Rayomi ve Oliva ekrana doğru yaklaştıklarında bir video başlamak üzereydi. Karşılarında duran kadına karşı temkinli davranıyorlardı ama etrafta insanlar olduğu için saldırıya uğramayacaklarını düşündüler.
Video gizli bir çekime benziyordu. Ormanlık alanda elinde kocaman bir balta taşıyan, iri yarı bir adamın gözükmesi ile video başladı. Adamın biraz ilerisinde devasa boyutlarda bir canavar duruyordu. Canavar gözükünce kamera havaya doğru yükseldi, bu görüntüler drone ile çekilmiş gibi duruyordu.
Adam baltasını havaya kaldırdı ve anlaşılmayan birkaç kelime söyledi. Anlaşılmayan sözcüklerin ardından balta parlamaya başladı.
Canavar, adama doğru ilerledi. Adam derin bir nefes aldı ve baltasını zemine doğru savurdu.
"Wuhoop!!"
Balta zemine değer değmez zemin ortadan ikiye ayrıldı. O kadar kuvvetliydi ki yaklaşık yedi metre uzaktaki canavarı bile ortadan ikiye ayırdı.
Rayomi ve Oliva gördükleri şey karşısında şaşkına dönmüşlerdi. Adamın katılımcı numarasına bakmak istediler ama kameranın bulunduğu yerden adamın sağ elinin üstü gözükmüyordu.
Kadın ekrana dokundu ve videoyu durdurdu.
"Normalde bir katılımcı gücünü kullanmaya başladığında, belirli bir uzaklığa kadar, var olan tüm elektronik cihazları geçici süreliğine devre dışı bırakır. Bu görüntüler bu alanın dışından yakınlaştırılarak çekilmiş."
Kadın doğru söylüyordu. Videoya çok odaklandıkları için ikisi de bu kuralı unutmuştu. Kadın konuşmasını bitirince videoyu devam ettirdi.
Adam arkasına döndü ve geldiği yöne ilerlemeye başladı. Tam o sırada, canavarın yok olduğu yere, havadan süzülerek bir adam indi.
Elinde uzun bir kılıç tutan, sarı saçlı, altın sarısı gözlü, beyaz kıyafetler içinde bir adamdı.
"Az önce yaptıkların baya etkileyiciydi."
Rayomi bu süzülerek gelen adamın sağ eline bakmaya çalıştı ama çok uzakta olduğu için adamın numarasını okuyamıyordu.
Baltalı adam cevap vermedi. Tek yaptığı karşısında duran adama sinirli bir şekilde bakmaktı.
Diğer adam sırıtarak konuşmaya başladı.
"Selam baltalı yakışıklı ben iki(2) numaralı katılımcı, bir başka deyişle 'ecelin'."
Baltalı adam, iki numaraya doğru döndü ve elindeki baltayı doğrulttu. Tehditkar bakışlarından saldırıya geçeceği anlaşılıyordu. Rayomi baltalı adamın az öncekinden daha afili bir hareket yaparak tek hamlede iki numarayı yere sereceğini düşündü.
Baltalı adamın bu hareketine karşılık olarak iki numara, kılıcını tutarak zemine değdirdi. Sanki savaşmak istemiyormuş gibi bir harekette bulunmuştu ama yüz ifadesi tam tersini gösteriyordu.
"Gel bakalım. EZİK!"
Baltalı adam büyük bir öfkeyle koşmaya başladı. Çok hızlı koştuğu için bu hızla iki numaraya varması 2-3 saniyesini alacaktı ama daha yolu yarılayamadan karşı saldırıya maruz kaldı.
Baltalı adam yolu yarıladığı sırada iki numaranın kılıcı parladı ve zeminin büyük bir kısmı alev aldı.
Baltalı adam hızlı refleksleriyle kendini geriye doğru atarak alevlere değmekten kurtuldu. İlk saldırıdan kaçmış olsa da etrafı alevler içindeydi. Kaçabileceği bir yer yoktu.
Yüzünde tiksinç bir sırıtma olan iki numara, kılıcını havaya kaldırıp ucunu baltalı adama doğrulttu. Kılıç bir anda parlamaya başladı. O kadar çok parlıyordu ki gökten yere inmiş bir yıldızı anımsatıyordu.
"Excalibur!!"
Bir bağırtı duyuldu ve kılıcın ucundan ateşi andıran bir renkte enerji dalgası fırladı. Çok kuvvetliydi ve çok büyüktü. Enerji dalgası ilerledikçe normal bir insanın iki katı büyüklüğüne ulaştı.
Baltalı adam karşı saldırı yapmaya çalıştı ama nafile. Kılıcın büyüsü baltalı adamı saniyeler içinde yakıp kül etti ve sadece bununla kalmadı. Yaklaşık 100 metre daha ilerleyip önüne çıkan ne varsa yakıp yıktı.
Rayomi ve Oliva donakalmışlardı. Rayomi, dört numaraya korkmuş gözlerle baktı.
"Bu adam nasıl bu kadar güçlü? Böyle bir şey mümkün mü?"
Kadın videoyu biraz ileri sardı ve adamın mührünün gözüktüğü bir saniyede durdu. Rayomi şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordu. Adamın mührü kırmızı değil koyu gri renkteydi.
Oliva şaşkınlıktan yutkunmayı unutmuştu. Bu yüzden ağzında fazlasıyla tükürük birikmişti. [İğrenç]
"Demek çoktan 20 seviyeyi geçmiş. Gücüne bakılırsa 30 veya 40 seviyeye ulaşmıştır."
Dört numara, telefonu kendine doğru çekti ve konuşmaya başladı.
"Size birkaç bilgi vereceğim ve bir teklif sunacağım."
Telefonu cebine koydu, sırtını duvara doğru yasladı ve devam etti.
"Bende bu görüntüleri ilk izlediğimde sizin gibi tepki verdim. Belli ki bu adam 20 seviyeyi geçmiş. Excalibur gibi bir silaha sahip olduğuna göre önceki savaşlara katılmış kişilerin soyundan geldiğini düşünüyorum. Excalibur kontrol edilmesi en zor ve en çok enerji tüketen silahlar arasında yer alır."
"Silahının üstünde ki kabiliyeti de çok üst düzeydi."
"Gördüğünüz gibi bazı katılımcılar bizim çok önümüzdeler. Biz birbirimiz ile savaşmak yerine onlara yetişmeliyiz diye düşünüyorum."
Rayomi, dört numaranın son dediğini anlayamamıştı.
"Anlayamadım, nasıl yani?"
"Bir şehir içerisinde belirli sayıda canavar doğuyor. Her öldürülen canavarın yerinde uzun bir süre sonra yeniden bir canavar doğuyor. Bildiğim kadarıyla bu şehirde sadece üçümüz varız. Siz ikiniz ile başa baş bir şekilde savaşabiliriz ama sonucunda çok zaman kaybedeceğimizden dolayı hep geride kalacağım. Sizleri yensem de ağır yaralanabilirim aynı şekilde siz yenseniz de durum aynı."
"Yani birbirimizle savaşarak vakit kaybetmek istemiyorsun."
"Sizlerle geçici bir ateşkes yapmak istiyorum. Böylece sadece gelişmeye odaklanabiliriz. Eğer diğer şehirlerdeki katılımcılarda bu kadar güçlüyse başımıza iyi şeyler geleceğini düşünmüyorum."
Sadece kısa bir süre önce onları öldürmeye niyetli olan bu kadına güvenilir miydi? İhanete uğrama ihtimali ikisinin de aklına akın ediyordu.
"İsterseniz beraber antrenman yaparak güçleniriz. Bu lanet oyun hakkında bilgi paylaşımı da yapabiliriz."
Oliva hemen karşıt bir tepki verdi.
"Neden sana güvenelim? Hem neden düşmanının da işine yarayacak bir şey yapasın ki?"
Kadın mührünü aktif edip birkaç kelime fısıldadı.
[Katılımcı(4) ile dürüstlük anlaşması yapmayı kabul ediyor musunuz?]
İkisinin de zihninde aynı sözcükler yankılandı.
[Dürüstlük anlaşması ile anlaşmayı kabul eden tarafların yalan söylenmesi engellenir. Niyetlerinin dışında bir konuşma yapamazlar. Mutlak doğruluk]
Rayomi usulca Oliva'ya baktı. Bu anlaşmayı kabul ettiklerinde kadının söylediği sözlerin doğruluğundan emin olabileceklerdi.
Göz göze geldiklerinde aynı fikirde olduklarını anlamışlardı.
[Anlaşma kabul edildi.]
"Size ihanet etmeyeceğim. Bu anlaşma sadece sizin değil benimde işime yarayacak. Sizin için değil kendim için istiyorum. Zaten istersem hemen burada sizi öldürebilirim ama sizi öldürmek yerine sizle çalışmak daha çok yararıma olacaktır. İstiyor musunuz, istemiyor musunuz?"
Rayomi anlaşmayı test etmek istedi. Kadına 'sana güveniyorum' diye yalan söylemek istedi ama boğazı düğümlendi. Kelimeler ağzından çıkmıyordu.
'Demek gerçekten doğruyu söylüyor.'
Oliva ve Rayomi birbirlerine döndüler ve göz göze geldiler. İkisi de aynı şeyi düşünüyordu anlaşılan.
'Şimdilik ona güvenebiliriz.'
Rayomi, dört numaraya tokalaşmak için elini uzattı ve "tamam kabul ediyoruz" diye ekledi. Kadın da elini uzattı ve ikisi tokalaştılar.
"Yarından itibaren beraber çalışmaya başlarız şimdilik gidiyorum."
Kadın arkasını döndü ve hızla yürümeye başladı. Birkaç dakika içinde ileride bulunan kalabalığın arasına karışmıştı.
[Dürüstlük anlaşması sona erdi.]
**
Rayomi hala o gördüğü videonun etkisindeydi. Bu kadar güçlü birisi olabilir miydi? Hayatta kalmak istiyordu ve Oliva'yı koruması gerekiyordu. Bu yüzden o adam kadar hatta o adamdan daha fazla güçlü olmak için çabalayacaktı.
Bu video ikisini de korkutmuştu ama aynı zamanda onları daha da güçlü olmaları için gaza getirmişti.
"Rayomi artık eve dönmem gerekiyor. Annem bugün eve erken gelecek."
"Tamam. Evine kadar sana eşlik edeyim. Zaten yolumun üstünde."
Rayomi, Oliva'yı evine bıraktıktan sonra bir süre dışarıda dolaşıp kafa dağıtmaya çalışacaktı.
Bugün gördüğü görüntüler onu çok strese sokmuştu. Oliva ile ayrıldıktan sonra yakınlarda bulunan bir parka doğru gitti, boş bir oturacak yer bulup oturdu. O sırada babasının bugün izinli olduğu aklına geldi.
Rayomi okuldan çıktığından beri eve uğramamıştı ve babasına haber vermemişti. Babası kesinlikle onun için endişelenmişti. Hızla oturduğu yerden kalktı ve eve doğru koşmaya başladı.
Evin yakınlarına geldiğinde kapının açık olduğunu fark etti.
"Ahhh şaşkın babam kapıyı kapatmayı unutmuş."
Kapıya biraz daha yakınlaştıktan sonra kapının önünde kırmızı lekeler olduğunu fark etti. Hızla kapıya yaklaştı. Bu lekeler kan izleriydi. Rayomi hemen eve daldı.
"Baba? Nerdesin?"
Kan izleri salonun önüne kadar devam ediyordu. Hemen salona koştu ve kapıyı açtı. Kapıyı açınca onu karşılayan babası değildi. Evden çıkarken fark etmediği canavar onu karşıladı.
"S*ktir!!"
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..