Erthyo'nun gittiği yer yeşil bir binaydı.Bina adı gibi yeşildi,yeşil taşlardan yapılmış,Koyu yeşil bir kapısı vardı ve arka kısmında bir bahçe vardı.Çeşitli renklerde bitkiler vardı ve sarmaşıklar etrafa hükmediyordu.
''Hmm..Binanın köklerinde bile sarmaşıklar,yaşlı ağaçlar,Zehirli bitkiler var. ''Binanın zemininin altında her türlü bitki vardı.Bunu ise Dünya Ağacı Liss sayesinde biliyordu.
''O eve girdiğimde babam bile onu yenemedi.Evi onun habitatı.''(Ateş)
''O zaman saldırdığında onun habitatını yok edelim''Erthyo yere doğru elini salladı.Yerde bir yarık oluştu.
Element Çarkını çağırdı ve deliğin içine koydu.
[Tuzak Yeteneği:Büyü Çemberi Gizleme devrede:Büyü çemberindeki yeteneklerin hasarı %10 arttı]
''Gidelim''
Erthyo işaret verdi ve içeri yürüdü.
İçeride yeşil Şeytanlar vardı ve çok uysal gözüküyorlardı.Burası aslında bir oteldi,özel bir oteldi ancak Doğa Şeytanı burayı ele geçirmişti.
Ateş Erthyo'dan önce resepsiyonistin yanına gitti ve birşeyler konuştu.
Kadın Ateşle konuşurken tamamen umursamaz bir tavır takılıyordu.
''Onu göremezsiniz.Hadi gidin.''
''Ne ? ''Ateş böyle bir sözle karşılaşacağını beklemiyordu.Bu yüzden bir anlığına ne diyeceğini bilememişti.
''Size dedim ki onu göremezsiniz.Gidin yoksa güvenlik çağıracağım.''Kadın bu sözlerine oldukça güveniyordu.Çünkü güvenlikle Usta-Düşük seviyedeydi ve genelde kimse onlara bulaşmazdı bundan ötürü.
''Şu ağaçlardan mı bahsediyorsun''Ateş yandaki saksıları gösterdi ve onları ateşe verdi. Şuan cidden çok sinirliydi.
AHHHH
AGHHHHHH
Giyahhhhhhh
Saksılardan feryat sesleri gelmeye başladı ve bir saniye sonra hepsi kül oldu.
''S..S...Senn.cidden onları öldürmeye cürret ettin.''Kadın kekeleyerek konuşmaya başladı.Ateş elini uzattı ve kızın yakasını tuttu.
''Eğer biraz daha o adamı çağırmazsan, önce seni sonra buradaki herkesi öldüreceğim.''Ateşin saçları alevlendi ve Alev Yılanları bedeninden fırladı,havada süzülerek insanları tehtid ediyorlardı.
''Ben...''
''Bırak gelsinler''
Kadın birşey söyleyemeden arkadan rahatlatıcı,yenileyici ve güzel bir ses geldi.Bir erkek sesi olduğu tonundan belliydi ancak insanı rahatlatan bir sesi vardı.
Erthyo sesin geldiği yere yürümeye başladı.
İleride bir demir çit kapısı vardı ve arka bahçeye açılıyordu.
Erthyo ilerlerken aynı anda Büyü çemberinide büyüttü.Şuan tam bina kadar büyüktü.
İçeride bir çardak vardı ve çardağın üstünde bir adam oturuyordu.Yeşil ,kısa saçlara sahitpi,gözleri gök mavisi rengindeydi,yakışıklı bir yüzü vardı.Kaslı değildi ancak sıskanın bir tık üstündeydi.
Erthyo ileri çıktı ve bitkileri manipüle ederek kendine bir oturak oluşturdu.Bu oturak şuan tamamen kendine aitti.İstese bu adam bile kendisinden koparamazdı.
''Merhaba ''Adam Erthyo'ya dönmeden konuştu.Gözleri etraftaki bitkilere bakıyordu.
''Merhaba''
''Buraya benim için mi geldin Şeytan Lordu ? ''
''Evet ''
''Demek ki boyun eğme zamanım gelmiş''Adam iç çekti ve Erthyo'ya döndü.Gözlerinde üzgünlük ve melankoni vardı.
''Sana boyun eğdirme niyetinde değilim.Seninle buraya bir anlaşma yapmaya geldim.''Anlamıştı ki bir Şeytanın saygısını kazanamaz ise ona boyun eğdiremezdi.Gücüne olan saygı,Zekasına,yeteneğine,gelecekteki parlaklığına vb.. gibi şeylerden kendine saygı duyanlar ve boyun eğenler vardı.Bu şeytanı boyun eğdirmek istiyordu ancak yine bağımsız olabilecekse,boyun eğdirmenin ne mantığı vardı.Sınırlı sayıdaki insanıda öldürmek istemiyordu.
''Anlaşma ? ''Adam kafasını yana yatırdı.
''Evet anlaşma.Ateş getir anlaşmayı.''(Erthyo)
Ateş boyutsal yüzüğünden bir belge çıkardı ve ortaya koydu.
''Bu anlaşmada nelere uyman gerektiği var.Eğer bunlara uyarsan,sen ve astların özgür olmaya devam edeceksin.''
Doğa Şeytanı anlaşmayı detaylıca okudu.Bir dakika sonra birkaç soru sordu.
''Daha fazla ast toplayamaz mıyım ? ''
''Toplayabilirsin ancak belirli zamanlarda belirli miktarda.Zaten azız o yüzden daha fazla insanımı öldürmek istemiyorum.''(Erthyo)
''Peki insanları öldürmeye ne zaman başlıyacağım.''
''Nüfus artınca,şuan öldürmek ve orada belirtilen şeyler hariç herşeyi yapabilirsin.Tabi bu demek değil ki şehirde terör estir.Ben senin oranı iyi ayarlayacağını düşünüyorum''Sözlerinin sonunda öldürme niyeti ortamı kapladı.
Şeytan tükürüğünü yuttu ve kafasını salladı.
''Tamam kabul ediyorum.''Bir dal ağaçtan fırladı ve havada bir kaleme dönüştü.Adam kalemi aldı ve imzaladı.
''Güzel''Erthyo güldü ve kalktı.
''Görüşürüz.''(Erthyo)
Şeytan Erthyo'nun arkasından şaşkınca baktı.
***
''Fiyuvvv...Bu işte bitti.Başka birşey kaldı mı ? ''(Erthyo)
''Sanırım hayır.Şeytan Kaynağı yakında açılacak.''(Lucifer)
''Şeytan Kaynağı ? ''
''Bu belirli sayıda şeytanın bir yerde bulunduğunda oluşan birşey,hem bir eğitim alanı,hemde bir doğum alanı.İnsanlarımızı burada eğitebiliriz,ayrıca oradan doğacak şeytanlarda halkımızın sayısını arttıracak.Ne yazıkki bu kaynak Usta seviyesinin altındakilere etki ediyor.''(Lucifer)
''Size bırakıyorum.Başka birşey yoksa ben gidiyorum.''Erthyo Dünyaya dönmek için bir portal açtı ancak Ateş onu durdurdu.
''Lordum babam,Gözcü Abla ve Lii abiden bir istek var .''(Ateş)
''Oh,Nedir ? ''Normalde bu üçlü kendisinden pek istek istemezdi.Demek ki önemli bir meseleydi.
''Şey,Onların takım Liderini kurtarmanızı istiyor.Kendisi çok hasta.''(Ateş)
''Hmm ne tür bir hastalığı var ? ''(Erthyo)
''Bizde bilmiyoruz .Tek bildiğimiz bir anda yataklara düşmesi ve maceracıların gelip onu öldürmesini beklemesi.O kadar.Hatta ona Bedava İtem Kaynağı diyenler bile var.''Alev Erthyo'nun yanında belirdi .Gözcü ve Lii'de diğer taraftaydı.
''Tamam bakabilirim.Sizin Lideriniz ise işime yarayabilir.''
''Teşekkürler Lordum.Şu sıralar ölmüş olmalı,eğer şimdi yola çıkarsanız bir dahaki doğuşa yetişebilirsini.''(Alev)
''Tamam''
Erthyo başka birşey demeden zindana döndü.
Bir ve ikinin kulübesinin olduğu yere geldi.
Çevrede hiçbir değişiklik yoktu.Sadece külube ortadan kaybolmuştu.
Erthyo ileri baktı.İleride siyah taşlardan yapılmış,uçları sivri ve gökyüzüne ulaşan kubbeli bir şato vardı.
''Tasarımı hoş.''(Erthyo)
Erthyo hızını arttırdı ve ilerledi.
İleride insanlar dağılıyordu,sayıları 70'den fazlaydı.Bir tane adamda çark benzer bir aleti,boyutsal yüzüğüne koydu ve gitmeye hazırlandı.Adam siyah bir smokin giyiyordu.
Erthyo kalabalığı geçti ve adamın yanına gitti.
''Buradaki olay ne ? ''(Erthyo)
''Oh bu mu ? Yenisin sanırım bilmiyorsun.Burası 151.Kata giden bossun şatosu.Herkes buradan geçmek istiyor ancak geçmek için gerekli şey 150.katın bossunu yenip,zindanın 151.kata geçmeni layık görmesi.Ancak bir sıkıntı var.''
''Nedir ? ''
''Burada tek bir boss var ve burayı geçmek isteyen bir sürü insan var.İçerideki boss nedense hasta ve tek yaptığı yatakta yatmak.Buradaki çarkla birisini ya da bir takımı seçiyoruz.O da gidip içerideki bossu öldürüyor.''
''Demek işler böyle işliyor.Yardımın için teşekkürler.''(Erthyo)
Adam gülümsedi ve oradan ayrıldı.
Erthyo önündeki şatoya baktı ve yürümeye başladı.
Şatonun önüne gelince elini uzattı ancak elin ilerlemedi.Sanki bir duvar varmış gibi ilerlemesi durdu.
''Klara buradan sadece boss doğduğunda mı geçebilirim ? ''(Erthyo)
[Evet.Ancak yarın olduğunda o adam tekrar gelecek.Gözükmesede kendisi Bilge seviyeli birisidir.Onu öylece kolay geçemezsin.]
''O zaman yarına kadar beklemem gerekiyor.''
Erthyo bir kenara geçti,oturdu ve gözlerini kapattı.Burada Erthyo gibi kenarda oturan ya da kamp yapan insanlar vardı.Bu yüzden kimse onu garipsemedi.
''Manayı içine çek.........Biriktir..........saflaştır........Ruhuna damlat.'' Erthyo uzun süredir yapamadığ antrenmanını yapmaya başladı.Yeraltı Dünyası Yılanı Ruh geliştirme tekniğini kullanıp ruhunu güçlendiriyordu.
Aynı zamanda Antik Şeytanın Yok Edilemez Bedeni ve Bilinci Tekniğini kullanıp bilincini güçlendiriyordu.Bu savaşlarda daha soğuk kanlı olmasını,acı toleransını,odağını ve zihin gücünü arttıracaktı.
Saatler geçti ve güneş yükseldi.Zindan dışarıdaki güneşi içeri yansıtacak şekildeydi.Bu çok garip bir sistemdi fakat yansıtma büyüsü ve birkaç şeyle yapılabilirdi.
Erthyo gözlerini açtığında sabah olmuştu ve insanlar gelmeye başlamıştı bile .
Dün ki adam çoktan yerine geçmiş ve çarkı hazırlamıştı.
Erthyo kalabalığın arasına karıştı ve duyuruyu dinledi.
''Bugün biraz değişiklik yapacağız.Herkesin bir takım olarak girmesini istiyoruz.Böylelikle daha fazla insanı 151.Kata çıkarabiliriz.''Arada sadece 1 kişi bile içeri girebiliyordu,bunu engellemek için herkesi takım olmaya itmek istiyorlardı.
Erthyo biraz sinirlensede,birşey yapamayacağı için bir takıma katılmaya karar verdi.Ancak etrafına baktığında herkesin çoktan takımlaştığını gördü.
''Ne kadar hızlı.Acaba lonca bunu bildirdi mi ? ''Erthyo etrafını inceledi.
''Öhöm...'''
Erthyo etrafını incelerken arkasından bir ses geldi.Erthyo arkasını döndüğünde bir adamın orda durduğunu gördü.
Adam 1.80 boyunda,Siyah saçlı ve siyah gözlü,maceracı kıyafeti giyen birisiydi.Adam bu dünyadan biri gibi duruyordu.Dost canlısı bir gülümsemesi vardı.Sırtında Mithril ve demirden ayrıca birkaç metal daha karıştırılmış bir kılıç vardı.
''Birşey mi vardı ? ''(Erthyo)
''Şurada bir takımımız var.Acaba katılmak ister misin ? ''Adam takımın olduğu yönü gösterdi.
Takımda 2 kadın 1 erkek daha vardı.Kadınlardan birisi şovalyeye benziyordu,diğeri ise bir büyücü şapkası ve cüppesi giyiyordu.İkiside insanların dikkatini çekecek kadar güzeldi.Adam ise etrafına bakmadan hayal dünyasına dalmış gibiydi.
''Olabilir.''Erthyo kabul etti ve adamı takip etmeye başladı.
Takımın yanına gelince adam döndü ve konuştu.
''Kendimi tanıtayım.Ben ,halktan biriyim.İsmim Dane.Kılıç Kullanıcısıyım.Eğer detaylandırmam gerekirse Büyücü Kılıç Ustası.A dereceli bir maceracıyım.'Büyülü Kılıç Ustası Büyü ve kılıcın harmanlanması ile savaşan insanlardı.Ayrıca bir kılıç kullanıcısı gibi Aura ve büyücü gibi mana kullanabilirdi.Büyücü Kılıç Ustası ise bunun bir tık üstünde nadir bir sınıftı.
''Bu yeni şovalye olmuş ve benim çocukluk arkadaşım olan Alvina.Kendisi kılıç ustasıdır.Hatta sınıfının ismi Ejderha Binicisi Kılıç Ustası olarak geçiyor.A-Dereceli bir maceracıdır.''(Dane)
''Bu minik büyücü benim akademiden tanıdığım yetenekli bir sihirbaz.İsmi Elvia .A-dereceli bir Maceracı''(Dane)
''Sihirbaz ? ''(Erthyo)
''Sihirbazlar %10 çıkma olasılığı olan sınıflardır.Büyücülerden daha iyi,daha güçlü ve daha hızlı büyü yaparlar ve büyücülerin kullanamadığı,kutsama,efsunlama gibi şeyleri yapabilirler.''(Dane)
''Bu Marc.O tankımız.Kendisi Dağ Durduran Tank olarak bir sınıfı vardır.B+ dereceli bir maceracı.''(Dane)
Genelde maceracılar böyle kendilerini tanıtırdı.İsimleri,sınıfları,dereceleri. ve takımdaki rolleri,böylelikle ne kadar beklentide olduklarını,takımın gücünü gösterirlerdi.
''Ben Yilu.B+ dereceli bir maceracıyım.A'ya terfi etmek üzereyim.Sınıfım Katana Ustası.Ancak şuan yakın dövüşçü olarak ilerliyorum.''Erthyo maceracı kartına bakarak söyledi.Maceracı kartı her kat yükseldiğinde derecesini yükseltiyordu.Şuan B+ seviyesinin sınırındaydı.A ya geçmesi için sınava girmesi gerekiyordu.
''Çok güzel.Eğer kafan takmaz isen 151 kata geçtikten sonrada bizimle dolaşır mısın ? (Dane)
''Fena fikir değil.''Bu dünyaya geldiğinden beri düzgün bir maceracı hayatı yaşayamamış ve arkadaşı olmamıştı.Belkide bu fırsatı kullanmak iyi olabilirdi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..