Çevirmen: Wkeey
Şehre döndüğüne gök yüzü iyice kararmıştı. Mo Sheng saate bakmak için telefonunu çıkardı. Buradan ancak yarın ayrılabilecek gibi görünüyordu. Şehirde bir kaç otel aradı fakat hepsi odaların rezervli olduğunu söyledi. Nihai olarak, şehir merkezindeki pahalı odalardan birinde kaldı. Elbiselerini kurutup duş aldıktan sonra, uyumak için çok erken bir vakit olduğunu düşündü ve otelden çıkmak üzere hareketlendi.
Otelin çevresi 'Y' şehrinin en canlı bölgesi: Zhen Guan Caddesi. Bu şehir fotojenik görüntüsünden ötürü bir parça da turistik karakter taşımakta. O anlarda çevrede onlarca turist de kendini fark ettiriyordu. Mo Sheng etrafı izlerken bir anda bu kalabalık caddede, Yi Chen ile ilk tanıştığı günü hatırladı.
O zamanlar flört aşamasındaydılar. Birinci sınıftayken yarı tatil döneminde, tam olarak ne zaman olduğu önemli değil, Yi Chen telefon numarasını kendisini vermeyi reddetmişti. Bu hadise Mo Sheng'de derin bir üzüntü, tarifsiz bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Bir kadın, erkek arkadaşının numarasına nasıl sahip olamazdı? Tren istasyonundan ayrılırken, Mo Sheng ne tatlı diller dökmüştü, ne maskaralıklar yapmıştı da yine numarayı alamamıştı. Bu sinir bozucu durum onu öfkeden kudurtmuş, arkasını dönüp homurdana homurdana uzayıp gitmişti.
Yine de bir kaç adımdan sonra pişmanlık duymuştu. Öfkeye ne hacet vardı? Belki, arsızca diretmeye devam ederse, Mo Sheng pes edebilirdi fakat arkaya dönüp baktığında Mo Sheng ortalıktan çoktan kaybolmuştu.
Eve döndüğünde karamsarlık doldurmuştu içini, iştahı yoktu, televizyonda ne izleyebilirdi ona da karar veremedi. Sonrasında hayalinde eşsiz fantezilere dalmaya başladı ve hergün dışarı çıkıyordu belki Yi Chen ile karşılaşırım umuduyla.
Sonra gerçekten de öyle oldu, karşılaştılar.
O gün kar yağıyordu. He Yi Chen ve o zamanlar tanımadığı Yi Mei caddenin karşısında yürüyorlardı. O an nasıl reaksiyon göstereceğini bilememişti. Sürpriz şekilde birbirileriyle karşılaştılar. İşin aslı, şehrin çok kalabalık olduğunu hesaba kattığında bu karşılaşmanın mümkün olabileceğine dair bir umut barındırmıyordu içinde. Hemen, ışık hızıyla caddenin karşısına fırladı, kendini onun önüne attı ve sımsıkı sarıldı.
Sanki bu ağacın altındaymış gibiydi. Başında beyaz tülleri olan bir şapka giyen bu kız, çevresindeki insanların acayip bakışları altında bu körpe delikanlıya çığlık çığlığa sarılıyordu: ''Yi Chen, sana kavuşacağımı biliyordum, kesinlikle biliyordum.''
Mo Sheng gözlerini kapadı.
İlişkiler, geçmişte sadece basit bir anı haline geldiklerinde, en acı veren, can yakan şey, insana daha dün olmuş gibi gelen; hatıralar oluyor.
Aceleyle kamerasını çıkardı. Boş bir alana doğru hedef aldı ve deklanşöre bastı.
Elde edilen fotoğraflar geniş, boş ve içinde kimsenin bulunmadığı noktalardan oluşuyordu.
Tatilden sonra Mo Sheng yoğun iş temposu içinde buldu kendini.
Sadece rahat ve özgür olan Xiao Hong'tu. Yenide bir köşe yazısı bitirmişti ve o vakitlerde yapacak pek işi yoktu. Mo Sheng'in ofisinde avare avare vakit öldürüyor, aynı zamanda da kendi mürüvveti konusunda kaygı dolu ruh hallerine girip girip çıkıyordu.
''Ah Sheng, artık daha fazla bu şekilde zamanının çarçur etmemelisin. Şunu iyi bilmelisin ki: Zaman, güzellik ve gençlik demektir. Bir erkek bulmak, toplumu kurtarmak demektir. Birkaç yıl geçince, bir kadın için çok geç kalınmış olacak'' Xiao Hong derin bir iç çekti:'' Ya bunun psikolojik olarak meydana getirdiği yıpranış? Ah Sheng, gerçekten gece olduğunda bir erkeğin koynunda uyumayı istemez misin?''
'' Xiao Hong sen........ anlattığın türden bir rüyamı gördün yine dün gece?''
Utanmış gibi görünüyordu, kızardı, büzüldü: '' Sadece ara sıra oluyor.'' Sonra ciddiyetini takındı ve devam etti:'' Sheng, işte normale döndün şimdi. İlk başta gasp edilmek üzereymişsin gibi davranıyordun.''
Xiao Hong'un gülünç analizi Mo Sheng'i güldürmüştü.
Üzerinde çok fazla kafa yormadığın sürece, üstün körü bir mutluluk oldukça basittir. Arkadaşlarla şakalaşmak, eğlenmek vs... İnsanlar mutlu olduğunu düşünürler. Bazı bazı kendisi de mutlu olduğun düşünebiliyordu.
Mo Sheng, daha fazla bu konuyu uzatmak istemedi duvardaki saate baktı. saat 10 olmuştu bile: ''Haydi, toplantıya gidiyoruz''
Bugünki toplantı üç ayda bir tekrarlanan değerlendirme toplantısıydı.
Mo Sheng'in çalıştığı Dergi firması oldukça büyük bir firmaydı. İlave olarak, 'Xiu Se(Elegant Color)'çok tanınan ve çok satan bu dergi bu firmaya ait. Firma aynı şekilde çeşitli yaşam tarzlarını konu edinen haftalık dergiler yayımlamakta. Yoksa, iki tane fazladan fotoğrafçı istihdam etmek fuzuli kültfet olabilirdi.
'Xiu Se' dergisi, Kadın dergileri kulvarında oldukça saygın ve popüler. Muadilleri arasında da en çok satanlar listesinde liderliği kolay kolay elden bırakmıyor ancak çok satılanlar listesinde müzmin şekilde birinciliğe oynasa da pazardaki payı her ay kademe kademe azalmakta.
Editör, farklı birimler üzerinde olumlu geribildirim yaptıktan sonra, Mo Sheng, temel meselenin yeniliklere yönelmek olduğundan bahsetti.
''Eğer dergimiz, farkındalık yaratmak istiyorsa, Yeni şeylere ihtiyacımız olacaktır. Pazarda şuanda benzer formatta çok fazla dergi var. İçerikler hep aynı; güzellik,moda,damak lezzetleri,aşk ilişkileri veya yaşam. Bunların dışında farklı olarak ne yapabiliriz?''
Editör herkese kapsamlı bir bakış attıktan sonra:'' Ya da bu soruyu şöyle değiştireyim: Kadını kendisine çekecek, farklı, yeni neler olabilir?''
Xiao Hong konuşmak için eliyle izin istedi: ''Ben biliyorum... Erkekler..''
Herkes bir anda kahkaha atmaya başladı.
Editör ciddiyete büründü ve başını salladı:'' Xiao Hong ne kadar salla başını al maaşını zihniyetinde olsa da, içinde patlamayı bekleyen liyakatli bir yetenek barındırıyor.'' Editör kimseyi bekletmeden başını ekrana çevirdi. Ekrandaki konu başlığı: 'Elit/Seçkin Erkekler'
Ekseriyet kendi aralarında fısıldaşmaya başladı.
Bir çalışan: '' Biz kadın dergileri yayımlıyoruz eğer erkeklere özgü konular yazmaya başlarsak bu biraz tuhaf olmaz mı?''
Herkesin kendi aralarında tartışmalarına bir süre müsade ettikten sonra editör: '' Ne olursa olsun, Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.Bu nedenle okuyuculardan gelecek olan dönütleri değerlendirebilmemiz için, dört tane erkek üzerine çalışalım. Bu değerlendirmenin sonucuna göre de biriyle devam ederiz. Hadi, herkesin fikirlerini duyalım.''
''Peki adaylar kimler?''
Editör fareye tıkladı ve ekranda dört tane erkek fotoğrafı açıldı.'' Ben çoktan dört tane aday belirledim. Hepsinin hakkında bir şeyler söyleyeceğim ve sizlerin de fikrini alacağım. Adaylarımız sadece bunlar olmak zorunda değil elbette. Nüfuzlu ve zengin ailelerin çocukları, ünlü bekarlar, ya da mesleklerinde şahlanmış şan, şöhret sahibi erkekler de olabilir. Buradakiler genç, gözde ve ünlü. İşin can damarı şu: Tercih edeceğimiz erkekler öncelikle genç, bekar ve yakışıklı olmak zorunda.''
''Şu en son ödül alan mimar mı?''
''Evet, ta kendisi. Soldaki ise daha tanıdık biri.''
Herkes sıra sıra birileri hakkında fikir sundu. Birden Mo Sheng, ekranın sağ köşesinde kendisine pek tanıdık gelen bir silüet fark etti. Kim ki o?
'' Hey, şu sağ üst köşedeki 'Legal Time' programına misafir konuk olarak katılan Avukat Yi Chen değil mi?''
Editör başıyla onayladı: '' Evet, O. Ulusal kanalları izleyenler bilir; O bu programa katıldığında, kanalın reytingleri alışılmışın dışında yükselmişti.''
Üst düzey yöneticilerden biri: '' Ben onu işlemenizi öneriyorum. Hala TV'ye çıkıyor bu yüzden gündemde ve bir anda hızlı bir popularite ve ilerleyiş gösterebilir.''
Bir tanesi ilave etti: '' Evet, son günlerde çok yüksek marjlı büyük bir ticari davayı kazanmıştı.''
''Bence şaşalı bir özgeçmiş çok muhim değil. Önemli olan bir tanesinin diğer üçüne göre daha fazla seçkin, gözde ve bilindik olması. Böylelikle, kadın okurların hemen dikkatini çekmeli.''
Editör: ''Evet ben de öyle düşünüyorum.
Mo Sheng işe yeni girmiş olan, yeni mezun Xiao Xu'nun iç geçirişini duydu:'' Gerçekten, bu müthiş.''
Hemen yanında oturan Editör Huang, güldü ve:'' Kıskandın mı küçük çocuk? Bir ay içinde elde edeceğimiz kazancı göz önüne alırsak , bir saatlik kıskançlığın zerre kimseye zararı dokunmaz.'' Editör Huang iki parmağını açarak elini kaldırdı: ''Hukuk dalında çalışan bir arkadaşım var. Söylediğine göre bu avukat sadece bir davada torba dolusu para kazanıyor.''
Xiao Xu tahminde bulundu: '' Yirmi bin?''
Başını sağa sola salladı.
'' Bana iki yüzbin deme?''
Editör bu cevabı küçümsedi ve dudağını büktü: ''Onla çarp.''
Xiao Xu derin bir nefes aldı ve ağzını kapadı.
Böylece, yeni misyon onaylandı fakat kilit soru henüz gelmemişti. Editör toplantı salonunda bir göz gezdirdi:'' Bu yeni işin sorumluluğunu kim alacak?''
Toplantı odasında bir sessizlik belirdi herkes bu iş için pek fazla istekli görünmüyor, bazıları da çekiniyordu. Bir süre kimse konuşmadı.
''Ben yaparım.''
Kısa saçlı, kalın sesli, soğuk görünümlü fakat bir o kadar da güzel olan 'Tao Yi Jing.' Tatlı bir yüz, ideal bir vücut ve özgüvenli. Tao Yi Jing kendinden emin şekilde talip oldu:'' Editör, bu özel işi almak istiyorum. Şuan da hazlihazırda yaptığım iş bitmek üzere sonrasında tüm enerjimi ve zamanımı bu işe adamak istiyorum. İlave olarak avantajım da var: Ben de 'C' üniversitesinden mezun oldum, avukat Yi Chen ve mimar Kang Jia Nian'a da yabancı değilim. Bu yüzden, konuşmaya değecek ortak noktalarımız olacaktır. Dahası Avukat Yi Chen ile tanışmışlığım bile var....''
Tanışmışlık derken? Mo Sheng başını kaldırdı ve tesadüfen genelde soğuk görünümlü olan bu kadının yüz ifadesinde bir heyecan, bir renklenme gördü. Bir an morali düştü, yüreğinde kekre bir hissiyat belirdi.
Mo Sheng'in yanında oturan, Mei Jie konuşmaya girdi:'' 'C' Üniversitesi mezunları, ne önemi var ki...'' Mei Jie ile Tao Yi Jing'in yıldızları ezelden beri hiç barışmamıştır, birbirilerini de pek sevmezlerdi. Bu yüzden Mei Jie, Xiao Hong'un bu işe yönelmesi konusunda onu harekete geçirmeye çalıştı:'' Xiao Hong, sen neden yapmıyorsun? Niçin bu kadının bu işi almasına olanak verelim?''
Toa Yi Jing, belki kendi halinde biriydi fakat başkalarını gölgede bırakmayı severdi iş yerinde de pek hazedilmezdi kendinden. Bir çok iş arkadaşı, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde kendisini ötekileştirmiş ve dışlamıştı ancak Xiao Hong ve Mo Sheng bu örgütlenmeye müdahil olmamışlardı. Bu esnada Xiao Hong bu öneriyi reddetti: '' İmkanı yok. Erkek arkadaşım ona ihanet ettiğimi düşünebilir.'' Tekrar fotoğraflara baktı: '' Hey, bu yakışıklı He Yi Chen bana çok tanıdık geliyor. Mo Sheng peki sen düşünmez misin?''
Mo Sheng zoraki bir üslupla: ''Dünyadaki bütün yakışıklı erkekler sana hep tanıdık geliyor zaten.''
Tüm bu takatuka devam ederken editör kararını verdi:'' Yi Jing, bu görevi sana veriyorum ve aynı şekilde başarıyla üstesinden geleceğine inancım tam.'' Editör şakalaşmaya sardı:'' Haha, bilemiyorum aşk tuzağı da kurarsın belki.''
Ortamda gülüşmeler oldu. Bir tanesi bu geyiği sürdürdü:'' Eğer güzel Tao'muz bir avukatı himayesi altına alabilirse, belki firmamız ileride avukat masraflarından yırtabilir.''
Editör ısrarla sesleniyordu: '' Hey Sheng..... Sheng.''
''Ah, Evet ?''
'' Fotoğraf kısmı, bu görev için sessiz sedasız olmalı bu yüzden zaman zaman sana iş düşebilir ve Yi Jing'e refakat etmen gerekebilir.''
Mo Sheng'i korku sardı bu işi reddetmek için makul bir gerekçe bulmaya çalıştı, ama zihni donmuştu. Sadece başıyla onayladı. Daha sonra bu işi özel olarak, Lao Bai ile değiş tokuş edebilirdi.
Muhtemelen tekrar onunla karşı karşıya gelmek hiç uygun olmazdı.
__________________________________________________
Artık, Mo Sheng ve Tao Yi Jing, 'Beyaz Yakalılar' olarak isimlendirdikleri bölüm için çalışıyorlardı. Giriş kısmı; bekar beyaz yakalıların çalışma hayatlarını, çevresini ve hayata bakış açılarını anlatmakla başlıyordu. Mo Sheng fotoğraftan sorumluydu Tao Yi Jing ise yazarlık kısmından sorumluydu. Sabahki işleri bittiğinde Tao Yi Jing:'' Öğle yemeğini beraber yiyelim ama bir arkadaşımda bizimle olabilir ayıp olmaz değil mi?''
(Beyaz yaka bedensel değil daha çok zihinsel gücüyle, masa başı çalışıyor. Memurdan yönetici pozisyonuna kadar geniş bir grup bu kapsam içinde yer alıyor. El emeğine dayanmayan işlerde çalışan beyaz yaka daha çok idari ve araştırma geliştirme işlerinde faaliyet gösteriyor.)
Mo Sheng kendini biraz değersiz ve yalnız hissetti:'' Madem arkadaşınla buluşuyorsun, ben ayrılayım o zaman.''
'' Gerçekten zararı yok. Yalnız dönme hiç bence.''
Tao Yi Jingin bu tavrı üzerine Mo Sheng sadece başını sallayarak kabul etti.
Restorana vardıklarında, randevunun Tao Ji Ying'in ''Legal Time'' programının sunucusu olan Ge Li ile olduğunu gördü.
''Muhterem kardeşim, bu benim iş arkadaşım Zhao Mo Sheng kendisi bir fotoğrafçı. Yaptığımız görüşmelerde fotoğraf işlerini o hallediyor. Ah Sheng bu benim üniversiteden arkadaşım. Gazetecilik okudu şimdiyse ''Legal Time'' programının sunuculuğunu yapmakta.''
Ge Li memnuniyetle başını salladı.'' Merhaba.''
Mo Sheng aynı şekilde karşılık verdi:'' Merhaba.'' Dünyanın ne kadar da küçük bir yer olduğu düşündü. Bir an oradan ayrılmı güdüsü hissetti.
Ge Li tipik ofis kadınıydı, tarz giyinik, şık, havalı ve tam bir sunucu gibi sürekli gülümsemekteydi. Bir süre muhabbet ettikten sonra, asıl konuya girdiler:'' Yi Jing, bana firmanızın He Yi Chen ile röportaj yapmak istediğini söylemiştin değil mi?''
Tao Yi Jing başıyla onayladı: '' Evet kardeşim, bize bir kıyağın olur mu?''
'' Kıyak mı? İkiniz de zaten birbirinizi tanıyorsunuz bana neden ihtiyaç duydun ki?''
'' Ama uzun zaman önceydi, birlikte bir partiye katılmıştık. Sonra o mezun oldu ve muhtemelen şimdi ismimi bile hatırlamıyordur.'' Gözlerinde bir tür havai fişek patlamasının etrafa saçtığı göz alıcı ışıltı oluşuverdi. Mo Sheng depresif bir halde onda bakıyordu, kalbi yerinden çıkmıştı.
Ge Li sinsice: '' Bu kadar emin olma bence, genelde güzel kadınlar, insanlar üzerinde hep derin etkiler bırakır.''
Tao Yi Jing biraz sinirlendi ve:'' Canım kardeşim, yardım ediyor musun? etmiyor musun?''
Ge Li boş bir gülücük attı: '' Yardım edeceğim. He Yi Chen'in sevgilisi şuan yok bu fırsatı kaçırmayıp, lehine değerlendirebilirsin. Bu bereketli, verimli suyun, başkasının tarlasına akmasına izin verme. Bu tam anlamıyla altın kaplumbağa(zengin koca). Dahası seni temin ederim ki çok kusursuz bir karakteri vardır.''
''Güzel kardeşim, iş arkadaşımın yanında böyle abuk subuk konuşmamalısın.''
Mo Sheng isteksiz şekilde gülümsedi,başını eğdi, kahvesini karıştırdı: '' Yok, hayır sorun değil.''
''Yi Jing neden firmanız böyle bir buluşma talep ediyor?''
''Eğer dergimiz prestijli bir üniversiteden mezun olmuş, başarılı bir kariyere sahip, aynı zamanda yakışıklı bir erkeğin baskısını yaparsa, bu dergiye bakmak için satın alır mıydın?''
''Tabiki. Kocam görmeden alırım''. Ge Li İçten bir kahkaha attı:'' Fakat Yi Jing, He Yi Chen'in kişiliğine bakarsak, bir kadın dergisinde sergilenmeyi hoş karşılamayacaktır. Muhtemelen haberin yoktur ama onu misafir konuk olarak programa katılması için ikna ederken akla karayı seçmiştim.'' Bir süre konuşmadı sonrasında ikilemde kalmışçasına:'' Belki ola da bilir....Belki göz önünde olmayı,gündemde olmayı arzulamış olabilir.''
Mo Sheng kahvesini karıştırmayı bıraktı. Tao Jing kendisine baktı ve Ge Li Ye:'' Kardeşim, ya sen onu nasıl ikna ettin?''
''Nasıl mi? eh?....''
Ge Li iki yıl önce Avukatlık mesleğinde isim yapmaya başlamış genç avukat He Yi Chen ile nasıl karşılaştığını anımsadı. Kendisiyle iş birliği içinde bulunma niyetini anlattığında, bu soğukkanlı adam, biraz telaşlı görünmüştü: '' Bu iş çok göz önünde ortalıkta bir iş mi olacak?''
Sonra, reytingleri sordu, bu gösterişi sevmeyen,ketum avukatın katıldığı program izleyicilerin gözünde nasıl yorumlanırdı? Rahat bir üslupla ona, benzer programlara kıyasla kendi programının performansının oldukça iyi olduğunu söylemişti.
Sonrasında kendi kendine kısık sesle şöyle mırıldandığını duymuştu:'' Demek bir sürü insan izliyor..''
Defalarca bu lafını tekrarlamıştı. Demek ki bu adam toplumun nabzını ve dikkatini çok fazla önemsiyor ve bu konuya ilgi duyuyordu: ''Ah evet, bir çok insan izliyor bu programı.''
Sonuç olarak Ge Li: '' Belki kabul edecektir. Sizin için onunla konuşacağım.''
______________________________________________
Yemekten sonra taksiye binmediler, şehir meydanına doğru yürümeye koyuldular. O dakikalar, meydanda yoğun insan kalabalığı vardı; özellikle ürünlerini pazarlamaya çalışan satıcılar...
To Yi Jing Mo Sheng'in adımlarının yavaşladığını fark etti sebebini sorgulamadı aceleci bir edayla: '' Hızlı yürü, işe başlama vakti geldi.''
''Oh.''
Tao Yi Jing, bu istakrırsız ve gayesiz halin nedenini merak etti:'' Ne düşünüyorsun bu kadar?''
''Ah.'' Sanki uykudan uyandırılmış gibiydi. Sesi biraz karamsar ve keyifsizdi: '' Hiç.. Tam bu caddede yol ayrımına girdiğim okul arkadaşımı hatırladım.... onu çok aramıştım. Eğer onu bulamazsam,
göz alıcı, ortalık bir yerde duracağımı söylemiştim.''
''Neden?''
O da böyle sormuştu:'' Neden?'' Mo Sheng gülümsedi: '' Cevap vermiştim: Eğer seni bulamazsam,ben de herkesin görebileceği, göz alıcı bir yerde dururum , sen beni bulursun diye...''
Yani Yi Chen, kendisini görmesi ve bulması için televizyona mı çıkmıştı?İşler bu defa tersine dönmüştü şuan göz önünde, kendini büyük kalabalıklara servis etmiş olan, göz önünde durmaya çalışan O'ydu.
Ya da Mo Sheng'in hayalgücünün sınırları yine yolundan sapmıştı.
Tao Yi Jing: '' Sevdiğin biri miydi?''
Mo Sheng hemen cevap vermedi. Bir süre sonra Tao Yi Jing ne söylediğini zar zor duyabilmişti: ''Evet..... hem de çok sevdiğim biri..''
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..