Erthyo aralıksız iki gün boyunca uyudu. Hiç ara vermeden ya da bir şey yiyip, içmeden. Tüm yorgunluk bedenini terk edene kadar uyumaya devam etti.
Sonunda uyandığında, ikinci günün öğlen vaktiydi. Tutulmuş ve ağrımış bedenini gerinerek rahatlattı ve yatağından kalktı.
Saçları dağılmış, üstündeki kıyafetler kırışmıştı. Yataktan kalktı, hizmetçisinin yatağın önünde monte edilmiş masaya koyduğu temiz kıyafetleri aldı ve üstüne değiştirdi.
Uzun saçlarını, tek bir el hareketiyle düz hale getirdi. Yüzünü mana ile oluşturduğu su ile temizledi ve son bir gerinme ile üstündeki tüm yorgunluğu attı. Ancak bu hareketi yoğun bir açlık takip etti.
Gurrrr!!
Erthyo karnına iki defa vurdu.
''Yemek yemeliyim. Yerken de şunları kontrol ederim.'' Erthyo konuşurken, elinde birkaç depolama yüzüğü belirdi, hepsi farklı şekilde ve farklı renkteydi. Tek ortak yönleri, hepsinin boyutunun Erthyo'da bulunandan fazla olmasıydı.
Erthyo içlerinden en büyük boyutu olanı seçti. Bu depolama yüzüğünün içindeki uzay 3 dağı alabilecek kadar büyüktü. Bunu yapan kişi Uzay yasalarına çalışmış Bilge seviyeli bir adam olmalıydı.
Erthyo odadan çıktı ve yemek salonuna geçti. Salona giderken hizmetçiler Erthyo'yu gördüğünü birbirlerine iletmeye başladı. Erthyo bunu fark etse de bir şey demedi ve ilerlemeyi sürdürdü.
Hizmetçiler onun arkasından bakarken birbirleriyle bir şeyler konuştular ve ayrıldılar. Bu fısıldama sürekli devam etti. Ki bunu isteyen kişi bunu duyana kadar.
Erthyo masaya oturdu, önündeki masaya depolama yüzüklerini fırlattı. Hizmetçilerden birine yemesi için bir şeyler getirmesini iletti. Hizmetçi saygıyla eğildi ve odayı terk etti.
Erthyo bir depolama yüzüğünü elini aldı. Bu yüzük hafif soğukluk yayıyordu, ayrıca çok esnekti. Madde olarak özel bir kumaştan yapılmıştı.
Evet! Kumaş. Bazı özel kumaşlar, mesela Odacıklı Kumaş gibi ağaç ve bambuların içinde büyüyen pamuklardan yapılan kumaşlar uzay yasalarını barındırabilirdi. Bu depolama yüzüğü de o tür bir şeydi. Kendisi Uzay Çizgili Böceğin ipliğinden yapılmıştı, uzay yasalarını içinde tutabilirdi ve yüzyıllarca destekleyebilirdi.
Erthyo bir süre düşündü ve bunun kumaş kullanan kadının olduğuna karar verdi. Kadın esneklik ve kumaş yasalarına çalışıyor ya da kumaş silahları üzerinde çalışıyor olabilirdi. Her ne olursa olsun artık bir önemi yoktu. Çoktan diğer dünyadaydı ve Erthyo için bir basamak taşı haline gelmişti.
Erthyo üstündeki ruhsal izi sildi ve kendi ruhsal enerjisini ve manasını içine yönlendirdi.
Blob!
Garip bir su damlama sesi ile depolama yüzüğünün içindeki tüm eşyalar masayı doldurdu.
Ancak Erthyo anında tüm eşyaları depolama yüzüğünün içine geri aldı. Neden mi? Çünkü bunların %50'si kadın kıyafetiydi.
Erthyo o kişinin bir kadın olduğunu unutmuştu. Hiç düşünmeden depolama yüzüğünü açınca, sütyen, iç çamaşırı ve kadın kıyafetleri gibi kıyafetler ortaya çıkmıştı. Hem de çok cüretkar kıyafetlerdi, askılı, siyah ve aşırı kadınsı, gören erkeklerin isteğini uyandıracak kıyafetlerdi.
Erthyo bir hizmetçiyi yanına çağırdı.
''Emredin Lordum.'' Kadın hizmetçi saygıyla eğildi. Sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir kusur olmamasına özen gösterdi.
''Lütfen bunları al ve üretim sektörüne götür. Öhöm... Temizlesinler ve parçalasınlar... Öhöm... Sonra yeni kıyafetler için malzeme olarak kullansınlar. Öhöm, öhöm... Ve lütfen bundan kimseye bahsetme. Bu da benden sana bir hediye.'' Erthyo konuşurken o kadar utanmıştı ki, bu utancı gizlemek için öksürmekten başka bir seçeneği yoktu.
Kadın kıyafetlerini kadının önüne yerleştirdi, ayrıca ''Ağız Kapama'' payı olarak, ona yaklaşık 500 altında vermeyi unutmadı.
Kadın Hizmetçi bu kıyafetleri görünce kızardı, ayrıca lordunun böyle bir zevki olduğunu aklının bir kenarına kazıdı. Parayı aldığı için bunu hiç kimseye söylemeyecekti... Tabii gerekli kişiler hariç.
Erthyo bu sorunu kafasından atmak için derin bir nefes verdi. Depolama yüzüğündeki eşyaları tekrar çıkardı ve bakmaya başladı.
Toplu bir halde altınlar dizilmişti, Bilge seviyesinde olan biri için çok az bir paraydı. Neredeyse 100.000 altın kadar vardı.
Bunun dışında bir kılıç bulunuyordu, bu kılıç bir kumaştan yapılmış gibi kıvrım kıvrımdı. Sanki bir kumaş boydan boya katlanmış gibiydi, ancak kenarlarındaki soğuk parıltı bunun bir kılıç olduğunu gösteriyordu.
''Ne kadar yumuşak bir kılıç.'' Yumuşak kılıçlar özellikle böyle bir hal alırdı, iyi kalite yumuşak kılıçlar bir bel saracak kadar katlanabilirdi fakat bu üst kalite yumuşak kılıç resmen yumak haline gelmişti. Ayrıca üstünde pinpon topu büyüklüğünde bir taş vardı.
Erthyo taşa yakından baktığında üzerinde birkaç yazı gördü. '' Yumuşak-Ağır Yasa Taşı''
''Hey, Bu biraz fazla Mira için yapılmamış mı? Kader bu kadar kesin bir şekilde onu işaret etmek zorunda değilsin.'' Erthyo yarım bir şekilde gülümsedi ve kılıcı bir kenara koydu ve diğer eşyalara baktı.
Kılıç yolunda gidenler bir süre sonra ruhu üzerinde çalışmalıydı, bu kadında buna zorunluydu. Hatta o kısma biraz yakın gibiydi, çünkü geri kalan tüm eşyaları ruhla ilgiliydi.
Bunlar yüzünden kadın bu kadar parasız olmalıydı. Tüm parasını Yumuşak Kılıca ve ruh eşyalarına harcamış olmalıydı.
Ruh Topu ismi verilen bir top vardı. Bu topu yutan kişinin ruhunun bedende daha kolay akmasını sağlayan bir özelliği vardı. Bunun dışında kan ruh kristali de vardı, bu ruh ve kanın birleşimini arttırırdı, böylelikle kişi ruh enerjisini daha iyi kullanırdı.
Diğer eşyalarda bunun gibiydi, pek bir özellikleri yoktu. Erthyo sadece kan ruh kristalinin kendine yarayabileceğini düşündü. Ona dokunduğunda derinlerinde gelen bir zonklama hissettiği için bu fikir aklına gelmişti.
Ruh Kan Kristaline şimdilik ihtiyacı yoktu. Ruhu seviyesinden daha güçlüydü, düzenli olarak eğitimine devam edecekti fakat ilerletmek için özellikle bir şey yapmayacaktı. Eğer güçlendirmeye devam ederse bir süreden sonra ruh enerjisi onun kontrol edemeyeceği bir seviyeye gelebilirdi, kontrol edilemeyen güçte artık güç olmaz bir zaaf haline gelirdi. Erthyo bunu bildiği için pek bir şey yapmadı.
İkinciye geçti, bu mor taşlardan yapılmış bir depolama yüzüğüydü. Yapı olarak kendi depolama yüzüğüne benziyordu fakat önemli bir özelliği vardı.
Bunu kullan kişi bu depolama yüzüğünü uzun bir süredir kullanıyor olmalıydı, çünkü üstünde keskin bir kılıç niyeti vardı. Gök ve yeri tutan büyük bir kişinin aurasını taşıyordu.
Erthyo mızrak niyetiyle bunu dağıttı. Belki hayatta olsaydı bu imkânsız olabilirdi, sonuçta karşısındaki yıllarca bıçağını bilemiş bir yaşlı canavardı. Bu kadar kolay dağıtılabilecek bir niyeti olsaydı, öldüğündeki konuma gelemezdi.
Ancak sonuçta ölmüştü ve desteğini kaybetmişti. Dağılmaya mahkumdu.
Bir kılıç kullanıcısından beklendiği gibi bir yüzüktü. Dünyevi olaylardan uzaktı, kendine yetebilecek kıyafet ve erzak vardı. Fazla Altın bulundurmuyordu. Toplam 15.500 altını vardı.
Bazı büyü kitapları vardı, Erthyo bunları kadından çıkanların yanına koydu. Birkaç ruh eşyası vardı. Bunları kenara attı.
En önemli malzeme, küçük bir fanusun içinde yanan kırmızı alev idi.
Bu Alev, Alevin Yoketme Özelliğinin bulunduğu kök alevden çıkan bir alevdi!
Erthyo bir süre düşününce bu depolama yüzüğünün sahibinin, özellikle Wiar için endişelendiğini hatırladı. Bu da onun Tüccar Krallığından olduğunu gösterirdi, ancak bir Bilge o kadar kolay üretilmezdi, en azından bu dünya için.
İyi bir eğitim almalıydı, bu dünyada da en iyi eğitimi veren tek bir yer vardı; Pylos Yükseliş Akademisi.
Bu kişi ya önemli bir öğrenciydi ya da bir öğretmendi. Erthyo bunu bilmiyor ve umursamıyordu. Ancak arkasından bir dua etmeden edemedi.
''İlerlememde bu kadar iyi bir basamak taşı olduğun için teşekkürler. Seni asla unutmayacağım adın...Adın her neyse.'' Erthyo ellerini birleştirdi ve gökyüzüne doğru konuştu.
Hızlıca dua seansını bitirdi ve diğer eşyalara bakmaya başladı.
Birkaç değerli bitki vardı. Erthyo zihnindeki bitkilerden bunlar tanımladı ve kendisi için önemli bir hap yapabilmek için önemli malzemelerden 1 tanesinin içinde olduğunu gördü.
Bunları da kenara attı. Son olarak bir kâğıt kadar büyük, gri bir plaket gördü. Bu plaketi tanımlamak için kullanacağı kelime, otoriter idi. Diğerlerinin kalbinde huşu hissî uyandıran bir etkiydi. Tüm canlılara tepeden bakıyor ve onları küçük görüyor gibiydi.
Erthyo plaketin üstünde keskin bir şekilde yazılan kelimeleri gördü. Yazan kişinin kılıç yolu buradan belli oluyordu. Erthyo kelimelerin üstünden parmağını geçirdiğinde, parmağında küçük kesikler olduğunu gördü. Tüm kesikler, küçük bir kılıç gibiydi.
Erthyo hafifçe şaşırdı. Eğer mızrağı ile aynısını yapsaydı böyle bir şey ortaya çıkarabilirdi fakat bu kadar kontrollü ve sıkıştırılmış olmazdı. Ayrıca bunu yapan kişi bir fırça ile bunu yapmıştı. Erthyo kalbinden bu kişiyi övmeden edemedi.
-----Dünyanın Sonuna Giriş İçin İzin------
Dünya Parçalayan Kılıç Tarikatının 3 yaşlısı Öğrenci Şiddetin Kılıcı Luis'e Dünyanın Sonuna girmesi için izin veriyoruz.
Pylos Kıtasının 6 Kralı buna izin veriyor.
Pylos Yükseliş Akademisi Müdürü buna izin veriyor.
3T4A5Ş buna izin veriyor.
...
..
.
--------
Erthyo kağıdın en altında farklı şekillerde bir sürü imza gördü. Ayrıca hiç bilmediği bir sürü ailede bunu imzalamıştı. Erthyo bütün aileleri saydıktan sonra bunun 6 Krallıktaki tüm büyük ailelerin ismi olduğunu gördü.
''Dünyanın Sonu? Böyle bir şey aklımda yok. Sanırım biraz araştırma yapmam gerekiyor.'' Erthyo Lous'in görünüşünü aklına kazıdı. Bu kadar önemli bir plaketle girilen bir yer önemsiz olamazdı. Çok önemli bir yer olmalıydı.
Buraya tek giriş yolu da bu plaket olmalıydı. Ancak plaket bile bu kadar zor alınıyor ise girişi daha da zor olmalıydı. Erthyo o adam ile savaşırken fark ettiği tüm özelliklerini zihnine kazıdı.
Plaketi depolama yüzüğüne yerleştirdi.
Bu plaketten sonra içinde pek bir şey kalmamıştı. Erthyo depolama yüzüğünü kenara attı. Ham çelikten dövülmüş gibi görünen bir depolama yüzüğünü aldı.
''Ham çelik olamaz, ham çelik manayı içine geçiremez. Zorla içine koymaya çalışırsan toza dönüşür. Mithrilde olamaz, o parlak bir madde, orikalyumda olamaz daha mat ve derin bir rengi var. O zaman Kiralyum olabilir mi?'' Kiralyum nadir bir madde değildi. Nispeten bulunması kolay bir maddeydi. Ancak asıl özelliği uzay elementine yatkın olmasıydı. Her türlü uzay büyüsünü çok kolay bir şekilde içine işlenebilirdi.
Erthyo depolama yüzüğünün içindekileri çıkardığı anda odayı taze ve rahatlatıcı bir bitki kokusu sardı. Ayrıca, farklı niteliklerde bulunan kristaller ve farklı seviye ve tiplerde bulunan Canavar çekirdekleri vardı.
''Hoho, Bu kişi bir simyacıymış. Hem de ileri seviye bir simyacı şu nadir malzemelere bir baksana, Sekiz Gök Kamışı, Yıldız Akış Otu, Kurumuş Buz Çimeni, Alaz Mavi Okyanus Dikeni...'' Erthyo gözünün gördüğü tüm bitkileri biliyordu, ayrıca hepsi nadir ve değerli bitkilerdi. Değersiz ve fazla bitkilerden koca iki tepe bile vardı.
''Aşırı Ateş Kristali, Su Altı Yaşam Kristali, Alev Desenli Kristal, Yeşil Doğa Kristali, Altı Kök Kristali...'' Kristaller, beşeri değil doğal oluşan şeylerdi. Bunlar bir kişinin gücünü doğrudan değil dolaylı yoldan arttırırdı. Kişinin elementini nasıl kullanacağını gösterirdi.
Erthyo bunları görünce gözü parladı. Çoğu işine yaramasa da hala işine yarayabilecek parçalar vardı.
''Ateş, Su, Toprak, Hava, Yıldırım, Işık ve Karanlık, Ayrıca Özel Yetenek Kristali bile var. Ve...''
''6 Element Yasa Kristali.''
Erthyo'nun seçtiği 2 özel kristalden ilki olan Özel Yetenek Kristali doğal yollardan, kimsenin bilmediği bir şekilde oluşmuş bir kristaldi. Kişinin Özel Yeteneğinin farklı bir kullanımını gösteriyordu. Bu özellik sen de olsun ya da olmasın sadece bir kere kullanılır sonra yok olurdu.
Diğeri ise çok nadir olan Yasa Kristaliydi, Orta Dünyalarda bile dudak uçuklatan fiyatlara sahipti. Bu yasa Kristali bir kişide o tür yasada anlayış kazandırabilirdi. Ne kadar anlayabildiği kişiye bağlıydı fakat kalitesi artmadığı sürece belli bir süresi vardı.
Elinde bulundurduğu tam 1 gün boyunca kullanılabilirdi.
Erthyo bunları da depolama yüzüğüne koydu.
Bir diğeri Kioz'un rakibinden aldığı depolama yüzüğüydü.
Özel bir yönü yoktu. İçinde de pek dikkat çekici bir yönü yoktu. Diğerlerinden farkı. İçinde büyük miktarda büyü kitabı olmasıydı. Erthyo sayısının, Ay Zindanındaki kütüphanenin çeyreği kadar olduğunu gördü. Ayrıca, Çift Kılıç teknik kitapları vardı.
Erthyo kitapları kenara koydu ve bir hizmetçiye bunları Liderlere vermesini, istediklerini alabileceklerini ve geri kalanları ve işleri bitmiş olanı özel bir kütüphane yapıp oraya yerleştirmelerini söyledi.
Son 2 Bilge seviye yüzük kalmıştı. Bunun dışında prens, kahraman ve Wiar'ın depolama yüzüğü vardı.
Erthyo son kalmışlardan kırmızı olanı açtı. Bu Won Ti'nin depolama yüzüğü idi. Elementi gibi kırmızı, türü gibi ejderha işareti bulunan bir depolama yüzüğü idi.
Erthyo hiç düşünmeden üstündeki ruhsal izi kırdı ve içini araştırdı.
İçinde tepe oluşturmuş, parlak altınlar vardı. Yanında bir kutu şeklinde, düzenli yerleştirilmiş ateş elementi büyü kitapları vardı.
Erthyo kitapları araştırdı ve ilgisini çeken bir tanesini buldu. Bu biraz yırtık ve eskiydi. Ancak üstündeki yazılar kibirli bir hava yayarken, zamanın geçmesini önemsememiş gibi duruyordu.
[Ejderha Nefesi!]
Özellikle ilgisini çekmişti. Çünkü Yumruk sanatında bir yumruk bu ismi taşıyordu. Belki de bundan ilham alabilir ve yumruk tekniğini geliştirebilirdi. Düşünce zihnine geldiği anda daha da kök saldı ve mantıklı gelmeye başladı.
Erthyo bunu kenara koydu ve içini araştırmaya başladı.
İçinde çok az bir mana kristali vardı, kişinin savaşlarını devam ettirebileceği ya da eğitimde kullanabileceği miktardaydı, bunun dışında tamamen fakirdi. Yeşil bir sıvı vardı. Erthyo yeşil sıvıya dikkat kesildi. Sıvı gerçekleri barındırıyormuş gibiydi, Erthyo bir süre daha bakarsa bir aydınlanma yaşayacak gibi hissetmişti.
Ancak sıvının üstünde gördüğü harfler tüm odağını dağıtmıştı.
''Aydınlanma Sıvısı- XXXX Ticaret Evi-39. Müzayede- 1.500.000.000 Üst Seviye Mana Kristali.''
''NE!'' Erthyo'nun nefesi kesildi. Tek bir normal mana kristali bile 1000 altın yapıyordu. Her seviyede ise bir sıfır daha ekleniyordu. Eğer bir hesap yapılırsa 15.000.000.000.000 Altın Ediyordu. Bu Erthyo'nun hayal bile edemeyeceği astronomik bir rakamdı. Astronomik bile bu parayı ifade edemezdi.
''Bu kadar parayı da zorla almış ya da birilerini öldürerek almış olmalı. Gerçi öğrencisi Prenslerden biri, bu kadar parası olması normal fakat bu sıvıyı alacak kadar parayı nereden buldu.'' Erthyo detayları incelerken bir kıyafet fark etti. Bu kıyafetin yanında bir de taç vardı.
''Bu adam bir yerin kralını falan mı soymuş?'' Erthyo tacı aldı ve içine bakmak için ters çevirdi. Üstünde 2 kelime yazıyordu. ''Aşağılık Kral'' Altında da daha küçük kelimeler vardı.
''Sireslyin 98.Kralı Won Ti. Zimmetine yüksek miktarda para geçirmek, başkalarının kadınına zorla sahip olmak, kazanmak için en alçak yöntemleri kullanmakda dahil her türlü aşağılık yöntemi kullandığı için bu isim ona bahşedilmiştir.''
Erthyo şaşkınca okumaya devam etti. Sonunda yanında bir kağıt belgesi gördü. Kağıt belgesini okuduğunda daha fazla şaşıramazdı.
''Bu adam Krallığını başkasına mı satmış? Bu yapılabiliyor mu?'' Krallık ismi ve fiyatı, ayrıca alıcısına ait isim ve bilgiler bu kağıtta bulunuyordu. Fiyat ise aşağısında, tam imzanın yanında bulunuyordu.
''Bunu Ateşe iletmem gerekiyor. Böyle bir şeyi bizde yapmalıyız.'' Erthyo depolama yüzüğünü bir kenara, kağıdı bir kenara bıraktı ve sonuncuyu eline aldı.
Bu depolama yüzüğü Ölüm Büyücüsünün eşyalarını bulunduruyordu. Erthyo Liderlerin gözünü boyamak için onun depolama yüzüğünü kullanmıştı ve sonuç olarak bu Ateşe geçmişti. Ateş onu restore ettikten sonra kendisi kullanmaya karar vermiş ve bunun sonucu olarak onun olmuştu.
Erthyo verdiği şeyi alan biri değildi. Bir şey elinden isteyerek çıkmışsa, geri dönüp bakmazdı. Eğer şimdi onu Ateşten alırsa çok büyük bir kabalık etmiş olurdu.
Erthyo depolama yüzüğündeki eşyaları önündeki alana döktü.
''Vay...'' Önündeki alan garip eşyalar ile doluydu fakat en göze çarpanı özenle kenara istiflenmiş birkaç eşya idi. Erthyo bu eşyalara tek bakışta, hepsinin beden güçlendirme için kullanıldığını görmüştü.
Beden geliştirme suyu, tek kullanımlık beden geliştirme dövmesi, Demir Gövdeli Griffin Kanı... Tüm set 9 eşyadan oluşuyordu.
Bunun dışında, ruh eşyaları da vardı. Bir Ölüm Büyücüsü olarak ruh enerjisi en ihtiyaç duyduğu şeydi, mana bundan sonra gelirdi. Bir Ölümsüz ile kontrat anlaşması yapabilmesi için bu enerjiye ihtiyacı vardı. Eğer ruh enerjisi yarıda biter ise o ölümsüz ile bağlantısı kopardı.
Anlaşma ortasında bağlantı kopması, ne şartla olursa olsun ölümsüzler içinde hakaret olarak sayılırdı. En kibarları bile bunu yapmış olan Ölüm Büyücüleri ile bir daha görüşmemek üzerine yemin ederlerdi. Bu yüzden Ölüm Büyücüleri özel dikkat ederlerdi.
Son grupta Ölüm ve Kara Büyü Kitapları vardı. Erthyo bunları kendine sakladı.
Depolama yüzükleri kişinin özel alanıydı ve buraya sadece özel eşyaları koyarlardı. Buna çalıştıkları tekniklerin içinde bulunduğu kitaplarda dahil. Erthyo bunları da aldı ve depolama yüzüğüne koydu. İlerlemesi ve gelişebilmesi için ufkunu da genişletmesi gerekiyordu. Bu teknikler ufkunu genişletmek için en iyi malzemelerdi.
Tam devam edecek iken kapı çaldı.
Tak! Tak! Tak!
''Lordum girebilir miyim?''
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..