228. Bölüm: Küçükler Birliği

avatar
1085 9

İnatçı Yükselen - 228. Bölüm: Küçükler Birliği


''Eh? Birbirinizi tanıyor musunuz?'' ' Ririya şaşkın sesiyle sordu. Böyle bir şey beklemiyordu. 

  

ikilinin aynı şeyi aynı anda söylemesi ortamdaki kişilerin Zoe'nin sözlerine inanmamasına neden oldu. 

  

''Zoe gel buraya.'' Zoe'nin geriye gittiğini gören Erthyo, onun kaçacağını anladı. Bu yüzden kesin bir tonla konuştu. 

  

Zoe küçüklüğünden beri Erthyo ile oynamış biriydi. Aslında Erthyo'nun Büyükannesi dışında onunla iyi anlaşan tek akrabasıydı. Doğru söylemek gerekirse araları çok iyiydi. 

  

İkisinde benzerlikleri vardı. Zoe altın saçlara ve altın rengi göze sahipti, Erthyo ise kırmızı göz rengine ve kırmızı saçlara sahipti. İlki kız olduğu ve sevimli bir yapısı olduğu için akrabaları tarafından iyi karşılanıyordu ancak Erthyo için işler böyle değildi. 

  

Bu benzerlikler ikiliyi yakınlaştırmış ve birbirlerini küçük kız kardeş, ağabey olarak görmelerini sağlamıştı.  

  

Bu durumda normal olarak Erthyo'nun sözleri daha ağır basıyordu. Normalde bu üstünlüğünü pek kullanmazdı, böyle yapmayı sevmezdi. Ancak bu durum biraz karışıktı, bu yüzden üstünlüğünü ilk defa kullandı. 

  

Erthyo'nun katı sözünü duyunca Zoe dondu. Küçüklüğünden beri Erthyo onun için bir abiydi, onun gibi biriydi ve araları çok iyiydi. Eğer bir sorunu olursa Erthyo çözmek için her şeyi yapardı. Bu da kızın Erthyo'yu gerçek bir ağabey olarak görmesine neden oldu. Ve küçük kız kardeş olarak, ağabeyin kesin sözlerine karşı gelemezdi. 

  

Kafasını yere eğerken, Erthyo'ya doğru gitti ve önünde kafasını eğerek beklemeye başladı. Abisinin azarını bekleyen küçük kız kardeş gibiydi. 

  

Thor gelişen durumlardan ötürü şaşkındı. Ancak Zoe'nin durumunu görünce ağzından hırıltılar çıkmaya başladı, gözleri kırmızıya dönerken kuyruğu dikleşti. 

  

Erthyo yorgun bir suratla Ririya'ya döndü. 

  

Ririya'nın tutuşunu sıkılaştırması için yeterliydi. 

  

Erthyo daha fazla kurt çocuğa odaklanmadı ve karşısındaki gelişmekte olan güzel kıza döndü. 

  

Altın sarısı gözleri, iki parlak güneş gibi parlak ve güzeldi. Onlarla eşleşen nehir gibi uzanan saça sahipti. İki söğüt dalı benzeri kaşları, iki parlak güneş benzeri gözlerini sarıyordu. Şekilli, küçük burnu, küçük kırmızı ağzıyla birleşiyor, son dokunuş olarak yanaklarındaki hafif kırmızılık ile ortaya hem şirin hem de büyüleyici bir surat ortaya çıkarıyordu. Ayrıca bu ortaya çıkan surat, insanlara gelecekteki güzelliği hakkında merak uyandırıyordu. 

  

  

1.60 boyu, iki bebek yumruğu göğsü, ince kolları ve bacaklarıyla birleşiyor ve ülkeleri kan denizine dönüştürebilecek bir güzellik oluşturuyordu. Ayrıca bebek yağsız suratı ve ince beli, gelecekteki kocasının erkekler tarafından nefret ve kıskançlığın hedefi olmasına neden oluyordu. 

  

  

Tüm bunlar birleşince büyük bir güzellik oluşuyordu. Ayrıca bu sadece 10 yaşındaki haliydi, daha gelişecek çok yeri vardı. İnsanlar artık onun gelecekteki güzelliğini ölçülemez bir seviye olacağını düşünüyordu. Çoğu mit güzellikleri, bu kızın yanında gelecekte sönük kalacaktı. 

  

  

Erthyo kıza derinlemesine baktı ve rahat bir nefes verdi. Bu dünyaya geçtiğinde, Zoe çoktan ailesinin yanına dönmüştü. En azından Büyükannesinin söylediği buydu. Erthyo bunu duyunca sürekli içini kemiren bir kurtçuk gibi her gün Zoe hakkında endişesi kalbinde duruyordu. 

  

Erthyo ona neden burada olduğunu sormadı. Söyleme niyeti yok gibiydi ve ne kadar sorarsa sorsun kaçınacak gibiydi, eğer çok zorlarsa ondan kaçma ihtimali bile vardı. 

  

Zoe ona bir şey sormadığı için rahatladı. Abisi her zamanki gibi sorunlarını buluyor ve gizlice çözüyordu. Yanına oturduğunda Ririya ve Thor'u gösterdi. 

  

''Abi onlar ne olacak?'' Thor'u ve Ririya'yı dışlamak istemiyordu ve Abisiyle aralarının kötü olmasını da istemiyordu. 

  

''Oturabilirler.'' Erthyo oturmalarında bir sorun göremiyordu. Zaten konuşacaklardı, ayakta veya yerde olması fark etmiyordu. 

  

İkili izni alınca Erthyo'nun karşısına oturdu. Erkek hizmetçi tetikte olmak ve Thor'un saçma bir şey yapmasını önlemek için yanlarında durdu. Kadın hizmetçi ise Erthyo ve Qian'ın yanına geçti ve orada yemeğe devam etti. 

  

Ortamda garip bir sessizlik vardı. Zoe  Erthyo'nun Thor'a bir şey yapacağını düşünüyordu. Bu yüzden sessizliği bozmak için inisiyatif aldı. 

  

''Abi Thor'uZoe'nin zihninde Ririya'nın sözleri hala tazeydi. Thor'un hayatı tehlikede olabilirdi. 

  

''Ah o mu?'' Erthyo kızgın Thor'a baktı. Gözlerindeki katil bakış ve hafifçe sızdırdığı öldürme niyetiyle konuştu. 

  

''Aslında açıklamama gerek yok fakat Zoe sorduğuna göre söyleyeyim. Bu köpecik, dün aramızda hiçbir şey geçmemesine rağmen üstüme büyük bir birlik gönderdi. Buna bir şey demesem bile bu birlik beni öldürme niyetiyle gönderildi. '' Erthyo bu kadarının yeterli olduğunu düşündü. Zaten son kısma yaklaşırken Zoe öfkeyle Thor'a bakıyordu. 

  

''Yani Erthyo abi o kadar güçlü olmasaydı bugün ölmüş mü olacaktı?'' Zoe'nin içinde Thor'a karşı ilk defa bir öfke ortaya çıktı. Thorla yakın olabilir ve ondan hoşlanıyor olabilirdi fakat Erthyo abisi olarak gördüğü biriydi. 

  

Ve sevdiği kişi abisini öldürmek için birilerini yollamıştı. Onun abisi olduğunu bilmiyordu fakat bu yaptığı şeyin gerçeğini değiştirmiyordu. 

  

''Thor 

  

Thor kendini açıklamaya çalıştı fakat Zoe ona bu fırsatı vermedi. Erthyo'nun elinden tuttu. 

  

''Abi hadi gidelim.'' Thor'u bugün daha fazla görmek istemiyordu. 

  

Qian'ın daha fazla yemek istemediğinden emin olduktan sonra kalktı ve Zoe ile aracına doğru gitmeye başladı. 

  

'''Zo-Zoe ben...''  

  

Ancak o bir şey diyemeden Erthyo sözünü kesti ve Ririya'ya seslendi. 

  

Zoe ile arabasına doğru gitti. 

  

Ririya aptal kardeşine baktı. Bu dersin ona iyi geleceğini düşünüyordu. Bundan sonra düşünmeden, dürtülerine göre hareket etmezdi. Kardeşinin kafasına son bir kere vurdu ve onu yalnız başına bıraktı. 

  

Thor kafasını eğdi. 

  

*** 

  

  

Zoe yol boyunca koşarcasına yürüdü. Erthyo ise onun arkasından takip etti, aralarındaki hız farkı yüzünden mesafeleri kapanmadan takip edebildiler. Yolun yarısında Küçükler Birliğinin geri kalan üyeleri, Thor dışında, onları araca kadar takip etmeye başladılar. 

  

Yolda yatan birlikler çoktan kalkmış ve alanı terk etmişlerdi. Bu hareket çok hızlı olduğu için kimse ne olduğunu bilmiyordu, ayırca böyle bir utancı yaymak istemeyen askerler ağızlarını açmamışlardı. Olay sessizce başlamış sessizce son bulmuştu. 

  

Zoe araca girdiğinde bir süre sessiz kaldı ve Mimiyi okşadı. Mimide sahibinin öfkesini fark etmiş gibiydi, ses çıkarmadan elini yalamaya başladı. 

  

İki hizmetçi içecek servisi yaptığında öfkesi anca yatışabilmişti.  

  

 

  

Hizmetçi gülümsedi ve oradaki herkese içecek ikram ettikten sonra dışarı çıktı ve beklemeye başladı. 

  

''Çok özür dilerim abi. Böyle bir şey olduğunu bilmiyordum.'' 

  

''Sen neden özür diliyorsun ki? Bir şey yapmadın.'' Erthyo uzandı ve Zoe'nin saçlarını okşadı. Kız daha iyi hissederken Erthyo Küçük Birliğe döndü. 

  

''Bana bundan bahsedebilir misin?''  

  

Erthyo'nun kafasına takmadığını anlayınca Zoe'nin morali düzeldi. Hevesli bir şekilde takımını tanıtmaya başladı.  

  

Zoe birliğin ismini belirtti. 

 

Erthyo yeni bilgileri kafasına kazırken sordu. Bu birlikte çok parlak gençler olacaktı ve gelecekte ona karşı çıkmaları durumunda önceden aldığı bilgi hayat kurtarıcı olacaktı. 

 

''Küçükler Birliği birkaç yıl önce liderin aklına gelen ve uygulamaya sokulan bir takım. Bu gelecekte yetiştirilecek önemli gençlerin bir araya getirildiği bir takım ve sadece çocuklardan oluşuyor. Bunun sayesinde çocukluktan itibaren en iyi muameleleri görüp, en iyi şekilde yetiştirilecekler. Ve bu bizi gelecekte büyük yerlere getirirken, Sapkın Tarafın yapı taşlarından biri olacağız.'' 

  

Erthyo fikrin dâhiyane olduğunu düşündü. Normalde kişi belli bir yaşa gelmeden onu yetiştirmezlerdi, eğer özel konumdakilerin çocukları değilse. Fakat eğer adım atmaya başladıkları andan itibaren bazı ırkların gözbebeklerini alarak yetiştirirlerse onlara asla ihanet etmeyecek, etse bile her hareketine karşı hazırlıkları olabilecek savaşçılar yetiştireceklerdi. 

  

Ve eğer ihanet etmezlerse çok sağlam ve güçlü yapı taşları elde ederken, Sapkın tarafın yok olma ihtimalini en düşüğe alacaklardı. Ve eğer momentumlarını yaşlanırken de koruyabilirlerse Sapkın taraf gökyüzüne doğru sorunsuzca ve sınırsızca büyüyebilirdi. 

  

''Önce Ririya'yı tanıtayım.'' Zoe Ririya'yı gösterdi. 

  

''Ririya takımımızın kız bölümünün kaptanı. Eğer kızlar kısmını ilgilendiren genel bir olay olursa söz sahibi olan kişi o. Ayrıca bir liderin sahip olduğu tüm haklara sahip. Ayrıca en büyük olarak, eğer tüm Küçük Birliğini ilgilendiren bir konu olursa, önemli zamanlarda tek başına söz söyleme kararına sahip. Kendisi Üç Büyük Irktan biri olan Kara Kurt ırkının liderinin iki çocuğundan biri, diğeri ise önceden tanıştığın Thor.'' 

  

Ririya tanıtım bitince kendine özgü vahşi gülümsemesi ile güldü ve elini salladı. 

  

''Ardından Thor var. Thor Erkek tarafının yardımcı lideri. Aynı zamanda Kara Kurt liderinin iki çocuğundan biri.''  Zoe Thor'a kızgın olduğu için sadece üstünden geçti ve başka bir şey söylemedi. 

  

Ancak Erthyo Zoe'nin gözlerindeki, Thordan bahsederken oluşan garip parıltıyı görebilmişti. Bu parıltı abilik içgüdülerini devreye sokarken Thor'a olan bakış açısını daha da kötüleştirdi. 

  

''Demek küçük kız kardeşimle bir ilişkisi var. Bakalım buna layık mı?'' Erthyo kafasından Thorla özel olarak ilgilenmesi gerektiğini yazdı ve dinlemeye devam etti. 

  

''Erkek takımının lideri KarmKarm denilen çocuk, ırkının aksine çok parlak bir yüz yapısına sahipti. Gri saçları ve gri gözleriyle kasvetli bir yapısı vardı fakat yüz yapısı şirin ve dost canlısıydı.  

  

Ayrıca ırkındaki gibi kasvetli ve ölüm havası yayan bir havaya sahip değildi. Bunun yerine Erthyo gibi mutlu ve sakin bir aura yayıyordu.  

  

İkili göz göze geldiğinde birbirine gülümsedi. İkisi de benzer yapılara sahip olduğunu tek bakışta fark etti. Normalde mutlu ve sakin ancak kızdırılırsa bir daha görmek istemeyecekleri karanlık birine dönüşüyorlardı. 

  

''Kız tarafından devam edeyim. Takımımızda şu anlık destek rolü oynayan Galexialyn var. İsmi biraz uzun olduğu için biz ona sadece Galexi diyoruz. Kendisi Vampir Irkının Liderinin kızı.'' Galexi denen kızın gece karanlığı kadar karanlık saçları vardı. Ancak saçlarının iç kısmı kan kadar kırmızıydı. İki galaksi kadar derin ve parlak gözleri, siyah nehir gibi şekilli kaşları, minik bir burnu ve kırmızı dudaklarıyla başyapıt gibiydi. Gelecekte çok kan dökecekti fakat burun kanamasından dolayı. Bedeni iyi gelişmeye çok açıktı ve seksi bir bedenin temellerini taşıyordu. Soluk teni ise bu başyapıttaki çarpıcı noktaydı. 

  

''Bu LukeZoe'nin gösterdiği kişi Kara Altın renginde saçlara sahip yakışıklı bir gençti. Şu anda bile iyi bir tipe sahipti, keskin bir çene, avına bakan kartal benzeri gözleri, şekilli burnu ve özenle işlenmiş ağzıyla, iki dibinde altın rengi bulunan kara gözleri birleşince çok çarpıcı ve yakışıklı bir yüz ortaya çıkarıyordu. 

  

Yakışıklılığı Erthyo'nun mana ile etkileşime geçmediği zamankiyle eşitti. Şimdi böyle olan çocuk gelecekte çok kadının canını yakacaktı. 

  

Ancak Erthyo buna kafayı takmadı. Zoe Luke ile konuşurken sesindeki düşmanlığı gizlememişti ya da sadece kızgınlıktı fakat her an düşmanlığa evirilebilecek bir kızgınlıktı. 

  

Erthyo için tek önemli nokta buydu.  

  

''Ah? Hayır, hayır değil.'' Luke denen çocuk hızlıca araya girdi ve konuştu. 

  

''Sana sorduğumu hatırlamıyorum.'' Erthyo göz ucuyla ona baktı. Soğuk sesi ve öldürme niyeti olmadan baskıcı sesi hala çocuk olan Luke'yi susturmaya yetmişti. 

  

''Şimdi söyle bana ZoeZoe'nin yanında bulunmasına izin vermezdi. Hiç düşünmediği bir zamanda arkasından bıçaklayabilir ya da ona saldırabilirdi.  

  

Sorunu başlangıçta çözmek en iyisiydi. 

  

Zoe abisinin yanında şımarık bir kıza dönüştü. Kol kenarını çekerken mutsuz bir sesle konuştu. 

  

Erthyo konuşması için Luke'e gözünün kenarıyla baktı. Zoe'nin şu anki şımarıklığına alışmıştı ancak karşı taraftanda dinlemek istiyordu. Sonuçta düşman üssündeydi, kafasına göre kararlar alamazdı. 

  

''Bunu yaptım doğru fakat adil bir savaşta aldım. Ayrıca savaştığım kişi ve savaşı başlatan sen değil, Thor'du. Son olarak eğer onu senden almasaydım kesin o garip haplarından yapacaktın. Fakat o bitki benim için çok önemliydi.'' Erthyo'nun bakışlarından korksa da kendi hakkı olan ve zamanında büyük bir yardımı dokunan bitki için savaşacaktı. 

  

 

Ririya çok yüzeysel anlattıkları için kendi başına tüm hikâyeyi anlatmaya karar verdi. 

  

Kısacası; 

  

Zoe ve Luke'nin istediği bir bitki markette satışa çıkmıştı. İkili bunu isteyince savaşmaya karar vermişlerdi fakat Zoe gibi bir kız savaşmayı pek bilmediğinden onun yerine Thor savaşmıştı ve sonucunda Luce kazanmıştı. Bunun sonucunda Luce ve Thor düşman benzeri bir şey olmuşlarken, bitkiyi çok isteyen Zoe sadece duruma ayak uydurmuş ve Luce'nin karşısında yerini almıştı. 

  

''Zoe bu adil bir savaştı ve Luke adil bir dövüşün ardından bunu aldı. Luce'eErthyo bunu umursamaz ve Zoe’nin tarafını tutardı fakat konu Zoe ve arkadaşlarıydı, Zoe'nin kendisi gibi akranlarından uzak bir çocukluk geçirmesini istemiyordu. Bu yüzden aralarını düzeltmeliydi.  

  

Ayrıca anladığı kadarıyla bunlar uzun bir süre takım olacaklardı ve zorluklara birlikte göğüs gereceklerdi. Böyle bir takımda küçücük bir anlaşmazlık bile tüm takımın ölümüne neden olabilirdi. 

  

''Biliyorum. Ama...'' Zoe'nin yüzü, Erthyo onu desteklemeyince düştü. Bunu onun iyiliği için yaptığını biliyordu fakat onun tarafında olmasını istiyordu. 

  

''Hadi şöyle yapalım. Luce'un artık o bitkiye ihtiyacı yok ve galiba senin de yok. Eğer ileride önemli bir bitkiye ihtiyacın olursa, LuceErthyo Luce'e göz kırptı. 

  

Luke fikri duyunca anında kabul etti. Zoe ile aralarındaki düşmanlığı bitirmek istiyordu. Ayrıca bu dolaylı yoldan Erthyo ile ilişki kurmasına yol açıyordu. Tek taşla iki kuş vurmuş olacaktı ve olay onun için daha iyi sonlanamazdı. Bitkiye gelince sadece babasına söylemesi yeterliydi ve onu alacak parayı verecekti. 

  

''Tamam o zaman.'' Zoe Luce de bunu kabul edince aralarındaki anlaşmazlığı bitirmeye karar verdi. Ardından takımı tanıtmaya devam etti. 

  

''Lukedan sonra Sapkın tarafın tek İnsan ırkından olan var. Aynı zamanda İnsan ırkı Üç Büyük Irktan biri. İnsan Irkının Büyüklerinden birinin kızı Ruby.'' Ruby denen kişi sade beyaz giysiler giyen, sırtında mızrak asılı bir kızdı. Görünüşü çok sıradandı, Erthyo'nun ya da şu anda burada bulunan hiçbir kızla karşılaştırılamazdı. Ancak bu ona özel bir hava veriyordu. 

  

Ruby'nin gözleri Erthyo'ya bakarken parlıyordu. Erthyo sebebini bilmiyordu, ancak kafaya takmamaya karar verdi. 

  

''Ardından erkekler kısmında Max var. Max, Kristal Canlı topluluğunun seçilmiş çocuğudur. Bedeni diğerlerinden daha özel ve O da şovunu turnuvada yapmak istiyor.'' Max Kristal benzeri parlak ve şekilli saçlara sahipti, bedeni kristalden yapılmış gibi sertti fakat aynı zamanda normal bir insan kadar yumuşak bir teni vardı. İki gözü saf kristaller gibi parlak, şeffaf ve şekilliydi. Yüzü özenle oyulmuş bir elmas kadar güzel ve göze hoş görünüyordu. 

  

  

''Kız tarafında benim dışındaki son kişi Ena var. Kendisi münzevi bir ırktan geliyor. Normalde bu ırk barışçıl yaşam dışında hiçbir şeyi önemsemez ama şaşırtıcı şekilde turnuvaya Ena'yı gönderdiler.'' Ena'nın oval yüzü, lekesiz teni ve yağsız bir suratı vardı. Kaşları iki dalga gibi şekil alıp, gözlerinin üstünde yerini ediniyordu.  Kristal benzeri mavi gözleri, şekilli burnu vardı. Peçe taktığı için yüzünün yarısı görünmüyordu. Ancak bu onun güzelliğini katlayarak arttırıyor, ona gizemli bir güzellik katıyordu. Gök mavisi saçları, giydiği gök mavisi kıyafetlerle çok uyumluydu, bu da beyaz teni ve olgunlaşmamış bedeniyle insanların onu koruma isteği oluşuyordu 

  

Ray'ın siyah saçları omuzlarına geliyordu. Gözleri ölümün derinliği kadar soğuk ve derindi.  Yaydığı Ejderha aurası, Qian'ın aksine kısır ve habisti.  

  

Qian Zoe Ray'i tanıtınca ona döndü. Ray Qian'a büyük bir düşmanla karşılaşmış gibi bakarken, Qian ona umursamazca baktı ve iç geçirip Erthyo'nun yanında oturmaya devam etti. 

  

Erthyo bu olayı kaçırmadı. Bunun üzerine bir süre anılarını karıştırdı ve bir bilgi buldu. Ölüm Ejderhaları, Ejderhalar arasında sapkınlar olduğunu ve diğer tüm Ejderha türlerinden nefret ettikleri bir gerçekti. Ayrıca en nefret ettikleri kişiler Altın Ejderhalardı. Ve Qian Altın Ejderha'nın yakınında yaşıyordu. Son zamanlarda bunu yapmıyordu fakat üstüne sinmiş Altın Ejderha aurası Ölüm Ejderhaları için kışkırtıcı gibiydi. 

 

 


Not: Biraz geç geldi kusura bakmayın. Yeni karakterleri oluştururken biraz sorun yaşadım. Anca şimdi atabildim.


Ayrıca Zoe ve Erthyo'nun hikayesi yakında açıklanacak. Boş bırakmayacağım.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr