48.Bölüm: Çıldırmak

avatar
500 2

Göksel İblis Tekniği - 48.Bölüm: Çıldırmak


Huai Shen ışınlanma formasyonu yönünde ilerlerken birden karşısında iki yaşlı adam belirdi. Bu ikili den biri beyaz diğeri ise siyah giyinmişti. 


İki yaşlı da sadece filmlerde görünecek bir görünüşe sahipti. İki yaşlı da kıyafetlerinin rengi farklı olmasına rağmen yinede antik çinin imparatorluk kıyafetlerinden giyiyordu. 


Huai Shen bu adamları görünce olduğu yerde durdu. Kafasını kibirli bir şekilde iki yaşlı adama doğrulttu. 


"İkiniz güzelce geçmeme izin mi vereceksiniz yoksa ben zorla mı geçmeliyim?" 


Beyaz cübbeli adam Huai Shenin bu sözleri üzerine kaşlarını çattı ve "Çocuk biraz daha kibar olmalı ve bize zorluk çıkarmamalısın."dedi. 


Huai Shen bu sözlere alaycı bir gülümseme vermek dışında bir şey yapmadı. Ardından baltasını çıkardı ve "Siz iki bunak sessizce yolumdan çekilmeli ve o piçin kafasını almama izin vermeliydiniz ama madem bana engel olmakta kararlısın benim sizi öldürmekten başka seçeneğim kalmıyor."dedi Huai Shen ardından ikilinin üzerine baltası ile bir saldırıyı başlattı. 


Beyaz cübbeli yaşlı bu balta saldırısını sadece bir eli ile durdurdu ve genç efendisinin bu çocuğu fazla büyüttüğün düşündü. 


Bu iki kişi Huai Huanga küçüklüğümden beri eşlik eden hizmetlileriydi. Bu yüzden Huai Huanga sonsuz sadakatle vardı ama karşılarındaki kendilerine benzemeyen çocuğa baktıklarında ve Huai Shenin balta saldırısını kolayca engelleyince genç efendilerinin bu çocuğu çok büyüttüğü düşündüler. 


Çünkü Huai Shenin saldırısı sıradan bir meridyen açılımı aleminin zirvesinde birine ait olan bir kişinin saldırısıydı. 


İki yaşlı xiantianın orta başlangıcında idi ama iki yaşlı sıradan xiantian başlangıcında olan kişiler değildi. İkiside uzun yıllar boyunca savaşmış Huai klanının eski elitleriydi. 


Ama bir savaşta yaralanıp yetişimleri xiantianın zirvesinden xiantianın başlangıcına sıkışmıştı. Bu yüzden Huai Huangın babası onları Huai Huangı koruması ve onunla ilgilenmesi için görevlendirdi.  


Bu ikili yirmi yıla yakın süredir Huai Huangın bakıcılığını yapıyordu ve eski elitleriydi tavırlarını kaybetmişlerdi ama sonuçta hala onlar bir zamanların elitleriydi bu yüzden insanlara karşı bir önyargıları vardı.   


Huai Shen ise bu saldırıyı bilerek yapmıştı ama gücünü tutturamamıştı, istediğnden daha güçlü olmuştu. Neden güçsüz bir saldırı yaptığına gelince ise; sebebi tabiki karşısında ki iki adama karşı dikkatli olmasındandı. 


Huai Shen, Huai Huangın onun peşinden birini gönderdiğinde işi şansa bırakacağını sanmıyordu. Bu yüzden gardlarını indirmek erini sağlamak için güçsüz saldırılar başlatmaya karar verdi. 


Baltasının tutulmasının ardından Huai Shen baltasını çekti ve bir saldırı daha başlattı ama bu sefer siyahlı adama yapılmıştı saldırı. 


Siyah cübbeli yaşlı soğukça gülümsedi ve Huai Shenin baltasına elinin tersiyle vurdu. Huai Shen elden baltanın içine akan gücü hissediyordu. Aniden Huai Shenin yüzü solgunlaştı. Sanki baltanın içinden geçen güç onu yaralamıştı. 


Bunu gören iki yaşlı adam soğukça güldü. Beyaz cübbeli adam Huai Shenin işini bitirmek için öne çıktı. Huai Shen ise tekrara baltası ile aynı saldırıyı gerçekleştirdi. 


Beyaz cübbeli yaşlı alaycı bir şekilde saldırıyı karşılamak için elini kaldırdı ve "Velet bana aynı saldırıyla saldırmaya çalışman komik bir davranış."dedi. 


Balta eline çarptı ve hiçbir iz bırakmadı yaşlı adam bununla dalga geçmek üzereyken balta aniden geri çekildi ve Huai Shen beyaz cüppeli adamın karnına tekme attı. 


Bu sırada baltası ile bir daire çizmiş ve tekmenin ardından beyaz cübbeli adama balta ile vurmuştu. Balta adamı neredeyse ortadan ikiye bölmüş ve adamın hızlı bir ölüme kavuşmasını sebep olmuştu. 


Her şey o kadar ani ve hızlı olmuştu ki ne siyah cübbeli adam ne de beyaz cüppeli adam tepki verebilmişti. Buda beyaz cüppeli adamın ölümüne sebep oldu. 


Simya cüppeli adam bir an kendine gelemedi ve önünde yatan cesede baktı. Adam o kadar kötü ölmüştü ki siyah cüppeli adam arkadaşına  üzüldü. 


Siyah cüppeli adam tepki verebildiğinde ise yüzüne bir balta geliyordu. Hemen bir kılıç çıkardı ve baltayı engelledi ve bir karşı saldırı başlattı. 


Yaşlı adamın kılıcı bir yılan gibi hareket etti ve Huai Shenin karnına saplandı. Daha sonra kılıcını çekip Huai Shenin kalbine saklamaya çalıştı ama Huai Shen baltasının sapı ile kılıca vurdu ve kılıcın yörüngesine değiştirdi ve bu sırada kılıcın ters tarafına doğru hareket ediyordu. 


Yaşlı adam kılıcının yörüngesine değişince hai Shene bir ters tekme attı ve tekmenin gücünden yararlanarak geri çekildi. 


Huai Shense baltasını yere savurdu ve yerden bir toz bulutunun kalkamasını sağladı ama yaşlı adam gizemli bir teknik kullandı ve kılıcının kesişi ile birlikte ortaya dev bir dalga çıktı. 


Dalga tozu dumanı içine kattım ve tekrar yaşlı adamın görüşünün temizlenmesine sebep oldu. 


Huai Shen de bu saldırıdan etkilenmişti. Göğüsünde büyük bir kılıç yarası açılmıştı ama yara hızlı bir şekilde kapanıyordu. 


Yaşlı adam Huai Shenin göğüsündeydi bulunan yaranın kapanması hızını görünce kaşlarını çattı. 


"Demek bir beden kultivatörüsün. Ama ne yazık ki benim karşımda duramayacaksın. Xiantian ve houtian arasında ki farkı anlamanı sağlayacağım."


Huai Shen ise bu sırada xiantianın ve houtianın arasında ki farkı anlamaya başlamıştı. 


Bu fark ise tabiki de büyülü sanatlardı. Huai Shen ne kadar güçlü saldırırsa saldırsın karşısında ki adam büyülü sanatlarını kullanarak bu durumu tersine çevirebilirdi.  


Huai Shen bu durumdan çıkmak için bir çözüm düşünürken yaş adamla savaşmaya devam ediyordu. Birkaç süre sonra yaşlı adamın bir kusurunu gördü ve bunu kullanmak için doğru anı beklemeye başladı.  


Bir süre sonra yaşlı adam kılıcı ile bir delme saldırısı yaparken Huai Shen aniden adamın soluna doğru fırladı. Baltasını tam adamın kafasına denk gelecek şekilde salladı. 


Yaşlı adam bu daldırıyı karşılamak için kendini zorla durdurdu ve kılıcının stilini değiştirdi ve üzerine doğru gelen öldürücü saldırıyı karşıladı.  


Karşı saldırı yapmak için harekete geçecekler aniden sol bacağına bir tekme yedi. Tekme ile birlikte geri savruldu ve yere düştü. 


Hemen ayağa kalkmasına rağmen artık sol bacağını kullanamıyordu. Bunun sebebi yaşlı adamın zayıf olması değil yıllar önce yetişiminin düşmesine sebep olan savaşta bacağında bulunan meridyenlerin ağır hasar görmesiydi ve şimdi o meridyenleri bir defa daha saldırıya uğramışlardı. 


Bu onun aku noktalarında bir geri tekmeye neden olmuş ve kanı ters akmaya başlamıştı. İstemsizce bir ağız kan kustu. Huai Shene baktı ve ağzından ölmeden önce bir tek şey çıktı. 


"Nasıl?..."


Adam ardından bir balta darbesi ile kafasının koptuğunu gördüğünde aklında hala bu soru vardı. 


Huai Shen kopuk kafanın yanına geldi ve kafaya bakarak adamın son sorusunu cevapladı. 


"Sol bacağına basamadığından anladım."


Huai Shen biliyordu ki biri öldükten sonraüç saniye daha yaşayabiliyordu. Bu yüzden adama hızlı bir şekilde cevap vermişti. 


Adamın sormak istediğim soru ise tabiki bacağında öyle bir zayıflığını olduğunu nereden bildiğiydi. Huai Shen ise dediği gibi adamın sol bacağına fazla yüklenememesinden anlamıştı. 


Huai Shen elbette bu kadar büyük bir sorun oluşturacağını bilmiyordu sadece adamın acı yüzünden dikkatinin dağılcağını ve hızının yavaşlayacağını düşünüyordu. 


Bu kadar fazla tepki göstermesinin bacağında ki meridyenler le alakalı olduğunu şimdi bile bilmiyordu. 


Huai Shen iki adamı öldürdükten sonra bir el hareketi ile iki kişininde bedenini depolama yüzüğüne yolladı ve ışınlanma formasyonu na doğru koşmaya devam etti. 


Bu sırada önüne bir kaç kişi daha çıktı  ama Huai Shen onlarında icabına kolayca baktı.


Huai Shen eni sonunda ışınlanma formasyonu nun olması gereken açıklık alana geldi ve ilk gördüğü şey formasyonu ortasında duran Huai Huangdı. 


Hemen bağırdı ve Huai Huangın formasyonlar kaçmasını engellemek için harekete geçti. 


"Seni orospu çocuğu! Gel ve celladınla yüzleş!" 


Huai Huang sesin sahibine bakmadan bile kim olduğunu biliyor gibiydi. Hemen bir emir verdi ve hafifçe yana eğildi.  


"Biri şu çocuğu öldürsün hemen!" 


Huai Shen Huai Huangın edildiğini görünce bunu yapmasında ki sebebi hemen anladı ve Huai Huangın düşündüğü şeyi yapmadığı için mutlu oldu. 


Huai Huangın düşündüğü şeyse Huai Shenin baltasını ona fırlatarak olmasıydı. 


Huai Shen bunu önemsemeden ışınlanma formasyonu nun bulunduğu platforma doğru koşmaya devam etti. 


Huai Shen formasyonu yaklaşırken aniden formasyonu nun içinden 10 kişi çıktı ve Huai Shene bir karşı saldırı başlattı. 


Huai Shen bu kişilerin saldırısından kaçınmak için yana doğru atladı ama ilerlemeye devam etmedi. Çünkü bu adamların önceki ikili den çok daha güçlü olduğunu ilk bakışta fark etmişti. 


Huai Shen ne yapacağını düşünürken formasyonun parlamaya başladığını gördü ve ne yapacağını düşünmek için kendini zorlamaya başladı. 


Bu formasyonun aktifleşmek üzere olduğunu tahmin edebiliyordu. 


O ne yapacağını düşünürken Huai Huang formasyonun içinden konuşmaya başladı. 


"Hahahaha... Huai Shen büyük bir dahi olmak kaderinde varmış ama ne yazık ki kendini çok çabuk açığa vurdun. Şimdi sen burada doğru yolun elinde öleceksin ve ben buradan güvenle kaçacağım. 


Ne yazık ki nasıl öldüğünü göremiyorum ve bu beni çok üzüyor. Neyse bunun intikamı olarak o yandal klanının da bulunan akrabalarını öldürürüm. Yanlış hatırlamıyorsam o yandaş klanının lideriyle pek yakın bir ilişkiniz vardı. 


Haha onu öldürmek inan bana çok zevk verecek." 


Huai Huang bu sözleri söylerken formasyonu nun ışığı dahada parlamaya başlamıştı. 


Aniden Huai Shenin önünde bulunan 10 adam geri çekildi ve formasyon un içine girdi. 


Bu sırada ise Huai Shen daha önce öldürdüğü birinden aldığı mızrağı formasyona fırlattı. 


Korumalar hemen Huai Huang ve diğerlerini korumak için pozisyon aldı ama ne yazık ki Huai Shenin hedefi onlar değil formasyonun kendisiydi. 


Mızrak havada uçarken herkes sanki ağır çekimde izliyormuş gibi oldu. Mızrak formasyonu nun içinden geçti ve beyaz platformun üzerinde bulunan kanla dolmuş formasyonu nun gözüne çarptı ve o bölgeyi paramparça etti. 


Mızrağın çarpması ile birlikte formasyon aktif oldu ve içindeki kişiler aniden paramparça oldu. 


Ama Huai Shen buna sevinemedi çünkü Huai Huangın son anda bir tılsım yırttığını ve ortadan kaybolduğunu gördü. 


Bu sırada ana Huai klanında ihtişamlı bir sarayda yaşlı bir adam gözlerini açtı. Bu adamdan aniden yoğun bir öldürme isteği patladı. 


"Kim!? Kim benim oğluma saldırmaya cürret edebilir!?"


Bu kişi Huai Huangın babası Huai Hua Fengdi. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44359 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr