133.Bölüm Fırtına Öncesi Son Hazırlık

avatar
1696 12

İnatçı Yükselen - 133.Bölüm Fırtına Öncesi Son Hazırlık


Erthyo derin bir nefes verdi. Nefes, mavi bir buhardan oluşuyordu. Bu saf manadan oluşmuş hava buharıydı.

Gözlerini açtı. Gözleri derin bir kırmızı rengindeydi, ayrıca gözünün derinliklerinde gökyüzü gibi parıltılar ortaya çıkmıştı ancak bu parıltı göz kırpmasıyla yok oldu.

Üstündeki gök mavisi, Anka ve Su Ejderhası olan cübbe çoktan parçalara ayrılmıştı. Demirden yapılmış gibi görünen kasları ortaya çıkmış, düzenli görünümü ile etraftaki ruhları cezbetmeye başlamıştı.

Erthyo önündeki mızrağı hızlıca tuttu. Elini sallaması ile duvarda 3 metrelik bir mızrak izi belirdi.

Erthyo tatmin olmuş bir şekilde güldü ve odanın kapısını açarak çıktı.

Dışarıda hizmetçiler onu bekliyordu. Erthyo’nun dışarı çıktığını görünce hızlıca yeni bir cübbe verdiler.

Erthyo bu şehrin lorduydu. Bu yüzden cübbe ile dolaşmak garip karşılanmayan bir şeydi.

Odalardan hızlıca geçti ve bir eğitim alanına girdi.

Tink, Dong, Tink, Tink, Dong!

Eğitim alanında 3 kişi birbirleriyle savaşıyordu. Bunlar 3 metrelik, büyük kasları olan, öküz boynuzları olan 3 adamdı. 

Bu adamlardan siyah saçlı, bir boynuzu kırık olan öküz-adam 2 kişiye karşı savunma yapıyordu. Altın bir enerji, elindeki 2 metrelik kalkanı sarmıştı. Ayrıca tam önünde rünler işlenmiş altın bir kalkan vardı. 

Ona vuranlardan biri, İki elinde 1 metrelik kalkan taşıyan, beyaz sakalları olan, bir adamdı. Kalkanları zamanı geldiğinde enerji rüzgârlarından kaçınmak için bir kalkan, zamanı geldiğinde saldırmak için bir kılıç olarak kullanıyordu.

Diğer tarafta ise kılıca dönüşmüş tek kalkanı olan bir adamdı. Elindeki Kalkan savunma açısından acizdi fakat saldırı açısından Tek Boynuzlu Öküze zor zamanlar yaşatan saldırılar yapıyordu.

Erthyo üçlüyü bir süre izledikten sonra konuştu.

’Temelleriniz çok sağlam olmasa da yarın benimle savaşmak için yeterli.’’ (Erthyo)

Bu üçlü, sadece 1 ay içinde Kılıç Krallığına kök salmış bir Ailenin çekirdek eğitim tekniğine çalışmış ve [İlk Final] formuna getirmişti. Bu Pitaron’un bile yapamayacağı bir şeydi.

Tabii ki bunu yapmak için anlayışlardan yoksun, sığ bir yol izlemiştiler. Güçleri gerçek [İlk Final] formundan uzak olsa da yarın olacak savaşta yanında bulunmak için idealdi.

Üçlü sesin geldiği yere baktı. Erthyo Ordu Boyutuna pek karışmadığı için çoğu kişi onu tanımıyordu. Ateşte bu olay yüzünden Erthyo’nun bir portresini yaptırmış ve Şatoya astırmıştı.

Bu üçlüye de özellikle Erthyo’yu unutmamaları gerektiğini söylemişti.

Üçlü hızlıca dizlerinin üzerine çöktü.

‘’Tek Boynuz Lordu selamlar.’’

‘’Uzun Sakal Lordu Selamlar.’’

‘’Dövüş Delisi Lordu Selamlar.’’

Erthyo üçlünün isimlerini duyunca yüksek sesle gülme isteğini bastırdı. İsimler tamamen onları anlatıyordu.

’Bu savaş çok önemli. Defalarca ölebilirsiniz fakat asıl önemli olan şey, ne kadar ölürseniz ölün geri dönüp bana destek sağlamanız. Eğer iyi iş çıkarırsanız, aileleriniz bir kraliyet ailesi gibi muamele görecek ve sizin temelinizi düzeltmek için özel haplar arıtacağım. Ayrıca 4 ay sonra yapılacak seferde Takım Lideri olacaksınız.’

Erthyo’nun bu kadar ödül verdiğini görünce üçlü hızlıca teşekkür etmeye başladı.

‘’Bu kadar cömert olduğu için Lorda teşekkürlerimizi sunarız.’’

Erthyo’nun vaat ettiği ödüller hiç küçümsenecek cinsten değildi. Üçlüye resmen cenneti aralamıştı. Bu yüzden ona tüm kalpleri ile yardım etmeye karar verdiler.

Ayrıca Erthyo’da bu vaatleri boşa vermemişti. Yarın olacak savaşta, çok güçlü insanlar olacaktı. Bu 3’lü kendi işini hallederken onları bir süre tutmak için en iyi kozlarıydı.

‘’Gidin ve dinlenin. Daha fazla antrenman ya da deneyime ihtiyacınız yok. Sadece dinlenmelisiniz.’’ Erthyo elini salladı ve arkasına dönerek Taht Odasına gitti.

Taht Odasında genelde kimse olmazdı, Alev, Ateş hatta annesi Kıvılcım bile güçlenmek isteyen kişilerdi, bu yüzden zamanlarının çoğunu eğitim yaparak geçirirlerdi.

Erthyo Taht odasına girip, herkesi gelmesi için çağırdı.

Bunu yaptığında işin içine önceki sefer yaptığı otorite girdi. Hiçbir Lider geç kalmaya cüret edemedi. Aslında bunda Bir ve İki’nin de parmağı vardı.

Erthyo Bir ve İki’den Disiplin Raporunu aldı ve okumaya başladı.

Ancak okudukça şaşırıyor ve korkuyordu.

Çünkü raporda yazan Disiplin yöntemleri acıya karşı çok yüksek bir dayanıklılığı olan kendinin bile girmek istemeyeceği kadar acı verici yöntemlerdi.

‘’Güzel. Bu yöntemleri mükemmelleştirin.’’ Erthyo raporu ikiliye uzattıktan sonra aklındaki yenilikleri söyledi.

‘’Mana İşkencesini de buraya ekleyin. Manayı kirletin ve kişiyi her nefes aldığında...’’

Arz’ın ismi boşuna Acımasız Şeytan Lordu değildi. İş işkenceye gelince tam bir ustaydı. Erthyo’nun anlattığı birkaç teknik odadakilerin soğuk terler dökmesini sağladı.

Erthyo bütün her şeyi bitirdiğinde odaya siyah bir gölge girdi. Gölge hiç kimsenin dikkatini çekmeden Erthyo’ya yaklaştı.

Erthyo zaten bu gölgeyi fark etmişti. Ruh gücü diğerlerinin hayallerini aşmıştı. Gölgeyi fark etmesi normaldi.

Gölge gizlice yaklaştı ve hızlıca atladı.

Odadaki herkes ancak bu zamanda alarma geçebildi. Kioz ve Alev hiç durmadan saldırdılar, Gözcü ise yayını çekerek 3 ok fırlattı.

Gölge üstüne gelen saldırılara soğuk gözlerle baktı. Ardından olduğu yerden sıçrayarak 6 bıçak attı.

Ardından havayı tekmeledi ve Erthyo’ya atılmaya devam etti.

Hızı çok yüksekti. Kioz ve Alev’in saldırısından ustaca kaçmış ve 6 bıçak birbirine güç vererek tam güç fırlatılmış 3 oku parçalamıştı.

‘’Dikkat!’’

‘’Lordum.’’

Herkes telaş içindeyken inanılmaz bir şey oldu.

‘’Biraz fazla oyuncu değil misin?’’ Erthyo gölgeyi tuttu ve iki tarafa çekti.

‘’Ughhhh…’’

Gölge bu saldırıdan kaçamadı fakat saldırı demek için buna bin şahit isterdi.

Erthyo’nun yaptığı hareket gölgenin yanaklarını sıkmak olmuştu. Dağılan gölgede Hiori ortaya çıktı.

Kulakları ve kuyruğu iyileşmişti. Yüzündeki kızarıklıkla eski güzelliğine geri dönmüştü.

‘’Beğnn..Beğnn sadece sana yeni tekniklerimi göstermek istemiştim.’’ Hiori çırpınıyordu fakat Erthyo’nun sıkmasına engel olacak hiçbir şey yapmamıştı.

Erthyo kızı bıraktı, ardından kollarını açtı ve kıza sarıldı.

‘’İyi olman çok güzel.’’ (Erthyo)

‘’Hmhm.’’ Hiori Erthyo’ya sarıldı ve yüzünü göğsüne gömdü.

Erthyo bir süre hasret giderirken Astları şaşkınlık içerisindeydi.

Hiori buraya ilk geldiğinde sadece Usta seviyesinin başlarındaydı. Ancak şimdi sınırlarındaydı fakat kendileri Bilge Seviyesine adım atmak üzereydiler. Aradaki fark devasa olmalıydı ancak nasıl olduysa kendilerinden kaçmayı ve Erthyo’ya ulaşmayı başarmıştı.

‘’Bir Dahinin farkı bu.’’ Kioz derin bir nefes verdi. Ancak gözleri hemen ciddileşti ve arkasındakilere bağırdı. ‘’Lordumuz bize bir sürü fırsat verdi ve yeni bir yaşam sundu. Onu korumak için daha dikkatli olmalıyız. Ayrıca gücümüzü daha hızlı arttırmalıyız.’’

‘’Evet!’

Erthyo kızı bıraktıktan sonra baştan aşağı süzdü.

‘’Cidden çok güçlenmişsin. Bu güzel, yarın olacak savaşta yanımda yer alabilirsin.’’

‘’Teşekkürler.’’ İo Erthyo’ya olan şeyleri anlatmıştı. Bu yüzden Hiori yarın olacak savaşta kimlere karşı savaşacağını biliyordu. Bunu düşünürken öldürme niyeti içinde belirdi.

Erthyo birkaç şey daha söyledikten sonra Ordu Boyutundan ayrıldı ve Ustasının yanına gitti.

Kapıyı tıklattıktan sonra huzurlu sesi duyunca içeri girdi.

‘’Küçük Şeytan, tebrikler atılım yapmışsın ve ilk kılıç stilini tamamlamışsın.’’ Pitti resmen içini okuyordu. Sakalını okşadı ve konuşmaya devam etti. ‘’Niteliksel ve Niceliksel artışlar kazanmışsın, ayrıca yolunda da bir ilerleme kaydetmişsin. Cidden parlak bir dahisin.’’

Bugün Pitti yalnızdı. Fitz burada değildi.

‘’Gel otur. Bu dünya satranç adı verilen bir oyun üretti, çok ilgimi çekti. Belki biliyorsundur. ‘’

Pitti elini salladı ve masanın ortasında bir satranç takımı ve taşları ortaya çıktı. Ayrıca masanın diğer tarafında taş oturak oluştu.

Erthyo oturdu ve satranç taşlarını dizmeye başladı.

Yaklaşık 15 dakika sonra Pitti’nin hayal kırıklığına uğramış sesi duyuldu.

‘’Cidden binlerce yıldır kaybetmeyen ben sana kaybettim Küçük Şeytan. Bu oyunda yeteneklisin.’’ (Pitti)

Pitti homurdandı ve Erthyo’nun döktüğü çayı içmeye başladı.

Erthyo güldü.

‘’Ustanın ilk oyunu olmasına rağmen bu kadar iyi olması bile şaşırtıcı. Size kuralları bir kere anlattım fakat hepsini emdiniz. Zither Ustalığı gibi Oyun Ustalığında çalışmışsınız galiba.’’ (Erthyo)

‘’Demek benle dalga geçersin ha. Şimdi seni yenmezsem bana Pitti demesinler Küçük Şeytan.’’ (Pitti)

Erthyo taşları tekrar dizdi ve oyuna başladı. Bu oyun sabaha kadar sürdü ve 14-13 Erthyo kazandı.

‘’Haha, Usta neredeyse beni yeniyordu. Ancak bir genci küçümsememelisin.’’ Erthyo Pitti’nin huysuz suratına bakarken gülmeye devam etti ve oturaktan kalkarak eğildi.

‘’Usta gitme vaktim geldi. Bu güzel oyun için teşekkürler. Zihnimi sakinleştirdi.’’

Başka bir şey söylemeden arkasını döndü ve Drag’a dönüşerek odadan çıktı.

’Hmhp, Binlerce yıldır hiç kimseye yenilmemiş beni yendin. Tabii ki de bir ödülü hak ettin. Şanslısın, Bugün saldıracak yaşlı canavarları ben engelleyeceğim.’’

Pitti bir süre homurdandıktan sonra içten bir gülüş patlattı ve bedeni saydamlaştıktan sonra yok oldu.

Erthyo Drag haline dönerek evden çıktı. Ustasının böyle bir şey yapacağını bilmiyordu ve beklemiyordu, buraya sadece zihnini sakinleştirmek için gelmişti.

Bütün hazırlıklarını yaptığı için kendine olan güveni sağlamdı.

Fırtına öncesi son hazırlıklarını tamamlamıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr