Paul yüzünde bir gülümsemeyle oturuyordu. Rüzgarın üç mirasını ele geçirmişti ve bu yüzden epey mutluydu. Daha sonra sesin dediklerini düşündü.

"Usta, eğitim alanı ne oluyor?"

Spadia Paul'ün sorusunu duyunca cevap verdi.

"Kulelerin oluşturduğu, açlık veya susuzluk hissetmeyeceğin özel bir alan. Aktif olarak kullanacağın miraslarda yeterli bir seviyeye gelmeden çıkmana izin vermiyor. Her kule için ayrı bir eğitim alanı var."

"Aktif miraslar ne oluyor?"

"Aktif miraslar teknik olarak kullanılan miraslardır. Mirasların bazıları teknik olarak değil bilgi olarak verilir. Bunu anlayacaksın zaten. Her neyse, artık eğitim alanına geçsen iyi olur. Mirasları oraya geçerken alacaksın."

Ustası konuşmayı bitirince Paul tereddüt etmeden konuştu.

"Eğitim alanına geçmeye hazırım."

Paul konuşmayı bitirince birden başı ağrımaya başladı.

"Eğitim alanı. Çıkmak için gereklilikler: Rüzgar Adımında 1. düzey ustalık / Yıldırım Kesiğinde 1. düzey ustalık / Gökyaran Kılıç Tekniği: Temel Kılıç Düzeni Ustalığı."

Paul ses konuşmayı bitirdiği anda zihnine giren bilgiler nedeniyle bayıldı.

Bir süre uyuduktan sonra gözlerini açtı. Uyandığında rahat bir yatağın üzerindeydi. Ayağa kalkıp etrafını kontrol etti. Tahtadan bir kulübenin içindeydi. Kulübenin içinde sadece bir yatak olmasına rağmen rüzgar habitatındaki mağaradan kesinlikle daha iyiydi.

Bir süre daha etrafı inceledi ve başka bir şey bulamayınca kulübeden çıktı. Kulübenin dışarısını gördüğünde hafif bir şok oldu.

Kulübe çimenlik bir alanın tam merkezindeydi ve bu alanın etrafı sık ağaçlarla kaplıydı. Kulübeden başka hiç bir şey yoktu. O etrafı iyice incelerken birden Spadia'nın sesini duydu.

"Oyalanmayı bırak! Daha teknikleri iyice çalışman gerekiyor. Bu teknikleri öğrenmen o kadar kolay olmayacak."

Paul sesinde hafif bir şaşkınlıkla konuştu.

"Teknikleri nasıl öğreneceğim?"

"Hepsi kafanın içinde zaten!"

Paul Spadia'nın konuşmasından bir şey anlamamıştı ama onu sinirlendirmeyi pek istemiyordu. Oturdu ve iyice düşünmeye çalıştı ve birden zihninde bilgiler belirmeye başladı. Üç farklı tekniğin isimleri ve bilgileri kafasının içindeydi. Aynı bir kitap gibi. Paul ilk tekniğin bilgilerine baktı.

- Rüzgar Adımı -

Kişinin adımlarını hızlandıran ve sessizleştiren bir rüzgar tekniği. 81 harekete ve 9 düzeye ayrılır.

1.Düzey: Tekniğin 9 hareketinde ustalaşılmalıdır.

2.Düzey: Tekniğin 18 hareketinde ustalaşılmalıdır.

3.Düzey: Tekniğin 27 hareketinde ustalaşılmalıdır.

4.Düzey: Tekniğin 36 hareketinde ustalaşılmalıdır.

5.Düzey: Tekniğin 45 hareketinde ustalaşılmalıdır.

6.Düzey: Tekniğin 54 hareketinde ustalaşılmalıdır.

7.Düzey: Tekniğin 63 hareketinde ustalaşılmalıdır.

8.Düzey: Tekniğin 72 hareketinde ustalaşılmalıdır.

9.Düzey: Tekniğin 81 hareketinde ustalaşılmalıdır.

Tekniğin hareketlerine bakan Paul tekniği öğrenmenin gerçekten zor olacağını düşünüyordu. Çoğu hareket için ayakları ve bacakları tam olarak kullanabilmek gerekiyordu. Ama bu teknik daha çok yakın dövüş içindi. Paul bir büyücü için bunu biraz anlamsız buldu ama itiraz etmedi. Bir süre tekniği inceledikten sonra ikinci tekniğe baktı.

- Yıldırım Kesiği -

Vücudun ve kılıcın kaldırabileceği seviyede yıldırımı üretir ve bunu kılıca yayar. Gelişmesi kişinin gücünün gelişmesine bağlıdır. Renklerle ifade edilebilen 5 düzeyi vardır.

1.Düzey : Beyaz yıldırımlar vücudu ve kılıcı sarar.

2.Düzey : Mavi yıldırımlar vücudu ve kılıcı sarar.

3.Düzey : Yeşil yıldırımlar vücudu ve kılıcı sarar.

4.Düzey : Sarı yıldırımlar vücudu ve kılıcı sarar.

5.Düzey : Kırmızı yıldırımlar vücudu ve kılıcı sarar.

Bu teknik için rüzgarın alt dalı olan yıldırımı çalışmak gerekiyordu. Zor değildi ama bunun için ayrıca sağlam bir kılıca da ihtiyacı vardı ki bu alanda kılıcı nerede bulacağını bile bilmiyordu. Hem kılıcın gerektiği bir tekniği bir büyücü ne yapacaktı ki? Düşünmeyi bırakıp son tekniğe baktı.

- Gökyaran Kılıç Tekniği -

7 tekniğe ayrılan oldukça güçlü bir kılıç tekniği. Temel teknik hariç her teknik 5 düzeye ayrılır.

Temel Kılıç Düzeni : Kişinin bünyesine bağlı bir süre boyunca rutin olarak her gün 50 kılıç hareketi yapılır. En sonunda kişinin rastgele bir kılıç saldırısı bile bu düzene uymaya başlar. Gökyaran kılıç tekniğinin diğer tekniklerinin temelidir.

Paul artık ne diyeceğini bile bilmiyordu. Sızlandı.

"Usta. Üç tekniğin de saldırı için olduğu doğru ancak bunlar kılıç teknikleri. Ben bunları nasıl kullanacağım?"

"Bir büyücü silah kullanamaz diye bir kural yoktur. Aslına bakarsan birçok büyücü kendini desteklemek için silah kullanır. Hem büyü hem de kılıç sanatları üzerinde ustalaşırlar ki sende ustalaşacaksın. Sağlam bir vücuda ve silaha sahip olmalısın. Neler olacağını asla bilemezsin."

Paul biraz bıkkınlık dolu bir sesle ofladı. Paul'ün isteksizliğini fark eden Spadia kızgınlıkla bağırdı.

"Ah, küçük bey pek istemiyor demek. Öyle olsun ulan! Rüzgar adımında 3.Düzey ve Yıldırım Kesiğinde 2.Düzeye kadar ulaşmadan bu eğitim alanından çıkmanı ben yasaklıyorum! Aynı zamanda Ufukçizgisi tekniğinde de 1.Düzey'e ulaşmak zorundasın!"

Paul kendi isteksizliği yüzünden daha büyük bir sorunla karşılaşınca daha fazla çöktü ama daha sonra ustasının söylediklerinde bir şey fark etti.

"Usta, Ufukçizgisi nedir?"

Spadia hala sinirli bir sesle konuştu.

"Gökyaran Kılıç Tekniğini tamamen incele."

Paul ustasının sözlerini duyunca gözlerini kapadı ve Gökyaran Kılıç Tekniğini yeniden inceledi.

- Gökyaran Kılıç Tekniği -

7 tekniğe ayrılan oldukça güçlü bir kılıç tekniği. Temel teknik hariç her teknik 5 düzeye ayrılır.

Temel Kılıç Düzeni : Kişinin bünyesine bağlı bir süre boyunca rutin olarak her gün 50 kılıç hareketi yapılır. En sonunda kişinin rastgele bir kılıç saldırısı bile bu düzene uymaya başlar. Gökyaran kılıç tekniğinin diğer tekniklerinin temelidir.

-Şafakkesen-

Alev manası taşıyan kesici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde B seviyesinin altındaki herhangi bir zırh veya silahı keser ve yakar. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Alev manasını kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

-Ufukçizgisi-

Rüzgar manası taşıyan kesici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde A seviyenin altındaki herhangi bir zırh veya silahı keser. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Rüzgar manasını kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

-Cennetkesen-

Karanlık mana taşıyan kesici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde SS derecenin altındaki her zırhı veya kılıcı kesebilir. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Karanlık manayı kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Kılıcın yanısıra vücutta da karanlık mana yayılmalıdır. Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Dünyadaki manayı vücuda çekip karanlık manaya çevirerek bunu kılıca ve vücuda yaymak gerekir. Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Dünyadaki mana vücuda çekilmeden direkt olarak karanlık manaya çevirilmeli ve kılıca aktarılmalıdır. Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Dünyadaki mana vücuda çekilmeden direkt olarak karanlık manaya çevirilmeli ve kılıç doğrultusunda kesici olarak kullanılmalıdır. Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

-Yağmurkılıç-

Su manası taşıyan delici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde B seviyenin altındaki herhangi bir zırh veya silahı deler ve aşındırır. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Su manasını kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

-Dağdelen-

Toprak manası taşıyan delici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde A seviyenin altındaki herhangi bir zırh veya silahı delebilir. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Toprak manasını kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

-Yargı Işığı-

Kutsal mana taşıyan delici kılıç tekniği. 5.Düzeyinde SS derecenin altındaki her zırhı veya kılıcı delebilir. 50 hareketi vardır.

1.Düzey : Kutsal manayı kılıca aktarabilmek gerekir. Tekniğin ilk 10 hareketinde ustalaşılması gerekir.

2.Düzey : Kılıcın yanısıra vücutta da kutsal mana yayılmalıdır. Tekniğin 20 hareketinde ustalaşılması gerekir.

3.Düzey : Dünyadaki manayı vücuda çekip kutsal manaya çevirerek bunu kılıca ve vücuda yaymak gerekir. Tekniğin 30 hareketinde ustalaşılması gerekir.

4.Düzey : Dünyadaki mana vücuda çekilmeden direkt olarak kutsal manaya çevirilmeli ve kılıca aktarılmalıdır. Tekniğin 40 hareketinde ustalaşılması gerekir.

5.Düzey : Dünyadaki mana vücuda çekilmeden direkt olarak kutsal manaya çevirilmeli ve kılıç doğrultusunda delici olarak kullanılmalıdır. Tekniğin 50 hareketinde ustalaşılması gerekir.

Paul tekniğin son satırlarını da okuduğunda bu tekniğin pek basit olmadığını anladı. Teknik her element için ayrı bir savaş şekli içeriyordu ve 3 kesici 3 delici tür saldırıya sahip teknik vardı. Ufukçizgisi ise rüzgar kılıç tekniğiydi. 1.Düzeyinin hareketleri kolay olmasa da zor da değildi ve 5.Düzeyinde A seviyenin altındaki bir zırhı veya silahı kesebilirdi.

Bu muhteşem bir kılıç tekniğiydi ki bu tekniklerin yanısıra Karanlık ve Işık elementlerinin tekniklerinin kullanılması daha zor olsa da 5.Düzeydeyken SS derecenin altındaki bir zırh veya silahı kesebilirdi. S dereceli bir silahın sadece bir parçası için bile imparatorluklar savaş çıkarabilirdi ve bu teknik bu eşyaları kesebilecek bir teknikti. Muhteşem, muhteşem ötesi!

Paul'ün isteksizliğinin azalıp heyecanının arttığını fark eden Spadia konuşmaya başladı.

"Bu teknikleri öğrenirsen diğer mirasları alıp buradan çıkman kolaylaşacaktır. Rüzgar kulesinden çıkmadan önce Rüzgar Adımı, Yıldırım Kesiği, Temel Kılıç Düzeni ve Ufukçizgisi'ni öğreneceksin çünkü bu eğitim alanı rüzgar manası kısmından oldukça zengin. Şafakkesen, Cennetkesen ve Yargı Işığını da öğrenmek zorundasın ancak bunları diğer mirasları alıp eğitim alanlarına girdiğinde yapacaksın. Mana ne kadar fazla olursa gelişmen o kadar kolay olur."

Paul ustasının dediklerini onaylıyordu. Burada bu teknikleri öğrenip diğer kulelerde bu teknikleri kullanarak girmek daha kolay olurdu. Tek bir konu hariç.

"Usta, peki ben burada kılıcı nasıl bulacağım?"

Birden Spadia'dan garip bir ses geldi. Daha sonra mırıldanmaya başladı.

"Ah, şey, mmm, nereden, nereden? Ah evet! Pekala, benim kılıcımı alabilirsin! Ancak sadece şimdilik. Abyss'in dışındayken ölüm kalım durumları hariç kullanmana asla izin vermem."

Spadia konuşmayı bitirdiği anda Paul'ün göğsündeki taç dövmesi parlamaya başladı ve içinden siyah bir kılıç kabzası dışarı çıktı. Bu duruma biraz şaşıran Paul kabzayı tutarak kılıcı dışarı çekti.

Paul dışarıya çıkarttığı kılıcı görünce içine garip duygular dolmaya başladı. Çünkü bu kılıcı hatırlıyordu. Abyss'e ilk düştüğünde kendi kalbine sapladığı kılıç!

"Nasıl, güzel değil mi? Benim Bin Şeytan Kılıcım bir tanedir. Şu siyah rengindeki asilliğe bir bakar mısın? Oh, ne kadar güzel görünüyor!"

Spadia kendi kılıcını öve öve bitiremezken Paul bir süre bir şey düşünüyormuş gibi göründü, daha sonra yüzünde garip bir gülümseme oluştu.

"Hey, kılıcıma bakarken garip bir yüzle gülme öyle! İğrençliğini bulaştıracaksın! Hem ne oldu ki?"

"Şey, aslında ben bu kılıcın sizin bedeniniz olduğunu düşünmüştüm. Anlarsınız ya, hani ilk başta sesiniz bu kılıçtan gelmişti."

"Ah, o zamanlar gerçekten kılıç benim bedenimdi. Ne kadar bir habislord olsam bile canlılığımı birkaç yüz bin yıl boyunca koruyamazdım ama bir sonraki habistanrı'yı görmeyi çok istiyordum. Bu yüzden ruhumu kılıca mühürledim ve Abyss'te test için beklemeye başladım. Ama bu olay sana kılıcımın gücünü daha iyi anlatır."

Paul hikayeyi duyunca biraz şaşırmıştı ama Spadia'nın son sözleri onu daha fazla düşündürttü.

"Bu olay ile kılıcın gücü arasında nasıl bir bağlantı kurmalıyım?"

"Aptal! Nasıl bir kılıç bir habislordun ruhunu taşıyabilir ve hatta bu şekilde yüz binlerce yıl sağlam kalabilir? Ayrıca bu kılıç ben onun içinde barınmadan önce bu kadar güçlüydü. İçinden artık ayrılmış olsam bile hala benim ruhumun kalıntılarını taşıyor ki bu onun gücünü SS dereceli bir silahın bile üzerine çıkarıyor."

Paul sevindi ama oldukça şaşırmıştı. Bu kılıç nasıl olurda o kadar güçlü ve sağlam olabilirdi?

"Bu kılıç tam olarak neyden yapıldı?"

Spadia hafifçe güldü. Kılıcıyla gerçekten gurur duyuyordu.

"Bu kılıç Araf Siyahmetalinden dövüldü ki bu metal sağlamlığı ve mühürleme gücüyle bilinen bir SS dereceli materyal. Ancak bu kadar değil. Bu kılıç dövüldükten sonra farklı elementlere sahip 1000 iblis canlı olarak ele geçirildi ve bu kılıca mühürlendi. Bu sayede kılıcın her manayla olan uyumu da sağlandı."

Paul dinledikçe şaşıyordu. Araf Siyahmetalini ilk kez duymuştu ama ne kadar muhteşem bir şey olduğunu anlayabiliyordu. İblislere gelince, onları zaten biliyordu. Bir büyülü canavar ile bir iblisin arasında oldukça büyük bir fark vardı. İblisler, dünyada ortaya çıktıkları yerlerde onbinlerce kişinin ölümüne sebep olan ve dünyanın kendisine zarar veren korkutucu canlılardı ve bu kılıçta onlardan 1000'i mühürlüydü.

Biraz bekleyip öğrendiklerini sindirdikten sonra sordu.

"Usta, o kadar iblisi nereden buldunuz?"

"Ah, ileride Araf'a gittiğinde göreceksin. Orası iblis kaynıyor! Ayrıca onlar için bir habislordun karanlık manası oldukça cezbediciydi yani sadece etrafa biraz manamı saldım ve bekledim."

Paul ustasının dediklerinden sonra şaştı. Araf? İblis kaynayan bir yer? Oraya gittiğinde? Ustasının söylediklerine göre kesinlikle Araf'a gitmek zorunda kalacaktı ama Paul iblis kaynayan bir yere gitmeyi hiç istemiyordu. İç çekti.

"Her neyse, bu uzak bir gelecek."

"Ne dedin sen?"

"Ah hiçbir şey, hiçbir şey. Artık çalışmaya başlasam iyi olur. Epey işim var sonuçta."

Paul oturduğu yerden kalktı ve kılıcı omzuna dayayarak kulübeden yavaşça uzaklaşmaya başladı. O sırada da Spadia gülüyordu.

"Bence de çalışmaya başlasan iyi olur. Çünkü cidden epey işin var."