Hızla Paul'e yaklaşan siyah maskeli genç sabresinin kabzasını sıkıca kavrarken Paul derin bir nefes almış ve o da fırlamıştı. Bu savaşta geri çekilmek istemiyordu. Tam gücüyle savaşacaktı!
Kılıcını havaya kaldırdı ve hızla ona yaklaşan siyah silüete doğru savurdu. Gürleyen yıldırımların sesi eşliğinde kılıcı siyah maskeli gencin sabresiyle çarpıştı.
Saldırının etkisiyle etrafa yayılan Yıldırım Alevleri ve Karanlık Alevler etraftaki ısıyı yükseltirken Paul ve siyah maskeli genç hâlâ çekilmemiş bir biçimde birbirlerini baskılıyorlardı. Paul'ün kolundaki damarlar belirmişti ve dişini sıkıyordu. Fiziksel gücü siyah maskeli gençle eşit görünüyordu ve rakibi de tam gücünü kullanıyordu.
Ancak geri çekilmeye niyetli değildi. Dişlerini daha da sıkarken yere daha sert bir adım attı ve baskılamaya devam etti.
En sonunda, ilk geriye çekilen kişi siyah maskeli genç olmuştu. Paul fırsatını kaçırmayıp hemen peşinden atılmış ve hızlı bir şekilde saldırmaya başlamıştı.
O kılıcını acımasızca savururken siyah maskeli genç ise kendisini sabresiyle savunuyordu. Sabresini saran Karanlık Alevler'in çoğu zamanla dağılıyordu ve Sabre Enerjisi olmasaydı geri çekilirken bile bu saldırıları karşılayamazdı.
Onun aksine, Paul'ün kılıcını saran Yıldırım Alevleri her saldırıyla daha güçlü ve heybetli bir hâl alıyor, yıldırımların gürlemeleri yepyeni bir seviyeye çıkıyordu. Yıldırım Alevleri yıkım gücüne önem veren bir alev türü olduğundan savaş anlarında daha aktif olarak kullanıldıkları sürece daha fazla güçleniyorlardı.
Aynı zamanda, Paul'ün vücudundan hafif bir buhar çıkmaya başlamıştı. Bu buharın çıkışıyla beraber vücudunda bir acı hissetse de saldırısını kesmemiş, hatta daha da fazla saldırmaya başlamıştı.
Bu buhar, Savaş Tanrısı Beden İşleme Tekniği'nin gelişmesinden ortaya çıkan buhardı ve Paul'ün seviye olarak geliştiğini belli ediyordu. O sırada Orta düzey Usta Savaşçı olmuştu ve her saldırısında daha fazla şey kavrıyordu. Daha fazla şey kavradıkça daha fazla gelişiyor ve geliştikçe savaş isteği daha da artıyordu.
Bunda anka kanının etkisi de yok değildi. Savaşma arzusu Paul fark etmeden hızla yükselmeye devam ediyor ve öldürme isteği yayan aurası Ruh Kaplama tekniğinin duvarlarını sarsıyordu.
Ancak o sırada duvarın gördüğü zararı fark edebilecek bir durumda değildi. Siyah maskeli genç adam bir anda tüm vücudunu Karanlık Alevler'le kaplamış ve Paul'ü geri çekilmeye zorlamıştı. Paul az önce beyaz kıyafetli kızın ölümünü gördüğünden Karanlık Alevler'le temas etmeyi istediği söylenemezdi.
Geri çekilirken kılıcıyla savunma pozisyonu aldı ve Karanlık Alev yığınının içine gözlerini dikti. Siyah maskeli genç büyük ihtimalle beyaz alevlerin içinden de böyle kurtulmuştu. Karanlık Alevler ve beyaz alevler güç olarak birbirlerine yakın olduklarından birbirlerini baskılamış ve siyah maskeli gencin hasar almasını önlemiş olabilirdi.
O bunu düşünürken bir anda siyah maskeli genç Karanlık Alev yığınından fırladı ve Paul'e doğru fırladı. Sabresini saran Karanlık Alevler yenilenmişti ve saydam Kılıç Enerjisi de oldukça keskin görünüyordu. Aynı şekilde, gencin kendisi de yorgunluğundan biraz da olsa kurtulmuş gibiydi.
Sabresini hızla Paul'e doğru savururken Paul'ün gözleri bir kez daha heyecanla parladı ve kılıcını kaldırarak sabreyi engelledi. Siyah maskeli genç Paul geri çekilmeden önce sabresini çekti ve bir kez daha savurdu.
Bu şekilde siyah maskeli genç saldırıp Paul savunuyordu. Yani rolleri değişmişlerdi. Ancak Paul'ün yüzündeki gülümseme kaybolmamış, aksine gittikçe büyümeye başlamıştı.
Karanlık Alevler'le kaplı sabre onun kılıcıyla çarpıştığı her seferde zayıflıyordu. Fazla bir güç farkı olmasa bile bunu hissedebilen Paul ise kendisinin de yorulmaya başladığını fark etmişti. Ancak onun yorgunluğu savaşın uzunluğu yüzünden değildi.
O anda, savunma yaparken vücudundan bir kez daha buharlar yükselmeye başlamıştı. Savaşçı seviyesi Orta düzeyden Yüksek düzeye çıkmıştı ve bedeni işlendikçe vücudu daha fazla yorulmaya başlıyordu. İşlenme süreci acılı ve yorucu bir süreçti.
Savaş ise onu fazla yormuyordu. Anka kanı çoktan uyanmış olduğundan hayat gücü normal bir insandan kat kat daha güçlüydü ve atılım anları dışında yorulması çok zordu.
Bu sırada siyah maskeli genç bir anda geriye çekildi. Paul'ün fiziksel gücünü sürekli olarak artması ve yorgunluk göstermemesi onu endişelendirmiş gibiydi. Onun geri çekilmesinden rahatsızlık duyan Paul ise önce ona soğuk bir bakış atmış, daha sonra ise gözlerindeki bakış yavaşça sıcaklaşırken konuşmuştu.
"Henüz gidemezsin."
Hızla ileri atılıp kılıcını savururken manyak bir kahkahanın öncesinde konuşmaya devam etti.
"Henüz işimi bitirmedim!"
Kahkahasının eşliğinde kılıcını savururken Yıldırım Alevleri gittikçe güçlenmeye devam ediyordu. Az önceki savunma faslı yüzünden zayıflamaya başlamış olan alevler bir anda yeniden hayat bulmuş ve gürleyerek siyah maskeli gence saldırmaya devam etmişti.
Bu sırada siyah maskeli genç çekilmeye devam ediyordu. Bir süre sonra merkezin sınırına geldiği anda ise daha fazla geri çekilemeyip bağırmış ve ve yeniden tüm vücudunu Karanlık Alevler'le kaplamıştı. Ardından, Karanlık Alevler birden patlayarak etrafa yayılmıştı.
Az önceki metodundan bile daha tehlikeli olan bu tekniğinin işe yaramasını bekliyordu. Ancak Paul yüzündeki manyak gülümsemeyi silmeden vücudunu Yıldırım Alevleri'ne bulamış ve Karanlık Alevlere direkt olarak dalmıştı.
Kılıcını ve vücudunu saran Yıldırım Alevlerini kullanarak Karanlık Alevleri hızla dağıtıp ilerleyen Paul siyah maskeli gence ulaştığında vücudunu yeniden buharlar kaplamıştı. O anda tüm vücudu alevlerin içindeyken yüüzndeki manyak gülümseme hâlâ silinmemişti ve kılıcını havaya kaldırmıştı.
Siyah maskeli genç kaçamadan önce Yıldırım Alevleri kükredi ve gümüş kılıç hızla vücuduna indi. Her türlü yara alacağını fark eden genç sol kolunu öne atarak vücudunu korumaya karar verdi.
En sonunda, Yıldırım Alevleri'yle kaplı olan kılıç siyah maskeli gencin sol kolunu kolayca kesmiş ve ucuyla vücudunun sol kısmında da bir kesik bırakmıştı. Ancak siyah maskeli genç hiç bağırmamış ve hızla oradan kaçarken Paul'ün saldırının ardından vücudundan ayrılmış ve kılıcına yönelmiş Yıldırım Alevleri'ni fark etmişti.
Derin bir nefes alırken sabresini hızla Paul'e doğru savurdu ve Karanlık Alevler'den oluşan bir dalga Paul'ü tamamen yutarken o geri çekilmeyi kesmemişti. Belirli bir mesafe geri çekildikten sonra nefes nefese kalmış ve sabresini bile sıkıca tutamayacak bir hâle gelmişti.
Nefes alış verişini sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da Karanlık Alevler'e bakıyordu. Bu anda, birden tüm test alanını saran soğuk bir aura son enerjisini çekti ve önce sabresini düşürmesine, ardından ise dizlerinin üzerine çökmesine neden olmuştu.
Bu sırada, Karanlık Alevler'in içinden yayılan sakin bir ses duyuldu. Eğer dinleyen kişi dikkatli olursa, bu sakinliğin temelinin delirmişlik olduğunun farkına varabilirdi.
"Vücudun bir silah ama ruhun bir insan..."
Sert adım sesleri yükselmeye devam ederken ses bağırmaya başladı.
"Güç kazanmak için, ruhunu bir silah olarak yeniden döv!"
Bir anda Karanlık Alevler'in içinden yayılan enerji siyah maskeli gencin tüm tüylerinin dikilmesine neden olmuştu. Bu enerjinin verdiği his kınından çekilmiş her şeyi kesebilecek bir kılıcın hissiydi. Bu Kılıç Niyeti'ydi!
Bu sırada, Paul'ün figürü Karanlık Alevler'in içinden ayrıldı. Tüm vücudundan buharlar yükseliyordu ve gömleği tamamen yanmıştı. Vücudunda Karanlık Alevler'in verdiği inanılmaz sıcaklık yüzünden kalan yanık izleri vardı.
Normal bir kişinin görerek bile korkacağı bu yanık izleri iyileşirken hiç de acı çekmiş gibi görünmüyordu. Aksine, yüzünde bir gülümseme vardı. Vücudundan yayılan Kılıç Niyeti'nin hissi o kadar iyi bir histi ki gülümsemeden edemiyordu.
Ancak o anki savaşma isteği ve Ruh Kaplama'nın duvarının kırılmasının ardından etrafına yayılan aurası yüzünden bu gülümseme delirmiş bir savaş manyağının gülümsemesi gibi görünüyordu.
O sırada siyah maskeli genç hiç geri çekilebilecek bir durumda olmadığından Paul kısa bir süre sonra onun önüne geldi. Kılıcını yavaşça kınına doğru sokarken konuştu.
"Artık bitti. Diğer testleri bilmediğim için, görüşürüz müyüm hiç bilmiyorum."
Kılıcı kına girdiği anda vücudundan yayılan Kılıç Niyeti hızla yoğunlaştı ve anında siyah maskeli gencin vücudunu parçalara ayırdı. Siyah maskeli gencin cesedi siyah alevlere dönüşüp siyah alevlerle kaplı alana dönerken Paul gülümsemesini hâlâ kesmemişti. En sonunda, Spadia'ya verdiği sözü tutmuş ve iki alanda da Büyükusta seviyesine varmıştı!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..