadan domuz üzerine doğru koşmaya başladı. 

 

Huai Shen gardını tekrardan aldı ve domuzu beklemeye başladı. Domuz hızla geldi ve Huai Shenin kalkanına tosladı. Huai Shen bu çarpışmadan sonra birkaç adım geriledi ve domuzla kafa kafaya çarpışmanın çok kötü bir fikir olduğunu düşündü. 

 

Domuz tekrardan Huai Shene doğru koşmaya başladığında Huai Shen daha kendini toparlayamamıştı.

 

Huai Shen hemen iki koluyla kalkanını destekledi ve domuz ona çarpınca kalkanını yukarıya doğru itti.

 

Domuz kalkanın aniden yukarıya doğru itilmesiyle birlikte ters döndü ve ayağa kalkacakken bir mızrak midesine saplandı ve domuzla birlikte havaya kalktı. 

 

Domuz ağırdı yaklaşık 100 kilogram vardı ama Huai Shen bunun çok hafif olduğunu hissetti. 

 

Mızraklar birlikte domuzu kaldırdılar sonra mızrağı güçlüce savurdu. Mızrağın savrulmasıyla domuzun karnında derin bir yarık açıldı ve domuzda mızraktan fırladı.  

 

Huai Shen hemen mızrağıyla koştu ve mızrağını domuzun başına geçirdi. Mızrak domuzun başının bir yanından girdi ve öbür yanından çıktı.

 

Huai Shen hemen bir el mührü yaptı ve qisini el mührüne göndererek domuzun tüm kanının domuzdan çıkmasına ve mühürden toplanıp kristalleşmesine sebep oldu daha sonra kristal aldı ve depolama yüzüğüne attı.

 

Huai Shen, önündeki domuz cesedine bakarken heyecanlıydı bu onun kendini tehlikeye atmadan avladığı ilk avıdı. 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr