19.Bölüm: Ormanda avlanmak (3)

avatar
869 2

Göksel İblis Tekniği - 19.Bölüm: Ormanda avlanmak (3)


Huai Shen domuzu yüzüğüne attı ve kamp kurmak için güzel bir yer aramaya başladı. 

 

Yorulmuştu ama savaşın ganimetlerinin tadını çıkarmak istemesi ona yorgunluğunu unutturuyordu.  

 

Kısa bir süre sonra kamp için ağaçların arasında geniş sayılabilecek bir alan buldu.

 

Hemen çadırını çıkardı ve çabucak kurdu. Çadırının az ötesine taşlardan bir çember oluşturmaya başladı, akşam bir ateş yaktığında bu ateşin yayılmasını engelleyecektir.

 

Daha sonra hemen domuzdan aldığı kan kristalini çıkardı ve Qisi ile yavaşça erimesini ve ağzına akmasını sağladı. 

 

Kan ağzından boğazına akarken metalik bir tat bıraktı ve Huai Shen kanı hemen kristalleştikten sonra depolama yüzüğüne attığı için sıcaklığını kaybetmemişti.  

 

Bu Huai Shene kusma isteği getirdi ama Huai Shen hendeği zorla tuttu ve kanı zorla yuttu.

 

Kan ağzına girdiğinde bu sefer mühürler tarafından edilmemişti ve Huai Shenin tiksinmesinin sebebiyde buydu.

 

Huai Shen zorla kusma isteğini bastırınca kanın bedeninde 9 parçaya ayrılmasını sağladı ve bunu 9 mühre yönlendirdi.

 

Kan mühürleri gidince mühürler kızıl-siyah Göksel İblis Qi üretmeye başladı. Daha sonra Huai Shen bu Göksel İblis Qiyi kullanarak 9 kan mührünün kızıl bir ışıkla parlamasına  neden oldu daha sonra bu kızıl ışık bedenine yayılarak kanını bir defa daha arıtmaya başladı.

 

Bu işlem bir kaç saat sürdü ve Huai Shen uyandığında hava kararmaya başlamıştı.

 

Huai Shen hemen etraftan birkaç çalı çırpı topladı ve birkaç ağaç dalını kırarak kendine yakacak odun sağladı. 

 

Hemen bir ateş yaktı ve ateşin harlanmasını sağladı. Ateşi birkaç kez daha bekledikten sonra yeterli odun olduğunu düşündüğümde domuzu yüzüğünden çıkardı ve bir bacağını kesti.

 

Domuzun bacağını koparmasına rağmen hiç kan akmamıştı ve buda kullandığı teknikle domuzun bedenindeki kanın tamamen çıktığından emin olmasını sağladı. 

 

Bu kanı çıkarma tekniğini Huai Tianyiden öğrenmişti. Huai Tianyiye kan özünü nasıl kullanacağını anlatırken ona birkaç tane böyle teknik öğretmişti.

 

Domuzun bacağını kestikten sonra, bacağı bir ağaç dalına geçirdi ve bu ağaç dalını daha önce uçlarını ikiye böldüğü ve ateşin iki yanına sapladığı ağaç dallarını kullanarak ateşin üzerine geçirdi.

 

Ateşte domuz bacağını kızartırkenn aklında iki şey vardı. Bunlar 'acaba günaha girer miyim?' ve 'acaba bacağın tamamını kızartmak fazlamı oldu?' soruları idi.

 

Domuzun bacağı kızartırken güzel kokular yayılmaya başladı ve Huai Shenin aklında ki sorular uçup gitti.

 

Bacakta büyük bir parça et alıp ağzına attı ve.... ağzı sıcaktan yandı.

Ağzını yellerken içmek için su aramaya başladı. 

 

Nereye baktıysa su bulamadı çünkü su çıkarmayı unutmuştu. Hemen depolama yüzüğünden bir matara çıkardı ve içindeki suyu ağzına döktü.

 

Şu ağzıyla buluşunca etin sıcaklığını aldı ve Huai Shen rahatça eti yuttu. Daha sonra yüzüğün içindeki mağaraları hepsini çıkardığında sadece üç tane matara sırada olduğunu fark etti ve biri şimdi yarıya kadar azalmıştı. 

 

Huai Shen bunun sorun olabileceğini düşündü ve Huai Huangın kendisine ayrılmadan önce verdiği haritayı çıkardı.

 

Harita kara ağaç ormanına aitti, Huai Shene ihtiyacı olabilir diye vermişti Huai Huang. 

 

Haritada ormandaki canavarların yuvaları da olmak Üzere birçok alan işaretlenmişti. Ayrıca ormanın genel bir şekli vardı. 

 

Huai Shen ormanın kuzey kesiminin bir dağ sırasına bağlandığını gördü ve Orman içinde ayrıca iki dağ zirvesi barındırıyordu Huai Huang buraya her ne kadar küçük bir kaynak alanı desede halla birkaç kilometre karelik alan kaplıyordu.  

 

Huai Shen hemen haritada ormanın güneyini buldu ve kendi için gerekli olan doğal yapıyı aramaya başladı.

 

Bu doğal yaptıysa onun su ihtiyacını karşılayacak olan nehirdi. 

 

(Yn: ulan ne boş yaptım.)

 

Haritanın gösterdiğine göre ilerisinde bir gölet olmalıydı ve göleti üzerine 'temiz su' yazılmıştı. Ayrıca göletin biraz uzağına çizilmiş bir sur vardı. Sur bir çember şeklinde çizilmiş ve içine 'kara şehir' adlı bir şehir ismi yazılmıştı.

 

Bu şehir bu ormanı kontrol eden gücün öğrencileri için hurulmuş olmalıydı. Huai Shen haritayı bir süre daha inceledikten ve tehlikeli hayvanların bölgelerini gösteren alanları iyice aklına kazıdığını düşünene kadar bırakmadı.

 

Daha sonra mızrak dövüş sanatına çalışmaya başladı. 

 

Dövüş sanatının ilk hamlesi iç alevini mızrağa gönderip belirli yörüngeye ve tekniklerle alevi Qisi ile bekledikten sonra mızrağın önündeki küçük bir alana salmaktı. Bunu bir saplama hareketiyle gerçekleçtiriyorlardı.

 

Bu hareket bir meteor gibi alevi güçlü ve yoğunlaşmış hale getiriyordu ama zayıf yanı bu sadece sınırlı bir alana vuruyordu. Bu hareketin asıl mantığı küçük bir alana maksimum hasarı vurmaktı.

 

Huai Shen hareketin Qiyi kullandığı yörüngeyi ve diğer ıvır zıvırları iyice ezberledikten sonra ayağa kalktı. 

 

İlerideki sıradan bir kara ağacı hedefi olarak seçti ve Qisini tekniğin söylediği gibi döndürmeye ve mızrağa aktarmaya başladı. 

 

Kısa bir süre sonra sadece Qisini kullanarak meteor mızrağın ilk hareketini kullanmaya başladı. Meteor mızrak tekniğinde hiçbir hareketin ismi yoktu. 

 

Aslında hiçbir tekniğin hareketlerinin ismi olmazdı, sadece imza hareket olan ve tekniğe adını veren hareketin adı olurdu. 

 

Bunun sebebi ise......hiç kimsenin o kadar boş vakti olmamasındandı. Kim o kadar harekete isim verecek kadar işsizdi ki?

 

Bu yüzden çoğu tekniğin sadece bir hareketinin ismi vardı. Huai Shenin okuduğu romanlarda ki gibi her carta curta isim bulacak manyak insanlar yoktu. 

 

Ara sıra gösteriş meraklıları çıkar ve buldukları teknikte ki her harekete bir isim verirdi ama bir savaşa girdiklerinde tüm bu teknik isimleri meraklıları kaybolurdu. 

 

Hatta kendi tekniklerini bile kullanmayı bırakır en iyi bildikleri teknik neyse onu kullanırdı.

 

Bu dünyada gösteriş yapabilmek için önce yeterli güce sahip olmalılardı. Yoksa sadece kurbanlık koyun olurlardı. 

 

Tüm bu kendi tekniklerine isim veren 'ilahi dehalar' sadece kazanabildiklerinden emin olduklarında kendi yaratıkları teknikleri kullanacaktır.  

 

Çünkü kim antik zamanlardan gelen bir teknikten daha iyi bir teknik yaratabileceğini düşünüyordu? Bunu düşünmek için bile ne vasıfları vardı? 

 

Kendilerini antik zamanların tanrılarından büyük mü görüyordular? O zaman neden bu küçük terk edilmiş dünyada onların arasında yüksek bir konum elde etmeye çalışıyordu. 

 

Dünyada 9.seviye ve altındaki teknikleri insanların yaptığı söyleniyordu ve daha yukarısında ki teknikler ise tanrılar ve şeytanlar tarafından yapıldığı söylenirdi. 

 

İnsanlar ne kadar denerse denesin üretebilecekleri sadece 9.seviye dövüş sanatları idi. Daha yüksek bir seviyeye çıkamıyordular. 

 

Aslında tarikatların bu dövüş sanatlarının nasıl yapılabileceğini bildiğini savunan insanlar vardı ama hepsi sessizce kayboldu.

 

Huai Shen ise bir köylü gibi adam akıllı hiçbir şey bilmiyordu. Ailesi ona hiçbir şey öğretmemişti ve klandan da duyduğu dedikodular hep saçma sapan şeylerdi ve 10 yaşından küçüklerin eğitim alanına yaklaşması yasak olduğu için ordan da birşey öğrenememişti. 

 

Huai Shenin tüm bilgisinin bu bir haftadır elde ettiğini söyleye bilirsiniz. 

 

Huai Shense bunları düşünmenin kendine bir fayda katmayacağını düşündüğünden fazla umursamamıştı.   

 

Sadece on yaşına gelmeyi ve evden ayrılmayı bekliyordu. Tabi daha önce kitaplardan gördüğü gibi meditasyon yapmaya çalışmıştı ama hiç birşey olmamıştı.

 

Daha sonra kan özü ile mühürleri yoğunlaştırdığında ve alevli kaplan yumruğunu çalıştıktan sonra neden meditasyonla birşey yapamadığını anlamıştı.

 

Şimdi ise sadece meteor mızrağın ilk duruşunu çalışıyordu. Bu dövüş sanatı yetiştirme için olmadığı için mantrası yoktu. 

 

Bu savaş için yapılmış bir dövüş sanatı idi. Siz savaşta bir hareket kullanmadan önce uzun veya kısa olsun bir süre bekleyemezsiniz. 

 

Bu yüzden sadece Qiyi nasıl kontrol etmesi gerektiğini söyleyen çizimleri vardı. 

 

Huai Shen çalışmaya devam ederken yine o ilk kez alevli kaplan yumruğunu çalıştığı zaman ki tuhaf duruma girdi. 

 

Bu durumdayken eti kayboluyordu ve sadece meridyenleri ile qisini görebiliyordu.

 

Huai Shen şimdi yine aynı duruma girmişti ve yavaşça etrafına dikkat etmeyi bıraktı sadece mızrağı tutan kollarına ve mızrağa odaklandı. 

 

Qisi içinde döne döne hareket ediyor ve ve her bir meridyenden geçince sıkıştırılıp patlayıcı bir özellik elde ediyordu. 

 

Bu patlayıcı Qi mızrağa girmeden önce cennet ve dünya Qisini emmeye başladı.

 

Mızrağa girerken de toplamaya devam etti ve Huai Shenin mızrağı itmesi ile mızraktan mızrak şeklinde kırmızı-siyah bir Qi fırladı.

 

Bu Qinin yanıcı ve patlayıcı bir özelliği vardı. Huai Shenin önündeki ağaca çarptığında patladı ve ağacın o kısmını yaktı.

 

Ağaçta bir yumruk boyutunda delik açılmış ve deliğin etrafı yanmıştı.

 

Huai Shen sonuçtan memnun kaldı ve sabırsızlıkla denemek için hemen bir hayvan bulmak istedi.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr