45.Bölüm: Doğru Yolun Saldırısı (4)

avatar
819 1

Göksel İblis Tekniği - 45.Bölüm: Doğru Yolun Saldırısı (4)


Arkadaşlar ilk arcı hızlı bitirmek için bölümlerin uzunluğunu arttırmaya karar verdim. Bundan sonra yapabilirsem her bölümü 1500 2000 kelime olarak yazmaya çalışacağım. Okuduğunuz ve ilginiz için tekrar teşekkürler.

Huai Shen kendine geldiğinde yine o beyaz yerdeydi ve karşısında siyah sütunun üzerinde duran kara kitap bulunuyordu.

Huai Shen kaderinden kaçamayacağını öğrendiği için yavaşça kitaba doğru yürüdü. 

Kitap yine altın rengi ışınlar boş sayfalarda toplamadan önce kendiliğinden hareket etti.

Kitabın bu sefer 4 sayfası birden açılmıştı. Huai Shen acıyı beklerken gözlerini yumdu, bir süre bekledikten sonra hiçbir şeyin olmadığını fark edince şaşkın bir şekilde gözlerini açtı.

Daha sonra biraz daha baktıktan sonra yavaşça kara kitaba doğru yürümeye başladı. Kitaba yaklaşınca ilk gördüğü şey ilk başta gördüğü gizemli sembollerdi.

Huai Shen korkuyla kitaba yaklaşmaya başladı. Kitaba yaklaşınca da hiçbiriyle olmadığını gördü ve kendine güvenerek kitabın yanına gitti.

Kitabın açık sayfasına bakınca orada ki sembolleri tuhaf bir şekilde okuyabildiğini gördü. Hatta içinden şöyle geçirdi 'Göksel İblis dili'.

Daha sonra sayfanın başlığı gibi görünen sembollere baktı ve okumaya başladı:

"Ruh gücü nedir ve nasıl kullanılır." Bunları der demez aklına yine bir bilgi seli akmaya başladı.

Huai Shen acıya ile yerde kıvranırken bir saniye sonra acı ortadan kayboldu ama Huai Shen hala yerdeydi.

Bunun sebebi ise aklında ki bilgileri düzenlemekti. Aklında ruh gücünün her türlü kullanımı ile bilgiler ve ruh gücünün kesin anlatımı vardı.

Huai Shen aklında ruh gücü ile ilgili hiç bir soruya yer bırakmayacak şekilde bilgilerin olduğunu gördü.

Ruh gücünün detaylı anlatımı, nasıl var olduğu, nasıl güçlendirileceği vb. her şey vardı.

Huai Shen bu bilgileri elde ettikten sonra gözlerini açtığında etrafındaki bembeyaz alana artık cahillikle bakmıyordu. 

Bu bilgilerden buranın kan soyunun içerdiği anıların bulunduğu yer olduğunu öğrenmişti. Bu yer kan soyunun özel bir tekniğidir.

Sadece güçlü kan soylarına bunu elde edebilirdi. Çünkü bu yer direkt olarak ruhu ve kan soyunu birbirine başlardı ve kan soyunun ilk sahibinin düşüncelerinden itibaren her bir kuşak kan soyunun sahibi anılarını ve bilgilerini buraya aktarır.

Daha sonra gelen kuşaklar ise bu kitabın içinden güçlendikçe açılan bilgileri elde ederdi ama bu o kadarda  güvenilir bir teknik değildi çünkü eğer kan soyuna sahip herkes ölürse kimse bu bilgilerden bir daha yararlanamazdı ve ayrıca bu alanı aktive etmek için kan soyunun belirli bir baskınlığa sahip olmasıda gerekiyordu. 

Huai Shen daha sonra ayağa kalktı ve kitabın yönünde bir defa daha yürümeye başladı. Kitabın karşısına gelince diğer sayfaya baktı ve üzerindeki yazıları okumaya başladı 'Kan iblisi kan kontrol tekniği' ama bu sefer içinden okuyordu. 

Huai Shen bu sembolleri okuduktan sonra bir süre düşünmeye başladı ama hemen karar veremediği için bir sonraki sayfayı okumak için eliyle kitabın sayfasını değiştirdi.

Diğer iki sayfadaki Göksel İblis dilinde yazılmış yazılar vardı. Huai Shen bunları da sırayla içinde okumaya başladı: 'İlahi teknik-Beden kontrol.' 'Efsanevi dao-Giriş teknikleri ve açıklama'

Huai Shen bu iki yazıyı okuyunca dikkati hemen 'Efsanevi dao' kelimesine çekildi.

Bunun sebebi sonunda dao kavramına temas etmesiydi. Bu dünyaya geldiğinden beri bunu istiyordu ve sonunda daoyu elde etmek için ilk adımını atmıştı.

Hemen yüksek sesle neredeyse bağırırcasına sembolleri okumaya başladı. "Efsanevi dao- Giriş teknikleri ve açıklama."

Huai Shen bunu der demez gözlerini kapadı ve gelecek olan bilgi seline kendini hazırladı ama sadece Hafif bir kaşıntı hissetti.

Daha sonra aklına giriş yapan ufacık bilgiye baktı. Huai Shen bunun kağıda dökülecek olsaydı toplamda 2 sayfa edeceğini düşündü.

Bu 2 sayfalık bilgide ise açıklama olarak şu bulunuyordu: "Efsanevi dao kibir ve gururun sık sık karıştırıldığı ve ölümün kol gezdiği bir dönem olan antik çağdan gelen bir şeydir.

Bu daoda yürüyen herkes bir tanrı olarak yaşar yada bir efsane olarak ölür. Sen Göksel İblis Tekniğinin varisi olarak tabiki efsanevi daoda yürüyeceksin bunun için başka bir çıkar yolun yok o yüzden kendine en umutsuz durumlarda bile güven ve kibrini hiçbir durumda eksik tutma."

Huai Shen bu sözler üzerine içinde tuhaf bir varlığın büyümeye başladığını hissetti ve Elder Shui ile olan savaşı hatırlayınca birden içinden ezici bir kibir duygusunun yükseldiğini hissetti.

Daha sonra bilgileri araştırmaya devam ederken efsanevi daonun sadece bir tekniği olduğunu buldu ama buda çok belirsiz bir şekilde anlatılmıştır.

Sadece olabildiğince fazla efsane öğrenmesini gerektiriyordu ve adıysa 'Efsanenin alanıy'dı.

Huai Shen bu tekniği nasıl serbest bırakılacağını az çok anlamıştı. Bu teknik tamamen iradesine bağlıydı.

Daha sonra gözlerini açtı ve tek seferde "Kan iblisin kan kontrol sanatı! ve İlahi teknik- Beden kontrolu!" diye bağırdı.

Ardından yere yığıldı ve acı içinde kavranması başladı. Bir süre sonra gözlerini açınca ormanda yerde kanlar içinde yattığını buldu. Üzerindeki kıyafetleri yanmış ve param parça olmuştu.

Huai Shen oturur pozisyona geldi ve içinde ki Göksel İblis Qisinin miktarına bakmaya başladı. Daha sonra bu Qiyi kullanarak bedeninde bulunan yaraları ve kömürleşmiş eti iyileştirirken aklında ki bilgileri düzenlemeye başladı. 

Huai Shen 'kan iblisi kan kontrol sanatını' incelemeden önce edindiği ilahi tekniğe Beden kontrolünü incelemeye başladı.

Bu tekniğin basit bir ismi olsada oldukça kullanışlıydı. Bedenini hem dahada güçlendiriyor hemde belirli kısıtlamalar altında şekilde değiştirebilmesine olanak sağlıyordu.

Bunun için sadece ilahi enerji gerektiriyordu ki bu oldukça iyiyim bir şeydi. Sonunda Huai Shen kaynak gerektirmeyen bir şey bulmuştu. Ama daha sonra bakınca bunun sadece ilk iki seviyesi için geçerli olduğunu buldu.

Geri kalan seviyeler bedeni dahada güçlendirmek için element enerjisine ihtiyaç duyacaktı.

Başta bu element enerjisi o kadar da sorun değil gibi görünüyordu ama daha sonra açıklama kısmında ne olduğu açıklandığında Huai Shen başının ağrımaya başladığını gördü. 

Bunun alan genişletme alemi uygulayıcılarının ana yetişim kaynağı olduğunu öğrendi.

Bu alan genişletme ise xiantian aleminden sonra gelen alemdi. Huai Shen bu bilgiyi öğrenmesine sevinmişti ama bu işine yarayan bir bilgi değildi eninde sonunda bunu öğrenecekti zaten.

Bu sırada Huai Shenin bütün yaraları iyileşmiş ve cildi tekrar 10 yaşında olan bir Türk çocuğunun cildine dönmüştü.

Buğday ten ve kumral saçlar ama Huai Shen bunu bilmesede gözleri yavaşça altın rengine dönmeye başlamıştı. Bunun sebebi ise saf yang metal sanatının savaş sırasında kontrolden çıkmış olması ve bakılmadan önce Huai Shenin gözlerine zarar vermiş olmasıydı.

Daha sonra Huai Shen kendini iyileştirirken gözleri de iyileşmiş ama bu metal Qi gözlerinde kalmıştı. Bu Huai Shene otoriter ve keskin bir bakış vermişti. Bunun dışında ise hiçbir zararı yoktur.

Huai Shen iyileştiğini fark edince bu sefer de yer ve gök Qisini Göksel İblis Qi ve saf yang metal Qisini yenilemek için emmeye başladı.

Bu sırada ise tekrara boş durmadı ve 'Kan iblisi kan kontrol sanatı'nı kontrol etmeye başladı.

Bu sanatı incelerken çok mutlu oldu çünkü artık basit şeytani yol kan mühürleme teknikleri onu idare edemiyordu.

Ayrıca bu teknik Huai Shene birden fazla kaçış yolu vermişti. Bunlar kaçış gizli sanatlarıydı.

Bu Huai Shenin sonunda güvenebileceği adam akıllı bir kaçış sanatının olduğunu düşünmesine neden oldu.

Daha önceden doğru yol ordusunu görünce endişelenmemişti çünkü bileğinde bulunan 'kutsal alev tapınağının' işaretinden dolayı kimsenin ona saldırmaya canını düşünüyordu.

Ama bunun o kadar da güvenilir olmadığını biliyordu. Ya kutsal alev tapınağının bir düşmanına denk gelirse? O zaman ne yapacaktı?

Bundan dolayı bu sanat Huai Shenin içindeki son endişe olan kaçış yolu sorununu da çözdü.

Huai Shen bunlarla ilgilenmeyide bitirdikten sonra bu sefer de bedenindeki Qilerin miktarını kontrol etmeye başladı. Bu sırada iki sürprizle karşılaştı.

Bu sürprizlerden biri Qi yolunda kan arıtmadan çıkıp tendon gelişimi alemine girmesi idi.

Bedenindeki altın renkli metal Qi şimdi tendonlarına nüfuz ediyor ve orada birikiyordu. Bu hem daha fazla metal Qi biriktirmesine sebep oluyor hemde fiziksel gücünün artmasına sebep oluyordu.

Tabi bu fiziksel güç artışı Huai Shen için önemsizdi. Çünkü hem Göksel İblis Tekniği gibi güce odaklanan bir tekniği geliştiriyordu hemde o çoktan meridyen açılışı alemine giriş yapmıştı.

Bu alemde Huai Shen kendi fiziksel gücünden o kadar emin olmaya başlamıştı ki xiantian aleminde bulunan birinin ona karşı fiziksel güçte kaybedeceğini düşünüyordu.

Diğer sürpriz ise beden eğitimi yolunda meridyen açılımı aleminin zirvesine tırmanmış olmasıydı. Eğer biraz daha uğraşırsa xiantian alemine girebilecekti.

Huai Shen daha sonra ayağa kalktı ve Xi Lanın gösterdiği dağa koşmaya başladı. Hala Huai klanına gitmekten vazgeçmemişti.

Edindiği bilgilerin hepsinin eski olduğunu anlamıştı. Değerli olsalarda eskiydiler Huai Shen her şeyin antik çağlarda olduğu gibi olduğundan emin değildi. Sonuçta her şey aynı olsaydı antik çağ denmezdi.

Kısa süre sonra tekrardan Xi Lanın gösterdiği dağa geldi. Hava çoktan kararmıştı ama dağın üstünde hareketlilik vardı. Huai Shen kendini gizledi ve dağın üst kısımlarında gerçekleşen savaşı izledi.

Savaşan kişiler Xi Lan ve ilk başta gördüğü ahşap kurdun üzerine binen adamdı. Ama adam şimdi çok farkli görünüyordu.

Şimdi kendisi de ahşap gibi görünüyordu ve ellerinin yerinde bir çift ahşap İblis eli vardı. Etrafında ise iki tane daha ahşap kurt vardı Huai Shen çevreye bakınca uzakta üç tane ahşap kurt cesedi gördü.

Bu cesetler parçalanmıştı ve yeşil kanın içinde yatıyordu ve bu yeşil kan parlıyordu. Huai Shen merak içinde savaşı izlemeye başladı.

Çağırıcı Kulesinden gelen adam sayı avantajını kullanarak saldırıyordu. Kendi bedeniyle Xi Lanın saldırılarını karşılıyor ve iki ahşap kurtla arkadan yaklaşıyordu.

Xi Lan ise bu durumda adamı uzak tutmaya çalışırken bir yandan da kartlardan kurtulmaya çalışıyordu. 

Adam ise buna izin vermiyor ve Xi Lan tam kartlardan birine öldürücü bir hamle yapacakken güçlü bir şekilde saldırıyor ve Xi Lanın kurtları öldürmesini engelliyordu. 

Bu durum bir süre daha devam ettikten sonra Huai Shen sonunda sıkıldı ve Elder Shui ile savaşırken öğrendiği aura şeysini kullanmaya başlamak üzereydi. 

Ama daha sonra Efsanenin alanı tekniğini kullanmaya karar verdi.

"Şimdi nasıl yapacaktık.... irade! Hmmm... EFSANENİN ALANI ORTAYA ÇIK!!"dedi Huai Shen aniden bağırarak.

Huai Shen bunu bağırarak söyledikten sonra bir şeyin olmasını bekledi. Ama çağırıcı kulesinden gelen adam ve Xi Lanın ona bakması dışında başka bir tepkiye sebep olmadı.

"Neden olmadı ki şimdi bu? Belkide içimden dışarı çıktığını düşünmeliyim."

Huai Shen bunu dedikten sonra gözlerini kapadı ve içinden bir güç alanının çıktığını hayal etti. Ama bir süre geçmiş olmasına rağmen bir şey olmadığını anladığında yüzüne gelen ahşap bir pençe vardı.

Huai Shen elini ile bir kavrama hareketi yaptı ve yüzünün önündeki pençe nin sahibinin kafasını ezdi. Bu pençe nin sahibi ise tabiki de ahşap kurt tu. 

Daha sonra kafasını çevirip çağırıcı kulesinden gelen adama baktı ve artık Efsanenin alanı tekniğini kullanmaya çalışmadan şeytani aurasını saldı.

Bu aura bir sel gibi adamın üstüne çöktü ve adamın gözlerinde çılgınca bir parıltı oluşmasına sebep oldu.

Ama kimseye bir şey yapamadan kafasına bir balta saplandı ve yüzünün ikiye bölünmesine sebep oldu.

"Sesi çıkarmadan seni denek olarak kullanmamı beklemeliydin." Dedi Huai Shen tuhaf bir bakışla.

Daha sonra Xi Lana döndü ve "Hadi artık şu geçitten geçip şehre girelim."dedi. 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr