''Ahhh... Açıktım ''(Erthyo)
Elini salladığında elinde bir ağzı açık bir konserve belirdi. Konserveden duman çıkıyordu ve ağzında bir kaşık vardı. İçinde ton balığı vardı.
Elindeki tonbalığını yemeye başladı.
Sniff.. Sniff
Tilki kafasını çevirdi ve Erthyo'ya bakmaya başladı.
Erthyo üzerindeki bakışları fark edince tilkiye döndü.
''İster misin? ''(Erthyo)
Konserveyi tilkiye uzattı.
''Ne olduğunu bilmediğim şeyleri yemem. ''
Böyle söylese de yutkunma seslerini çok net duyabiliyordu. Erthyo tekrar elini salladı ve bir kavanoz daha ortaya çıktı.
Erthyo bu bedene girdiğinden beri neler yapabileceğinin çoğunu bilir olmuştu. Daha önce hiç böyle bir olay yaşamasa da neler yapabileceğini biliyordu. Bir şeyler getirmek, yaraları iyileştirmek bunları yapabilmesinin sebebi de buydu.
Ton balığını tilkinin önüne geldi ve bıraktı.
''Bu ton balığı. Bir balığın konserve edilmiş hali sadece. ''(Erthyo)
''Konserve? ''
''Daha uzun ömürlü olması için yapılan bir şey. ''(Erthyo)
Konserveyi tilkinin önüne koydu ve kendisi de yanına oturdu. Kendi konservesini yerken aklına gelen bir soruyu sordu.
''Anladığım kadarıyla sen ve ablan aynı bedeni paylaşıyorsunuz. O zaman zevklerinizde aynı mı? ''(Erthyo)
Bu sırada tilkinin bir gözü mavi iken diğer gözü turuncu oldu. Abla kardeş bedeni aynı anda kullanmaya başladı.
İlk lokmayı aldı.
Gulp
''Güzelmiş.''
''Ben beğenmedim abla ''
Abla ton balığını beğenirken kardeşi beğenmemişti. Bu yüzden iki gözde mavi oldu. Abla bedenin kontrolünü aldı ve yemeye o devam etti.
''Gördüğün gibi birimizin sevdiğini diğerimiz sevemeyebiliyoruz. Beğenen kim ise o bedeni kontrol ediyor. ''
''O zaman ben kendimi tanıtayım. Ben Erthyo.''
''Ben Amy''
''Amy !!'' Araba ile yolculuk yaparken aklına gelen anılarda en önemlisi Amy'di. O zamandan beri her Amy'i düşündüğünde kalbinde özlem duyguları oluyordu.
''Peki kardeşinin ismi ne? ''(Erthyo)
''Mia.''(Amy)
Clingg
Mia ismini duyduğunda kafasındaki zincirlerden bir parça düştü fakat bu zincir değil zincirin içindeki bir halka parçasıydı. Bu da bir anı zincirinin küçük bir kısmı düşmüş demekti.
''Arz hadi ama geç kalacağız. ''
...
''Ablamdan gizli kalsın tamam mı?''
..
''Arz gülümse, Bak böyle.''
Bu sefer gördüğü kişi siyah bir silüet değildi bir kızdı.
Kızın 1.70 boyundaydı. 2 Tane tilki kulağı ve 9 kuyruğu vardı. Saçı, Kulakları ve kuyruklarının rengi turuncuydu. Saçı beline kadar bir şelale misali uzanıyordu. Gözleri yıldızlar gibi parlıyordu. Kaşları hilal gibiydi. Gülümsemesi ile çiçekler açıyordu resmen. Bir esinti gibiydi sesi insana huzur veriyordu.
Bu anılardan sonra Mia'yı hatırlamıştı ve Amy kadar Mia'yıda düşündükçe kalbi özlemle doluyordu.
Amy yemeyi bitirince konuşmaya başladı.
''Teşekkürler. ''(Amy)
''Önemli değil. Mia neler sever? ''(Erthyo)
Yemekten daha çok Amy zevk almış ve Erthyo asıl korkanın Mia olduğunu biliyordu. En azından sevdiği bir şeyi vererek stresini ve korkusunu biraz dağıtabilmeyi istiyordu.
''O şekerli ya da baharatlı yemekleri sever. ''(Amy)
''Bir tilki bunları nasıl yiyebilir ki? ''(Erthyo)
Böyle dese de ne verebileceğini düşünüyordu. ''O olabilir. ''
Bir düşünce ile beraber karşısında bir muffin belirdi.
''Bu çikolata dolgulu muffin. Eğer Mia isterse yiyebilir. ''(Erthyo)
Müffini Amy'nin önüne koydu ve oturdu. Kendisine de bir tane aldıktan sonra yemeye başladı.
Tilki'nin gözü turuncuya döndü ve muffinden ihtiyatlı bir biçimde ısırık aldı. Aldığı ısırıktan sonra yüzünde bir gülümseme oluştu.
''Çok güzellll!!!''(Mia)
İlk ısırıktan sonra ikinci, üçüncü ve muffin bitti. Bitince Mia somurtmaya başladı.
''Haha.. Al bakalım bir tane daha. ''
Onu da hızlıca bitirince tatmin olmuş bir gülümseme kondu yüzüne.
''Teşekkürler '' (Mia)
''Önemli değil. Beğenmene sevindim. ''(Erthyo)
''Soru sorma sırası bizde. Neden bize böyle davranıyorsun? ''(Mia)
''Bilmem. Belki de aynı olduğumuz içindir. ''(Erthyo)
''Aynı? ''(Mia)
''Cevap vermek isterdim ama sanırım ceza vakti.
Yukarı gösterdi. Üstlerinde kara bulutlar birikmişti. İçlerinde Mor ve Siyah yıldırımlar dolaşıyordu. İnsanın üstüne baskı uyguluyordu fakat Erthyo hiç etkilenmiyordu.
''Pekâlâ, hadi başlayalım abla. ''(Mia)
''Olur.''(Amy)
Gözleri mavi ve turuncu rengini aldı. Kürkü değişim geçirdi ve Turuncu katmanın üstüne bir de gök mavisi bir katman oluştu. Boyutu 2 katına çıktı ve 18 Kuyruğu sırtını korumak için 3'erli şekilde üst üste bindi.
Bedeninden yıldırımlar çıkmaya başladı. Kürkünde ise Topraktan bir katman ve ışıktan bir katman oluştu.
Screeeeee
Bir kuş çığlığıyla Ceza yıldırımı aşağı doğru kuş biçiminde dalışa geçti.
Her ne kadar 18 Kuyruklu Göksel Tilki 2 katından fazla Ceza yıldırımı yiyecek olsa da bu tek bir yıldırım olacaktı. Bu yüzden Amy ve Mia ellerindeki her şeyi şimdi kullanıyorlardı.
Yıldırım kuşu Abla kardeşe ulaşmadan önce tilkinin üstünde bir kalkan belirdi. Kalkan koyu maviydi ve uzayı çarpıtıyordu.
Boomm
Kalkan ve yıldırım çarpıştığında kalkan daha ilk saniyede kırıldı.
Pufff
İlk set kuyrukları 1 saniye dayandıktan sonra koptu.
İkinci..
Üçüncü...
Dördüncü..
Beşinci..
Kuyruk setleri sırayla kopmaya ve etrafa kan sıçratmaya başladı. Fakat bu sırada tek bir bağırış bile ağızlarından çıkmadı.
Son sette kopunca yıldırım bedenine çarptı. Bu kadar kuyruk kopup, kalkan kırılınca Yıldırımın 4/1 hasarı azalmıştı.
Bomm
Pufff
Gyaaaaaa
Başka bir patlama daha oldu ve yıldırım bedenine çarptı. Bu sefer bir bağırış çıktı.
Etrafa kan ve et parçaları sıçradı fakat dayanmaya devam ediyordu.
Parçalanan et ve kan sarı ışık sayesinde yenileniyordu ve Ceza yıldırımı da tilkiden çıkan Yıldırım sayesinde emiliyordu.
Yıldırım'ın 4/3'ü bitmişti. Tilki daha fazla dayanamıyordu.
Çatırt
Yerde örümcek ağı gibi kırıklar oluşmaya devam etti . Sonunda dayanamayıp çöktü. Tilkide dayanamayıp yere çöktü. Ağzından kanlar çıkmaya başladı.
Svoshhh
Yıldırım bir anda son buldu.
Yerde büyük bir delik vardı ve tam ortasında kanlar içinde bir tilki bedeni vardı.
Erthyo'nun dili tutulmuştu. Ne kadar yıldırım kendini etkilemese de o kadar defans olmasına rağmen verdiği hasarı ya da etrafa verdiği hasarı görünce şaşırmıştı.
Bir hareketi ile deliğin içine gidip tilkinin yanına gitti.
Tilki'nin sırt kısmı parçalanmıştı ve kemikleri ortadaydı. 18 kuyruğun sadece az bir kısmı kalmıştı.
''Öhö.... Başardık Abla. ''(Mia)
''Evet.. Öhö ''(Amy)
Her konuşmalarında kan öksürmelerine rağmen yüzlerinde bir gülümseme vardı.
Erthyo yanına gidip kafasını okşadı.
'' Sana kafamı okşama dedim.. Öhö ''(Mia)
''İyi işti.''
Ne kadar elini ısırmaya devam etse de kafasını okşamaya devam etti çünkü bu kadar güçlü bir yıldırıma karşı çıkmışlardı.
Bir saniye sonra eli dondu çünkü önünde bir yazı çıktı.
[1 dakika içinde hayatını kaybedecek]
''Ne !!''
Karşısına çıkan yazı yüzünden şaşırmıştı fakat inanmadı. Tekrar Mia'ya döndüğünde her saniye yüzünün beyazlaştığını ve gözlerinin yavaştan kapandığını gördü.
''Hey, gerçekten ölecek mi? '' İçinden bağırdı. Bağırdığı kişi bedenin asıl sahibiydi.
''Evet '' Duygusuz bir ses cevap verdi. Sanki ölüp ölmemesi hiçbir anlam ifade etmiyor gibi bir duygu barındırmıyordu.
''Yapabileceğim herhangi bir şey var mı? ''(Erthyo)
''Hayır. ''
Erthyo çılgınlar gibi düşünüyordu. Nasıl kurtarabilirim diye.
''Kardeşim sanırım başaramadık. ''(Amy)
''Sanırım.''(Mia)
Üzerlerindeki altın ışıklar gitmişti. Hayat alevleri de yavaştan sönmeye başlamıştı. Amy bunu yeni fark etti. Ama kederlenmedi. Bu onun kaderinde vardı. Hiçbir 18 Kuyruklu Göksel Tilkinin yaşayabildiğini ne eski kayıtlarda görmüştü ne de başka birinden duymuştu. Tanrılar onların yaşamasını istemiyordu.
Yüzünü Erthyo'ya dönünce Erthyo'nun suratındaki garip ifadeyi gördü. Derin düşüncelerdeydi.
''Yemek için teşekkürler. ''(Amy)
''Tatlı için teşekkürler. ''(Mia)
''O kadar dışlanmadan sonra bir arkadaşım olmuştu. ''(Mia)
Erthyo bu sözleri duyunca gözle görülür şekilde titredi.
Sesi yavaşça azaldı. Kafası yavaşça düştü.
Puff
Gözleri kapalıydı ve nefes almıyordu.
Bir parlaklıkla üstüne 2 beden belirdi. Katı değildi. Ruh olan 2 kızdı. Birisi 17 yaşında gibi görünen bir kızdı. Çocukluk zamanları yüzünde belirgindi ve haylaz bir gülümsemesi vardı. Saçları omuzlarına kadar geliyordu ve turuncu rengindeydi. Diğer 20 yaşlarında bir yetişkindi boyu hafif daha uzundu ve beden yapısı daha iyiydi. Görenleri gözlerini alamamasını sağlıyordu. İnsanı kendine aşık edebilecek bir gülümsemesi vardı.
''Teşekkürler ve Görüşürüz. ''(Amy)
''Her ne kadar daha fazla yaşamak istesek de bizim için yolun sonu görüşürüz. ''(Mia)
Bunları dediklerinde bir portal açıldı. Portal koyu yeşil renginde dumanlar saçıyordu ve bir tabut biçimindeydi.
Tabut yavaşça açıldı.
2 kardeş el ele tabuttan geçtiler.
''Hey onlar nereye gitti?''(Erthyo)
''Ölüler geçidine. ''
''Oraya gidebilir miyiz? ''(Erthyo)
Cevap vermeden bedeni ele geçirdi ve tabuttan geçti.
Bir anda görüntü değişti.
Önlerinde devasa bir girdap vardı ve girdapta ruhlar aşağı doğru gidiyordu.
Amy ve Mia girdabını ucunda bekliyorlardı.
''Abla ben gitmek istemiyorum. Daha çok yaşamak istiyorum. ''(Mia)
Az önceki gülümsemesinin aksine şimdi ağlıyordu ve ablasına sarılıyordu.
''Ben de istiyorum fakat bizim yaşamımız sona erdi. ''(Amy)
Ne kadar kardeşini avutsa da yüzündeki isteksizliği gizleyemiyordu.
Bir rüzgâr ile aşağı doğru itildiler.
Erthyo bunu görünce bedeni terk etti ve girdabın ucuna gitti.
Ruhu ile ip oluşturdu ve ikiliye doğru attı.
İp ikiliye değip bellerine sarıldı.
Erthyo yere ağırlığını verdi ve ipi ellerine doladı.
''Ne oldu? ''(Amy)
''Kim? ''(Mia)
İkili ruhlarının girdabınIn derinliklerine gideceğine emindi fakat bir anda bellerine bir ip bağlanmış ve gitmelerine engel olmuştu.
Yukarı baktıklarında Kırmızı saçlı, kırmızı gözlü biri ipi tutmuş tüm gücüyle onları çekiyordu. Yakışıklı bir yüzü vardı ve uyguladığı güç yüzünden kollarındaki kaslar şişmiş ve damarlar belirmişti.
Tink
Amy'nin yüzüne bir şey değmişti. Elini yüzüne götürdü, eline baktığında kanı gördü.
Tink... Tink
Kan damlamaya devam ediyordu. Yukarı tekrar baktığında adamın ipi kollarına kadar bağladığını gördü. Kolları tamamen kan içindeydi ve kan aşağı damlıyordu.
''Ghggg.. Ghhhhgg''
Adam elinden geldiğince çekmeye devam ediyordu. İkili sesi duyunca afalladı. Ses az önce konuştukları kişiye aitti fakat tamamen farklı bir bedeni vardı.
''Erthyo''(Mia ve Amy)
Erthyo sanki yüz dağı aynı anda çekmeye çalışıyormuş gibi hissediyordu.
Erthyo farklı görünüşü yüzünden herkes tarafından dışlanmıştı. Ailesi, arkadaşları, akrabaları herkes onu farklılığı yüzünden yanlarında görmek istemiyordu. Normal birisi için bu çok önemli bir şey değildi fakat o bunu çocukluğundan beri yaşıyordu. Bir çocuk için ailesini en ihtiyacı olduğu zamanda ailesi onu yalnız bırakmıştı. Akrabaları arkasından dalga geçip onu görmezden geldiler. Arkadaşları dalga geçti. Sadece Büyükannesi onun dayanağıydı.
Bir de üstüne hayatı onun için ellerinden geldiğince zorlaştırmaya devam etmişlerdi. Yaşıtları dalga geçti, dışladı, sebepsiz kavga çıkardılar, itip kaktılar. Babası sırf iş arkadaşları oğluna ''piç'' deyip onunla dalga geçtiler diye dövdüğü zamanlar bile olmuştu. Akraba ziyaretlerinde unutulduğu bile oluyordu.
İstenmemiş, dışlanmış, dalga geçilmiş, hayatı zorlaşmıştı.
Sonunda kendisi gibi birileri ile tanışmıştı. Tanrılar onları kıskanmış Ceza yıldırımının gücünü arttırmışlar ve ona yaşamak için bir şans bile vermemişlerdi. Sadece onlardan daha güçlü olabilecek diye.
O son sözleri kendisinin yaşamı ile aynıydı. Tahmin edebiliyordu. Kendilerinden farklı diye onu dışlamışlardı. Belki de ceza yıldırımından korktukları için uzaklaşmışlardı. Kendilerinden daha güçlü olabilecek diye diğer tilkiler onlara yaklaşmamıştı.
''Böyle ölmenizi reddediyorum. ''
[Ruhun güçlendi +2]
[Ruhun güçlendi +5 ]
[Ruhun güçlendi +1 ]
[''İnatçı '' Özelliğinin gücü arttı ]
[''İnatçı '' Özelliğinin gücü arttı ]
[''İnatçı '' Özelliğinin gücü arttı ]
Erthyo ikiliyi yukarı çekmeye devam etti. Kolları mahvolmuştu fakat umursamıyordu.
''Bunu yapmak zorunda değilsin. ''(Mia)
''Seninle hiçbir alakamız yok. ''(Amy)
Bağırmaya devam ettiler. Erthyo'nun onlara neden böyle yardım ettiğini anlamıyorlardı.
''Sizi kurtardıktan sonra beni azarlarsınız. ''
Çekmeye devam ediyordu fakat hiçbir yükselme olmuyordu.
Gyahhhh
Bir ağlama sesi geldi. Erthyo sesin geldiği tarafa döndüğünde bir hayaletin üstüne geldiğini gördü.
''Çekil !!'' Ruhundan bir bıçak oluşturdu ve hayalete attı. Bıçak hayalete deyince hayalet geriye uçtu ve girdabın derinliklerine gidip kayboldu.
[''İnatçı'' Özelliğinin gücü arttı ]
Özelliği artmaya devam ediyordu.
[''İnatçı' Özelliği Yükselecek. Kabul ediyor musunuz? E/H]
''Evet ''
[''İnatçı özelliği yükseldi. İnatçı Yansıma özelliğini kazandınız.]
[İnatçı Yansıma özelliği ''İnatçı'' Özelliğinin cisimleşmesidir. Cisimleşen özellikle sardığınız şeylerin özellikleri artacaktır.]
[İnatçi yansıma ile cisimler oluşturabilirsiniz ]
''Tam zamanında ''
Ellerini İnatçı Yansıma ile sardı. Ayrıyeten 8 tane daha kol oluşturdu ve onlarla ipleri tuttu ve çekmeye başladı.
Mia ve Amy yavaşça yukarı çekilmeye başladı fakat yüzlerine gelen kan miktarı azalmamış üstüne artmıştı.
''Abla bunu neden yapıyor? ''(Mia)
''Bilmiyorum ''(Amy)
Daha önce hiç karşılaşmamışlar ve karşılaştıkları tek seferde ondan yiyecek almışlardı fakat neden kendilerine yardım ettiklerini anlamıyordu.
Cırttt
Yırtılma sesiyle Kolların yarısı yırtıldı. Neredeyse kopacaktı.
''Sana kopabilirsin dedim mi? Bu kadar ağırlıkla pes edecek kadar düşük bir iraden varsa kop gitsin. Senin yerine daha fazla yaratabilirim. Demek ki bu kadar inatçı olabiliyormuşsun. ''
Kollar sanki dediklerini duymuş gibi yırtılmayı bıraktı. Üstüne iyileşmeye başladı. Kopmayan kolların gücü artmaya başladı.
Yukarı çekmeye devam etti.
Svoşş
Çılgın bir rüzgâr esmeye başladı . Etini dilimliyor, onu da aşağı atmaya çalışıyordu. Dişlerini sıkıp acıya katlandı.
[Seviye atladın]
...
..
30 levele dayanmıştı. Bütün puanlarının yarısını ruha diğer yarısını güce verdi.
Crack
Hiç beklemeden Sınırı genişletti ve küreyi kırdı. O an zihnini 2'ye bölmüştü. Bu sayede Kılıç için gerekli olan bir sonraki şeyi kavramıştı.
[Kılıç ustalığı seviye atladı.]
[Kılıç tanrısının görevi tamamlandı.]
[Kayıt oynatılıyor ]
...
..
Şu an herhangi bir şey dinleyemeyeceği için oynatılan kayıdı kafasından attı ve işine odaklandı.
''İnatçı '' özelliği seviye atlamaya devam ediyordu ve yarım metre sonra kızları yukarı çekecekti.
Gyahhhh
30 tane hayalet üstüne doğru atıldı. Şu an onlara herhangi bir şey yapması için ellerini bırakması gerekiyordu.
''Fuuu... Fuu.... Fu....'' Derin nesef aldı ve Diğer kolları bıraktırdı.
''Guuuu..'' Üstündeki baskı artmıştı fakat duramazdı. 2 kol daha yaptı ve her birine 3 tane bıçak oluşturdu.
Vhoşş
29 hayaleti geriye yolladı fakat 1 tanesi sıyrılıp üstüne atlamaya devam etti. Erthyo dişini sıktı ve gelecek hasara dayanmaya çalıştı.
Tink
Bir sesle hayalet geriye çok hızlı bir biçimde uçtu. Erthyo şu an buna dikkat edemezdi. Son bir nefesle ipi çekti.
Kızlar havaya uçup Erthyo'nun üstüne doğru geldi. Erthyo'nun kolları mosmordu, ip yüzünden tamamen kırılmıştı ve dilimlenmişti fakat buna rağmen ellerini yukarı kaldırdı ve kızları tuttu. Sonra kendisi de yere düştü.
''Teşekküler.''Erthyo arkasına doğru döndü.
'' 5 dakikan var en fazla o kadar dayanırsın sonra komaya gireceksin. Ruhunu çok zorladın. '' Duygusuz bir şekilde cevap verdi. Bu sırada Erthyo ile arasındaki, olayların başından beri orada olan sadece onun gördüğü görünmez güç ipini kesti.
Pat.. Pat
Göğsünde iki pat sesi geldi. Önüne döndüğünde Mia göğsünü yumrukluyordu.
''Neden.. *burun çekme* Kendini bizim için neden bu kadar zorluyorsun? ''(Mia)
Amy'de cevabını dolmuş gözleriyle merakla bekliyordu.
''Olaylar biraz karışık ..'' Hızlıca olayları anlatmaya başladı. Nasıl buraya geldiğin, onları görünce nasıl hissettiğini, onları nasıl hatırladığını.
''Onları kurtarmalıyım dedim. Onlarla aynıyız ölmelerine izin veremem dedim.'' Sesi giderek zayıflıyordu.
Son 10 saniyesi kalmıştı.
''Sizi hatırladığımdan beri... sizi düşünmeden duramadım... başkasının anıları olması önemli değil.... sanırım ....sizi..... seviyorum.''
Bunları söyledikten sonra silikleşmeye başladı.
Kızlar anlatılanlara kendini kaptırmıştı. Özellikle son sözlerinden sonra bir şey diyemediler. Ama silikleşmeye başladığını görünce hemen eski hallerine döndüler.
''Hey, Böyle gidemezsin. Daha cevabımızı duymadın.''(Mia)
''Bekle. ''(Amy)
Gözlerinin önünden kaybolmadan önce elindeki ipi arkaya attı.
''Bana bir iyilik yap ve kızları bedenlerine yerleştir.''(Erthyo)
İpi tuttu ve kafasını salladı.
Erthyo sonunda ortalıktan kaybolunca kızlar ayağa kalktı ve hızlıca yanına koştular.
''O nereye gitti!? ''(Amy)
''Lütfen söyle! ''(Mia)
''Pekâlâ, bu size yapacağım ilk ve son iyilik.'' İkisinin kaşlarının arasına dokundu ve bir şeyler aktardı.
''Pylos dünyası ...''(Mia)
''Düşük dünya.''(Amy)
'' 10.000 Yıl sonra bu dünyaya gidin. ''
''10.000 Yıl !! ''
''Evet dediğimi yaparsanız onu görürsünüz. Hem de olaylar yeni yaşanmış gibi.''
''Pekâlâ, Sanırım başka şansımız yok. ''(Mia)
''O zamana kadar düşünme fırsatımız olur. ''(Amy)
.............
Aynı anda Küre Birliğine Erthyo'nun ruhu bedenine geri girdi.
Mira ,Valeria ve Jenny Erthyo'nun bedeninin yanında duruyorlardı. Aynı zamanda Siyah saçlı mor gözlü bir kızda yanlarında duruyordu. Erthyo burada olsa onu tanırdı. Bu birkaç gün öne gördüğü Elf giysilerini iade eden kızdı.
Puffff
Erthyo'nun 7 deliğinden de kanlar çıkmaya başladı. Hatta gözeneklerinden bile kanlar çıkıyordu. O kadar çok çıkıyordu ki durmayacak gibiydi.
''Ne oldu?''(Jenny)
''Doktor çağırın. ''(Mira)
......................
Üst Dünya Divarioda
''Abla zamanı geldi. ''
''Evet geldi. Sonunda onu tekrar göreceğiz. ''
''Ve cevabımızı da verebiliriz.''
Bir kız aynanın önünde saçlarını tarıyordu. Kızın saçları turuncu rengindeydi ve aralarında gök mavisi saçlarda vardı. Kız 17 yaşında gözüküyordu, saçları beline kadar uzanıyordu. Gözleri yıldızlar gibi parlıyordu. Göz rengi biraz garipti. Bir gözü turuncu diğer gözü maviydi. 2 tilki kulağı ve 18 kuyruğu vardı.
Bu kız Amy ve Mia idi.
Kız eline bir obje aldı. Obje bir küreydi ve evrenin rengi gibi mavi ve içinde beyaz noktalar geziyordu. Üstünde farklı farklı dünyalar sırayla gözüküyordu.
''Düşük dünya...''(Amy)
''Pylos ''(Mia)
Önlerinde bir portal açıldı portalın diğer tarafında devasa binalar vardı. Binaların üstünde Altın kesesi vardı. Binaların tasarımı ve büyüklüğü şu an oldukları dünyadakilerle karşılaştırılamazdı.
''Biz gidiyoruz Niya. ''(Amy ve Miya)
''Görüşmek üzere Hanımlarım. Kurtarıcı Efendiyi umarım bulursunuz. ''(Niya)
Bunları dedikten sonra bir peçe ile yüzünü kapattı ve geçitten adımını attı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..