"Paul yardırıyor."

"Meow..."

Victor bir ağacın önünde oturuyordu. Önünde gerçekleşen "manzara"yı izlerken Paul'ün parçaladığı varillerden birinden çıkan elmalardan yiyordu. Ona çoktan alışmış olan Grim kucağında oturuyor ve izliyordu.

Paul ise o sırada bir sığınağın duvarlarını parçalamakla meşguldü. Kan soyunu uyandırmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti ve gücünü denemek için birçok kez Karanlık Sürgün Alanı'ndaki oluşumlara saldırmıştı. Bu seferki saldırısının nedeni ise sonunda yüksek seviyeli bir savaşçı olmasıydı. Kan soyu yüzünden güçlenen vücudu [Savaş Tanrısı Beden İşleme Tekniği]'yle bir kez daha işlenince fiziksel gücünün ne kadar arttığını merak etmişti.

Sonuçlar oldukça etkileyiciydi. Ne de olsa "İblis Yuvası" olarak bilinen çeteyi sadece vücuduyla deviriyordu. Elbette kılıcını da kullanıyordu. Yoksa Savaşçı yolundaki gelişmelerini tam olarak nasıl görebilirdi?

Yaydığı aura Ruh Kaplama tekniğinin ikinci seviyesi sayesinde baskılanmış olmasına rağmen aurasına dayanamayıp bayılan birkaç kişi vardı. Aurasını daha da bastırmaya çalışsa da yapamıyordu.

O sırada duvara attığı üçüncü yumrukla duvar parçalandı. İçeriden dışarıya variller ve çuvallar düştü.

"İşte bundan bahsediyorum!"

Paul güldü. Karanlık Sürgün Alanı'nda kalmak onun için fazla zor değildi. Açlık veya susuzluk hissetmiyordu ve güçlüydü. Ancak Victor sadece bir demirciydi. Onun hayatta kalmak için yemeğe ihtiyacı vardı. Bu yüzden ne zaman bir sığınağı bassa erzaklarının yarısını alıyordu.

Bir boyut açtı ve bazı varillerle çuvalları boyutuna attı. Daha sonra Victor'un yanına ilerledi.

"Beklettim mi?"

Victor gülümsedi.

"Fazla kısa sürdü. Gitgide bir canavara dönüşüyorsun."

Paul gülmekle yetindi. Aslında, kan soyu sayesinde zaten kanat ve pençeler çıkarabiliyordu. Fazla insan sayılmazdı.

Yavaşça eğildi ve Grim'in kafasını okşadı.

"Gerisini sana bırakıyorum."

Grim yavaşça miyavladı. Daha sonra Victor'un kucağından aşağıya atlayarak hızlıca yıkılmış sığınağa ilerledi. Hayatta kalan kişileri avlamak onun işiydi.

Spadia onun türünü hala bulamamış olsa da onun neden Paul'le anlaşma yapmaya gönüllü olduğunu anlamıştı. Paul'ün kan soyu diğer canavarlara göre oldukça üstün bir soydu. Grim bu soyu hissetmiş ve Paul'e eşlik etmeye karar vermişti.

Elbette, küçük kedinin henüz uyanmamış bir soyu nasıl hissettiğini hala anlamıyordu.

O sırada Paul Victor'un yanına oturdu. Boyutundan ekmekle dolu bir çuvalı çıkarıp Victor'a verdikten sonra parlak siyah renki bir çekirdeği çıkardı. Victor çekirdeğe baktı.

"Canavar çekirdeğiyle ne yapacaksın?"

Paul'ün elindeki şey bir ay önce ankadan aldığı canavar çekirdeğiydi. Ankanın çekirdeğini hemen özümsemek istemişti ama ustası buna hemen karşı çıkmıştı. Büyücü seviyesi ve Savaşçı seviyesi arasında fazla fark olmaması gerektiğini söylemişti.

Paul şimdi Yüksek Seviyeli bir Savaşçı olduğundan çekirdeği özümsemesine izin vermişti. Paul gülümsedi ve Victor'a cevap verdi.

"Bu ustamın başkalarına söylememi yasakladığı bir şey. Kardeş Victor, şey..."

Victor çuvalın içinden bir ekmek aldıktan sonra ayağa kalktı. Daha sonra gülerek konuştu.

"15 dakikan var."

Yavaşça uzaklaşmaya başladı. Paul iç çekti. Victor'la arası epey iyi olmuştu. İki aydır birlikte dolanıyorlardı ve Victor onun hakkında birçok şeyi öğrenmişti. Elbette, habistanrı çekirdeği çok büyük bir sırdı. Victor'a yalnızca karanlık manaya karşı bağışıklığı olduğunu söylemişti.

Victor yeterince uzaklaştığında meditasyon pozisyonuna geçti. Derin nefesler almaya başladı ve çekirdekteki karanlık manayı kendi çekirdeğine yönlendirdi.

Karanlık mana çekirdeğinde yoğunlaştığında çekirdeği sarsılmaya başladı. Önce bir süre büyüdü, daha sonra ise daha da yoğunlaştı ve daha sağlam bir hale geçerek biraz küçüldü. Paul bunun anlamını biliyordu. Gözlerini açtığında parlak bir biçimde gülümsüyordu.

"Başlangıç Seviye Büyü Ustası!"

Bir Büyücü Usta seviyeye geçtiğinde çekirdeği sağlamlaşırdı. Hayat süresi uzardı. Usta seviyeli bir büyücünün hayat süresi ortalama 400 yıla yaklaşıyordu. Elbette bu yaşlılıktan ölenler için geçerliydi. Ne de olsa kazalar veya savaşlar her zaman olabilirdi. 400 yıl uzun bir süreydi.

Yavaşça ayağa kalkmaya hazırlanıyordu ki birden zihnine bazı bilgiler dolmaya başladı. Paul hemen meditasyon pozisyonuna geri döndü ve bilgilerin zihnine geçmesini bekledi. Tüm bilgiler zihnine aktarıldığında yavaşça konuştu.

"Usta, bunu siz mi yaptınız?"

Spadia sakalını kaşırken konuştu.

"Ben bir şey yapmadım. Zihnine dolanlar o çekirdekteki kan izi yüzündendi. Sana açıklamıştım."

Paul kan izinin ne olduğunu hatırlıyordu. Ustası bazı çekirdeklerin kan izine sahip olabileceğini ve bu kan izinin farklı teknikler veya canavarla ilgili özellikler taşıyabileceğini söylemişti.

Zihnine dolan bilgileri yavaşça kontrol etti.

"Günah Zincirleri, kişinin hislerini kontrol eden bir ruhsal-karanlık teknik. Yedi farklı türü var."

Paul bir süre daha inceledi. Daha sonra sordu.

"Usta, ruhsal-karanlık teknik ne oluyor?"

"Ruhsal gücün ile karanlık manayı birleştirirsen ruhsal-karanlık enerjiye sahip olursun. Doğru dürüst bir füzyon tekniğine sahip olduğun sürece ruhsal gücünü manayla birleştirmek zor değildir. Aslında sana öğreteceğim teknik de ruhsal-karanlık mana gerektiriyor."

"Ruhsal enerjiyi manayla birleştirmek iki manayı birleştirmek gibi olası iki sonuca sahip değildir. Alev manası ile ruhsal enerjiyi birleştirirsen ruhsal-alev enerjisine sahip olursun. Karanlık ve ruhsal enerjiyi birleştirdiğinde ise ruhsal-karanlık enerji. Kesindir."

Paul başını salladı. Daha sonra konuştu.

"O halde ruhsal karanlık manayı oluşturmaya çalışmalıyım değil mi? Zaten sizin tekniğinizde de gerekecek."

"Aynen öyle."

Spadia onayladı.

"Hatta hemen şimdi bile yapabilirsin. Bu tekniği ve benim tekniğimi aynı anda ve sadece bir ayda öğreneceksin. Kalan son bir ayda ise yanındaki o adamdan demirciliği öğreneceksin."

Paul onayladı. Daha sonra Spadia bağırdı.

"Şimdi birleştir şu manayı! Daha çok işimiz olduğunu anlamadın mı?"

Paul hemen gözlerini kapadı. Nasıl yapacağını bilmese de denemeye karar verdi. Ruhsal gücünü saldı ve sağ elinin önünde ufak bir top oluşturdu. Karanlık manadan oluşan bir top da sol elinin üzerinde oluştu. İki elini yavaşça yaklaştırdı.

İki top birbirine değdiğinde ikisi de birbirini itmeye başladı. Bu sırada Paul'ün zihnine cümleler aktı.

"Karanlık, baskın çıkan en yoğun element. Onu özgür olan ruh ile birleştirmek istiyorsan, ruhu bir tirana çevirmelisin. Baskın olmalı, hükmetmeli!"

Karanlık mana ve ruhsal enerji birbirini itmeyi kesti. Ruh yavaşça karanlık mananın içine kayarken karanlık mana da ruhla birleşti. En sonunda ortaya çıkan yarı saydam siyah renkte bir küreydi.

Paul gözlerini açtıktan sonra bir süre küreyi inceledi. İlk kez bir füzyon elementi yarattığı için oldukça meraklıydı. Daha sonra Spadia'nın sesini duydu.

"İyi! Cidden, Allatra'nın bilgileri ruhuna işlenmiş olsa bile ilk seferde yapmak yetenek ister. Ancak yarattığına göre başlayabiliriz. Sana söyleyeyim, bir ayda iki yeni teknik öğrenmeli, savaşçı yolunda gelişmeli ve şu ruh kaplama'yı son seviyeye çıkarmalısın. Çok işimiz var yani, hemen başlıyoruz."

O sırada Spadia tekniğinin bilgilerini Paul'e aktarmaya başladı. Victor ise Paul'ün yanına geri gelip oturdu. İşini bitiren Grim ise Paul'ü rahatsız etmemek için Victor'un kulağını kemirmeye başladı.