128.Bölüm - Açık Arttırma, Karaşafak!

avatar
8674 36

Kara Büyücü - 128.Bölüm - Açık Arttırma, Karaşafak!


Paul açık arttırma salonunun VIP locasındaki kırmızı renkli koltukta otururken Shiwuan ve Sushie de ona eşlik ediyordu. Normalde bu kişilerin her biri birer VIP loca alabilecek kişiler olduğundan tek yerde durmaları garip olsa da diğer kimse bilmediğinden bir sıkıntı çıkmayacaktı.

Krallığın prensesinin bir açık arttırma salonunda olması zaten diğer kişilerin çekilmesini sağlamak için yeterliydi. Ve buna açık arttırma salonunun sahibinin kızı ve başka bir ülkenin en büyük dahisi de eklenince bu grubun seviye olarak diğerlerinden oldukça yüksekte olduğu kesindi.

Paul diğer VIP localarına birer bakış attı. Bir başka VIP locası aynı onlar gibi dışarıdan içeriyi göstermeyen bir perde ile kendini kapatmıştı. Diğerinde ise uzun siyah saçlarını toplamış Paul'le aynı yaşlarda genç bir adam oturuyordu. Genç adamın yeşil gözleri aşağıdaki normal katılımcılara kibirle bakıyordu. Genç adamın hemen yanında uzun beyaz saçlara sahip yaşlı bir kadın duruyordu. Gözleri kapalı gibi duran bu yaşlı kadının etrafa yaydığı aura onun bir Büyükusta Büyücü olduğunu gösteriyordu.

Paul bakışlarını o ikilinin üzerinden çekerken arkasına yaslandı ve açık arttırmanın başlamasını beklemeye başladı. Bir süre sonra, açık arttırma salonunun sahnesine parlak kırmızı bir elbise giymiş, sarı saçlara ve mavi gözlere sahip bir kadın çıktı. Üzerine tam uyan kırmızı elbise vücut kıvrımlarını iyice ortaya çıkarırken görünüşü birçok kişinin ağzını sulandırıyordu.

Paul kadına bir kez bakış attıktan sonra yeniden beklemeye başladı. Onun için açık arttırmaya çıkacak eşyalar daha önemliydi.

Çıkan kadın bir süre etraftakilere baktıktan sonra gözlerini VIP locadakilere çevirdi. İlk iki locanın etrafı perdelerle kapalı olduğu için onları göremese de son locada oturan genç adamı ve yaşlı kadını görünce yüzünde parlak bir gülümseme belirdi.

Paul bu gülümsemeyi fark etse de umursamamaya karar verdi. Açık arttırmadaki kişilerin kimliklerini umursamıyordu. Onun buraya gelmesinin tek nedeni belki ilgisini çekebilecek bir şeyin ortaya çıkabileceğiydi.

Hem, Sushie'nin ailesinin nasıl bir iş çıkardığını da merak ediyordu.

Kadın gözlerini locadan çektikten sonra kalabalığa döndü ve hafif bir reverans yaparak konuştu.

"Öncelikle tüm ziyaretçilerimize hoşgeldin demek istiyorum. Ben Tian Wuia, bugün size eşyaları sunacak olan kişiyim."

Kadın yüzünde parlak bir gülümsemeyle reveransını bitirdiğinde aşağıda oturan her bir erkek istemsizce sahneye biraz daha yaklaşmıştı. Paul ise locada zihninden yakınmakla meşguldü.

-Artık başlamayacak mı? Her saniye zaman kaybediyorum ben burada.-

Kadın sanki Paul'ün sözlerini duymuşcasına gülümserken konuştu.

"O halde, açık arttırmanın ilk ürünüyle başlayalım artık."

Yaşlıca bir adam elinde kırmızı bir örtüyle sarılmış bir eşyayla geldi ve sahnede duran kaideye yerleştirdi.

Yaşlı adam geri çekildikten sonra Tian isimli kadın ilerledi ve kırmızı örtüyü kaldırırken bağırarak konuştu.

"Batı Buzul Dağları'ndan bir Buzdağı Çekirdeği! Başlangıç fiyatı 100 altın! Minimum yükseltme fiyatı 20 altın!"

Aşağıdaki adamların birçoğu hemen teklif vermeye başlarken Paul eşyayı incelemeye başlamıştı. Pürüzsüz bir küre şeklindeki buz mavisi çekirdek etrafa buzul mana dalgaları yayıyordu. Etrafındaki havayı direkt olarak soğuturken sahneye yakın olan insanlara da ürpertici bir his veriyordu.

Ancak, Paul'ün ilgisini çekmeyi başaramamıştı. Paul yeniden geriye yaslanırken eşyanın 1400 altına satıldığını duydu ve diğer eşya için beklemeye başladı.

Çekirdek alıcısına verildikten sonra yaşlı adam bir kez daha kırmızı bir örtüyle örtülmüş eşyayı getirdi ve kaidenin üzerine koyduktan sonra geri çekildi.

Tian bir kez daha kırmızı örtüyü kaldırırken bağırdı.

"Kızıl Kan Yakutu'ndan yapılmış bir kolye, başlangıç fiyatı 150 altın! Minimum yükseltme fiyatı 30 altın!"

Paul arkasına yaslanırken ilgisini çeken bir eşya çıkana kadar beklemeye başladı. Bir süre boyunca eşyalar satılmaya devam ettikten sonra Tian dikdörtgen bir kutuyu kaideye yerleştirdi ve bağırarak kutuyu açtı.

"Demirci Büyükustası Zwalt'ın özel yapım kılıcı, Karaşafak. Karanlık manayla dövülmüş olan bu kılıcın üzerindeki rünler etkinleştirildiğinde kılıç oldukça yüksek bir korozyon etkisi kazanıyor. Kılıcın başlangıç fiyatı, 2000 altın! Minimum yükseltme fiyatı 200 altın!"

Bu sırada, Paul hızla dikleşmiş ve kılıcı incelemeye başlamıştı. Siyah kınından çekilmiş siyah kabzalı kılıç etrafına karanlık bir aura yayıyordu. Gümüş bıçağının üzerinde saf siyah renkte yazılmış rünik yazılar vardı.

Paul aslında kendisi için bir kılıç arıyordu. Her zaman Bin Şeytan Kılıcı'nı kullanmaması gerekiyordu ancak Ejder Dişi kırıldığı için başka bir kılıcı yoktu. Mavi kabzalı büyülü kılıç ise onun savaş gücünü artırmak yerine azaltıyordu.

Kılıcın Paul'ün ilgisini çektiğini gören Sushie onu geriye doğru çekti ve fısıldadı.

"Büyük Kardeş Paul, sen kendini göstermesen daha iyi olur. Bir saniye bekle."

Sushie odadan ayrıldı ve birkaç saniye sonra bir hizmetçiyle geri döndü. Bazı VIP kişiler kendilerini gizlemek için hizmetçiler aracılığıyla teklif veriyordu.

Paul kılıca verilen teklifleri izledi. O anda kılıca verilen son teklif 4000 altındı. Paul tam ağzını açıp teklif yaptıracaktı ki birden tüm salonu dolduran bir ses yükseldi.

"On bin altın!"

Teklifi veren kişi VIP locasında oturan genç adamdan başkası değildi. Yüzünde hafif bir gülümseme olan genç adam çoktan eşyayı almış gibi beklerken yavaşça elindeki şarap kadehinden bir yudum almıştı.

Paul hafifçe kaşlarını çatarken genç adama baktı. Onun kim olduğunu bilmese de tavrı pek hoşuna gitmemişti. Hizmetçiye döndü ve konuştu.

"Yirmi bin altın. Teklifi ver."

Hizmetçi yavaşça başını salladı ve seslice bağırdı.

"Yirmi bin altın!"

Bu ses salonda yankılandığında birçok kişi başını ikinci VIP locasına çevirdi. Üçüncü locada oturan genç adamın yüzü buruşmuştu. Elindeki şarap kadehini bırakırken bir kez daha bağırdı.

"Otuz bin altın!"

Teklifi verdikten hemen sonra ise gözlerini Paul'ün bulunduğu locaya çevirdi ve konuştu.

"İkinci locada bulunan arkadaşım, ben Arthur Thian. Göksel Rüzgar Akademisi'nin büyü bölümünün öğrenci başkanı olarak bana biraz yüz vermeni istiyorum."

Bu sözleri söylerken yüzünde yeniden kibirli bir gülümseme oluşmuştu. Aynı zamanda, aşağıda bekleyen açık arttırmanın katılımcıları yavaşça yutkunmuştu.

Göksel Rüzgar Akademisi'nin Büyü bölümü Telan'daki en güçlü büyücüleri eğiten alandı. Ülkeye bağlı en güçlü büyücüler orada eğitilirdi ve bu çocuk o bölümün öğrenci başkanıydı! Bunun için ne kadar büyük bir dahi olmak gerektiğini hepsi bildiğinden yüzleri saygılı bir ifadeye bürünmüştü.

Onların aksine, Paul kaşlarını çatmıştı. Onun önünde kendi kimliklerini kullanarak böbürlenen kişileri hiç sevmiyordu. Güçlerine değilde pozisyonlarına güvenen bu kişiler onu en çok sinir eden şeylerden biriydi.

Bu sırada, Shiwuan onun kulağına fısıldadı.

"Arthur yalnızca Göksel Rüzgar Akademisinde yüksek bir pozisyona sahip değil. Aynı zamanda arkasında akademinin üçüncü büyüğü Shilian Thian da var. Yanındaki o yaşlı kadın okulun üçüncü büyüğü işte."

Paul için bu fazla önemli değildi. O kadının büyükusta seviyesinde olduğunu zaten fark etmişti. Eğer Grim'le beraber savaşırsa onu kolayca yenebilirdi. Hatta sadece Grim bile onu yenebilirdi.

Arthur isimli adama bir bakış daha attıktan sonra hizmetçiye döndü ve konuştu.

"Kırk bin."

Hizmetçi anında başını salladı ve bağırdı.

"Kırk bin altın!"

Bir teklif daha geldiğini gören Arthur'un yüzü tamamen buruştu. Yanındaki yaşlı kadın gözlerini yavaşça aralayarak Paul'ün bulunduğu locaya bakmaya başladı.

Arthur kızarmış yüzüyle bağırdı.

"Elli bin altın! Bana yüz vermemeyi kendin seçtin yani sana yüz vermemi bekleme!"

Paul'ün kaşları çatılırken kalbi hızla atmaya başlamıştı. Locanın perdelerini hızla açarken aurasını saran duvarı parçaladı ve bağırdı.

"Senin gibi yüzsüz birinin bana yüz vermesini beklemiyorum! Elli bin iki yüz altın!"

Ölümün soğukluğuna sahip asil aura tüm salonu doldururken genç adamın göz bebekleri hızla küçüldü. Yanındaki beyaz saçlı yaşlı kadın gözlerini tamamen açarken yutkundu.

Bu sırada, aşağıdaki katılımcılardan biri gür bir sesle bağırdı.

"Kara Büyücü!"

Bu bağırıştan sonra, katılanların arasında fısıltılar başladı.

"Gerçekten de Kara Büyücü mü?"

"Görünüşü uyuyor ve yaydığı auraya bakarsak..."

"Hey, yanındaki ilk prenses değil mi?"

Bunu fark eden diğer katılımcılar bir kez daha yutkundu. Çünkü ikinci locada yalnızca Kara Büyücü'nün değil aynı zamanda krallığın ilk prensesi Shiwuan Telan da bulunuyordu. Bunların yanında, Altın Okyanus Sarayı'nın sahibinin kızı da hemen yanındaydı!

Bunları fark eden Arthur yavaşça yutkundu ve içindeki öfkeyi bastırmaya çalıştı. Ancak bu oldukça zordu.

Çünkü Paul'ün az önceki sözleri tüm katılanlar tarafından duyulmuştu ve geri çekilmesi 'yüzsüz' olduğunu kabul ettiği anlamına gelecekti. Aynı zamanda, Paul parayı minimum değerde yükseltip ona karşı çıkamayacağını göstermişti.

Kalbinde yükselen öfkeyi bastırmakta o kadar zorlanıyordu ki alnında damarlar belirmişti. Tüm yüzü kırmızı bir hale gelmişti ancak karşısındaki kişinin kimliğini de biliyordu.

Kara Büyücü, Telan Krallığından en az iki kat daha güçlü olan Valheia İmparatorluğunda bile tanınan bir dahiydi. Onun gibi yalnızca birazcık yüksek bir yeteneğe sahip birisi değildi. Hem arkasında Sisli Gök Akademisi'nin Yüce Atası bulunuyordu yani aralarındaki statü farkı oldukça yüksekti.

Ayrıca, krallığın ilk prensesi hemen onun yanında oturuyordu. Arthur Sushie'yi önemsemese bile prensesin varlığını görmezden gelemezdi.

O yerine yavaşça otururken yanındaki yaşlı kadının konuşması salonda yayıldı.

"Madem Kara Büyücü bu kılıcı istiyor, o halde daha fazla onun için yarışmayacağız."

Yaşlı kadın bağırmamış olsa bile sesini salondaki herkes duymuştu. Paul yaşlı kadının konuşmasını duyduktan sonra aurasını geri çekti ve yeniden aurasını kapladı. Ardından yavaşça yerine oturdu.

Bu sırada iki tarafın kapışması yüzünden hafifçe sersemlemiş olan Tian hızlıca başını salladı ve bağırdı.

"O halde, son fiyat Elli bin iki yüz altın! Başka bir teklif?"

Birçok katılımcı garip bakışlarla Tian'a baktı. Elli bin altın zaten bir kılıç için astronomik bir fiyattı. Üstüne, bir teklif daha vermek Kara Büyücü'yü kızdırabilirdi. Böyle bir durumda kim teklif verirdi ki?

Tian da bu bakışları fark etmiş ve bağırarak açıklamıştı.

"Elli iki bin iki yüz altına Kara Büyücü'ye satıldı!"

Paul yerine otururken bakışlarını Arthur'dan çekmişti. Yeniden ilgisini çeken bir şeyin olup olamayacağını merak ediyordu.

Açık arttırma bitene kadar ilgisini çekebilen bir şey daha ortaya çıkmadı. Açık arttırma bittikten hemen sonra ise Shiwuan ve Sushie ile birlikte Kraliyet Sarayı'na doğru gitmeye başladı.

O ayrılırken, Arthur'un onun arkasından baktığının farkında değildi. Arthur'un yanındaki yaşlı kadın, Shilian Thian, kaşlarını çatarken konuştu.

"Onu sinirlendirmemelisin Arthur. Onun seviyesi şu anda ulaşabileceğin bir yerde değil."

"Biliyorum."

Arthur öfkeden titreyen sesiyle bunları söylerken gözlerini Paul'ün gittiği yerden çekmemişti. Shilian yavaşça iç çektikten sonra konuştu.

"Ben önden akademiye gideceğim. Bu olayın kalbini etkilemesine izin verme."

Arthur yavaşça başını sallarken Shilian gözden kayboldu. Bu sırada, siyah bir pelerin giymiş bir adam yavaşça Arthur'a yaklaşırken soğukça kıkırdıyordu. Arthur adama döndüğünde siyah pelerinli adam kıkırdamayı kesti ve konuşmaya başladı.

"Beni dinlediğin ve beklediğin için teşekkür ederim."

Arthur kaşlarını çatarken konuştu.

"Fazla konuşma. Bana Kara Büyücü'ye zarar vermenin bir yolu olduğunu söyledin. Bu yol nedir?"

Karşısındaki siyah pelerin adam, açık arttırmanın sonlarına doğru ona sesini göndermiş olan 1.VIP odasında oturan kişiydi. Ona Kara Büyücü'ye zarar verebileceğini söylediği için fikirlerini dinlemeyi düşünmüştü.

Siyah pelerinli adam yavaşça siyah pelerinini indirip parlak yeşil gözlerini ve saçlarını ortaya çıkarırken hafifçe gülümsedi.

"Herkesin zayıf noktaları vardır. Bunları kullanabilen kişiler düşmanlarını kolayca yenebilirler. Bu konuda uzman birisi olarak ortak düşmanımıza karşı dövüşürken bana yardım etmeni isteyeceğim."

Sisli Gök Akademisinden gelen Shijin, hafifçe reverans yaparken konuşmuştu.

--------------------

[YN]: Dün gelen bi yorum ilgimi çekti aslında. Böyle günde bir olarak atmaya devam mı etmeliyim yoksa haftada bir gün beş bölüm mü atmalıyım? Siz seçin bakem: https://goo.gl/forms/n3lI9BZfkKdyDdyo1






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr