Canavar ile karşılaşan Rayomi neye uğradığını şaşırı. İçinde bulunduğu durumu anlamak için etrafına bakındı. Gördükleri onu dehşete düşürmüştü.
"HAYIR! HAYIR!"
Canavarın biraz ilerisinde bedeni kanla kaplı, karnı yarılmış ve organları dışarı çıkmış bir biçimde üvey babası duruyordu. Canavar bazı organları yemiş ve etrafı kana bulamıştı. Rayomi dehşete kapıldı hem de hiç olmadığı kadar çok dehşete kapıldı.
"AAAHHH!!"
Bu bağırtılar saf acının haykırışlarıydı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bedeni titriyordu, sanki ruhu bedeninden çekilmişti. Sadece dış kabuktan ibaret gibi soluk duruyordu.
Canavar, Rayomi'ye döndü ve koşmaya başladı. Rayomi çılgına dönmüş bir şekilde yeniden haykırdı.
"Seni lanet olasıca!"
Sinirine hakim olamayan Rayomi, kılıcını eline aldı ve tek hamlede canavarı ortadan ikiye böldü.
Canavar ortadan ikiye ayrılmış bir şekilde yere düştükten sonra Rayomi, hemen üvey babasının yanına doğru koştu ama gördükleri karşısında midesi daha fazla dayanamadı.
Midesinde ne varsa dışarı çıkıyordu. Vücudunda açılan boşluğu duyduğu acı kaplıyordu. Bir kez daha ailesini kaybediyordu hem de bu saçmalık yüzünden. Bedeni kontrolsüzce titriyordu. Gözlerindeki yaşam ışığı sönmüştü.
**
O sırada Oliva, Rayomi ile konuşmayı unuttuğu şeyleri konuşmak için Rayomi'nin evine doğru yürüyordu. Oliva evine döndüğünde, bir katılımcı öldüğü için yakın zamanda meleğin bir toplantı yapma ihtimali olduğunu söylemeyi ve yarın ne yapacaklarını konuşmayı unuttuklarını fark etti. Rayomi'yi aramıştı ama ulaşamamıştı bu yüzden onu kontrol etmek istedi.
Rayomi'ye toplantı olursa, gücünün neden ona sorun yarattığını meleğe sormasını isteyecekti.
Oliva eve doğru yaklaştığında kapının açık olduğunu ve yerde kan izleri olduğunu fark etti.
"Ne? Yoksa başka bir katılımcı mı saldırdı?"
Telaşla eve doğru koştu, içeri girdi ve izleri takip etti. Salona vardığında parçalanmış bir ceset ve sanki ruhu emilmiş gibi duran bir yaşayan ölü (RAYOMİ) ile karşılaştı.
"Rayomi!? Ne oldu burada?"
Rayomi'nin cevap verecek hali yoktu. Ağlamaktan şişmiş gözlerini Oliva'ya çevirdi. Kıpkırmızı kan toplamış gözleri tüm durumu anlatıyordu.
Oliva hemen Rayomi'nin yanına geldi ve ona sarıldı. Oliva cesede bakmamaya çalışıyordu çünkü midesi bu görüntüye daha fazla dayanamazdı. Cesedin Rayomi'nin babası olduğunu biliyor ve bu duruma çok üzülüyordu.
Rayomi şoka girmiş ve etrafla bağlantısını kesmişti. Onun için çok trajik bir olaydı. Bir kez daha ailesinin yitip gitmesini görmek onun için çok zordu.
Yakınlarda bulunan evlerin birinde yaşayan komşuları kapının önündeki yoldan yürüyordu. Kan izlerini fark edip ne olduğuna bakmak istedi. Hızlıca evin içine girdi ve hoş olmayan manzarayla karşılaştı.
Komşuları cesedi görür görmez polisi aradı ve olayı bildirdi.
Polis ekipleri geldiğinde olay yerini incelemeye aldı. Oliva ve Rayomi'yi ifade vermeleri için karakola götürüyorlardı. Rayomi hala kendine gelememişti, ona sorulan sorulara cevap bile veremiyordu.
Karakola vardıklarında onlara olay hakkında bazı sorular soruldu. Rayomi kendine yeni gelebilmişti.
Bir canavarın üvey babasını yediğini söylerse kimse ona inanmayacaktı.
"Eve geldiğimde üvey babam parçalanmış bir halde yerde yatıyordu. Başka bir şey bilmiyorum."
Gerçekleri bilmiyormuş gibi yapması en doğru olandı. En azından o böyle düşünüyordu.
Polisler etraftaki kameraları incelediler ama Rayomi sabah evinden çıktıktan sonra kameraların hepsi bir şekilde kayıt etmeyi bırakmıştı. Kameralar Rayomi'nin evin kapısından içeri girmesiyle yeniden kayıt etmeye başlamıştı.
Oliva ve Rayomi'nin olayla bir alakası olmadığı anlaşılınca ikisini de serbest bıraktılar. Karakoldan çıkmadan önce polis memurlarının konuşmalarına kulak misafiri olmuşlardı.
"Bu olay, son 1 ay içinde yaşanan dördüncü parçalanmış ve iç organları eksik ceset vakası."
Bir süre sakin bir yerde ay ışığının altında oturarak sakinleşmeye çalıştılar.
Rayomi'nin üzüntüsü yerini sinire bırakmıştı. Okulda hep neşe saçan bir çocuktu, yüzünden gülümsemesi eksik olmazdı. Oliva, Rayomi'yi ilk defa bu kadar sinirli bir haldeyken görüyordu.
Lanet okuyordu. Bu saçma oyuna, canavarlara ve de onu bu oyuna sokan başmeleğe lanet okuyordu.
Rayomi sinirle ayağa kalktı ve birkaç adım ilerledi. Sinirle bir karar vermişti. Belki de bu karar sayesinde kaderi komple değişecekti.
"Oliva, bu benim ikinci defa ailemi kaybedişim. Buna artık dayanamıyorum."
Ellerini yumruk yaptı ve dişlerini sıktı.
"Yolculuğa çıkacağım. Tüm ülkeyi dolanıp birer birer canavarları avlayacağım. Hepsini avlayacağım çünkü bir başkası bu saçmalıkları yaşamamalı. Güçleneceğim ve bu oyunu bitireceğim."
Aslında amacı canavarların soyunu tüketmek değildi. Bir alanda belirli sayıda canavar doğuyordu. Bir canavar öldürüldükten sonra aynı yerde yeni canavarın doğması çok uzun sürüyordu. Daha geniş bir alanda avlanmaya başlayarak kısa sürede daha çok canavarla savaşmış olmayı hedefliyordu. Böylelikle daha çok güçlenecekti.
"O lanet meleğin daha fazla bu saçmalıktan keyif almasına izin vermeyeceğim."
Oliva içindeki duygulara daha fazla engel olamayıp ağlamaya başladı. Rayomi'nin babasını o şekilde görmek onu da çok etkilemişti. Rayomi yavaşça Oliva'ya yaklaştı ve saçlarını hafifçe okşadı.
"Seni de koruyacağım, bu saçma oyun yüzünden değer verdiğim insanların ölmesine artık izin vermeyeceğim."
Bir süre bakıştıktan sonra Oliva ayağa kalktı.
"Artık gitmemiz gerekiyor. Senin evin inceleme altında olduğu için benim evimde misafir olabilirsin. Annem kabul edecektir."
**
Eve vardıklarında Oliva'nın annesi Rayomi'yi çok hoş karşıladı. Oliva'nın annesi bu oyundan haberdardı. Oliva olan biteni annesine anlattı.
Oliva'nın annesi Rayomi'ye doğru gelip gözleri dolmuş bir şekilde "baban için çok üzüldüm, huzur içinde yatsın" dedi ve Rayomi'ye sarıldı. Uzun zamandır anne şefkatine uzak olan Rayomi, Oliva'nın annesinin ona sarılması ile rahatlamıştı.
Rayomi'nin öncelikli olarak Oliva'ya sorması gereken bir soru vardı.
"Benimle gelir misin?"
Rayomi yakında 18 yaşını dolduracaktı. Babasından kalan ev ve arabayı satarak kendine yolculuk parası hazırlayacaktı.
Oliva şaşırmıştı çünkü böyle bir şeyin olmasını hiç beklemiyordu. Diğer katılımcıların ayağına gidip kendini daha fazla tehlikeye atmak istemiyordu ama o gitmezse onlar zaten ona gelecekti.
Bir süre tepkisiz kaldı. Uzun ve yoğun düşüncelerinin ardından bir karara vardı.
"Tabi ki geleceğim, biz müttefikiz unuttun mu? Hem ben gelmezsem başın belaya girer. Finale kadar birbirimizi koruyacağımıza söz verdik."
Rayomi sevinmişti. Uzun bir süre sonra ilk defa yüzü gülüyordu.
Bir süre daha bu şehirde kalacaklardı ve sonra yolculuğa çıkacaklardı. Bu şehirden ayrılana kadar 4 numara ile yaptıkları ateşkese uyacaklar ve kendilerini geliştireceklerdi.
Herkes odasına çekildikten sonra Rayomi tekrardan gözyaşlarına boğulmuştu. Üzgündü ama kendisini hemen toparlayacaktı.
Rayomi'nin tüm ülkeyi dolaşmak istemesinin ikinci bir sebebi daha vardı. Uzun zaman önce kaybettiği ablasını ölmeden önce görebilmek istiyordu. Bu konuda çok umudu yoktu ama elinden geleni yapacaktı. İlk önce yetimhaneye ulaşıp kayıtlara bakmaya çalışacaktı. Ablasının evlat edinildikten sonraki adını bilmiyordu ama evlat edinilmeden önceki ismi ile bir şeylere ulaşabileceğini düşünüyordu.
"Rinade Nasato... Abla umarım iyisindir."
Rayomi bu düşüncelere daldığı sırada kulaklarında bir ses çınladı.
[Toplantı Duyurusu: Bir katılımcının ölmesi nedeniyle cuma gecesi toplantı yapılacaktır.]
Bu meleğin sesiydi. Rayomi bu sesin bir anda kulaklarında çınlamasından dolayı korkmuştu. "Acaba sadece ben mi duydum?" diye düşünüyordu ki tam o sırada Oliva odaya daldı.
"Rayomi sesi sende duydun mu? 4 numaranın gösterdikleri gerçekmiş."
Oliva nefes nefese kalmış bir şekilde odaya girmişti.
"Evet duydum. Cuma gecesi ölen kişi kimmiş öğreneceğiz."
İkisi de çok gerilmişti. Kadının gösterdiği görüntülerin gerçek olduğuna neredeyse hiç şüpheleri kalmamıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..