335.Bölüm - Altın Lordun Büyüleri

avatar
6099 23

Kara Büyücü - 335.Bölüm - Altın Lordun Büyüleri


Şeytani Ruh Akademisinin teknik salonunda birkaç gündür gezinen Paul’e diğer öğrenciler çoktan alışmışlardı. Bazen onun incelediği bir kitabı almak için bekleyip o kitabı boyutuna attığında hayal kırıklığına uğrayanlar oluyordu ancak Paul onlara pek önem vermemişti.

 

Teknik Salonundaki teknikleri direkt olarak almıyordu çünkü birçok gereksiz ve işe yaramaz tekniğe sahiplerdi. Eğer kendi okulunu istediği gibi yönetmek ve öğrencilerini özel bir yolda geliştirmek istiyorsa ortalamanın üzerindeki teknikleri seçmeliydi.

 

Şeytani Ruh Akademisi’nin teknikleri genellikle okulunun Cehennem Grubuna yardımcı olabilecek tekniklerdi. Büyüler genellikle kan ve zehir büyüleriyken kılıç teknikleri kan ve karanlık kısmına giriyorlardı. Ruh teknikleri ise oldukça acımasız ve ruhta yara bırakma ve hatta parçalama amaçlı tekniklerdi.

 

Paul tekniklerin birçoğunu incelerken kendisi de birkaçını öğrenmişti. Bu tekniklerin arasında oldukça yüksek seviyeli bir teknik olmasa da kan tipi teknikler onunla genel olarak uyumluydu. Aralarından sevdiği bir tekniğin adı Kan Patlayışı Avcu’ydu.

 

Bu teknik basitçe canlılara karşı kullanıldığında arkasında yeterli fiziksel güç ve kan manası olduğu sürece vurduğu bölgeyi bir kan bulutuna çevirebilen bir saldırıydı. Yeterince güçle kullanılırsa rakibi tamamen kandan bir sise çevirerek öldürmek bile mümkündü. Elbette rakibin fiziksel gücü de bu tekniğin sonucunda etkiliydi.

 

Paul Karanlık Mananın alt manası olarak Kan Manasını kontrol etmeyi öğrenmişti. Bu nedenle saldırı gücü tekniğin kayıtlarındakinden çok daha güçlüydü. Bu tekniğin kitabını çoktan Simon ve Semia’yla paylaştığı ortak boyuta atmıştı. Yanında vücut gelişiminde kullanılabilecek birkaç teknik de vardı.

 

Kendisi dışındaki kişiler bu tekniği çalışmak için su elementinden yola çıkmalılardı ama Cehennem Grubunun ana elementleri arasında bu element yoktu. Bu nedenle bu tekniğe çalışmak için diğerlerinden daha çok öne çıkmak ve başka bir elementte ilerleyebileceğini göstermek gerekiyordu. Karşılığı ise güçlü bir saldırı gücü olacaktı.

 

Paul başka teknikleri öğrense de bunları yalnızca başkalarına açıklayabilmek için öğrenmişti ve kullanmayı düşünmüyordu. Savaş güçleri oldukça düşüktü. Ona herhangi bir şekilde yardım edemezlerdi.

 

Teknik Salonundaki her tekniği gözden geçirdiğinden emin olduktan sonra elindeki son kitabı yerine geri bırakan Paul salondan çıkmak için kapıya ilerlemeye başlamıştı. O sırada üzerine birçok bakış dönmüştü.

 

Paul bu okulun Yaşlı Liderinin onu gözlemeleri için birçok öğrenciyi görevlendirdiğini zaten anlamıştı. Bu öğrencilerin birçoğu göz alıcı güzelliklere sahip kadınlardı. Görünüşe göre onu tatlı bir tuzakla kendi tarafına çekmeye çalışıyordu.

 

Paul onun neden bunu yapmak istediğini anlayamıyordu ancak bu o kadar kötü bir fikir değildi. Etrafındaki kadın öğrencilerin birini kabul etmese de Yaşlı Lider ile konuşmaya karar vermişti. Belki okulunu geliştirebilmek için bir fırsata sahip olabilirdi.

 

Teknik salonundan çıkarken arkasından onu takip eden birkaç öğrencinin olduğunu fark ettiğinde basitçe etrafa bakındı ve Yaşlı Liderin aurasının yayıldığı yeri aradı. Orayı bulduğunda ise yere sertçe bastı ve bir den havaya fırladı.

 

Uçmuyordu ancak oldukça hızlı bir şekilde zıpladığı için oldukça ileriye fırlayabiliyordu. Fiziksel gücünü ayaklarında topladığı sürece oldukça uzak mesafelere zıplamak sorun değildi.

 

Arkasından takip eden öğrenciler şaşkınlığa uğrarken Paul Yaşlı Liderin yaşadığı yerin bahçesine varmıştı. O anda Yaşlı Lider de bahçesinde oturuyor ve bir şey okuyor gibi görünüyordu. Paul’ün girişi onu da şaşırtmıştı.

 

“Oh, Kara Büyücü, madem buradasın lütfen bana biraz eşlik et.”

 

Yaşlı Lider nazik bir şekilde önündeki başka bir yer yastığını işaret ettiğinde Paul tereddüt etmeden ilerledi ve yastığa oturdu. Sonrasında, yaşlı adamın okuduğu kitaba bir bakış attı ve sırıttı.

 

“Yaşlı Liderin oldukça iyi bir şansı var. Bir miras kazanmak o kadar kolay değildir.”

 

Bu dünyada birçok farklı uzman vardı ve çoğu ölmeden önce arkalarında miraslarını bırakırlardı. Paul karşısındaki liderin elindeki kitaptaki yazıları okuyabiliyordu ve bunun bir uzmanın bıraktığı bir büyü kitabı olduğunu anlayabilmişti.

 

Yaşlı Liderin neden ona bu kadar önemli bir şeyi gösterdiğini anlamamıştı. Ancak kısa bir sürede anlayacağını düşünüyordu.

 

“Haha… Haklısın. Benim kazandığım miras Kan Azizi olarak bilinen bir uzmanın mirası. Bu uzman kan büyülerinde özellikle gelişiyordu ve benim için oldukça iyi bir yolda ilerliyor. Bu mirası birkaç yıl önce kazandım ve o kadar gelişemedim. Kara Büyücü, eğer istersen sen de bir miras kazanabilirsin.”

 

“Hm?”

 

Paul şaşırmış görünse de aslında Yaşlı Liderin onu kendi tarafına çekmesinin asıl nedenini şimdi konuşacağını anlamıştı. Miras kazanmak ile bir ilgisi yoktu ancak bir miras alıp bunu okuluna katabilirdi. Bu oldukça iyi olabilirdi.

 

“Lütfen anlat, Yaşlı Lider.”

 

Paul’ün merakının çekildiğini gören Yaşlı Lider içten içe gülümserken yüzünde ciddi bir ifadeyle cübbesinin içerisinden bir harita çıkarmıştı. Pura kıtasının bir haritası olan bu haritada bir yer özellikle işaretlenmişti.

 

“Pura Kıtası korkutucu bir yer olsa da birçok fırsata ev sahipliği yapar. Bu fırsatlardan birisi ise Bin Miras Mezarıdır. Bin Miras Mezarı adından da anlaşılabildiğini gibi binlerce uzmanın öldükleri zaman miraslarını bıraktıkları devasa bir zindandır. İçeride büyük tehlikeler yaşansa da güçlü bir miras elde etme şansı da oldukça yüksektir.”

 

“Gerçeği söylemek gerekirse, Kan Kızılı Saray’ı hiç duymadım. Ancak senin gibi bir kişiliği öğrencisi olarak kabul edebilen bir yer ise o zaman Bin Miras Mezarına katılma hakkını taşıyor. Elbette, yalnızca benim kabulüm işe yaramaz. Bu nedenle katılmanın başka bir yolu var.”

 

“Bin Miras Mezarına on farklı okul öğrencilerini gönderiyor ve eğer on farklı okuldan birer kişiyi yenersen o zaman içeriye giriş hakkı kazanırsın. Bu on okuldan beşi Karanlık Gruba aitken diğer beşi Işık Grubuna aitler. Benim Şeytani Ruh Akademim Karanlık Grubun beş okulundan birisi.”

 

“Eğer katılmaya karar verirsen o zaman benim akademimin sana herhangi bir sıkıntı çıkarmayacağını bilmelisin. Diğer karanlık grup akademilerinden emin değilim ancak onlar da özellikle karşı çıkmadığın sürece sana karşı çıkmayacaklardır. Ama… Eğer bize biraz yardım edebilirsen bu oldukça iyi olur.”

 

Paul Yaşlı Lider’in yardımdan kasıtla ne demeye çalıştığını anlayabiliyordu. Eğer Işık Grubundan gelenlere karşı savaşabilirse Karanlık Grup daha güçlü olacaklardı ve daha fazla şey kazanabilirlerdi. Paul aslında gitmeye oldukça niyetliydi. Ama aklına takılan bir şey vardı.

 

“Yaklaşık bir ay kadar sonra Bin Miras Mezarı açılacak. İstersen haritayı alabilirsin. O zamana kadar-”

 

“Ah!”

 

Bir anda bağırarak ayağa kalkan Paul Yaşlı Lideri oldukça şaşırtmıştı. Bunu fark eden Paul önündeki haritayı boyutuna çektikten sonra Yaşlı Lidere bakmış ve aceleyle konuşmuştu.

 

“Yaşlı Lider, ben katılamayacağım çünkü ustamın sayesinde çoktan bir mirasta ilerliyorum. Ancak öğrenci kardeşim katılacaktır. Bunu alın.”

 

Paul ona okulun sembolünü üzerinde taşıyan ufak bir rozet atmıştı. Bu rozet yalnızca görüntüsü için oradaydı ve içinde bir aura veya evren taşı yoktu.

 

“Öğrenci kardeşim geldiğinde şaşırmayın ve merak etmeyin size yardım edecektir. Şimdi gitmeliyim!”

 

Paul sertçe yere bastıktan sonra fırlamış ve okuldan tek seferde uzaklaştıktan sonra karanlık formuna bürünerek uzaklaşmaya başlamıştı. Arkasında ise gerçekten şaşırmış bir şekilde kalmış olan Yaşlı Lider’i bırakmıştı.

 

Elindeki rozete bir süre bakan Yaşlı Lider sonrasında kitabını okumaya devam etmişti. Rozeti ise cübbesinin içine saklamıştı.

 

Okuldan uzaklaşıp kendisine iyi ve gizli bir yer bulan Paul sonunda bir süredir hissettiği unuttuğu bir şeyin olduğu hissini anlayabilmişti. Aynı şey Spadia için de geçerliydi.

 

Elini savurarak boyutundan üzerinde altın yazılar ve altın renkli bir ejderhanın resmini barındıran kitabı çıkaran Paul en sonunda Asil Olanların Dilini öğrendiğinden o anda üzerindeki yazıları okuyabiliyordu.

 

“Altın Lordun Büyü Kitabı.”

 

Bu kitap Zara’daki Gökkılıç Tanrı Sarayından elde ettiği bir şeydi ve daha öncesinde bunu okuyamıyordu. Ancak şimdi Asil Olanların Dilini öğrendiğinden okuyabiliyor olması gerekiyordu.

 

Kitabı açan Paul kitabın normalde boş olan ilk sayfasında iki yeni paragrafın belirdiğini görmüştü.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr