42.Bölüm: Doğru Yolun Saldırısı

avatar
715 1

Göksel İblis Tekniği - 42.Bölüm: Doğru Yolun Saldırısı



Huai Shen bakınca her insanın farklı bir bayrak taşıdığını ve kendi etrafında bir gurup oluşturduğunu gördü. Bir süre daha bakınca bu insanların o kadar da birleşik görünmediğini keşfetti. 


Sanki her biri her an biri ihanet edecek gibi herkese karşı bir mesafe koymuş ve kendilerine saldırılmasından korkan bir tavır sergiliyordu. 


Bir şeyin ters gittiğini anlamak için dahi olmak gerekmiyordu. Huai Shen bu noktada ne yapmaları gerektiğini bilmiyordu. Bir tavsiye almak için Xi Lana baktığında onun da şaşkın olduğunu gördü. 


"Ne oldu? İlk defa bize saldırıyorlar değil mi? Bir 'B' planı vardır umarım." Huai Shen umutla sormuştu ama bu sadece Xi Lanın yüzünün dahada kararmasın sebep olmuştu. 


"Evet bize ilk defa saldırmıyorlar ama ilk defa öncelik aldılar. Bunca zaman hep biz ilk saldıran olmuştuk daha sonra onlar bize karşılık verirdi."


Huai Shenin kafası karışmıştı "Bu çok mu anormal?"


"Evet! Çok anormal, bu korkak şerefsizler bize saldıracak kadar birlik olmayı asla başaramamıştır. Bunu yapabilmeleri çok büyük bir sorun."


Huai Shen işin artık kötü bir hal aldığını anladı. Eğer Xi Lanın dedikleri doğruysa doğru yolda diğer kuvvetlere boyun eğdiren bir tiran ortaya çıkmıştı. 


Bu onlar için sürekli bir avlanma tehlikesi demekti. Buda Huai klanı gibi açık bir hedefin sürekli saldırıya uğrayacağı anlamına geliyordu. 


Bu Huai Shen için kötü bir haberdi. Artık Huai klanı güvenli değildi! 


Ama Huai Shen şükrediyordu ki akıllılık edip kutsal alev tapınağına üye olmak gibi kendine bir kaçış kapısı açmıştı. 


Ama Huai Shen hala Huai klanına gitmekten vazgeçmemişti. Çünkü bedeninde bulunan kan soyu için hala bilgiler alması gerekiyordu. 


Huai Shen klan yok olmadan önce oraya varmak istedi. Xi Lana dönerek "Şehre girmenin bir yolu var mı?"dedi. 


Xi Lan bir süre kafasını indirip düşündü. Bu Huai Shenin gerginleşmesine sebep oldu. Ama bir süre sonra kafasını kaldırıp konuşmadan önce etrafına baktı.


Daha sonrada Huai Shen ve gurubun sağında kalan bir dağı işaret etti. "Şu dağın içinde babamın tarikatının şehirden kaçmak için açtığı bir geçit olmalı. Ama hala kullanılabilir mi emin değilim."


Huai Shen çaresizce kafasını salladı ve "Oraya gitmekten başka seçeneğimiz yok sanırım."dedi.


Diğer korumalar da Xi Lana üzgünce baktı ve hep birlikte Xi Lanın gösterdiği dağa gitmeye başladılar ama hiçbiri kafalarının üstünde uçan kuşları fark etmemişti. 


Guruptan 3 kilometre uzaklıkta doğru yolun kampının kenarlarında bir gurup insan toparlanmıştı. Bu insanların hepsi kahve renkli cüppe ler giyiyordu ve her bir cüppe nin üzerinde yeşil renkli tuhaf bir kule deseni oyulmuştu. Bu kulenin üzerlerine ise her bir kişide farklı olmak üzere çeşitli semboller oyulmuştu. Kimisinde bir göz kimisinde bir taş kimisinde ise hayvanlar ve insanlar gibi çeşitli sembol ve desen vardı. 


Bu kahve rengi cüppe giyen gurup çağırıcı kulesinden gelen insanlardı. Ve çevrelerinin üzerlerine bulunan semboller de onların hangi yönde ustalıklarının olduğunu gösteriyordu. Bu sembollerinden nasıl belirlendiğini ise kimse bilmiyordu. 


Bu guruptan cüppesinin üstünde kenarları bir birine değen 3 göz simgesi bulunan biri önündeki bir adama şunları söyledi:


"Kıdemli kardeş Hei, bir gurup şeytani yol öğrencisi buldum yaklaşık 3 kilometre uzaktalar ve bize doğru yaklaşıyorlar onları anlamalı mıyız?"


Kıdemli kardeş Hei denilen genç bir süre düşünmek için durduktan sonra kafasını hayır anlamında salladı. 


"Bizim buraya gelmemizin sebebi Long Chenin baskılarına kurtulmak ve bu şehirdeki çağırıcı kulemize üye olan insanların güvenle içinde burayı terk ettiğinden emin olmak. Geride kalan şeyler bizi ilgilendirmez!"


Adam konuştuktan sonra ilk konuşan kişi gitmeye hazırlandı ama o bunu yapamadan önce adam tekrar konuşmaya başladı.


"Ama yinede doğru yoldan birilerine bunu söyleye bilirsin. Sonuçta şeytani yola ait bilgiler için bolca ödül veriyorlar, bu ödülleri almazsak yazık olur değil mi?"


İlk konuşan adam bu duruma önce şaşırdı sonrada mutlu bir şekilde gülümsedi daha sonrada adama karşı eğildi ve doğru yolun kodamanlarından birinin çadırına koşmaya başladı. 


Bu kodaman da Huai Shenin şansına fenghua tarikatından biriydi. Bu bölgenin büyük patronu ve Huai klanına karşı yıllarca yaptığı savaşlarla burada bir pozisyon elde etmişti. 


Çağırıcı Kulesinden gelen adam içeri girmek için izin istediğinde Shi Langxia bir gurup elderle kuşatmanın gidişatına bakıyordu. 


"Kıdemli Shi, çağırıcı kulesinin bir öğrencisi size iletmek istediği bir şey olduğunu söylüyor." gardiyanın konuşması ile Shi Langxia kafasını önündeki kayıtlardan kaldırdı ve kibirli bir şekilde emretti. 


"Bırakın gelsin!" 


Shi Langxia nın konuşmasından hemen sonra çağırıcı kulesinden gelen adam hızla içeri girdi ve Shi Langxia nın karşısında diz çöküp selamladı. 


Normalde bunun gibi 3.sınıf bir tarikattan birine karşı yapmazdı ama karşısında ki kişi burada ki ittifak ordusunun komutanlarından biriydi bu yüzden onu selamlamak zorundaydı.


"Ordu lideri Shi, ben çağırıcı kulesinden kıdemli kardeş Han Chen tarafından gönderildim. 


Kıdemli kardeş Han Chen size yakınlarda şeytani yola ait 10 kişi bulduğumuzu bildirmemi istedi. Ve bu kişiler arasında muhtemelen yüksek rütbeli sayılabilecek bir kişi olduğunu da söylememi istedi." 

Adamın bahsettiği Han Chen ilk başta konuştuğu adamdı. 


Shi Langxia duyduklarından memnun kalmıştı, elinin bir hareketi ile yanındaki bir eldere "Şu şeytani piçleri yakalamak için tarikatımızdan bir kaç kişi gönder."dedi daha sonra kafasını çağırıcı kulesinden gelen adama çevirdi. 


"Elder Shui ile git ona şeytani yoldan insanların yakalanmasına yardım edeceksin. Ödülüne gelince ise yakalanan şeytani yol üyelerinin değerine göre verilecek."dedi.  


Çağırıcı Kulesinden gelen adam kıdemli Shi ye kafasını salladı ve onayladığını verdikten sonra çadırdan Elder Shui ile ayrıldı. Ama kalbinden ona küfür ediyordu. Şerefsiz onun ödülünün değerini en aza indirmek için Elder Shuiyi göndermişti. 


Kafasını sallayıp içini çekmekten başka seçeneğimiz kalmamıştı. Daha sonra Elder Shui ile birlikte bir gurup fenghua tarikatı öğrencisini yanına aldı ve Huai Shenin gurubuna doğru yürümeye başladı. 


O kendi çağırdığı bir tuhaf şekilli bir yaratığa binerken diğerleri atlara biniyorlardı. 


Bu çağırıcı kulesinden elemanın bindiği yao hayvanı bir kurda benziyordu ama ağaçtan yapılmış gibi tüyleri yoktu ve vücudunun bazı yerlerinde yapraklar vardı. 


Bu yao hayvanı nın adı 'yeşil yaprak kurdu'ydu. Bu hayvan oldukça yaygın yao hayranlarından biriydi. Ana özellikleri büyük bir canlılığa sahip olması ve bağlayıcı özelikleriydi.


Kurtların temel özelliği olan çeviklik bu hayvana ekstra bir artı sağlıyor ve hayvanın oldukça çok tercih edilmesine sebep oluyordu. Öyle ki bu hayvanın özelliklerini bilmeyen bir kaç kişi vardı onlarda bu hayvanı hayatları boyunca görmemiş ve görmeyecek olan zengin klanların genç efendileriydi yani 'çöpler'.  


Çağırıcı tarikatından gelen adam ve Kıdemli Shui hızlı bir şekilde Huai Shenin bulundukları yere doğru gidiyordu. 


Çağırıcı Kulesinden gelen adam ise arasıra bebek yüzlü tuhaf bir kuş çıkarıyor ve havaya salıyordu daha sonra bu kuş bir süre uçup gözden kaybolacak ve döndüğüklerinde gurup Huai Shenin gurubunun yeri hakkında bilgiler elde edecekti.  


Bu sırada ise Huai Shen ve diğerleri Xi Lanın bahsettiği dağın eteğine gelmek üzereydiler. Sadece bir yokuş inecek ve bir süre daha devam edeceklerdi.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr