142.Bölüm: Evrenle Oluşmuş Lotus Çiçeği, Elementsel Lung Çarkı

avatar
1549 11

İnatçı Yükselen - 142.Bölüm: Evrenle Oluşmuş Lotus Çiçeği, Elementsel Lung Çarkı


‘’Bu kadar ileri gitti. Gerçekten mızrağa ulaşabilir mi?’’ Seyirciler Erthyo’nun bu kadar ileri gittiğini görünce Mızrağa ulaşabileceğine dair fikirleri oluşmaya başlamıştı.

‘’O kadar kolay değil!’’ Bu sözleri duyan Wiar kalabalığa soğuk bir ses tonuyla konuştu.

‘’Lung Ejderhaları, Yüce Ejderhalardan bile güçlü Ejderhalardır. O kadar kolay alt edilebilecek bir canlı olsalardı soyları tükenme tehlikesi yaşardı. Bu Lung Ejderhaları Drag’ı küçümsedikleri için sadece Ejderha Nefeslerini kullanıyorlar. O duvarı aşabilirse 6 Ejderhada onu ciddiye almaya başlayacak ve asıl sorun orada başlıyor. Fakat bence o duvarı aşmayı bile başaramaz. Her saniye dayanıklılığı artıyor, ayrıca iki element katmanı var. Duvarı kırmaya çalışırken uzuvları parçalansa bile şanslı sayılır.’’

Wiar aptal değildi. Erthyo’nun bariyerden girmesinin Mızrak ile arasındaki bir bağdan olduğunu biliyordu. Bu bağ sayesinde Mızrağı alma fırsatı vardı.

Fakat kendisi nasıl Mızrağı Erthyo’ya bırakabilirdi. Onun orada ölmesini istiyordu, ölmese bile mızrağı alıp, çıktığı anda Mingu tarafından öldürülecekti ve kendisinde bu konuda özellikle yardım edecekti.

Prensesler ve kahramanlarda aynı şeyi düşünüyordu. Kahramanlar belli etmese de, bu hazinede şansları olmasa da başkasının bu hazineyi almasını istemiyorlardı.

İnsanlar böyle düşünürken Erthyo duvara doğru hücuma devam ediyordu.

‘’Siz çocuklar cidden çok inatçısınız. Fakat konu inatsa ben sizden daha inatçıyım.’’

Elini kaldırdı ve havayı tuttu.

Tuttuğu yerde cehennem alevleri etrafa saçılmaya başladı. Cehennem alevlerinin ortasında yavaşça bir kılıç şekillenmeye başladı. Kabzasında göz olan kılıç Cehennem Kılıcıydı.

Erthyo Alevlerini kılıcına aktardı.

Renk cümbüşü kılıçta ortaya çıktı. Her alev bir diğerinden bir adım öne çıkıp kılıçta büyük yere sahip olmaya çalışıyordu. Ancak hiçbiri bir diğerinden güçsüz değildi.

Nihai Alev bile elinden geleni yaparak diğer ateşler ile savaşıyor, kaybetmiyordu.

Erthyo Kılıç Niyetini aktardı.

Kılıç keskinlik olarak en iyi silahtı. Delme konusunda mızrak ile yarışamasa da iyi bir açıyla bir duvarı ikiye ayırabilirdi.

‘’Kılıç havada süzülmeli, bir Lung Ejderhası gibi dans etmeli. Bir duvar bir kılıç için engel değil, bir testtir. Kılıç bir katana gibi keskin ve hızlı olabilir ya da güçlü ve durdurulamaz olabilir. Benim kılıcım durdurulamaz. Benim kılıcım evren yaratabilecek kadar durdurulamaz. Evrenin karşısında bir duvar nedir ki?’’

O anda Ay Krallığının üstünde güneşli bir öğlen zamanıydı. Ancak gün bir anda tersine dönmüştü, gökyüzü parlak yıldız ışıkları ile simsiyahtı.

Siyah gökyüzünde bir anda kozmik Latte renginde, tohum büyüklüğünde bir enerji kütlesi koptu. Kopan bu enerji kütlesi yavaşça aşağı indi.

O anda zaman donmuş gibiydi, Hiçbir canlı hareket edemiyor gibiydi ancak zaman donmamıştı. Kozmik Latte rengindeki ışık tohumu çok hızlıydı.

Tohum kimsenin göremeyeceği bir hızda aşağı, 200. Kata indi. Ardından Kaleye girerek Erthyo’nun kılıcına girdi.

O kadar hızlıydı ki Pitti bile görememişti fakat enerjisini hissedebilmişti.

‘’Bu… Hahaha. Cidden Küçük Şeytan anlayış kazandı. Çok güzel.’’ Pitti içten bir şekilde gülerken Erthyo’yu izlemeye başladı.

Erthyo elindeki kılıçtaki farklılığı hissedebilmişti. Kılıçtaki alevler bir anda durgunlaşmış, içindeki her bir enerji zerresi kılıca akarak, ahenk içinde hareket etmeye başlamıştı. Güçlerini Erthyo’nun kılıç darbesini güçlendirmek için kullanıyorlardı.

Erthyo bu saldırıda hiç geri tepme yaşamayacağını hissetmişti. Hiç çekinmeden kılıcı ile duvarı kesti.

Shing!!

Vhoşşş!!

Kozmik Latte rengi ışık Erthyo’nun kılıcında belirdi. Cehennem Aurası bile bu enerjiyi engelleyememiş, altında kaybolmuştu.

Kılıç duvarı keserken takılma bile yaşamadı. Hiç zorlanma yaşamadan duvarı kesti 5 metre genişliğinde 6 metre uzunluğunda bir kılıç izi oluşturdu.

Erthyo hızını arttırdı ve kılıç izinden geçti.

Lung Ejderhaları bile bu hareketi beklemiyorlardı. Tek gördükleri şey Erthyo’nun kılıcın çekmesiydi, arından tüm renklerin karışımı, evrenin gibi derin ve sonsuz bir aura yayan ışıktı. Ardından Erthyo bir kılıç saldırısı yapmıştı ve duvarda büyük bir kılıç izi bırakmıştı.

Anlatımı uzun olabilirdi fakat bunların hepsi 2 saniyede yaşanmıştı.

Ancak bu şaşkınlık hızlıca son bulmuştu. Wiar’ın dediği gibi artık Erthyo’yu ciddiye alıyorlardı ve Ejderha Nefesi de dâhil tüm yeteneklerini kullanacaklardı.

En kibirlileri Altın Ejderha bile saldırıya geçmişti.

‘’A..Az önce ben ne gördüm. Tek bir saldırıda duvarı resmen ikiye ayırdı.’’

‘’Mızrağı alma şansı var. O kılıç saldırısını gördün mü? Beni boğan ve boyun eğmemi sağlayan derin ve sonsuz bir aurası vardı. Drag cidden böyle bir kılıç saldırısı yapabildi. Mızrağı almak onun için çok zor olmamalı.’’

‘’Aptal! Mızrağı alma şansı olsa bile önce Ejderhalardan kaçmalı. Ejderhaların yaydığı öldürme niyetini görmüyor musun? Drag’ı artık ciddiye alıyorlar ve tüm yeteneklerini kullanacaklar. Drag bu durumdayken daha fazla hayatta kalamaz. Kesinlikle ölecek.’’

Kalabalığın içinde artık Erthyo’ya saygı duyanlarda vardı. Fakat çoğunluğu mızrağa açgözlü bir şekilde baktığı için Erthyo’nun ölmesini ve acı çekmesini istiyordu.

Wiar’da onlardan biriydi. Erthyo’nun bu saldırısında uzuvlarını kaybedeceğini söyleyen bizzat kendisiydi fakat tek saldırıda yüzüne okkalı bir tokat vurmuştu.

‘’Ahhhhhhh…’’ Kükredi ve saldırılarını daha da güçlü yapmaya çalıştı. %100 yetmezse %120, o da yetmezse %150 gücüyle saldırı yapıyordu.

Drag’ı öldürmek istiyordu. O kadar öldürmek istiyordu ki Erthyo’ya olan kinini unutmuştu bile.

Erthyo’da bu olanları fark etmişti. Özellikle Mingu’dan gelen öldürme niyeti, o kadar fazla ve saftı ki, resmen cisimleşecekti.

‘’Hızlıca mızrağı almalıyım. Bariyer neredeyse kırıldı. Bu savaşta bana en çok yardım edebilecek silah o.’’

Erthyo İnat Enerjisini yıldırıma aktardı ve hızını arttırdı.

Arğhhh!!

Ancak daha fazla ileri gidemeden önünde altın bir Lung Ejderhası belirdi. Hiç beklemeden saldırılar yapmaya başlamıştı.

5 saniye geçmeden diğer Ejderhalarda etrafını sarmıştı.

Erthyo bunları görünce başının ağrıdığını hissetti. Kılıcı yere dayadı ve Ejderhalar baktı.

‘’Cidden baş ağrısı oluyorsunuz. O zamanda aynı bunun gibi küstahtınız. Size yerinizi bildirmeliyim.’’

‘’İnsan!’’ Erthyo’nun sözleri bitince Altın Lung Ejderhasının sesi kulaklarında patladı. Kibirli ve küçümseyici ses tonu Erthyo’nun kaşlarını çatmasına sebep oldu.

‘’Nereden geldiğini bilmiyorum fakat zamanında öldürmek istediğim birinin aurasına sahipsin. Eğer devam edersen seni öldürmekte tereddüt etmem.’’

‘’O zaman savaşarak konuşalım.’’ Erthyo fazla bir şey söylemek istemiyordu. Zinciri özümsediğinde bu Ejderhalara karşı kabataslak bir anlayışı olmuştu.

Bu 6 Ejderhadan Altın Ejderha en kibirli ve güçlü olandı. Diğerleri de bir o kadar güçlü ve kibirliydi.

Onlarla savaşmadan anlaşmak, tam bir aptallıktı.

Erthyo kılıcını kaldırdı. Manasının %20’sini içine aktardı. Elementleri de Evren Kılıcını oluşturmak için gönderdi. Ancak bu seferki saflık ve güç, öncekiden kat kat fazlaydı.

Erthyo ağzını açtı ve ağız dolusu kan kustu. Fakat bunla da durmadı ve 2 ağız dolusu daha kustu.

Bu kan özleri, normalinden farklı olarak, parlak pembe, kırmızı tondaydı. Bu saf yaşam gücünü gösteriyordu.

‘’Evren Kılıcı- Evrenle Oluşmuş Lotus Çiçeği’’

Erthyo kılıcı başının üzerine getirdi ve yere doğru kesti.

Boommmmm!!!

Vhoşşş!!!

Erthyo kılıcını yere sapladığında, kılıçta bulunan bütün kozmik latte enerjisi çekildi. Cehennem Aurası bile yok olmuştu. Kılıç şu an üstünde göz bulunan siyah-kırmızı bir kılıçtan fazlası değildi.

Ancak sapladığı yerde bir lotus tohumu belirdi. Lotus tohumu çatladı ve yaprakları çıkmaya başladı. Her yaprak ayrı bir renkteydi, gittikçe sayısı çoğalıyordu.

9 Kenarı ve toplam 81 yaprağı vardı. Her yaprakta ayrı bir renkteydi, aralarında Erthyo’nun bile bilmediği renkler vardı.

Bütün renkler birleştiğinde parlak bir Kozmik Latte rengi oluşturuyordu. Görenler sadece bu rengi görüyordu fakat dikkatli bakınca 81 farklı renkte olduğunu fark ediyorlardı.

Lotus giderek büyüdü. Neredeyse küçük bir tepe kadar büyümüştü, büyümeye de devam ediyorlardı.

‘’Bu da ne?’’

‘’Saldırın! Bu garip bir şekilde çok güçlü bir teknik. Yapabildiğiniz en güçlü saldırıyı yapın fakat bariyeri etkileyecek kadar enerji kullanmayın.’’ Altın Ejderha kibirliydi fakat aptal değildi. Bu yetenekten gelen evren kadar büyük baskıyı hissedebiliyordu. En güçlü saldırısını kullanmada hiç tereddüt etmedi.

‘’Anlaşıldı’’

Altın bir çark Altın Ejderhanın arkasında belirdi. Çarkta bir Lung Ejderinin evrimi gösteriyordu. Hepsinin Lung Ejderhasına dönüşmesinin farklı bir yolu vardı.

Mesela Altın Ejderha, Erthyo görmüştü ki o ilk başta yeraltında yaşayan Parlak Sarı Yılan adı verilen nadir fakat güçsüz bir yılanmış, şanslı karşılaşmalarla yavaşça boyu uzamış ve boynuzları çıkmış. En son ise Göksel Ceza ile karşılaşmış ve bir Lung Ejderhasına dönüşmüş.

Fakat orada durmamış, giderek boyu uzamış ve şimdiki halini almış.

Diğer Ejderhalarda aynı çarkı kullandı fakat çarkları kendi elementleri ile oluşturulmuştu.

Aralarında ise belirgin bir fark vardı.

Rüzgar Ejderhasının oluşturduğu çarktaki son aşama Lung Ejderhası, Su Ejderhasının oluşturduğundan 2 metre daha uzundu.

Işık Lung Ejderhasının ise Rüzgârdan 6 Metre Daha uzundu. Aralarında en uzun olan oydu.

‘’Elementsel Lung Çarkı’’

Lung Çarkları Ejderha kükremeleri ile nilüfere doğru hücum etmeye başladı. 6 taraftan altı element bastırıyordu.

Nilüfer daha tam açmamıştı. Bu yüzden 6 Elementsel Lung Çarkının karşısında duramadı.

‘’Durum kötü.’’ Nilüfer tam açarsa bu 6 çarkı yok edebilirdi fakat tam açmazsa kaybeden Erthyo olurdu. Belki burada ölebilirdi de, Erthyo bunu düşününce hiç düşünmeden bir kere daha kan özü kustu.

Şu anki gücüyle en fazla 4 yaşam özü üretebiliyordu. Tek bir nilüferi oluşturmak için manasının yarısından fazlasını, 4 yaşam özü gerekmişti. Ancak bu daha tekniğin giriş kısmıydı.

Erthyo tüm gözeneklerini açtı ve çılgınca mana emmeye başladı. Üstünde küçük bir hortum bile oluşmuştu.

Cehennem kılıcını geri gönderdi ve ellerinde obur özümseyici çalıştırdı. Ellerinde de minik hortumlar oluşturarak ortamdaki manayı emmeye başladı.

Nilüfer yeni gelen güç kaynağı ile cesurca açmaya devam etti.

Crack!

Crack!

Çarklarda kırıklar oluşmaya başladı Altın Lung Ejderhası’nın gözü bunu görünce genişledi. Erthyo’nun Çarkını kırabileceği düşünmüyordu.

Arğhh!!

Yüksek bir kükreme ile manasını çarka aktardı. Mana çarka girdiği gibi çark ilk hali gibi sağlamdı.

‘’Ne yapıyorsun sen? Mananı geri çek. Her şeyi tehlikeye mi atmaya çalışıyorsun?’’

Crackk!!

‘’Hahaha.. Devam edin, Neredeyse parçalandı!!’’

Daha sözleri bitmeden bariyerdeki kırıklar artmaya başladı. Mingu’nun mutluluk ve açgözlülük dolu sesi alanı doldurdu.

Altın Ejderha sonunda yaptığı hatayı anlamıştı. Kibrine yenik düşüp, kendi söylediği sözleri unutmuş, neredeyse bariyeri kırılma noktasına getirmişti.

Manasını geri çekti. Ancak bunu yaptığında çark daha da kırılmaya başladı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr