"Buradayım"
Kai'ın gözleri eski haline döndü. Bir adım geri hareket ederken siyahlara kaplı siyah saçlı ve siyah gözlü bir çocuk karşısında belirdi. Açıkça okulun üstünden atlamıştı. Yüzü de bir çok yönden kapalıydı. Sadece gözleri ve saçları açıktı. Kai onu görürken öfkelenmişti.
" Neden bunca zaman ortaya çıkmadın? "
Kai öfkeliydi fakat kendini kontrol etmeyi bildi. Jace ise çok sakindi. Sakince de cevapladı.
"Ne yapacağını görmek istedim."
Kai kaşlarını çattı ve Jace'e baktı. Kısa bir süre sonra ise kaşları gevşedi ve kafasını kaldırıp Jace'e baktı.
"İlk olarak sen kimsin?"
Sorularına cevap vermeyecek olsaydı ortaya çıkmazdı düşüncesi ile Kai bir sorgulama seansı başlatmıştı.
"Benim adım Jace Quill. Şimdi anlatsam da anlamayacağın biriyim. Sizin buradaki tehlikeli durumınızdan dolayı sizi Akademiye götürmek istiyorum. Aslında tatildeyim ama size rast gelince sizi de beraberimde götüreyim dedim."
"İkincisi, biz neyiz?"
"Biz duygular sayesinde güçler kazanan insanlarız. Elbet sende fark etmişsindir. 6 duygu vardır. Öfke, Aşk/Sevgi, Korku, Merak, Heyecan ve son olarak da Huzur var. Her birimiz sadece bunlardan birine sahip olabiliriz. Elbette sen bu denklemin dışında kalıyorsun. " Kai'ın ne ara geldiklerini fark etmediği Jack ve Kevın da yanına gelmişti. Kevın konuştu. Üçü düz bir çizgi halinde Jace'in karşısında durdu.
"O niye farklı?"
" O Kral Katili ismini verdiğimiz özel bir reenkarnasyon döngüsünden. 100 yılda bir gelirler. Onlar oldukça ilginçtir aslında. Bazı garip özellikleri var ama bence en korkutucusu eğer 100 yıl içerisinde önceki hayat ölmemişse o zaman yenisi yine de gelir. Düşünsene sen yaşıyorsun ama ruhun başka bir bedende tekrar dünyaya geliyor. "
"Aynı zamanda bizim de benzer isimlerimiz vardır. Öfkeyi kontrol edenler yada ettiklerini sananlara Öfkeci denir. Onlar fiziksel olarak güçlü ve dayanıklıdır. Fakat çok güçlü olmaları sadece kullanıcılarına göredir. Kullanıcılar kimin en güçlü olduğunu belirler. " Kai ve diğerleri tam gelişim tabanını soracakken Jace yeniden konuşmaya başladı.
"Korkunun gücüne sahip olanların ise birçok ismi vardır. Ninja, Korkucu, Asassin, Taijen, Kovucu böyle bir şeyler daha var da hatırlamıyorum. Aynı zamanda ben de Kovucuyum. Bizim gücümüz de anlayacağınız gibi çeviklik ve hız. Keskinliğimiz ve kendimizi gizlememiz sayesinde birer suikastçi gibi yaşarız. "
" Aşk iyileşmeye yarar. Aşk duygusuna sahip kişiler kendini iyileştirir ve bu istemsiz bir şekilde olur. Onlara şifacı denir. Ne kadar adları şifacı olsalarda aralarından bazıları yakın dövüşte Kovucularla kapışabilir. Bunun için kendilerini geliştirirler."
"Geçelim sizin bilmediklerinize. Meraktan başlayalım. Merak duygusuna sahip olanlar rüyalarında geleceği görebilirler. Ustalaştıktan sonra bunu uyanıkken de yapabilmeyi başlarlar. Onlara Kahin deriz. Onlarda yakın dövüşte çok yeteneklidir . Karşılarındaki kişilerin hamlelerini okuyarak ona karşı savaşabilirler. "
" Bunu yapmıştım. "
Kai hissettiği duygunun şimdi ne olduğunu biliyordu. Geleceği görmesini sağlayan duygu aşktı fakat Jack ve Kevın olaydan haberdar değildi.
" Nasıl yani? "
Kai onlara kanlı rüyayı ve Emma'yı anlattı. Bunun gerçek olduğunu daha yeni fark ettiğini ve Emma'nın o kız olduğunu da söyledi. Jack bunu onayladı. Daha önce benzer şeyler yaşamış kişiler duyduğunu ve bunun tamamen sıradan olduğunu belirtti. Jace bir köşede örtülü yüzüyle güldüğünü belirten kıkırdama sesleri çıkardı. Kai ona şüpheyle baktı.
"Seni küçük velet, haha aşık mı oldun?"
Hikayenin detaylarından bunu çıkarmayı başarmıştı. Faka bu Kai'ın hoşuna gitmemişti.
"Velet mi?! Sırf yüzün kapalı ve havalı gözüktüğün için ve de bir okulun tepesinden atlayabilip hastanede tek başına onlarca kişiyi öldürmüş bir katil ile dövüşebildiğin için beni küçümseyebileceğini mi sanıyorsun?"
Bir an için herkes durdu. Düşünceli bakışlar etraflarında döndü. Jace şüpheli bir şekilde Kai'a baktı. Kevın da başını kaşıyarak konuştu.
" Muhtemelen evet. "
" Değil mi? Bende konuştuktan sonra pişman oldum. "
" Ben senden 2 yaş büyüğüm ve bu işleri çok uzun zamandır yapıyorum. Tabii ki kibirleneceğim."
" Saçmalamayı kesin. Jace sen de anlatmaya devam etsen olmaz mı?" Jack bu aptalların konudan iyice saptığını fark edince sohbeti tekrar konuya döndürdü.
" O zaman heyecanla devam edelim. Heyecana sahip olanlar zihin hırsızı olarak isimlendirilir. Bu konuda ustalaşmış birisi zihinsel ilizyonlar, uykuya yatırma, hipnoz gibi bir çok zihinsel teknik kullanabilir. İradesi yüksek kişilere karşı zayıftır. Aynı şekilde gelişim tabanı senden yüksekte olan kişilere karşı da zayıftır. Merak ve heyecan duygusu fiziksel olarak aşk, öfke ve korkudan zayıftır fakat çeşitli yönlerden onlar da bu kişilere karşı bir dövüşte galip çıkabilir..."
Jack anlattı. Kevın ve Jack tam konsantre dinliyordu. Onların çevreye olan dikkatsiziliği Kai'ın başını ağrıttı. Tehlikeli bir şey anında canlarını alabilirdi. Belki de son zamanlarda yaşadıklarındaki farklılıklar dikkatlerini de ayrı etkilemişti.
" Aptallar. " söylenmekten kendini alıkoyamadı.
"Son olarak da... Huzur var fakat o biraz karışık o yüzden onu geçelim."
Kai huzurun gücünü önemsemedi çünkü bu sırada dikkati tamamen başka bir yöne kaymıştı. Jack geldiğinden beri onun farklı bir his yaydığını çoktan fark etmişti. Oldukça yoğun bir histi ve kesinlikle normal insanlarda olmayan bir şeydi. Daha önce onunla karşılaştığında fazla dikkat etmediğinden görememiş olabilirdi fakat bu sefer bu hissi anlayabiliyordu. Aynı şeyi Kevın ve Jack'ten de hafif de olsa hissedebiliyordu.
"Bir şeyi merak ediyorum. Onların da gücü var değil mi? Hissettiğim şey onların duyguları."
Kai Jack ve Kevın'ın gösterirken bunları Jace'e söyledi ve onun ciddi bir yüzle onaylamasını seyretti. Kevın bu durum karşısında oldukça şaşırmıştı. Bunun oldukça nadir olması gerektiğini düşünüyordu.
"Hafif tombul olan şifacı. Öteki etrafta sinirli gezen ise bir kovucu. "
Kevın kilosuyla dalga geçilmesini umursamadı. Kai ve Jack gibi bir yeteneğe sahip olmanın heyecanı bedenini sarmıştı. Hem ona göre sahip olduğu yetenek kesinlikle bu ikilinin yeteneğinden daha iyiydi.
Tabii ki Kai'ın da bir nevi şifacı olduğunu unutursak.
"Ne zaman okula gidiyoruz? Bizim gibi insanların olduğu bir yere gitmekten bahsetmiştin değil mi? "
"Yarın, yarın sabah eşyalarınızı alın ve geri buraya gelin. Buradan bir yere gidip oradan da akademiye geçeceğiz. Başka sorunuz yoksa artık ailenizle vedalaşsanız iyi olur. Yarından sonra onları uzun bir süre göremeyeceksiniz. Ne de olsa akademi uzakta ve sadece belli şartlarda ayrılmanıza izin veriliyor. " 3'lünün yüzü düşmüştü. Ailelerinden ayrılmak gerçekten en üzücü olanıydı. Jace'in söylediğine bakılırsa da yaz tatili gibi bir şeyin olma ihtimali de düşüktü?
Peki neden?
"Yarın görüşmek üzere Jace."
Kai veda etti. Kevın ve Jack de onun gibi veda ettikten sonra üçlü evlerine doğru yol aldı.
Jace Quail
Kai ve arkadaşları gittikten sonra telefonunu çıkardı ve müdür Michael'ı aradı.
"Alo, benim Jace, size çok güzel bir haberim var. Kral Katilini buldum. onu Akademiye getireceğim."
"Onun olduğundan emin misin? Detayları paylaştığında güvenlik için bir kaç birim yollayacağım. Bu arada Lena meselesi ne oldu?"
Lena'nın konusu açılınca Jace'in yüzü düştü. Açıkça canı sıkılmıştı.
"Onu buldum ve bu sefer onu kaybetmeyeceğim. Endişelenmeyin lütfen. Şimdi kapatıyorum."
"Bol şans evlat."
"İhtiyacım olmayacak."
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..