Şehir merkezine ulaştığında orada çoktan insanlar toplaşmıştı. Kimileri aileleriyle vedalaşıyor, kimileri arkadaşlarına hava atıyor, kimileri de sadece bekliyordu. Ertyho da bir kenara geçti ve bekledi, bir süre sonra birkaç adam gelip ortaya bir masa kurdu ve başka bir adam gelip elinde bir kutuyla masaya oturup kutuyu masaya koyup kalabalığa konuştu.

''Her okulun ilk 10'ları sıraya tek sıraya girip bana belgelerinizi gösterin. Gösterdikten sonra rozet alacaksınız, rozetinizi arkadaki binaya girmeden korumalara gösterin ve içeri girin. İçeri girince bir çember göreceksiniz, o çembere girip bekleyin.''

Dedi ve yanındaki adamdan laptobunu alıp beklemeye başladı. O sırada herkes sıra olmaya başlamıştı bile. Ertyho sırada ortalarda bir yerlerdeydi ve sırasını bekliyordu. Biraz itiş kakış olsa da onun dışında pek sırası yoktu.

Kontrolcü önündeki insanlara laptoptan onaylayıp rozet vermeye başlamıştı bile, sıra kendisine gelmeden iki önceydi ve bir sıkıntı çıkmıştı.

''Theodor Solmir-Cantrou Okulundan-Lise 2-8.kişi.''

Sonra dönüp çocuğa baktıktan sonra laptobuna baktı ve konuşmaya başladı.

''Üzgünüm ama belgede fotoğraf olmasa bile ki bu imkânsız, veri tabanında gözlüklü ve 1:59 boyunda gözüküyorsun ama sana bakıyorum ki gözlüksüzsün ve neredeyse 1:70'e ulaşıyorsun ''

Theodor Solmir olarak adlandırılan çocuk tedirgin olmaya başlamıştı, aceleyle Kontrolcü adama karşılık verdi.

''Lens kullanmaya başladım ve o zamandan bu yana 2 yıl geçti büyümüş olmam normal.''

Kontrolcü adam sanki ikna olmuş gibi elini kutuya atıyordu ki, birden yanda birisini gördü yüzünde bir gülümsemeyle Theodora bakıp konuştu.

''Senin Theodor olduğunu söylüyorsun değil mi ? ''

''Evet''(Theodor)

''O zaman şuradaki kişiye ne diyeceksin? ''

Yandaki bir kişiyi gösterdi ve orada tam da tanımladığı gibi birisi vardı ve yanlarına doğru koşup nefes nefese konuştu.

''Theodor Solmir benim.''

Dedikten sonra kimlik kartını çıkardı ve Kontrolcü adama gösterdi. İsmi gerçekten Theodor Solmir'di. Adam Theodor'a rozetini verdikten sonra korumalara sahte Theodor'u almalarını işaret etti.

Sıra Erthyo'ya geldiğinde adamın önünde durup belgesini ve kimliğini gösterdi. Önceki olay yüzünden şüphelenip zaman kaybetmek istemiyordu. Gerçi saç ve göz renginden kimse kendinden şüphelenmezdi ama yine de tedbirli olması gerekiyordu.

Adam Erthyo'ya garip bir şekilde bakıp konuşmaya başladı.

''İsim''

''Erthyo Timya.''

''İsmin sana yakışmış*. Okul''

''Molsyly okulu''

''Erthyo Timya-Molsyly Okulu-3.sınıf Okul 1.si . ''

''Doğru''(Erthyo)

Sonra adam kutudan bir rozet çıkarıp Erthyo'ya verdi. Erthyo adamın arkasındaki binaya doğru yürümeye başladı. Önüne geldiğinde korumalara rozeti gösterip içeri girdi.

İçeri girdiğinde ortasında çember olan büyük bir spor salonunda buldu kendisini. İçinde insanlar doluşmaya başlamıştı, tam ortasında bir adam kitap okuyordu. Göğsünde kılıç işareti olan adamdı kendisiydi. Erthyo içeri girdiğinde çemberin kenarına geçip yeni dünyayı düşünmeye başladı.

2 Saat geçtikten sonra sahada 2002 kişi vardı. 2000 öğrenci, kılıç desenli adam ve başkan. Başkan adamla aralarında bir şey konuştuktan sonra çemberden çıktı. Adam gençlere dönüp sesini yükselterek açıklamaya başladı.

''Yapacağımı şeye teleport deniyor. Bir nevi ışınlanma, ilk seferiniz olduğu için dünyaya geçince mideniz bulanıp başınız dönebilir. Güçsüz bünyeliler kusabilir yani birbirinizin üstüne kusmamaya dikkatli edin.''

Bunu duyan insanlar aralarına biraz boşluk bıraktı. Çember 2000 kişi ayriyeten 100 kişi daha alabilirdi bu yüzden aralarında boşluklar birileri kusarsa en fazla sıçrama yüzünden üstlerine gelirdi. Onun dışında sadece kusanlara yakın olmadıkları için dua etmeye başlamaları yeterliydi.

Bir ışık belirdi ve sanki boyut koni biçimde bükülüyormuş gibi olduktan sonra çevre değişti, duvarlar yerine kale duvarları geldi. Etrafta askerler vardı, herkes ortaçağdaki gibi zırh giymiş, bazıları ellerinde ya da bellerinde kılıç bazıları mızrak taşıyordu. Ama çoğunluk çemberin etrafında doluşmuş dikkatle çemberi izliyorlardı. Sanki yanlış bir şey olsa direkt saldıracak gibilerdi.

Gelen insanlardan bazıları söylendiği gibi kusmaya başladı ama Erthyo o arada kenarda olduğu için ona kusmuk gelmedi. Sonra sanki nazik bir şarkı gibi bir ses çıktı, bu bir kız sesiydi, çok nazik ve güzeldi. Dinleyene huzur veriyordu.

''Bir saniye. Bi-Bir saniye geçebilir miyim?''

O arada askerler yol vermeye başladı ve ortaya bir kız çıktı. Kız sarı saçlara masmavi gözlere ve kiraz gibi kırmızı dudaklara sahipti, hafif makyaj yaptığı belliydi. İnce bir bele dolgun göğüs ve kalçalara sahipti ama yüzünde hâlâ biraz çocuksuluk kalmıştı. Muhtemelen 16-17 yaşlarındaydı. Toplanan insanların önüne gelince tüm erkekler derin bir nefes aldı. Böyle bir güzellik ilk kez karşılarına çıkmıştı, belki de ilk kez görüyorlardı. Ön sıradaki erkekler birazcık eğildiler, askerler yanlış anlamış olacak ki saygıdan zannetmişlerdi ve kafalarını sallıyorlardı ama diğer erkekler neden olduğunu bildiği için kıs kıs gülüyorlardı.

O sırada güzel kız önlerine gelmiş etrafı insanları inceliyordu sonra ağzını açıp konuşmaya başladı.

''Ben bu ülkenin Azizesi aynı zamanda prensesi Mira Helsleyn. Sizden bir ricam olacak, özellikler ya da sistem diyebilir misiniz?  Önünde pencere çıkanlar ellerini kaldırsın.''

Bunu duyan insanlar sistem bazıları da özellikler demeye başladı. Tabii en hızlı diyenler erkeklerdi.

Erthyo da o anda aynısını yaptı.

''Sistem''

İsim:Erthyo

Irk: İnsan

Yaş: 17

Güç: 17

Hız: 14

Dayanıklılık: 14

Zeka: 19

Ruh : 150

Hiss: 8

Sınıf : Belirsiz

Yatkınlık: Ateş-Hava- Yıldırım (Değişebilir)

Yetenekler: Ruh Ortaklığı (Ortak:Yok)-Dil-Değer biçme

Sistem notu: İstediğiniz herhangi bir özelliğin ya da bilginin üstüne tıklayıp bilgi alabilirsiniz

Erthyo o ara düşünüyordu '' Güç, hız, dayanıklılık spor sayesinde, zekâda derslere çok çalıştığım için peki ruh neden o kadar fazla ve hiss denilen şey niye o kadar düşük?''

Tam o sıra Mira ihtiyacı olan soruyu sordu.

''Sorusu olan var mı ?''

Hiç kimse elini kaldırmadı çünkü herkes sistemine bakıyordu, o sıra Erthyo elini kaldırdı. Mira bir el görünce el tarafına doğru bağırmaya başladı.

''Affedersin seni göremiyorum ve duyamıyorum öne gelip sorabilir mısın? ''

Erthyo öne doğru yürüdü, önüne çıktığında Mira biraz şaşırdı çünkü gördüğü insanlar ve kendi ülkesindeki insanlar genellikle siyah ya da kahverengi saçları vardı. En fazla kendisi gibi sarı olurdu, diğer dünyayı bilmiyordu ama kendi dünyasında Kırmızı saçlı kimse yoktu ama bu da yetmezmiş gibi o kişinin kırmızı gözleri yakut gibi kıpkırmızıydı ve bu onu şaşırmıştı ve bu biraz ilgisini de çekmişti. Fakat bir ülkenin prensesi olmasından dolayı şaşkınlığını erkenden atlatıp Erthyo'ya doğru konuştu.

''Merak ettiğiniz şey neydi? ''

''İlk soru her şeyi anladım ama bu hiss ve ruh nedir '' (Erthyo)

''Hiss, Hissiyattır ve ölümcül anlarda senin çok işine yarayacaktır çünkü his gelen saldırıları yönünü az da olsa hissetmeni sağlar ve ruhta herkeste olan bir şeydir.''

''Pekala. O zaman herkeste  0 ila 20 arasındayken ruh neden 150 ?''

Bunu duyan Mira gözleri açıldı normal de ruh 60-70 arası olur ve ruhunu eğitmeden yukarı çıkarman dış kaynaklar olmadan imkânsızdır. Tabii eğer bir yeteneğin yoksa...

Bu aklına gelince Mira hemen sordu.

''Ruh Ortaklığı isimli yeteneğin var mı? ''

Çemberin içindeki adam bu soruyu duyunca kitabı kapatıp yürümeye başladı. Belli ki ilgisini çekmişti.

''Evet var''.

Dedikten sonra düşünmeye başladı. ''Bu bu kadar önemsiz bir yetenek mi . Herkes bu yeteneği biliyor gibi duruyor. Beni ilk kez gören Mira bile yeteneğimi biliyor '' iç çekip konuşmaya odaklandı.

Mira bir süre düşündükten sonra sordu.

Yeteneğinin ne olduğunu biliyor musu ? ''

'' Hayır ama şuradaki adam ruhların dünyasına girip anlaşma yapabileceğimi söylemişti''

Sonra birden aklına bir şey geldi ve Sistem dedikten sonra Ruh Ortaklığı yeteneğinin üstüne tıkladı.

Ruh Ortaklığı: Kişinin Ruhuna, Kişiliğine ve özelliklerine bakarak ruhlar diyarından onunla en uygun ruhla eşleştirir. Kişi Ruhlar Diyarına giresiye kadar bir şey hissetmez ama girince doğal bir şekilde kendi ortağına doğru çekilir .

Sonra önüne dönüp Mira ya bakarak aklındaki sorusu sordu.

''Ruhlar dünyasına nasıl girebilirim?''

Mira bunu duyunca biraz düşündü ve cevap verdi.

''Ruhlar dünyasına şimdi giremezsin. Ruhunun üzerinde kontrolünü arttırmalısın. Arttırdıktan bir süre sonra ruhunda bir mühür göreceksin. Onu kırınca bir özellik kazanabilirsin. Bu özellik ruhlar dünyasına girip çıkabilirsin''

Erthyo'nun bilgileri sindirmesini bekledikten sonra konuşmaya devam etti

''Genellikle 10.000 kişide bir bulunan yetenektir ve tüm kahramanlarda bu özellik vardır. Tebrikler Kahraman olmak için ilk adımını attın.''

Selamlar ben EZRED ve bu benim ilk serim umarım beğenirsiniz hatalarım varsa bunu yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Bu bölümü yanlışlıkla boş atmıştım. Bu yüzden şimdiye kadar anca atabildim

*Ertyhro kelimesinin anlamı kırmızıdır.