Bölüm 4.5: Çürümeye Mahkum Lotus

avatar
631 10

Karanlığın Ölümsüzü - Bölüm 4.5: Çürümeye Mahkum Lotus


Günümüzden uzun zaman önce diğer elflerin aksine siyah saçlı ve siyah gözlü bir elf çocuğu doğdu. Bu çocuk bir çok elfin gözüne tuhaf gelse bile onu da kendilerinden biri gibi karşıladılar.

Bu çocuğa verilen adı ise Yuu olmuştu. Yuu diğer elflerle birlikte sıradan bir hayat yaşarken bir gün dedesi tarafından fark edildi, hayatını değiştirecek etkenlerden ilki bu olmuştu. Fark edilmesi o günlerde kötü bir şey değildi, sonuçta fark edilme sebebi büyük miktarda bulunan büyü gücünden kaynaklanıyordu.

İlk günlerde hayatından çok bir şey değişmese bile geçen zaman içerisinde o zamana kadar edindiği tüm arkadaşlarını kaybetmeye başlamıştı. Büyüklerinin onu zorladığı antrenmanlardan ötürü çok yorgun oluyor ve arkadaşlarıyla buluşamıyordu ve bu durum onun dışlanmasına sebep oluyordu.

Bir süre sonra bu dünyada sadece kendisi ve her gün yapmak zorunda olduğu o antrenmanlarla baş başa kaldığını düşünmüştü.

'Her gün...'

'Her gün...'

'Her gün...'

'Her günümü çaldınız!'

...

Yıllarca bu düşünceyle antrenman yaptı. İçinde biriken yalnızlık ve hüzün yavaşça öfkeye dönüştü. Kendine öfke duydu, dedesine öfke duydu, onunla iletişimini koparan herkese öfke duydu ama hiçbir zaman dışarıya belli etmedi ya da en azından öyle düşünüyordu.

...

Dedesi tarafından bir gün klan yaşlılarının olacağı bir toplantıya çağırıldığında olacaklardan habersiz bir biçimde oraya gitti. Toplantı odasından içeriye girdiğinde dedesi ona diğerlerinden daha küçük bir sandalye göstererek oturmasını işaret ettiğinde bir şey demeden, her zamanki gibi denilene uydu.

Tüm yaşlılar toplandığında, toplantıda başlamış oldu. Toplantıda klanlarının geleceği hakkında uzunca bir süre konuştular. Bu şekilde toplantının sonlarına doğru ilerlerken Yuu'nun dedesi ''Klan içinde genç nesil arasında geçen söylentiyi duymuşsunuzdur, onun hakkında da konuşmak istiyordum.'' dediğinde diğer yaşlılarda başlarıyla onaylamıştı.

Yuu ise meraklanmıştı sonuçta kendisi de genç nesildendi ama yalnız olduğu için bir şey duymamıştı. Yaşlılardan biri Yuu'ya iğrenmiş gözlerle bakarak ''Yuu'nun bir şeytanın reenkarnesi olduğuyla alakalı olan mı?'' diye sorduğunda Yuu şaşkınlıktan oturduğu yerden düşecek gibi olmuştu.

Başka bir yaşlı kafasını sallarken ''Böyle bir söylenti çok normal sonuçta siyah saç ve gözlere sahip. Ayrıca daha 16 yaşında olmasına rağmen bazılarımızdan çok daha fazla büyü gücüne sahip.'' dediğinde Yuu daha da şaşkına dönmüştü.

Bu şekilde suçlamalar devam ederken en sonunda Yuu'nun hiçbir şey demesine izin verilmemiş ve dedesi tarafından verilen bir karar sonucu bir hafta sonra Yuu'nun üzerinde arındırma büyüsü uygulanmasına karar verilmişti.

Bu süre zarfında Yuu klan zindanına atılmıştı, tamamen karanlık bir mekana. O karanlıkta görülebilecek hiçbir şey yoktu ama Yuu bu durumdan hiç rahatsız değildi. Uzun zaman sonra hiç antrenman yapmadan geçirebileceği bir haftası olmuştu ama antrenman yapmayı ne kadar istemese bile zaman geçirmek için yapabileceği tek şey buydu. 

Artık onun için alışkanlık olduğu için yine büyü antrenmanı yapmıştı.

...

Bir haftanın sonunda tüm klan kıdemlileri ve yaşlıları bir arenanın çevresinde çember şeklinde toplanmış ve merkezde duran Yuu'ya dönmüş elleriyle ''Kadim Doğa'nın ruhları, bizlerden yardımınızı esirgemeyin ve bu çocuğu arındırmamıza yardım edin: Kadim Ruh Arındırması'' dedikleri anda sarı, mavi, yeşil, beyaz renkteki ışıklardan oluşan bir ışık demeti Yuu'ya çarpmıştı ve sonucunda gerçekleşen tek şey ise Yuu'nun yoğun miktarda büyü yüzünden ağır yaralanması olmuştu.

O gün klanın revirine yatırılan Yuu gözleri kapalı bir biçimde yatarken etrafındaki kişilerin konuşmaları onu daha da öfkelendiriyordu.

''Cidden bir şeytan değil miymiş?''

''Ama kan kusmuş ve yaralandığını duydum!''

''Belki de şeytan kraldır ha... Bu sebeplen büyüyü sadece bayılarak atlatmıştır.'' diye bir yorum yapıldığında zihni tamamen karanlıkta olan Yuu daha da öfkelenmişti.

Kendini başka yöne çekmek için zihnindeki karanlıkta daha önceden gördüğü büyülerin çemberlerini önünde biçimlendirdi ve onlardan bazı parçaları alarak tamamen boşta olan bir çembere yerleştirmeye başladı.

Bu işe düşündüğünden fazla odaklanınca aylarca o yatakta uyudu ama sonunda başardı. Hayatında ilk defa bir büyüyü isteyerek yarattı, o gün belki de senelerdir biriken öfkesinin içinde ufak bir mutluluk oluştu ama hiç belli olmadı.

Yuu'nun öfkesi bir okyanus ise, duyduğu mutluluk sadece bir su damlasıydı.

Uyandığında kimseye haber vermeden klan yaşlılarının yanına gidip onlarla konuşmak istedi. Dedesi araya gireceği esnada Yuu'nun önemli bir şey keşfettiğini düşünerek içeriye girmesine izin verdi.

Yuu içeridekilere küçümseyici bir bakış atarken ''Bana saldırdığınız o gün bir büyü yarattım.'' dediğinde odadaki her yaşlı ona şaşkın gözlerle baktı. Kendileri yüzlerce yıl yaşamalarına rağmen daha bir büyü yaratamamışlardı sonuçta.

Dedesi hem heyecanlı hem uyarıcı bir ses tonuyla ''Evlat biz sana saldırmadık umarım...'' daha cümlesini bitiremeden Yuu bunca zamandır sakladığı tüm öfkeyle bağırmıştı.

''Kes sesini, saldırmamış olsaydınız arındırma büyüsünde ağır yaralanmazdım lan!'' diye bağırmıştı. O bağırdığı anda bedeninden siyah bir duman dışarı çıkmaya başlamıştı, Yuu diğer yaşlıların konuşmasına izin vermeden ''Şeytanlaştırılmış Elf Stili: Çürümeye Mahkum Lotus!'' diye bağırdığı anda odanın tavanını yirmi metre uzunluğa sahip siyah renkte bir lotus çiçeği parçalara ayırdı.

Yaşlılardan biri büyüyü umursamadan ''Sen ne demeye çalışıyorsun, neden şeytanlaştırılmış dedin?'' diye bağırırken Yuu soğuk ve korkutucu bir gülümsemeyle cevaplamıştı.

''Benim olmamı istediğiniz kişi olacağım artık, siz çürümüş elflerin bu büyüyü beğenmeyeceğine eminim.'' demiş ve derin bir nefes alarak ''Tüm genç neslin gücünü çal!'' diye bağırdığında, yaşlılar gözlerinin gerçekleşen olaylara anlam veremiyorlardı.

Gökyüzündeki devasa lotus çiçeğinden bazı kökler çıkmış ve klanın bazı yerlerine yayılmıştı. Yuu kahkaha atarak ''Karanlık Sisi'' adlı bir büyü ile karanlık elementini bir sis şeklinde etrafına yaymış ve oradan kaybolmuştu.

...

Yuu karanlıkta kaybolurken beyaz teni yavaşça kararmıştı ve böylece ilk kara elf doğmuştu.

O gün tarihteki ilk kara elf olan Yuu doğmuştu ama hiç kimse ismini veya görünüşünü bilmemişti. 

Diğer elf ırkları ise onu bir hain olarak görmüştü ama onun gelecekte daha fazla yüceltilmesini istemedikleri için onunla alakalı olan her şeyi ortadan kaldırmışlardı. İlk başta klanı olmak üzere...

Yuu kendisiyle alakalı her şeyin ortadan kaldırıldığını görünce tekrardan öfkesini dışa vurmuş ve kendisi gibi dışlanmış olan elflere karanlık manası aşılayarak onları da kara elfe dönüştürmüştü.

Klanının dışında, elf ırkının her üyesi gururlarını korumak için Yuu ile alakalı olan her şeyi ortadan kaldırmıştı ama geriye sadece iki şey kalmıştı. Bunlardan biri kara elf ırkı, diğeri ise yarattığı teknikti. Hiç kimseye güvenemeyeceğini düşündüğü için atası olduğu ırka bile kendisiyle alakalı hiçbir şey öğretmemişti.

Bunun sonucunda efsanelerde anılması gereken Yuu ve onun yarattığı efsanevi teknik unutulmuştu ama onu günümüzde bilen bir kişi bulunuyordu.

Yuu'yu bilen tek kişi Aki Umbra'ydı ve onunda bu hikayeyi başkalarına anlatmak gibi bir planı yok.

----------------------

Nasılsınız?
Umarım iyisinizdir.

Neden bilmiyorum ama bu bölüm hayal kırıklığına uğratabilir.

Aki bu bölümde yoktu ne yazık ki umarım diğer bölümde olur.
Amin demenizi öneririm.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr