55.Bölüm - İki Yeni Teknik

avatar
11071 39

Kara Büyücü - 55.Bölüm - İki Yeni Teknik


Paul havadan aşağıya indi ve siyah renkli çimlerin üzerine sert bir sesle düştü. Küçük Grim ise cübbesinin içine girmişti ve ona bakıyordu.

Paul çektiği acıyı umursamadan oturdu ve bağdaş kurdu. Manasını hemen vücuduna yaymaya başladı. Ruhsal gücünü de etrafına yaydı. Burası hiç bilmediği bir yer olduğundan dikkatli olması gerekiyordu.

Bir süre kendisini iyileştirdikten sonra ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Etrafını yukarıdayken fazla incelememişti. Sadece üstünkörü bir göz gezdirmişti.

Fazla uzak olmayan bir yerde siyah ağaçlardan oluşan bir ormana girebileceği bir yer gördü. Hemen başını çevirerek bu seçenekten vazgeçti. Yön duygusu yüzünden ormanların içini sevmiyordu.

Ormana girmeyi istemiyordu ama biraz daha etrafına bakındığında başka bir seçeneği olmadığını fark etti. Ormanın dışında olduğu bölge tamamen düzdü ve neredeyse hiç ağaç yoktu. Burada saklanması imkansızdı ve böyle bir yerde saklanmazsa kesin ölürdü.

Ne olursa olsun, burası bir sürgün alanıydı. Burada birçok suçlu vardı ve onların gücünü bilmiyordu.

O sırada biraz heyecanlandığını fark etti. Burası onun gelişimi için aslında çok iyiydi. Tekniklerini geliştirmek için düşmana ihtiyacı vardı ve burası düşmanla doluydu!

Hafifçe gülümsedikten sonra tek seçeneği olan ormana ilerlemeye başladı. Dövüşmek ilgisini çekse de öncelikle bulunduğu durumu kavramalıydı.

O sırada Grim onun cübbesinin içinde oldukça rahat görünüyordu. Küçük kedi sadece cübbenin üstünden kafasını çıkarmıştı ve cübbenin içinden çıkmaya niyeti yok gibi görünüyordu.

Paul ormana girdi ve bir süre ilerledi. O sırada ilgisini çeken şey etrafta hiç canavar hissetmemesiydi. Ruhsal gücünü yaymasına rağmen hiçbir canavar, hayır, hiçbir canlı şey hissedemiyordu.

Paul bu konuyu boşvermeye karar verdi. Kendine saklanacak bir yer aramaya devam etti ama bir ormanda bir yer bulamadı. Sinirleri bozulduğu için sadece bir ağaca tırmandı ve bir dalın üzerine oturdu. Daha sonra Klaus'un verdiği rozeti boyutundan çıkardı.

Üzerinde şeytan kafası şekli olan rozeti eline aldıktan sonra içindeki boyutu açtı. Yaşlı Klaus ona iki teknik bıraktığını söylemişti.

Boyutun içinde iki parşömenin yan yana durduklarını fark etti. Parşömenlerin ikisi de siyah renkliydi.

Bu durum Paul'ün ilgisini çekmişti. Parşömenlerden birini aldı ve açtı. Üzerindeki kırmızı mürekkeple yazılmış yazıları okumaya başladı.

"Ruh Kaplama tekniği. Üç düzeye sahip bir teknik. İlk Düzeyde, gelişimimi bir veya iki seviye düşük gösterebilirim. İkinci Düzeyde, gelişimimi bir alem düşük gösterebilirim. Üçüncü Düzeyde..."

Üçüncü Düzeyin yazdığı kısmı bir süre inceledi. Farklı bir dilde yazılmış gibi görünüyordu ve nedense Paul'e tanıdık geliyordu. O sırada Spadia bağırdı.

"Antik Ejder Dili'ni öğrenmene rağmen tanıyamıyor musun?"

Paul neden tanıdık geldiğini anladığı anda üçüncü düzeyi tercüme etmeye başladı.

"Üçüncü Düzeyde, tüm auramı bastırabileceğim!"

Paul bunun anlamını biliyordu. Tüm aurayı bastırmak, kişinin bir büyücü veya savaşçı olduğunun bile anlaşılmasını engellerdi. Bu gizlenmek için muhteşem bir teknikti. Daha sonra aklına gelince sordu.

"Bu parşömende nasıl olur da Antik Ejder Dili'yle yazılmış parçalar olur?"

Spadia konuştu.

"Ben fark etmiştim zaten. Bu parşömenler bu dünyadan değil. Üstün Dünyalardan birinden gelmişe benziyor."

"Üstün Dünyalar?"

Paul ustasının neden bahsettiğini anlamasa da epey meraklı görünüyordu. Ama ustası sert bir dille konuştu.

"Sonra öğrenirsin! Şimdilik, bu teknikler işine yarayacak. Büyük ihtimalle Klaus denen şu adam bunları okuyamadı bile."

Paul o sırada Yaşlı Klaus'un aurasını Büyükusta seviyesine kadar bastırdığını hatırladı. Asıl seviyesi Aziz seviye olduğu için tam bir alem baskılamış gibi görünüyordu ki bu ikinci seviyeydi.

Yaşlı Klaus bu tekniği çalışamamıştı ama o son adıma kadar çalışabilirdi. Hafifçe güldü. Daha sonra diğer parşömeni çıkardı.

"Savaş Tanrısı Beden İşleme Tekniği, kişiye bir savaş tanrısının vücudunu veren vücut geliştirme tekniği. Yedi düzeyi var ve her düzey bir seviye için(usta, büyükusta gibi seviyeler). Ayrıca savaşçılık yolunda ilerlemek için bir kavrama tekniği olarak da kullanılıyor. İlk 3 düzeyi okuyabiliyorum. Diğerleri ise, Antik Ejder Dili'nde yazılmış!"

Paul o sırada çok mutluydu. İki teknik de çok işe yarar tekniklerdi. Daha sonra ustasına sordu.

"Habisvücut tekniğim varken neden yeniden vücudumu geliştirmem gerekiyor?"

Spadia cevap verdi.

"Habisvücut vücudunun kendisini değiştirmiyor. Zaten olan vücuduna işleniyor. Ama bu teknik senin vücudunu değiştirip güçlendirecek. Güçlenmiş vücudunun üstüne Habisvücut da eklenince oldukça sağlam bir vücuda sahip olacaksın."

Paul parşömenleri boyutuna attı. Teknikler çok hoşuna gitmiş olsa bile o anda çalışamazdı. Tehlikeli bir durumda sayılırdı.

Ormanın ortasında bir ağaca oturuyordu ve etrafında korunabileceği hiçbir şey yoktu. Küçük Grim ise olduğu yerden çıkmaya hiç hevesli görünmüyordu.

Tam ayağa kalkıp uzaklaşacaktı ki ruhsal gücüne bir şey yakalandı.

"Bir, iki, üç... sekiz tane."

Gülümsedi. Hissettiği şey insanlardı çünkü.

Hızlıca ruhsal gücünün insanları hissettiği yere yaklaştı. Kısa bir süre sonra ise onları buldu.

8 kişinin hepsi erkekti. Hepsi yapılı görünüyordu. Ellerinde çentiklerle dolu kılıçlar vardı. En önde yürüyen deri zırhlı adam hariç hepsi yırtık kıyafetler giyiyordu.

Bir süre bir ağacın üzerinden onları izledi. Henüz aurasını bastıramasa bile, bu adamlar hissedecekmiş gibi görünmüyordu.

Adamlar bir süre ormanın içinde dolandı. Daha sonra ise ormanın ortasında dinlenmek için oturdular. Adamların elinde yanlarında getirdikleri bir matara dolaşırken deri zırhlı adam yeri tekmeleyerek bağırdı.

"Hadi ama! O kadar dolaşmamıza rağmen bir tane bile yok mu!? Bu bölge cidden kurumaya başladı. Nasıl olurda bir canavar bile olmaz!?"

Onunla birlikte gelen adamların umursamaz tavırlarını görünce kızdı.

"Tabi, siz sadece su için. Eğer bugün bir canavar bile avlayamazsak Patron boğazlarımızı parçalar! O zaman da su içerken görürüm sizi!"

Adamlar yutkundu. "Patron" kelimesi onları korkutmuşa benziyordu.

Ancak onlar için korkutucu olan bu kelime Paul için şans demekti. Bu yerde Patron olabilmek güçlü olduğunun göstergesiydi. Adamların korkusuna göre bu "Patron" kolay affeden biri değildi. Tekniklerini geliştirmek için iyi bir biley taşı değilde neydi?

Gülerek izlediği ağaçtan aşağı atladı. Daha sonra oturan adamlara doğru yavaşça yaklaşmaya başladı.

Deri zırhlı adam ve diğerleri tok düşme sesini elbette duymuşlardı. Sesin geldiği tarafa baktıklarında siyah cübbe giymiş bir gencin onlara yaklaştıklarını gördüler. O sırada adamlardan biri ayağa kalktı.

"Çocuk, siktir git. Burada zaten kötü durumdayız. Sinirimizi senden çıkarmayalım."

Paul soğuk bir şekilde gülümsedi. Adamlar gördükleri bu gülümsemenin onların sonlarının habercisi olduğunu bilmiyordu bile.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr