129.Bölüm - Mühürlenmiş Çubuklar

avatar
8564 34

Kara Büyücü - 129.Bölüm - Mühürlenmiş Çubuklar


Paul Sushie ve Shiwuan devasa saray duvarlarına yaklaşırken Paul hâlâ elindeki kılıcı inceliyordu. Yol boyunca yalnızca görev hakkında birkaç bilgi almış ve geri kalanını kılıcı incelemeye ayırmıştı.

Saf siyah rünlere sahip kılıcın içindeki karanlık manayı zaten hissedebiliyordu. Ancak kılıcın gücünden tam olarak emin olmadığı için rünleri denemek istemişti. Elbette, kılıcı şehir içinde rastgele kullanamayacağı için görevinin başlamasını beklemeliydi.

Saray duvarlarının kapılarına vardıklarında yavaşça kılıcı belinde asılı duran siyah kına koydu. Üçlü saray duvarlarına yaklaşırken kapılardaki korumalar saygılı bir şekilde selam verdi.

Korumalar Kara Büyücü'nün şehre girdiğini çoktan öğrenmişlerdi. Bu yüzden Paul'ü incelemeye bile çalışmamışlardı.

Paul sarayın koridorlarında ilerlerken Shiwuan'a sordu.

"Tam olarak kaç kişiyi korumam gerekiyor? Ve korumam gereken kişilerin bilgilerini önceden alabilir miyim?"

Shiwuan yavaşça başını sallarken konuştu.

"Sushie ve benim dışımda üç kişi daha var. Onları bugün çağırırım ve onlarla tanışırsın. Yarın da hemen ormana doğru yola çıkarız. Ama önce babama haber vermemiz gerekiyor."

Paul başını salladı. Bu sırada üçlü çoktan devasa bir kapının önüne gelmişlerdi.

Shiwuan'ın başını sallamasıyla korumalardan biri bir çarkı çevirerek kapıyı açtı. Devasa kapı yavaş yavaş açılırken içerideki ışıltılı taht odasını belli ediyordu.

Üçlü içeriye doğru ilerlerken Paul büyük, altın işlemeli kırmızı bir tahtta oturan bir figürü fark etti. Bu adamın sarı saçları beyazlamaya başlamıştı. Siyah gözleri üçlüye döndüğünde yüzünde bir gülümseme belirdi.

Bu sırada Shiwuan ve Sushie tek dizlerinin üzerlerine çökerek konuştular.

"Kral Hazretlerini selamlarım."(2x)

Paul dizinin üzerine çökmek yerine yavaşça eğildi ve bir elini karnına koyarken konuştu.

"Kral Hazretlerini selamlarım."

Kral bu durumdan rahatsız olmuş gibi görünmüyordu. Gür sayılabilecek sesiyle konuştu.

"Kalkın."

Shiwuan ve Sushie yerden kalkarken Paul de yeniden dik bir pozisyona geçti. Bu sırada Kral Paul'e bakarken güldü ve konuşmaya başladı.

"Sisli Gök Akademisi'ne bir istek gönderdiğimde Kara Büyücü'nün geleceğini nasıl bilebilirdim ki? Bu benim için harika bir sürpriz. Ünlü Kara Büyücü'yle tanışmak benim için onurdur."

Kral gerçekten de mutlu gibi görünüyordu. Paul yavaşça eğilerek cevap verdi.

"Sizinle tanışmak benim için onurdur majesteleri."

Kral yavaşça elini sallarken konuştu.

"Önümde eğilmene gerek yok genç adam. Ben yalnızca yaşlanmaya başlamış bir adamım. Senin gibi genç neslin bir dahisinin önümde eğilmesini istemiyorum."

Paul yeniden dikleşirken Kral'dan yayılan aurayı fark etti. Kral büyükusta derecesinde bir savaşçı gibi görünüyordu.

Bu sırada, Kral yeniden konuştu.

"Kızımı koruyacak kişinin sen olacağını öğrendiğimde gerçekten de rahatladım. Aslında bu orman işi için endişeliydim ama artık rahatlayabilirmişim gibi görünüyor. Bugün burada kal, yarın da göreve gidersiniz. Lütfen en fazla bir ay sürmesi gerektiğini unutma. Daha fazla kalırlarsa ne olursa olsun endişelenirim çünkü."

Paul yavaşça başını sallarken konuştu.

"Bana güvenebilirsiniz efendim."

Kral yüzüne büyük bir gülümseme takınırken konuştu.

"Bunu duymak güzel. Şimdi..."

Kral bir hizmetçiyi çağırdı ve Paul'ü odasına götürmesini istedi. Koruma görevine gelecek kişi için çoktan bir odayı hazırlatmışa benziyordu.

Paul odasına giderken Sushie saraydan ayrıldı. Shiwuan ise diğer üç kişiyi çağırmak için ayrıldı.

Paul odasına vardığında hizmetçi onu yalnız bıraktı. Paul odayı biraz inceledi.

Odanın içinde beyaz örtülü büyük bir yatak vardı. Yatağın hemen yanında ufak bir dolap ve yatağın karşısında bir kahve masası bulunuyordu. Kahve masasının yanında bir koltuk ve koltuğun yanında ise bir kitaplık vardı.

Derin bir nefes verirken yatağın üzerine geçti ve oturdu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

O anda eğitime başlasaydı Shiwuan diğerlerini getirdiğinde eğitimini yarıda kesmek zorunda kalacaktı ki bu onun için büyük bir kayıptı. Ancak orada boş boş beklemek de istemiyordu.

Boyutunda yavaşça göz gezdirdi ve yapacak bir şeyler aradı. En sonunda, yarışmada aldığı ve Sushie'nin hediye olarak yolladığı iki siyah metal çubuğu buldu. Araf Siyahmetalinden dövülmüş bu çubuklar içlerinde komplike bir biçimde mühürlenmiş karanlık mana taşıyordu.

Paul bu iki çubuğu dışarıya çıkardı ve incelemeye başladı. Üzerindeki yazıtlar dışında tamamen aynı görünen bu çubukların ne işe yaradığını öğrenmek boş zamanını harcayabileceği bir şey gibiydi.

Önce üzerindeki yazıtları inceledi. İlk çubuğun üzerinde kendisinin bilmediği bir dilde yazılmış rünik harfler vardı. Ancak bu harfleri incelemeye çalıştığında başına giren ağrı dilin oldukça eski ve güçlü bir rünik dil olduğunu belirtiyordu.

Bu sırada bir şeyi fark etti. Çubuğun en tepesinde ve en altında birer sembol bulunuyordu. Semboller, bir yuvarlağın içindeki kare şekli ve bu karenin tam ortasında duran bir artı şeklinden oluşuyordu.

Diğer çubukta da aynı şeklin olduğunu görünce bu şeklin anlamını merak etmeye başladı. Bu sırada bir şeyi fark etti.

Abyss'ten çıktığından beri üzerinde çalışmadığı veya deneme yapmadığı bir teknik vardı: Sembolizm!

Bu teknik, rünik dillerle aynı işe yarıyor gibi görünüyordu. Ancak kullanırken karanlık mana gerektirdiğinden Büyücü seviyesindeyken kullanması kolay değildi.

Artık Usta seviye bir büyücüydü ve mana kapasitesi katlarca artmıştı. Aynı zamanda anka soyu da uyandığı için oldukça fazla karanlık manaya sahipti yani kolayca bu tekniğe çalışabilirdi. Ancak o anda, önündeki sembolün ne olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.

Bir süre zihninde araştırdı ve sayısız sembolü inceledi. En sonunda aynı sembolü gördüğünde yavaşça anlamlarını okudu.

"Kilit, Mühür, Yasak..."

Bunun gibi birkaç anlama daha sahip olan sembol genelde güçlü varlıkları veya şeyleri mühürlemek için kullanılıyordu. Ancak bu keşif Paul'ü aydınlatmak yerine kafasını karıştırmıştı.

Araf Siyahmetali, mühürleme gücüyle bilinen bir metal olduğundan içindeki karanlık manayı mühürlemesi oldukça kolaydı. Hatta onlarca katını da mühürleyebilecek bir güçteydi. Bu yüzden Paul çubuktaki yazıtların ve sembolün bir şeyi anlattığını düşünmüştü. Araf Siyahmetali'nin üzerine bir mühür katmanı daha koyduklarını aklına getirmemişti.

Belki de, üzerindeki yazıtlar da bir mühürdü.

Başını hızlıca sallarken bu düşünceyi aklından çıkardı. Veya, çıkarmaya çalıştı. Çünkü biliyordu ki Araf Siyahmetali'nin üzerine yazılmış mühür sembol ve yazıtlarına sahip bir şeye mühürlenecek şey yalnızca karanlık mana olamazdı. Böyle bir şeyin gücü onun Bin Şeytan Kılıcı'nı bile aşıyor olurdu.

Yavaşça yutkunurken gözlerini kapadı ve iki eliyle de birer çubuğu kavradı. İçlerindeki karanlık manayı incelemeye başladı.

Karanlık mananın derinlerine girmeye çalıştığında ruhu sarsıldığından bunu yapmaktan vazgeçti ve karanlık manayı dıştan incelemeye karar verdi.

Ve bunu yaparken de bir şeyi keşfetti. İki çubuğunda tam ortalarında karanlık mananın olmadığı bir bölge duruyordu. Tam küp şeklinde olan bu bölge ikisinde de aynı boyuttaydı.

O bu bölgeleri daha dikkatli incelemeye çalışırken birden kapısı tıklatıldı. İki çubuğu hızla boyutuna atan Paul yavaşça seslendi.

"Gel."

Kapı yavaşça açıldıktan sonra Shiwuan yavaşça kafasını uzattı ve konuştu.

"Diğer üçü tanışmak için buradalar. Umarım rahatsız etmemişimdir."

Küçük kız Paul'ün yatağın üzerinde bağdaş kurmuş bir şekilde oturduğunu görünce eğitimini bölmüş olmaktan korkmuştu. Kara Büyücü gibi genç bir dahinin eğitimini bölmeyi istemezdi.

Paul nazikçe başını sallarken yataktan kaltı ve kapıya ilerlerken konuştu.

"Haydi gidelim."

--------------------

[YN]: Önceden attığım bilgilendirmeler yerine direkt olarak sorunuz varsa yazıverin aşağıya. Ordan cevaplarım öyle daha kolay :D






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44307 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr