515.Bölüm – Kutsal Ekipmanın Testi
“O halde… Kutsal Ekipmanı çağıralım.” Ezrelda bu teklifi duyunca hafifçe kaşlarını çatmış ancak kabul etmişti. Taht Müsabakası aslında onun avantajında ilerliyordu ancak böyle giderse Kara Büyücü’nün öfkelenip ne yapacağı belli değildi.
Eğer onun dediğini yapıp Kutsal Ekipmanı çağırarak kazanırsa o zaman Kara Büyücü’nün rastgele onlara saldırıp köleleştireceğini düşünmüyordu. Hem, Kutsal Ekipman testinde Wulian’ın da, kendisinin de aynı kazanma şansı vardı.
Kutsal Ekipman, her ırka Yaradanlar tarafından bahşedilen ekipmanlardı. Bu ekipmanlar silah, zırh veya aksesuar şekline girebilirlerdi ve genelde onu kullanan kişinin en çok işine yarayacak forma geçerlerdi. Yarı bilince sahip bir ruhları vardı ve konuşamasalar bile kendi kendilerine hareket edip isteklerini belli edebiliyorlardı.
Bir Kutsal Ekipman onu kuşanmak isteyen kişileri test edebilirdi. Perilerin Kutsal Ekipmanı uzun bir süredir kimseyi seçmiyordu ancak hâlâ kimin daha iyi olduğuna karar verebilirdi. Bu seçmenin en iyi yoluydu ancak yönetme tecrübesini veya gücü hesaba katmadığından en kötü seçim durumuna geçilmediği sürece kullanılmazdı.
Şimdi, ya Perilerin Kraliçesi bu testi geçmek zorundaydı ya da tüm Periler Kara Büyücü’yü takip etmek zorunda kalacaktı. Yeterince kötü bir durum gibi görünüyordu.
“Lütfen karşıma geç.” Ezrelda Wulian’a bakarken konuşmuş ve Wulian onun yaklaşık 3 metre uzağında önünde durmuştu. Sonrasında, beyaz bir ışık ikisini birden sarmalamış ve Ezrelda’ya ait olamayacak kadar güçlü bir öz enerjisi yeraltından yükselmeye başlamıştı.
“Kutsal Ekipman… Zamanı gelince Ankaların Kutsal Ekipmanını bulsam iyi olacak.” Paul bu manzaraya bakarken mırıldanmıştı. Bir Kutsal Ekipman’ın gücü sahibinin gücünü birkaç katına çıkarabilirdi ve Ankaların Kutsal Ekipmanını bulup onun tarafından kabul edilmese bile güçlü bir asta sahip olmak için kullanabilirdi.
O anda, birden öz enerjisi herkesin görebileceği kadar yoğunlaşarak beyaz bir renk almış ve patlayarak gökyüzüne ulaşmıştı. Alandaki her peri ruhlarına işleyen rahatlatıcı bir hissi hissederken Paul kendi derisinin hafifçe karıncalandığını hissetmişti.
Ne olursa olsun, Periler varoluşun ‘Cennet’ kısmından gelen varlıklardı ve kendisi bu kısmın en büyük düşmanlarından birisi sayılırdı. Kutsal Ekipmanın ona bu şekilde etki etmesi normaldi.
O sırada, Kutsal Ekipman herhangi bir şekle sahip değildi. Enerji formundaydı ve Ezrelda ile Wulian’ın vücutlarını sarıyordu. Parıltısı o kadar göz alıcıydı ki içindeki Ezrelda ve Wulian’ı görmek oldukça zordu.
“Ey, Irkımızın Kutsal Varlığı, söyle bize. Hangimiz Hükümdar olmak için daha uygun?” Ezrelda’nın güçlü ses alanda yankılandığı anda Kutsal Ekipmanın parlaklığı artmış ve enerji formu Ezrelda ile Wulian arasında hızlıca hareket etmeye başlamıştı.
“Vord, uzayda herhangi bir hareketlenme var mı?” Paul Vord’a bir bakış atmış ve konuşmuştu. Vord başını iki yana sallayınca ise rahatlamış ve iki kişiyi saran enerjiye bir kez daha bakışlarını çevirmişti.
…
Kutsal Ekipman, Esrean, testini yaparken iki periyi iki farklı dünyaya almıştı. Konuşmaktan acizdi ancak düşünmekten aciz değildi. Hatta birçok varlıktan daha iyi düşünebilirdi ve bu test ona göre bir Hükümdar seçmek için en mantıklı testti.
İki dünya, ve herhangi bir anı yoktu. İki peri de sıfırdan başlayarak kendi kaderlerini belirlerlerdi. En sonunda ne oldukları, bunu yaparken nasıl yollardan geçtikleri, tamamen onlara bağlıydı. Kendisi yalnızca yollarına engeller ve farklı yollar çıkaracaktı.
Zaman kavramı bu yerde tamamen değişikti. Yani burada yüzyıllar geçirseler de dışarıda geçecek olan en uzun zaman dilimi bir saatti. Bu nedenle Esrean onları iyice inceliyordu.
Ezrelda bu dünyada ufak bir ailenin bir çocuğu olarak doğmuş, bir okula katılıp gücünü artırarak yükselmeye başlamıştı. Biraz güce sahip olduğunda bir grup kurmuş, bu grubu yavaşça büyüterek kendisini de güçlendirmeye başlamıştı.
Yolu boyunca diğerlerini birçok kez kullanmıştı. Bazen kullandığı kişiler ödüllerle karşılaşırken bazen ölümü tatmışlardı. Ona güvenen kişilerin sayısı bu ölümler yüzünden ayrılsa da Ezrelda’nın gücü ve gururu yüzünden onu takip etmeye çalışan birçok kişi vardı.
Yüz yılın sonunda, Ezrelda bir Aziz olmuştu. Ölümlü dünyada bir Aziz bir Ölümsüz ile aynı görülürdü yani yüzyılda geçirdiği bu gelişim gerçekten şok ediciydi ancak Esrean’ın ilgisi Wulian’ın hayatı tarafından çekilmişti.
Doğduğunda, Wulian fakir bir ailenin kızıydı. Gücü hiç yükselmemişti ve ailesi kaynakları sağlayamadığından başlangıç seviyelerde dolanıp duruyordu. En sonunda, güzelliği asillerden birisinin ilgisini çekmiş ve ailesi tarafından onunla evlendirilme kararı verilmişti.
Bunun üzerine Wulian evden kaçmış, ormanda kendi kendine gelişmeye başlamıştı. Ormanda ihtiyacı olandan fazlasını avlamamış, yalnızca ona saldıran varlıkları öldürmüştü. Onun bu hareketlerinin üzerine, yirmi yıl sonra ormandaki canavarlar onu dışarıdan birisi olarak görmemeye başlamıştı.
50 yaşında, farklı bir ırktan olmasına rağmen canavarların yeni Kraliçesi olmuştu. O zamanda gücü çoktan Aziz seviyeye ulaşmıştı çünkü ormanda ölen tüm insanların kaynaklarını kendisi ele geçirmişti.
75 yaşında, İmparator seviyeye ulaşıp dünyayı kendi emri altına almıştı. Canavarların bölgesine diğer varlıkların girmesini engellemiş ve perilerin bölgelerinde büyük şehirler ile okullar kurmuştu.
100 yaşında, ölümsüzlüğe oldukça yakınken hikayesi bitmişti. Eğer 100 yıllık bir zaman süreci olmasaydı Ölümsüzlüğe ulaşma şansı bile vardı ve bunu yalnızca 100 yılda yapmıştı. Seçimleri diğerlerinin ona itaat etmesini değil, güven duymasını sağlamıştı.
Ancak Wulian Esrean’ın favori seçeneği değildi. Çünkü Paul ile bir bağlantısı vardı ve Paul’ün Wulian’dan üst seviyede olduğunu biliyordu. Seçeceği kişinin bir efendisi olmasını istiyor değildi ancak Wulian elinden kaçırmak için fazla büyük bir fırsattı.
Bu nedenle, yeteneğini kullanarak Paul’e baktı.
…
Bir saatlik bekleyişin sonucunda, Kutsal Ekipmanın ışığı sönükleşmeye ve enerji hızla yoğunlaşmaya başlamıştı. Alandaki tüm perilerin ve Paul’ün kalp atışları bir miktar hızlanmıştı.
Paul şimdi olacak olayların yapacağı şeyleri belirleyeceğini biliyordu. Eğer kazanan kişi Wulian olursa o zaman her şey iyi olacaktı. Perilerden oluşan gerçek bir lejyon kurarak geri kalan perileri de 2.Küçük Cehenneme aktarabilirdi. Bu destek gücü konusunda ordusunun yeteneğini artıracaktı.
Ancak kazanan kişi Ezrelda olursa… o zaman perileri köleleştirecek kadar zamanı bile yoktu. Bu nedenle yapabileceği tek şey kendisinin sahip olamayacağı şeye kimsenin sahip olamamasını sağlamaktı. Perilerin sayısı yüksek olsa da güçleri ona ve Vord’a karşı çıkabilecek kadar yüksek değildi ve katliam Paul’ün çekindiği bir şey değildi.
Aslında, diğer periler bunu fark etmek için fazla zayıf olsalar da Paul ve Vord çoktan saldırmaya hazırlardı. Paul’ün dünyaya yaydığı Gök Gözleri çoktan binlerce perinin toplandığı bu yere dönmüşlerdi ve gökyüzünde kendilerini saklıyorlardı. Vord ise Paul’ün Gök Gözlerinin açılarına bakmış ve daha az saldırıya uğrayacak olan bölgede hayatta kalabilecek olan perileri öldürmek için saldırmaya hazır bir hâle geçmişti.
O anda, Kutsal Ekipman kendilerine gelen Ezrelda ve Wulian’ın beklenti dolu bakışlarıyla birlikte somut bir şekil almıştı. O anki şekli oldukça ufaktı ancak iyi görüşü olan kişiler görebiliyorlardı. Kutsal Ekipman’ın aldığı şekil göz şeklindeki ufak bir küpeydi.
Bunun üzerine Ezrelda şaşırmıştı. Kutsal Ekipman yalnızca aralarından birini seçmeliydi ve şekil aldığını daha önce duymamıştı. Normalde seçilen kişi yalnızca etrafında daha uzun süre enerji toplardı. Tabii… Kutsal Ekipman efendisini seçmediyse.
Bu düşünce aklından geçtiğinde gözlerindeki beklenti kat kat artmıştı. Eğer Kutsal Ekipmanı ele geçirirse o zaman tahtı bir mücadelenin ardından bile ele geçirilemezdi ve gücü de artacağından en azından ırkını biraz daha koruyabilirdi. Elbette, Paul’ün onları katletme planı hakkında herhangi bir düşüncesi yoktu.
Ancak onun beklentisi ufak küpe şeklindeki Kutsal Ekipman’ın karşısındaki Wulian’a doğru alçalıp kulağında kendine bir yer bulmasıyla tamamen parçalanmıştı. Ardından, Ezrelda da dahil alandaki her bir peri tek dizlerinin üzerine çökmüş ve güçlü bir sesle bağırmışlardı.
“Kraliçeyi selamlarız!” Binlerce perinin güçlü sesi kulaklarına ulaştığında Wulian hafifçe gülümsemiş ve gözlerini Paul’e çevirmişti. Paul de Gök Gözlerini yeniden dünyaya yayarken yavaş ve hafif adımlarla Wulian’ın yanına gitmişti.
“Aferin, iyi kız. Yüzümü kara çıkarmadın.” Wulian’ın başını hafifçe okşarken konuşan Paul bir yandan da onun kulağına hafif bir bakış atmıştı. Nedense, o baktığında küpenin hafifçe titrediğini hissetmişti.
“Burada daha uzun süre kalamayız. Tüm peri ırkı, bizleri takip edin.” Paul’ün yüzünde birden büyük bir gülümseme belirmişti. “Yeni bir eve gidiyoruz.”
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..