Huai Shen kızı uzaklaştırdıktan bir saat sonra iki adamı öldürüldüğü yere bir gurup silahlı adam geldi.
Başlarında kaslı görünen bir adam vardı. Bu adam bu gurubun lideriydi var adi Su Yangdı.
Adam yerde ezik çimleri vb. şeyleri incelerken herkes sabırla bekledi.
Adam bir süre sonra ayağa kalktı ve üstündeki tozu, toprağı silkeledi.
"Meng Lei ve Hua Tian öldürülmüş. Katil, Meng Leiyi tek seferde öldürmüş. Hua Tianla da biraz çarpışmalar. Daha sonra şurada kan izi var, muhtemelen kızın veya katilin yaralanmasından kaynaklanıyor. Takip edelim." Dedikten sonra kan izini takip etmeye başladılar.
Kısa bir süre sonra bir tahrip olmuş çalı gördüler ve çalıya yaklaşmaya başladılar.
Çalıdan geçince lider tekrar etrafa bakmaya başladı. Kısa bir süre sonra tekrar konuşmaya başladı.
"Şuraya yerinden oynamış bir taşlar ve iki farklı ayak izi. Burada ayrıca yerde bir kızın bedeni şeklinde ezilmiş çimler var.
Buda demek oluyor ki kız ikinci bir şahısa karşı koymaya çalışmış ama başarısız olmuş ve bayıltılmış. Ayrıca kan izlerine burada sonlanır buda yara her kimdeyse kapatıldığı anlamına geliyor ama kızın bedeni şeklinde ki çimlerin bacak kısmında kan lekeleri var. Bu yaralanan kişinin kız olduğu anlamına geliyor.
Buda kızla işbirliği yapmadığı anlamına gelir ve kan izlerinin başlangıcına bakılırsa kızın kaçmaması için ikinci kişi kızı bacağından yaralamış.
Ama kız bir şekilde kaçmış ve ikinci kişi kızı burada ele geçirmiş. Ayrıca sanırım kızı canlı istiyor çünkü kan kaybından ölmemesi için yarasını kapatmış."
Adamların lider Su Yanga hayranlığı birkez daha artmıştı bu kadar korkunç bir iz sürme yeteneğine nasıl sahip olabildi.
Ama adamlar Huai Shenin çok tecrübesiz olduğunu ve iz bırakmadan nasıl hareket edeceğini bilmediğini bilmiyordular.
Yani keramet Su Yangın iz sürme becerisinde değildi tamamen Huai Shenin beceriksizliğindendi.
Adamlar liderlerinin emrini ciddiyetle beklemeye başladı.
"Gidin ve 3 kişilik takımlar halinde kızı ve yanındaki kişiyi arayın. Dikkatli olun bu kişi Meng Leiyi ve Hua Tianı öldürmüş her an sizinde öldürebilir."
"Evet patron!" Su Yangın çetesi tek bir ağızdan cevap verdi. Daha sonra üç kişiden oluşan dört takıma bölündüler ve ormanı aramaya başladılar.
Bu sırada Huai Shen kızın tüm kıyafetlerini çıkardı. Bunun amacı sapıklık değildi sadece iç çamaşırlarına ve ya kıyafetlerine birşey saklamadığından emin olmaktı.
Ve aradığını buldu, düşündüğü gibi kızın sitenizde bir gizli bölme vardı ve buraya bir parça kağıt saklanmişti.
Kağıdı açtığında içinde bir harita olduğunu keşfetti ve hemen 'hazine haritası' diye düşündü hemen kız iki tokat attı ve uyanmasını sağladı.
Kız uyanınca üzerinde hiçbir kıyafet olmadığını buldu. Tiz ir çığlık attı ardından elleri ve bacakları ile kendini kapatmaya başladı.
Huai Shen sadece yerde ki kıyafetlerden bir parça çıkardı ve kızın yüzüne attı.
Kız hemen kıyafetlere sarıldı ve göz yaşları içinde Huai Shene bakmaya başladı.
Huai Shen ise kızın çıplak olmasını hiç umursamamıştı bile.
"Konuşursan seni hayatta bırakırım."dedi soğukça.
Kız hala korkmuş bir şekilde Huai Shene bakıyordu. Huai Shen bundan dolayı nazikleşmek yerine öfkeli bir şekilde mızrağını çıkardı.
"Bu numaralar bana sökmez hemen konuşmaya başladı yoksa... o zaman iyi vakit geçiririz anladın mı?"
Kız hemen korkmuş bakışlarını bir köşeye attı ve alaycı bir şekilde güldü.
"Benimle eğlenceli vakit mi geçirmek istiyorsun? Bu yaşında onu kullanabilir misin ki?"dedi.
Huai Shen güldü. "Sanırım yanlış anlaşıldım. Peki, madem bunu istiyorsun bende sana bunu vereceğim."
Aniden kıza doğru atıldı ve kızın üstündeki kıyafeti tek seferde tutup bir köşeye attı ve çıplak vücudunu gözler önüne serdi.
Kız ise hala Huai Shene alaycı bir şekilde bakıyordu. Huai Shen ise bunu fark etmişti elbet.
Oda alaycı bir şekilde güldü ve avucunu yukarıya kaldırdı. Avucunun içinden birden kızıl-siyah alevler yükselmeye başladı.
Kız şaşırmıştı, çocuk ne yapacaktı?
Aniden Huai Shenin alevler içindeki eli kızın yüzüne yaklaşmaya başladı.
Tam kızın yüzüne değecekken eli durdu. Kız yüzündeki ısıyı hissedebiliyordu.
"Güzel yüzüne birşey olmasını istemezsin değil mi? Bak kazara birşey olmasını istemiyorsansa hemen konuşmaya başlamalısın. Sonuçta ben bir çocuğum bu alevler üzerinde tam bir kontrolüm yok." Dedi Huai Shen kötü kötü gülerek.
Kız yüzünün önünde alevlerin ısısını hissedince başta korkmuştu ama daha sonra iradesini sağlamlaştırma ve Huai Shene alaycı bir şekilde bakmaya devam etti. Sonuçta karşısındaki kişi en fazla 12 yaşındaki bir çocuktu.
Huai Shenin eli aniden hareket etti ve kızın karnına indi. Alevler hemen kızın tenini yakmaya başladı ve kız çığlık atmaya başladı.
Huai Shen hemen elini çekmişti ama kızın teninde zaten 2. Dereceden yanıklar oluşmuştu.
Kız artık Hua Shene alaycı bir şekilde bakmıyordu, bakamıyordu. Bir çocuk nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?
"B..be....ben-" hemen konuşmaya çalışmıştı ama ağzından sadece kekeme bir şekilde bir kelime çıkıyordu. Tam kendini toparlayıp ve bir cümle kuracakken yüzüne bir tokat geldi.
"Sen? Sen ne? Bana cümle kur dedim kekele demedim. Burada vaktim çok değerli hemen konuşmaya başla yoksa ölmek istersin." Huai Shen çok acımasız davranıyordu. Kızın kendini toparlaması izin vermeyerek.
Kalbinde kendi pozisyonunu iyice kötücül bir varlığa yükseltmek istiyordu.
Kız bir an şaşırdı ama hemen Huai Shene korkuyla bakmaya başladı. Artık karşısında ki kişinin kadınlara karşı hiç acıması olmadığını düşünüyordu.
Önceden onu yakalayan adamlar bile ona nazik davranmış ve birkaç tokattan fazla birşey yapmamıştı.
Ama bu çocuk konuşmaya ilk gördüğü andan itibaren ona kaba davranmış, kaçmaması için bacağını delmiş ve ona bayılmak için kalkanını sert bir şekilde kafasına vurmuştu.
Şimdide ona işkence etmiş ve konuşmak için kendini toparlamasına izin vermemişti.
İstemsizce göz yaşları akmaya başladı ama karşılığı karnındaki yanığa bir yumruk oldu.
Hem nefesi kesilmişti hemde yanık canını çok yakıyordu. Kendini bir süre toparladıktan sonra konuşmaya başladı.
"P-patron Su Yangdan bir hazine haritası ve değerli bir hap çaldım! Daha sonrada birkaç düşük dereceli ruh taşı çalıp kaçtım."dedi.
Huai Shen kafasını salladı ve "Kimden çaldığın umrunda değil bana hazine haritası ile ilgili bildiklerini söyle" dedi.
Kız hemen başını salladı ve hemen konuşmaya başladı.
"Hazine haritasını duyduğumda ormandaki kara şehirde sıradan bir öğrenciydim.
Patron Su kara şehire geldiğinde fenghua tarikatından olduğunu söyledi ve kendi için birkaç adam toplamaya başladı. Daha sonra bende ona katıldım çünkü çok iyi ödüller veriyordu
Ona katıldıktan sonra öğrendim ki, bir hazine haritası bulmuş ve bunun için bir gurup oluşturmaya karar vermiş ve yanında bir aynı tarikatın öğrencilerinden birini getirmişti.
Bende bu hazine haritasını öğrenince çalmaya ve kendi başıma almaya karar verdim ama yakalandım.
Daha sonra bir fırsat yakaladım ve çaldıklarımla kaçmayı başardım daha sonrada işte sana rastladım."dedi kız.
Huai Shen hemen kafasını salladı ve sorularına devam etmeden önce haritayı incelemeye karar verdi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..