Paul hızlı adımları sayesinde kısa sürede Halpis Ailesinin Dükkanına ulaşmıştı. Mor-beyaz kapıyı yavaşça açıp içeri girerken hangi hapı alması gerektiğini düşünüyordu. Yasaklı bir hap olan Yanan Çekirdek Hapı şu anlık ilk tercihiydi ama Dalgalı Gök Hapı'nın tam gücünü tam olarak bilmiyordu. Bu yüzden iki hapı karşılaştırmak istiyordu.
Adımlarını hızlandırdı ve ana tezgaha yaklaştı. O sırada dükkanda fazla müşteri olmadığından Vera sıkılmış bir şekilde orada duruyordu. Daha sonra tezgaha yaklaşan Paul'ü gördüğünde hızlıca dik bir pozisyon aldı. Genç efendisinin kardeş olarak gördüğü birine saygısızlık edemezdi.
Paul tezgaha geldiğinde gülümseyerek konuştu.
"Bir Yanan Çekirdek Hapı almak istiyorum."
Vera hemen ayağa kalktı ve tezgahın arkasındaki kapıdan içeri girdi. Kısa bir süre sonra ise elinde kırmızı bir kutuyla dışarı çıktı. Kırmızı kutuyu masaya koyduktan sonra yavaşça konuştu.
"Yanan Çekirdek Hapı'nın fiyatı 25000 altındır."
Paul boyutundan üzerinde kızıl bir güneş simgesi olan rozeti çıkardı ve tezgaha koydu. Vera rozeti gördüğüne şaşırmamıştı. Hatta Paul'ün rozeti çıkarmasını bekliyordu.
Genç efendisi kardeş olarak gördüğü birine değilde kime verecekti bu rozeti?
Daha sonra yeniden konuştu.
"Kızıl Güneş Rozeti sayesinde %30 indirim alıyorsunuz. Hapın fiyatı 17500 altın."
Paul başını salladı. Vera ona bir yüzük uzattı ve Paul içine 17500 altın'ı koydu. Daha sonra Vera'ya sordu.
"Dalgalı Gök Hapı şu anda satışta mı?"
Vera gülümsedi ve konuştu.
"Dalgalı Gök Hapı şu anda satışta. Fiyatı 30000 altın. Kızıl Güneş Rozeti'ni kullanırsanız 21000 altına kadar düşüyor."
Paul başını salladı ve kutuyu boyutuna attıktan sonra hemen oradan ayrıldı. Hangi ilacı alması gerektiğini bilmiyordu. Sonuçta ikisinin de güçlerini bilmiyordu.
Hızlıca eve yöneldi. Mümkün olduğunca kısa sürede hapları denemek istiyordu.
Eve döndüğünde yavaş adımlarla içeri girdi. Daha sonra tam odasına girecekti ki odanın kapısında bekleyen Luke'u gördü.
Luke'un yüzünde gülümseme olmayan bir gülümseme vardı. Paul'e doğru ilerledi ve elleriyle Paul'ün omuzlarını kavradı. Gözlerindeki cani bakışı Paul'e yöneltti.
Paul abisinin yüzündeki ifadeyi görünce hafifçe yutkundu ve sordu.
"Büyük kardeş, bir şey mi oldu?"
Luke hafifçe güldü. Daha sonra konuştu.
"Ah, bir şey olmadı. Sadece öğrencimden küçük kardeşimin bana haber vermeden ormana avlanmaya gittiği haberini aldım o kadar."
Paul yutkundu. Daha sonra ise Luke ellerini geri çekti ve onları arkasında birleştirdikten sonra konuştu.
"Acaba küçük kardeşime ne kadar uzun bir nutuk çekmeliyim ki bir dahaki ayrılışında bana haber versin?"
Paul hemen Luke'un omuzlarını kavradı.
"Büyük kardeş, benim için endişelenmene gerek yok. Güçlü olsam bile rastgele ormanın derinlerine dalacak değilim."
Luke iç çekti.
"Küçük kardeş. Senin ne kadar güçlü olduğunu zaten biliyorum ama bu beni endişelenmekten alıkoymuyor. Özellikle haberleri alınca..."
Paul kaşlarını çattı.
"Ne haberi?"
Luke hafifçe öksürdü.
"Latai Ferrua'nın nişanlısı Helen Viare ormanda ölmüş. Henüz cesedi bulunmadığı için nedeni bilinmiyor ama yanında iki orta seviyeli savaşçı olduğu söyleniyor. Ayrıca kendisi de orta seviyeli bir büyücüymüş. Buna rağmen öldüğü için, biraz endişelendim."
Paul hafifçe sırıttı. Daha sonra ciddi bir ifade takındı.
"Bu ciddi bir şey olabilir. Merak etme büyük kardeş. Zaten bir süre ormana çıkmayacağım."
Luke gülümsedi ve hafifçe başını salladı. Daha sonra yavaş adımlarla oradan uzaklaştı. O sırada Paul odasına girdi ve yatağının üzerinde bağdaş kurdu. Daha sonra boyutundan bir kutu çıkardı. Yanan Çekirdek Hapı'nın kırmızı kutusu parlıyordu.
Paul elini uzattı ve kutuyu açtı. Kutunun içindeki kırmızı hapı yavaşça ağzına götürdü. Ağzında acı bir tat bırakan hapı direkt olarak yuttu. Daha sonra meditasyon yapmaya başladı.
Yanan Çekirdek Hapı'nın her çekirdeğe zarar veren saldırgan manası bir anda habistanrı çekirdeği tarafından emilmeye başlandı. Mana hızlıca çekirdeğe çekildi ve yoğunlaşarak çekirdeğin yapısına katıldı. Mananın hepsi özümsendiğinde Paul'ün gözlerini bir şaşkınlık kaplamıştı.
"Bu kadar büyük bir gelişim... Eğer bunlardan 20 tanesine daha sahip olabilirsem kolayca yüksek seviyeye çıkabilirim!"
Yüzünde bir gülümseme belirdi. 20 yasaklı hapın ücreti ucuz değildi ama en azından gelişmesi için bir yol vardı. Daha sonra heyecandan ikinci seçeneğini unuttuğunu fark etti.
Boyutundan dalgalı şekillere sahip gök mavisi hapı çıkardı. Daha sonra daha fazla beklemeden onu ağzına attı. Yanan Çekirdek Hapı'nınkine göre çok daha sakin olan mana hızlıca habistanrı çekirdeğine emildi. Paul bir süre sonra gözlerini açtığında gözleri daha öncekinden daha parlaktı. Kalbi çok daha hızlı atıyordu.
Bunun nedeni Dalgalı Gök Hapı'nın içerdiği mananın Yanan Çekirdek Hapı'ndan yaklaşık 4 kat yüksek olmasıydı! Bir yasaklı hapın seviyesini geçen bir gelişim hapı...
Paul o sırada aslında bu hapın oldukça önemli bir şey olduğunu anlamıştı. En azından büyükusta seviyesine geçmemiş kişiler için iyiydi.
Paul hemen ayaklandı ve önce odasının penceresinden, daha sonra ise evin duvarlarından atladı. Hızlıca Halpis Ailesinin Dükkanına koşturdu. Eğer yaptığı hesaplamalar doğruysa, şu anda yüksek seviyeye geçmesi için sadece 4 Dalgalı Gök Hapı'na ihtiyacı vardı!
Kısa bir sürede Halpis Ailesinin Dükkanı'na vardı. Hala nefes nefeseyken içeri girdi ve hızlı adımlarla tezgaha yöneldi. daha sonra Vera'ya baktı ve seslice konuştu.
"4 Dalgalı Gök Hapı."
Vera bir şey demedi ve sadece arka odadan bir yüzük getirdi. Paul'ün ciddi ifadesi yüzünden bir şey demeye cüret edemiyordu.
Paul anında hapları kendi boyutuna attı ve altınları yüzüğe doldurdu. Elbette ne kadar heyecanlanmış olsa da fiyatını unutmuyordu. Kızıl Güneş Rozeti sayesinde tanesinin fiyatı 21000 altına düşüyordu ve 4 tane aldığı için 84000 altını yüzüğe koymuştu.
Daha sonra ise hala nefes nefese olmasına rağmen hızlıca koşmaya devam etti. Arkasında şaşırmış Vera'yı ve birkaç personeli bırakıp hızlıca evine yöneldi.
Kısa bir sürede yeniden evine vardı ve yine çıktığı yerden tırmanarak odasına geri girdi. Abisinin onun çıktığını anlamamış olması önemli bir konuydu.
Bir süre boyunca kimse azarlamaya gelmeyince derin bir nefes aldı ve gülümsedi. Daha sonra boyutundan dört mavi hap çıkardı. Hapların herbirinin üzerinde dalgalı işaretler vardı. Paul gülümsemesini bozmadan ilk hapı ağzına attı ve meditasyon yapmaya başladı.
Kısa bir süre sonra hapı özümsemeyi bitirdi ve ikinciye geçti. Daha sonra ise üçüncüye...
Sonunda dördüncü hapı yuttuğunda çekirdeği birden sarsılmaya başladı. Bu sarsılma çekirdeği parçalamıyor, güçlendiriyordu. Çekirdek sarsılmanın eşliğinde büyüdü ve genişledi. Yaydığı mana daha güçlü bir aura yaymaya başladı. Parlak rengi daha da parlaklaştı.
Paul'ün mana çekirdeği yavaşça büyüyüp güçlenirken aynı şekilde ruh sarayındaki kırmızı sisin içinde de bir şeyler oluyordu. Sayısız farklı aura tek bir yerde toplanmıştı ve ruh sarayının içinde güçlü bir baskı oluşturmuştu. İlk başlarda neler olduğunu anlayamayan Spadia daha sonra sisin içindeki şeyin asıl aurasını fark etmiş ve hafifçe gülümsemeye başlamıştı.
Paul bunun farkında değildi ve çekirdeğinin gelişimini desteklemekle meşguldü. O sırada manasının dağılmasını önlemeli ve hepsini çekirdeğinde sıkıştırmalıydı.
Yaklaşık 20 dakika sonra Paul yere sırt üstü uzandı. Alnından terler akmasına rağmen yüzünde bir gülümseme vardı. Daha sonra bir soğuk vücudunu sardı. Normal sıfatlarla anlatılamayan bu soğukluk Paul'ü rahatsız hissettirsede daha öncekine benzerdi ve ilki kadar etki yaratmamıştı. Paul Habisvücut tekniğinin vücudunu yavaşça güçlendirmesini bekledi.
Kısa bir süre sonra Habisvücut geliştiğinde ise Paul uzandı. Yüzünde parlak bir gülümseme vardı. Odasının tavanına bakarken kendi kendine konuştu.
"Yüksek seviyeye geçiş, başarılı!"
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..