Paul o gece aklını tamamen Sembolizme yormuştu. Onlarca sembolün işlevlerini ve güçlerini ezberledikten sonra bu sembollerin birleştirilerek komplike mühürler olarak kullanılabileceğini de fark etmişti.
Bu teknik ile rünik diller arasındaki en büyük fark Sembolizm için temel bir karanlık mana ihtiyacı vardı. Sembol karanlık manayla çizildikten sonra içine gereken enerji aktarılıyordu ve özellik kazandırılıyordu. Kaç kere kullanılabildiği ise sembolün türüne göre değişiyordu.
Paul'deki bir çift çubuğun üzerindeki mühür sembolleri yüksek seviye sembollerdi ancak yalnızca bir kez mühürleyebiliyorlardı. Sembole belirli bir açma yolu konulmadığı sürece kırılması neredeyse imkansızdı.
Paul bunu fark ettiğinde bu çubukların mühürlerini kırmak için bir yol düşünmeye başlasa da herhangi bir yol bulamamıştı. Belki de gerçekten de sonsuza kadar mühürlü kalınması için yapılmıştı bu çubuklar.
Ancak yine de araştırmaya devam etmiş ve bu sırada birkaç sembol çizmişti. Farklı özelliklere sahip sembolleri denerken bir yandan da karanlık mana kontrolünü artırabiliyordu. Bu yüzden bu tekniğe çalışmak onun için iyi bir seçenekti.
Zamanı düşünmeden çalışmaya devam ettiğinden o daha fark bile etmeden önce öğlen olmuş, güneş tam tepeye çıkmıştı. Üzerine tüm vücudunu saran sağlam bir deri zırh geçirmiş ve uzun sarı saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamış olan Shiwuan hızlı adımlarla Paul'ün odasının kapısına yaklaştı.
Elini uzatarak kapıyı iki kez tıklattıktan sonra ise kapı birden açıldı.
Odanın içinden çıkan Paul uzun siyah saçlarını arkadan toplamıştı. Siyah kınında duran Karaşafak belinde asılı duruyordu. Tüm gece çalışmış olmasına rağmen yorulmuş gibi görünmüyordu. Omzundaki Grim ise oraya oturmuştu ve etrafındaki hiçbir şey umrunda değilmişcesine davranıyordu.
Gözlerini yavaşça Shiwuan'a çevirirken sordu.
"Göreve gitme zamanı geldi mi?"
Shiwuan yavaşça başını sallarken yeşil gözlerinde belirgin bir heyecan ışıltısı vardı. Göreve birlikte çıkacağı kişiler arkadaşları olarak tanıdığı kişilerdi ve onları koruyacak kişiyse hayran olduğu bir büyücüydü. Küçüklüğünden beri bir prenses olduğu için özenle korunan bu küçük kız için bu görev oldukça heyecan vericiydi.
Paul Shiwuan'la beraber sarayın çıkışına geldiğinde orada bekleyen siyah renkli bir çift ata bağlanmış siyah-sarı at arabasını ve at arabasının önünde bekleyen dört kişiyi gördü.
İlk gözüne takılan kişi Sushie'ydi. Sarı saçlarını arkadan toplamış olan Sushie üzerinde beyaz renkli hafif bir deri zırh giymişti. Deri zırhın köşelerindeki işlemelerden zırhın büyülü bir eşya olduğu anlaşılıyordu. Ufak figürü bu deri zırhın içinde oldukça garip görünse de yüzünde parlak bir gülümseme vardı. O da görev için epey heyecanlı gibiydi.
Onun yanındaki Jasmine uzun mavi saçlarını salık bırakmıştı. Üzerindeki mavi elbise fazla uzun veya fırfırlı değildi ve savaşa uygun gözüküyordu ancak bu ona farklı bir çekicilik katıyordu. Belinde oldukça dolu görünen bir tılsım kabı vardı. Görünüşe göre önlemlerini almıştı.
Jasmine'in hemen yanındaki Orlon üzerine gümüş renkli bir gömlek ve siyah bir pantolon geçirmişti. Oldukça heyecanlı görünen ufak çocuğun belinde parlak yeşil kabzalı bir bıçağın sapı görünüyordu. Bıçağın yalnızca sapı göründüğünden başkaları anlayamasa da Paul bıçağın içinden yayılan rüzgar manasını hissetmişti. Bu bıçak başka bir büyülü eşyaydı.
Orlon'un yanında ise ifadesiz bir yüz takınan Auden duruyordu. Üzerine beyaz bir gömlek ve kahverengi pantolon geçirmiş olan Auden diğerleri gibi güzel görünen bir kıyafet giymemiş olsa da Paul onun bileğindeki siyah bileklikten yayılan karanlık manayı, belindeki kılıçtan yayılan rüzgar manasını ve gömleğinin içine giymiş olduğu iç zırhtan yayılan koruyucu toprak manasını hissedebiliyordu.
Onun eşyaları gösterişli olmasalar bile diğer dördünün eşyalarından güçlülerdi.
Elbette, Paul Shiwuan'dan da bir büyülü eşyanın aurasını hissetmişti. Ve bu büyülü eşya şaşırtıcı bir şekilde ışık manası taşıyordu!
Işık manasının doğal oluşumu karanlık mananınkinden bile nadirdi. Çünkü bir savaş alanı veya güçlü bir varlığın cesedi kolayca karanlık mana oluşturabilirken ışık manası için bölgenin karmik düzeninin uzunca bir süre bozulmaması ve iyi olarak kalması gerekiyordu. En azından, o bölgede herhangi bir kötülük yapılmamalıydı ki bölge saflığını koruyabilsin.
Ancak böyle bir şekilde doğal ışık manası oluşurdu veya bazı özel doğal materyaller doğal ışık manasını oluştururdu. Bunun dışında, elbette ışık manasını üretebilen büyücüler de böyle eşyalar yaratabilirdi ancak Paul kendisinden başka böyle birini hiç duymamıştı.
Bildiği bir şey vardı ki, Shiwuan'ın yanında taşıdığı hazine ne olursa olsun hayat kurtarıcı bir hazineydi. Çünkü onu hissedebilmesine rağmen aslında aurasının gizlendiğini anlayabiliyordu ve onun hissetmesinin tek sebebi ışık manasını kullanabiliyor olmasıydı.
Aynı zamanda, Shiwuan onu dışarıdan gözükmeyecek bir şekide saklamıştı ve Paul de ne olduğunu göremiyordu. Ancak Paul bu konuyu umursamadı. Sonuçta, başka birisinin eşyasını göstermesi için zorlayacak veya yalvaracak birisi değildi. Hem kendisinin koruyacağı kişide böyle bir eşya olması onun da işini kolaylaştırırdı.
Paul ve Shiwuan'ın da varışıyla altı kişi at arabasına bindiler. At arabası oldukça genişti ve altı kişi binmelerine rağmen birkaç kişiyi daha sığdıracak yerleri vardı.
Paul oturduğu yerden bir süre daha etrafındakilere baktı. Kendisinin sağ tarafında Shiwuan ve sol tarafında Sushie vardı. At arabası geniş olmasına rağmen Sushie onun sol koluna sarılıyor, Shiwuan ise hafifçe kızarmış bir yüzle sağ yanında duruyordu.
Karşılarında ise Jasmine ve onunla konuşan Orlon duruyordu. Auden ise gözlerini kapayıp at arabasının kenarına yaslanmıştı ve uyuyor gibi görünüyordu.
Paul yavaşça iç çekerken Shiwuan'a döndü ve konuştu.
"At arabasıyla nereye kadar gideceğiz?"
Shiwuan başını kaldırıp yavaşça konuştu.
"Ormana girebileceğimiz güvenli bir yere kadar at arabasıyla ilerleyeceğiz. Daha sonra ise bir ay boyunca ormanda kamp kurarak ilerleyeceğiz."
Paul etrafındakilerin üzerinde göz gezdirdi. Biliyordu ki, Zirve Seviye Büyücü olan Jasmine'in dışında diğer dördü Mana Tüketimi'ni kullanamıyordu. Mana Tüketimi için minimum şart Orta Seviye Büyücü olmaktı ancak Sushie ve Orlon yalnızca Düşük Seviyelerdi, Shiwuan Ruh gücünde ustalaşıyordu ve Auden bir savaşçıydı.
Bir savaşçı olan Auden'in dayanıklılığıyla bile bir ay hiç uyumadan devam etmesi imkansızdı. Bu yüzden geceleri nöbette Mana Tüketimi'ni kullanabilen kendisi ve Jasmine kalacaktı.
Aynı zamanda gruba yiyecek sağlaması da gerekecekti. Ormandaki canavarları avlayabileceğinden bu konuda içi rahattı.
Ayrıca avladığı canavarların çekirdeklerini kendisine saklayabilirdi. Canavar çekirdeklerini kendini geliştirmek için kullandığında fazla etkisi olmasa da onların içindeki enerjiyle güçlü haplar yapabilirdi. Bu yüzden bu görev onun için iyi bir avlanma fırsatıydı.
Hem savaşırken kılıç tekniklerinin diğer seviyelerini de çalışabilir ve tekniklerini geliştirebilirdi. [Cennetkesen] ve [Yargı Işığı] tekniklerini geliştirmek konusunda kendisine tam olarak güvenmese de [Şafakkesen] tekniğini yükseltebileceğini düşünüyordu.
Bu sırada, omzunda oturan Grim birden onun kulağını ısırdığında düşüncelerinden ayrıldı. Yavaşça Grim'i kucağına alarak karnını okşamaya başladı.
Aynı zamanda, at arabası çoktan Göksel Rüzgar Şehri'nin kapısından ayrılmıştı. Ve iki kişi şehir duvarlarının üzerinden ilerleyen at arabasını izliyordu.
Bunlardan birisi açık arttırmadaki genç adam olan Arthur'du. Gözleri kısılıydı ve içlerinde hafif bir kurnazlık vardı.
Onun hemen yanında ise yeniden siyah pelerinini giymiş olan Shijin duruyordu. Pelerini yüzünü kapadığından düşünceleri belli olmasa da ondan yayılan keskin aura onun da bir şeyleri beklediğini belirtiyordu.
Bu sırada, Shijin yavaşça Arthur'a döndü ve konuştu.
"Onlarla konuşurken özellikle söyledin değil mi? Prenses hariç diğerlerinin hayatları önemli değil ancak Prenses'i de yaralamalarında da sakınca yok. Ölmemesi yeterli."
Arthur başını sallarken konuştu.
"Söyledim. Direkt olarak Sushie Newelt'i veya Orlon Yuna'yı hedef alacaklar. Jasmine Yuna, Auden Alvial ve İlk Prenses ikinci seçenek olan hedefler. Ve Kara Büyücü onlara saldırma girişiminde bulunursa hemen geri çekilip saldırmak için bir fırsat bekleyecekler."
Shijin başını sallarken kendi kendine mırıldandı.
"Ben de katılsam iyi olacak. Sana zarar veremesem de itibarına verebilirim. Tek yapmam gereken koruduğun kişileri öldürmek, değil mi Kıdemli?"
Orada, pelerininin sakladığı yüzünde zehirli bir sırıtış belirirken yavaşça duvardan aşağıya inen merdivenlere yöneldi.
--------------------
[YN]: Mana Tüketimi'ni önceki bölümlerde tam olarak açıklamamışım. Basit olsa da oldukça op bir teknik aslında. Kısaca, bedenin ihtiyaçlarını (Yemek, Su, Uyku vb.) manayı tüketerek karşılayan bir teknik. Yani bunu kullanan birisi tüm manasını bitirmediği sürece istediği kadar yemek yemeden, su içmeden, uyumadan vb. kalabilir.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..