130.Bölüm Bir Aylık Eğitim (1)

avatar
1579 10

İnatçı Yükselen - 130.Bölüm Bir Aylık Eğitim (1)


Erthyo’nun tam yanında bir mızrak vardı. Mızrağın ucu sivriydi ve metalik bir parlaklığı vardı, elle tutulan yeri [Demir Odunu]’ndan yapılmıştı ve bu da kullanımını kolaylaştırıp, hafif olmasını sağlıyor, aynı zamanda bir demir kadar sağlam kılıyordu.

Bu Ordu Boyutunda özel olarak yapılmış bir mızraktı. Erthyo inziva eğitimdeyken Mızrak eğitimine çalışmaya karar vermişti.

‘’Her gün düzenli olarak 12 saat Mızrak eğitim yapacağım. 3 saat ise kılıç eğitimi, Kalan 9 saatin, 5 saatini büyüler için harcadıktan sonra 4 saatte anlayışlarımı emmeye uğraşacağım.’’

Erthyo planı yaptıktan sonra eğitime başlamaya karar verdi. Yerdeki mızrağı aldı ve ayağa kalktı.

Belirli bir duruş almadı. Mızrağa uygun bir duruş bilmiyordu. Zamanla şekil almasına izin verecekti.

Aslında şimdi düşününce Tehlikeli Duruş ve Element Beden gibi yeteneklere de biraz zaman ayırması gerektiğini düşündü.

‘’O zaman Mızrak eğitimini 10 saate indirip Tehlikeli Duruş ve Element Bedene birer saat ayırayım. Zamanla bu zamanları düzeltirim.’’

Kararını verdikten sonra başka bir şey düşünmemeye karar verdi.

Mızrak eline uçtu ve usulca eline indi. Erthyo mızrağı alınca salmaya başladı. Başlangıç hareketleri yapmaya karar verdi.

Bir temel ne kadar üstüne yapılacak bina o kadar güvenli olurdu.

Erthyo’da bu sözü takip etmeye karar verdi.

Delme, Süpürme, Çapraz saldırı, Aynı anda 2 saldırı. Bu hareketler bir Mızrak kullanıcısı için en temel olanlardı.

Erthyo hiç durmadan bu haraketleri yapmaya devam etti.

Deliyor, Süpürüyor, Aynı anda 2 saldırı birden yapıyordu.

Zaman yavaşça geçmeye başladı. Erthyo nefes nefese kalsa da hareketleri yapmaya devam etti.

5.saatin sonunda hareketlerin 100’er kez tekrarlamıştı fakat durmadı ve 10 saati tamamlamak için uğraştı.

Şu an kendisine güç gerekiyordu ve bu 1 aylık inziva eğitim çok önemliydi. Geleceğini bu temel belirleyebilirdi.

Bu yüzden ne kadar acı çekse ya da yorulsa da temelini bir Evren Metali kadar sağlam yapmalıydı.

10.saatte Erthyo havayı deldi. Delişi ilk noksanlıktan uzak ve bir alışkanlık havası vardı.

Süpürme hareketi hafif hava akımları oluşturuyordu.

Çapraz saldırılar bir aslanın sivri dişleri gibi gözükmeye başlamıştı. 

Çifte delme ise Üçlü delmeye yükselmişti.

‘’Başlangıç için hiç fena değil.’’ Erthyo tatmin olmuşçasına başını salladı. Bu hareketlerdeki başarısı Mızrak Dâhileri başlangıç aşaması ile karşılaştırılabilirdi. Ancak onlarınki ile aynı olamazdı.

’İyi bir temel. En önemli olan bu.’’

Erthyo Mızrağı bir kenara bıraktı. Tehlikeli Duruşa geçti ve arkasındaki ilkeleri anlamaya çalıştı.

Tehlikeli Duruş, rakibin saldırısını yok edip, kendi saldırını belirli bir noktadan yapmanı sağlıyordu. Bu yüzden rakipler için tehlikeliydi, Çünkü nereden saldırı gelebileceği belirsizdi.

Ayrıca bu duruş Yok edilemez beden ile birdi. İkisi birlikte daha da güçlü oluyordu.

Erthyo 1 saat kadar çalıştıktan sonra derin bir nefes verdi. Tehlikeli Duruşu 1 saat tutmak, 10 saat mızrak çalışmaktan daha zordu ve çok az bir ilerleme katedebilmişti.

Bunu kafasından şimdilik atmaya karar verdi ve Element Bedene geçti.

Şeytan, Ateş, Toprak ve Hava Ruhları etrafta dolaşıyordu fakat Erthyo’dan gelen dostça istek yüzünden ona doğru döndüler.

‘’Hey, bak. Çok ilginç bir şey’’

‘’İçine girebilir miyiz?’’

‘’Ne kadar sağlam bir beden. Eğer buna güç verirsem ne olur?’’

‘’Huhuhuhuh… Bir Şeytan, seni sevdim.’’

Farklı nedenlerden dolayı Elementler Erthyo’nun bedenine girmeye başladı. Kimisi meraklı, kimisi eğlence arayan, kimisi de yakışıklı olduğu için içine girenlerdi.

Ruhlar içeri girince Erthyo istedikleri yere gitmelerine izin verdi, gözenekleri açıktı, ki istedikleri zaman çıkabilsinler.

Ruhları zorlayamazdın. Eğer bir kez zorlarsa [Element Dostluğu (Başlangıç)] yeteneği gider onun yerine Düşman olurdu ya da Elementler yaklaşmazdı.

Elementler bedenine girince büyük bir mana ve güç akışı bütün hücrelerini sardı. Bu güç o kadar fazlaydı ki Erthyo’nun bedeninde çatlaklar oluşmuştu.

Ancak Erthyo dişlerini sıktı ve bu güce bedenini alıştırdı. Bu güç gelecekte çok işine yarayacaktı.

1 saat boyunca bu güce alıştıktan sonra bir süre boyunca bu gücü tutabilir olmuştu.

Bu eğitimi de bitirince büyü eğitimine geçti.

Erthyo’nun yapması gereken şey, büyülerini daha rahat kullanabilmesi ve manayı daha akışkan hale getirmesi gerekiyordu. Bunun için ise sürekli mana emip arıtması, ayrıca manasını sürekli tüketmesi gerekiyordu.

Yok etme, eğer seni öldürmüyorsa seni güçlendirirdi. Eğer bedenin sürekli bir hasara ve yok etmeye uğruyorsa, bu bedenin güçlenmesini sağlardı. Erthyo’da bu metodu kullanarak sürekli manasını tüketip, tekrar kullanmaya karar verdi.

Ateş Kazıkları belirdi. Bir boru kadar kalın ve ucu bir mızrak kadar ince olan kazıklar havada süzüldü ve duvara vurdu.

Tabii ki Porobolyum ile güçlendirilmiş duvara pek bir etkisi olmamıştı.

Sudan oluşmuş Mızraklar havada süzülmeye başladı. Mızraklar bir duvara doğru şimşek gibi ilerledi ve duvardan sekti. Duvardan ise Erthyo’nun kafasının yanından geçerek kapıya uçtu. Kapıdan ise sekerek, Odanın sağ duvarında yok oldu.

Erthyo büyü yapmaya devam etti. Sarmaşık Dikenleri, Su Topu, Rüzgar Kesiği…

Büyüleri ard arda atarak manası sonuna kadar harcadı. Ardından meditasyona girerek manasını yenilemeye başladı.

Bu oda Erthyo’ya özel olduğu için manayı emen özel bir formasyon kurulmuştu. Bu formasyon sayesinde mana burada daha yoğundu ve zamanla daha da yoğunlaşıyordu.

Erthyo 15 dakikanın sonunda manasını tamamen tüketmişti. Ancak büyü yaparken Büyü Oluşturma hızı birkaç milisaniye azalmıştı.

Erthyo geri kalan 4 saat 15 dakika boyunca bunu yapmaya devam etti. Sürekli manasını tüketiyor ardından tekrar yeniliyordu.

Ayrıca Büyü Oluşturma hızı 1 Saniye azalmıştı. Artık tüm büyüler eskisine göre 1 saniye daha hızlı yapılabiliyordu.

Erthyo derin bir nefes verdi ve büyü yapmayı bıraktı. Gözlerini kapattı ve bugün yaptığı şeyleri sindirmeye başladı.

Mızrak Ustalığı başlangıcını sağlamlaştırdığın da birkaç anlayış elde etmişti. Erthyo her zaman Mızrağı güçlü saldırılar yapan bir silah zannetmişti fakat bugün bir mızrağın ne kadar değişken olabileceğini görmüştü.

Tehlikeli Duruş ve Element Bedende pek ilerleme kaydedememişti.

Büyü eğitiminde iken yavaş yavaş arkasındaki prensipleri ve büyü yapısını hissetmişti. Ayrıca arkasındaki ilkeleri ve yasaları görebilmek için [Hakikatin Gözü]’nu kullanmıştı. Bu yüzden bunları sindirmesi gerekiyordu.

‘’Ateş hiddetli ve güçlü olmak zorunda değil. Nazik ve yakıcı ya da İyileştirici ve arındırıcı aynı zamanda yakıcı da olabilir. Ateş çok değişken bir element…’’

Erthyo derin düşüncülere dalmaya başladı. Elementleri kullandıkça arkasındaki gerçekleri daha iyi anlayacağını hissediyordu.

Geri kalan zamanını bu deneyimleri emmeye harcadıktan sonra uyumaya karar verdi. İo şu an ona zaman ayıramadı, bu yüzden bedensel yorgunluğunu gidermek için uyumak istiyordu.

Aslında şu anki bedeni ve teknikleri ile uyumasına gerek yoktu. İstediği zaman [Antik Şeytanın Yok Edilemez Bilinci Tekniği] ve [Yeraltı Dünyası Yılanı Ruh Geliştirme Tekniği]’ni kullanarak uyku sorununu giderebilirdi fakat bunu yapmadı.

Çünkü Erthyo uykunun bedenin yeniliklere alışması için en hızlı araç olduğunu düşünüyordu. Yeni şeyler bedene en rahat uykuda adapte olabilirdi.

Erthyo odayı, yatak odasına çevirdi ve uykuya daldı.

Tabii bu demek değil ki uyuyacaktı. Bedeni uyku halindeyken bilincini Vip alanında Antik İblisin yanına götürdü.

‘’Geri gelmişsin.’’Gururlu ve yüce ses Erthyo’nun kulaklarında belirdi.

’Evet.’’ Erthyo saygıyla selam verdi.

‘’Tavrın şekil almaya başlamış, benim soyumu hak ediyorsun.’’ Böyle konuşurken elini salladı. Erthyo’nun elinde bulunan mızrağın aynısı elinde belirdi.

’Gel de eğitime başlayalım. Düşmanları öldürebilmek için Mutlak Güç gerekir.’’ Mızrağını salladı.

Fakat bu sallama Rüzgârın ağlama sesleri oluşturmasına yol açtı. Mızrağın rüzgarı acımasızca hareketlendi ve Erthyo’ya hücum etti.

Erthyo hiçbir dış etken kullanmadı, sadece mızrağı ile bu saldırıyı karşılamayı denedi.

Puhaaa!!

Ancak rüzgâr kendine ulaştığında elindeki mızrak kenara uçtu ve kolları dilimlendi. Rüzgâr bununla da yetinmedi ve Erthyo’yu metrelerce geriye uçurdu.

’Daha bu saldırımı bile karşılayamıyorsan, bir Mızrak Ustası olmayı aklından bile geçirme. Eğer benim yaşadığım dönemde olsaydın, avam tabaka bile seni öldürebilirdi.’’ Antik İblis hiç acımadan Erthyo’yu aşağıladı ve başka bir saldırı yaptı.

Bu saldırı tepeden bir kesikti. Ancak saldırı önceki ile aynı güce sahipti.

Erthyo dişini sıktı. Uçmuş mızrağı eline çekti ve saldırıyı engellemeye çalıştı.

Tabii ki de başarısız oldu.

Erthyo normal bedenindeki yorgunluğu geçeseye kadar böyle devam etti. Hiçbir saldırıyı durduramasa da, durmadan saldırı aldı.

Ayrıca Erthyo diğerlerinden de bir şeyler öğrenmeye karar verdi. Madem gelişime girmişti. Köklü bir gelişim en iyisiydi.

Bu yüzden arada Göksel Tilki, Yer altı Dünyası Yılanı ve Dünya Ağacı Liss’den eğitim alacaktı.

Bunlarda Element ve Mana kontrolü, Ölüm Alevi, Ölüm Enerjisi, Karanlık Elementi Kontrolü ve İyileştirme Temelleri, Doğa Elementi kullanımı ile ilgiliydi.

Tüm bunları bir aya sığdırmak ve 1 ayda göklere çıkmak imkânsızdı, bunların hepsi gelecekte yapacağı sıkı eğitimlere bir başlangıçtı.

Bu savaş bittiği anda bu eğitimi günlük olarak tekrarlayacak fakat zamanlarını kısarak en az fakat en yararlı eğitim metodunu kendine yaratacaktı.

Böylelikle düzenli olarak güçlenecek ve ufkunu genişletecekti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr