133.Bölüm - Ormana Girmek

avatar
8634 35

Kara Büyücü - 133.Bölüm - Ormana Girmek


Siyah-sarı at arabası ağaçlarla kaplı ormana girilebilecek bir yere geldiğinde durdu ve içinden altı kişi indi.

Sushie, Shiwuan, Auden, Jasmine ve Orlon ormana heyecanlı gözlerle bakarken Paul kollarını esnetiyordu. Daha önce birçok kez ormanda avlandığından o kadar heyecanlı değildi.

At arabası onlardan uzaklaşırken Paul omzundaki Grim'i yere koydu ve bir şeyler mırıldandı. Hemen ardından Grim birden ormanın içine daldı.

Uzak mesafeden de olsa Grim'i hissedebildiği için Paul onu istediği gibi takip edebilirdi ve Grim etraftaki şeyleri keşfetmekte ondan daha iyiydi. Paul grubu korurken Grim onun için ormanı arayabilirdi.

Bu sırada, grup çoktan ormanın içine girmiş ve dolaşmaya başlamıştı. Jasmine oldukça dikkatli bir biçimde yürüyor ve etrafını iyice kontrol ediyordu. Aynı zamanda da heyecanlı görünen Orlon'un yanlış bir şeyler yapmaması için onu tutuyordu.

Auden belindeki kılıcını çoktan çekmişti ve oldukça temkinli gibi görünüyordu. Sushie ve Shiwuan ise Paul'ün hemen arkasından birbirleriyle sohbet ederek yürüyorlardı. İki kız gruptaki en düşük savaş gücüne sahip olmalarına rağmen Paul orada olduğundan herhangi bir korku hissetmiyorlardı.

Paul etrafına bakınırken ne yapacağını bilmiyordu. Etrafındakilerin farklı amaçları olduğundan belirli bir şeyi aramaları zordu. Hem gelme amaçları genellikle tecrübe kazanmaktı.

Gözlerini Auden'a çevirdi ve daha sonra yeniden önüne bakarken konuştu.

"Yapmamız gereken ilk şey Kara Kızıl Aslan bulmak olmalı. Zaten kolay kolay bulamayacağımız için ararken birçok şeyle karşılaşabiliriz. C seviyeli yaratıkları deneyim kazanmanız için size bırakacağım. B seviyeli yaratıklarda yalnızca Auden ve Jasmine bana yardım edecek. Eğer bir Kara Kızıl Aslan'la karşılaşırsak yalnızca Auden ve ben savaşacağız. Diğer A seviye canavarları ise bana bırakın."

Karşı çıkan kimse olmadı. Paul'ün dedikleri mantıklıydı ve buraya tam olarak belirli bir şey için gelen tek kişi Auden'di.

Grup ormanın içine ilerledikçe grup birbirine daha yakın durmaya başlamıştı. Özellikle Sushie ve Shiwuan iyice Paul'e yaklaşmışlardı.

Paul de ruh gücünü tamamen salmış ve etraflarını araştırmaya başlamıştı. Ruhsal gücünü geliştiren Shiwuan bu ruhsal gücün çoktan Usta Seviyeye geçtiğini fark ettiğinde gözleri parlamıştı.

Büyücüler için kaynak ve Savaşçılar için kavrayış neyse Ruhsal Güç Gelişimcileri için de baskı oydu. Kendinden yüksek seviyeli bir ruha sahip birinin baskısı gelişimini artırmana oldukça yardım edebilirdi. Bir ay boyunca Paul'den yardım alabilirse bu onun için harika bir şans olurdu.

Bu sırada, Paul birden durdu. Kısılmış gözleri hemen önüne dönükken yavaşça elini belindeki kılıca attı.

"Önümüzde bir şey var."

Auden kılıcını sıkıca kavrarken Jasmine de Orlon'u arkasına almış ve bir elini belindeki tılsım kabına atmıştı. Paul belindeki Karaşafak'ı çekerken gözleri daha rahat bir hal almıştı. Çünkü onlara yaklaşan şey görüşlerine girdiğinde onun ne olduğunu anlamıştı.

Bu büyülü canavar, bir çift gümüş renkli boynuza sahip siyah renkli bir öküzdü. Gözlerinin beyazı veya gözbebekleri olmayan bu öküzün gözleri tamamen kırmızı renktelerdi ve iki mücevher gibi görünüyorlardı.

Paul yarı çekilmiş kılıcını kınına geri sokarken konuştu.

"C seviyeli Toprak Canavarı Deli Öküz. Fiziksel gücünün yüksekliği ve boynuzlarının sağlamlığı dışında tehlikeli olmaması lazım. Size bırakıyorum."

Auden canavarın güç seviyesini öğrendiğinde biraz rahatladı. B seviyesine ulaşmamış bir canavar onun için fazla tehlikeli değildi.

Jasmine endişeli gözlerini öne çıkmış olan Orlon'a dikmişti. Orlon belindeki bıçağı çekmişti ve yavaş adımlarla Deli Öküz'e doğru ilerliyordu. Çocuğun gözlerinde belirgin heyecan parıltıları vardı.

Sushie Paul'ün önüne geçip ilerlemesine rağmen kendinden fazla emin gibi görünmüyordu. Bu ilk kez bir büyülü canavarla karşı karşıya gelişiydi ve kendinden tam olarak emin değildi. Savaş gücü fazla güçlü olmadığından bir yardımı olmayacağını biliyordu ama geride kalmak istemiyordu.

Shiwuan Paul'ün arkasından ayrılmamıştı. Ruhsal gücünü geliştiren birisi olarak Büyükusta seviyesine kadar birebir savaşa katılamazdı.

Orlon yavaş adımlarla öküze yaklaşırken birden öküz sağ ön ayağını kaldırdı ve hızla yere vurdu. Toprakta ezilmiş ufak bir yer çıkarken öküz derin bir nefes verdi ve Orlon'a doğru koşmaya başladı.

Öküzün ona doğru koştuğunu fark eden Orlon anlık şaşkınlığıyla etrafında on kadar rüzgar bıçağı oluşturdu ve öküze doğru fırlattı. Aynı zamanda Sushie de rüzgar bıçaklarını öküze fırlatıyordu.

Ancak bıçaklar öküzün siyah derisinde bir iz bile bırakamamış ve öküzü yavaşlatamamıştı. Daha Düşük Seviye Büyücü olan bu ikisinin güçleri yeterince yüksek değildi.

Öküzün Orlon'a iyice yaklaştığını fark eden Jasmine ve Auden bir hareket yapmak için hazırlanırken birden Paul yavaşça iç çekti ve sağ elini öküze doğru kaldırdı.

"Yokoluşun Fırtınası."

Elinden fırlayan onlarca keskin rüzgar dalgası bir hortum oluşturarak öküze doğru ilerledi. Paul Auden'le olan savaşındaki gibi kendisini tutmadığından hortum öküzle temasa geçtiği anda öküzün tüm vücudu parçalanmaya başladı.

Hortum ortadan kaybolduğunda, öküzün vücut parçaları etrafa dağılmıştı. Kemiklere bağlı bazı et parçaları hâlâ düzgün dururken başı parçalanmıştı. Parlak gözlerinden birisi ikiye bölünmüşken bir diğeri hâlâ sağlam görünüyordu. Boynuzları uçarak ağaçlara saplanmışlardı.

Gruptaki herkes bir parçalanmış cesede bir Paul'e bakıyordu. Paul'ün güçlü olduğunu biliyor olsalar bile böyle bir güç inanılmazdı.

Auden o saldırıyı tanımış ve son seferde Paul'ün onu kolayca öldürebileceğini fark etmişti. Gözlerinde kararlı bir bakış belirirken kılcının kabzasını daha sıkı bir biçimde kavramıştı.

Bu sırada Paul onların üzerinde göz gezdirdi. Daha sonra ise yavaşça ilerledi ve boğanın çekirdeğini alıp boyutuna attıktan sonra konuştu.

"Deli Öküz'ün boynuzları silahlar için iyi bir materyal olmanın yanısıra toz haline getirildiklerinde bazı güçlendirici haplarda da kullanılabilir. Aynı zamanda gözü de iksir yapımında kullanılabilir."

Konuştuktan hemen sonra bir ağaca yaslanarak oturdu. Onun yalnızca çekirdeğini alarak oturduğunu gören diğerleri parçalanmış cesede doğru ilerledi ve birkaç parçayı aldılar. Hepsi Paul'ün güç gösterisi yüzünden şaşırmış olduklarından tepkileri biraz yavaştı.

Paul onların işlerinin bittiğini gördüğünde yeniden ayağa kalktı ve grupla beraber ormanın içinde ilerlemeye devam etti.

Bu sırada, ormanın içindeki taş bir mağaranın içinde yirmi kadar adam toplanmıştı. Her biri siyah pelerinler giyen bu adamların etrafa saldıkları kanlı auralar onların hepsinin en az Orta Seviyeli Savaşçı olduklarını gösteriyordu.

Tüm bu siyah pelerinli adamlar tek bir kişiye, mağaranın ağzında duran yeşil saçlı genç adama bakıyorlardı. Bu genç adam, Shijin'in ta kendisiydi.

Shijin yavaşça elini kaldırdı ve birden havadan bir karga gelerek parmağına kondu. Karga direkt olarak Shijin'in gözlerine baktığında birden Shijin bir şeyi anlamış gibi gülümsedi.

"Daha yeni girdiniz. Biraz bekleyeceğim. Ama birkaç gün sonra bakalım aranızdan ayrılacak kişi kim olacak?"

Daha sonra hafifçe güldü ve kargayı yeniden havaya saldı. Daha sonra arkasındaki siyah pelerinli adamlara dönerek konuştu.

"Kara Büyücü ve grubu ormana girdiler. Birkaç gün içinde ilk saldırıyı yapacağız. Unutmayın, Kara Büyücü'yle savaşmaya çalışmayın. Prenses'i sakın öldürmeyin. Tüm ülkede bir sorun çıkarmaya çalışmıyoruz ve hepinizin bir şey yapamadan ölmesini istemiyorum."

"Anlaşıldı!"

Yirmi adam aynı anda bağırdığında Shijin memnun olmuş bir şekilde gülümseyerek mağaranın içine girdi ve bir taşın üstüne oturdu. Artık tek yapması gereken beklemekti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr