Yolculuğa çıkacakları gün gelmişti. Hem heyecan hem korku bedenlerini sarıyordu.
Neyse ki 3 hafta süren korkunç derecede zorlu antrenmanlardan sonra fazlasıyla güçlenebilmişlerdi. Rayomi, 4 numaranın ona antrenman diye eziyet etmesini her hatırladığında ürperiyordu.
Gerçekten zorlu ve korkunç geçen antrenmanlar sonrası silahlarında uzmanlaşmış ve fazlasıyla seviye atlamışlardı. Rayomi on iki (12), Oliva ise on dört (14) seviyeye çoktan ulaşmıştı.
Antrenman sırasında yolculuk ederken lazım olabilecek özel taşları ve iksirleri de toplayarak envanterlerine stoklamışlardı.
Rayomi son kez hazırladığı çantasını kontrol etti. İki saat sonra hızlı trenle kuzeye doğru, onlara en yakın şehre gideceklerdi. Yaşadıkları Nara şehrinden başlayarak ilk önce Kyoto şehrine gideceklerdi.
Orada bir veya iki gün kalacaklardı ve bir aksilik olmazsa sırayla tüm şehirleri dolaşacaklardı.
Rayomi uzun zamandır özenle sakladığı bir eşyasını ona şans getirsin diye yanına aldı. Bu eşya bir kolyeydi.
Öz annesinin taktığı yarım kalp şeklinde bir kolyeydi. Diğer yarısını öz babası takıyordu ve şuan kolyenin diğer yarısının ablasında olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden kolyeyi yanına alacaktı. Bu kolye onun en değerli eşyasıydı.
Kolyeyi taktıktan sonra kapı zilinin sesini duydu. Kapıya gelen 4 numaraydı.
"Hoş geldin. Bir şey mi oldu?"
4 numara elinde bir pusulaya benzer bir alet tutuyordu.
"Rayomi bu alet etrafta bulunan canavarları gösteriyor. Bu aleti sana ve Oliva'ya emanet ediyorum. Benden çok size lazım olacak."
Rayomi, 4 numaranın uzattığı aleti aldı ve şaşkın bakışlarla 4 numaranın yüzüne baktı.
"Teşekkürler ama bu iyiliği neden yapıyorsun?"
4 numara bu soru karşısında afallamış bir şekilde cevap verdi.
"Beni kötü birisi sanıyor olabilirsin ama özünde iyi bir insanım. Biliyorum normalde sizinle düşmanız ama bir süredir beraber vakit geçiriyoruz en azından finale kadar dost kalalım. Beraber geçirdiğimiz güzel günler hatırına."
Rayomi bu sözler karşısında çok mutlu olmuştu. Elini 4 numaraya doğru uzattı.
"Evet dost kalalım. Bu iyiliğini unutmayacağım."
4 numara gülümseyerek Rayomi'nin elini sıktı.
Oliva, annesi ile vedalaşırken zor anlar yaşıyordu. Annesi, onun zarar görmesinden çok korkuyordu.
"Kızım... Dikkatli olun, eve sağ salim dön. Seni seviyorum ve sana güveniyorum."
Oliva, annesini ağlarken görünce dayanamayıp o da ağlamaya başlamıştı. Oliva'da çok korkuyordu ama mecburdu. Kendini güçlü tutmaya çalışıyordu.
4 numara gittikten sonra Rayomi, öz ailesi ve üvey ailesi ile olan fotoğraflarını özenle bavuluna yerleştirdi. O sırada Inaba, Rayomi ile vedalaşmaya geldi.
"Sana güveniyorum Rayomi, sağ salim geri dön."
"Merak etme sağ salim döneceğiz ve eski günlerdeki gibi beraber vakit geçireceğiz."
Inaba ve Rayomi çok uzun zamandır arkadaşlardı. Rayomi'nin üvey annesi öldüğünde Inaba, Rayomi'nin en büyük destekçisi olmuştu. İkisi de birbirleri için çok değerliydi.
"Her şey tamam, evden çıkmaya hazırım."
Rayomi son 3 haftada yaptığı antrenmanlar ile silahını güzelce kullanmaya alışmıştı. Büyülü enerjisini dengeledikten sonra on dakika boyunca savaşabiliyordu. Bunu başarmasını tamamen 4 numaraya borçluydu.
Rayomi, hazırladıklarını aldı ve evden çıktı. Oliva ile buluştuktan sonra trene binecekleri istasyona gitmek için bir taksiye bindiler.
İstasyona vardıklarında trenin kalkmasına kırk dakika vardı. Oturacak bir yer buldular ve beklemeye başladılar.
İkisi de çok endişeliydi ama dışarı yansıtmamaya çalışıyorlardı. Oliva'nın dikkatli gözleri Rayomi'de daha önce görmediği bir şeyi fark etti.
"Rayomi bu kolyeyi daha önce taktığını hiç görmemiştim."
"Evet saklıyordum. Bu kolye öz anneme aitti. Aynısı babamda da vardı ve şuan büyük ihtimalle ablamdadır. Yolculuğumuzda ki diğer amacım ablamı bulabilmek. Onunla tanışmayı çok isterdim."
Onlar konuşurken binecekleri hızlı tren gelmişti.
Trene bindikten sonra Rayomi, Oliva'ya 4 numaranın verdiği aleti göstermeyi unuttuğunu fark etti. Koyduğu yerden çıkarıp Oliva'ya doğru uzattı.
"Bunu 4 numara bize verdi. Canavarların yerini görmemizi sağlıyormuş."
Oliva şaşkınlıkla aleti Rayomi'nin elinden aldı ve incelemeye başladı.
"Bu kadının bize çok yardımı oldu. Ona minnettar olmalıyız. Neyse bu aleti ben alıyorum güvenilir ellerde kalsın."
"Güvenilir değil miyim? Ne ima ediyorsun :("
Yaklaşık iki saat sonra yolculukları bitmişti.
Rayomi tüm yol boyunca uyumuştu ve Oliva, Rayomi uyuyorken onun komik yüzünün fotoğraflarını çekmişti. İndiklerinde çektiği fotoğrafları Rayomi'ye gösterip onunla dalga geçti.
"Bu fotoğrafları hep saklayacağım."
"Her kavgamızda bu fotoğraflar ile beni tehdit edeceksin değil mi?"
"Teehee" (Pis sırıtış)
Bir süre şehirde dolandıktan sonra aradıkları tarzda orta düzey bir otel buldular. İki tane yan yana odayı iki günlüğüne kiraladılar.
Odalarına yerleştiklerinde hava kararmaya başlamıştı. Oliva, Rayomi'nin odasına geldi ve 4 numaranın verdiği aleti kullanmaya çalıştı. Alete biraz mana aktardıktan sonra üstünde bir harita beliriyordu. Bu harita onların yerini ve etraflarında bulunan canavarların konumlarını gösteriyordu.
"Rayomi hava karardı bu yüzden canavar avına çıkmamız pek iyi olmaz. Biraz kafa dağıtmaya şehir merkezine gidelim mi?"
Oliva'nın şehir merkezine gitmek istemesinin tek nedeni karnındaki gurultuları susturmak istemesinden kaynaklıydı. Kısaca; acıkmıştı.
"Olur. Ben de çok acıktım gitmişken bir şeyler yiyelim."
Canavarlarla karşılaşmamak için ellerindeki haritayı kullanarak şehir merkezine gittiler.
İkisi de çok acıkmıştı bu yüzden gördükleri ilk restorana girdiler ve akşam yemeklerini sipariş ettiler.
Şimdilik her şey güzel gidiyordu.
Yemeklerini yedikten sonra şehri biraz keşfetme kararı aldılar. Şehri ne kadar iyi öğrenirlerse yarın işleri o kadar kolaylaşacaktı.
Restorandan çıktıktan sonra Oliva biraz ileride bir eğlence mekanının olduğunu gördü. Rayomi'nin kolundan tuttu ve onu eğlence mekanına doğru götürmeye başladı.
"Gideceğimiz yeri buldum. Hazır onca yol gelmişken biraz eğlenelim."
"Oliva şehri dolaşmayacak mıydık? Oyalanacak zamanımız yok."
Oliva somurtarak Rayomi'ye döndü. Her an tırnaklamaya hazır kedi gibi duruyordu.
"Sen eğlenmek nedir bilmez misin? Zaten bir sürü derdimiz var. Biraz eğlenip dertlerimizden uzaklaşalım."
Rayomi daha fazla itiraz etmedi ve Oliva'nın isteklerini yerine getirdi.
**
Eğlence mekanından çıktıktan sonra saat çok geç olmuştu. Rayomi gittiğine pişman değildi. Eğlenip kafa dağıtmak ona da iyi gelmişti.
Oliva elinde pamuk şeker ile Rayomi'nin yanına geldi.
"Rayomi sana da aldım, buyur."
Rayomi, Oliva'nın ona uzattığı pamuk şekeri aldı ve birlikte otele doğru yürümeye başladılar.
Rayomi bir yandan yürüyor bir yandan da etrafı inceliyordu. Yarın canavar avına çıkacaklardı ama yollar hakkında hiç bilgileri yoktu.
Şehre yabancı olmaları onlar için dezavantajlı olsa da 4 numaranın verdiği alet sayesinde bu dezavantajdan etkilenmekten kurtulabilirlerdi. Tek sıkıntıları burada da bir katılımcının olma ihtimaliydi. Eğer beklenmedik bir olay olursa hazırlıksız yakalanabilirlerdi.
Zor günler yaklaşıyordu. İkisi de bunu biliyordu ama zor günleri atlatıp mutlu olacakları günlere ulaşmak için her türlü zorluğun üstesinden gelmeye kararlıydılar.
Otele vardıklarında ikisi de kendi odasına çıktı. Acil bir durumda hemen birbirlerine ulaşabilmek için odalarını yan yana almışlardı.
Rayomi üstünü değiştirdi ve yatağına uzandı. Düşüncelere dalmıştı. Bugünden sonra neler yapmaları gerektiğini düşünüyor ve aklında plan yapıyordu.
Bir süre yattıktan sonra ayağa kalktı ve aynadan kendisine baktı.
Saçları çok uzamıştı. Eskiden çenesine kadar gelen saçları şimdi omzuna kadar geliyordu.
Rayomi, saçlarını her zaman arkadan toplardı ama son zamanlarda öyle yapmak hoşuna gitmiyordu. Gözlerinin altı mosmor ve teni çok soluk duruyordu.
"Ahhh. Galiba biraz uyumam lazım."
Belki de bu gece, rahatça uyuyabileceği son geceydi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..