Davis kan gölüne girdikten sonra 2 gün baygın kaldı. Bu 2 gün içersinde göletteki kan ile kendi kanı değişmişti. Göğsünde içi boş kılıç şeklinde bir mühür oluşmuştu. Mühüre baktığınız zaman tüyleriniz diken diken olduğunu, tehlike duyunuzun alarm verdiğini görebilirdiniz.
Davis uyanınca gücü önemli bir miktar artmıştı. Temel diyarın geç aşamasına ulaştığını fark etti. Vücudun önceki sahibi korktuğu için 'ekim' yapmak istemiyordu. Bu nedenle normal bir ölümlüydü. Davis bir ölümlü olarak ekim yapanlara karşı duramayacağını biliyordu. Ayrıca önceki dünyasıyla bu dünya farklıydı nişan almak pek bir işe yaramazdı. Yanlızca insan üstü reflekslerine ve mükemmel duyularına güvenebilirdi. Fazla oyalanmak istemedi burada. Mağarayı iyice araştırdı fakat önemli birşey bulamadı. Tek bulduğu vücudun önceki sahibinin yanına aldığı çantaydı. Çantada bıçak ve 2-3 gün idare edebilecek yiyecek vardı. Bundan sonra ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Eski köye dönemezdi muhtemelen köy diye bir yer kalmamıştı. Etrafta ne var ne yok bilmiyordu. Rastgele yürümeye karar verdi.
Not: Xulian uygulamak yerine ekim yapmak diye kullanıcam.
2 gün boyunca yürüdü. Sonunda yemeği bitti ve avlanmaya karar verdi. Bir nehir kenarına gitti ve çalılıkların arasına saklandı. Avda sabırsız olmaması gerektiğini biliyordu. Yaklaşık 6 saat boyunca bekledikten sonra kafasında 3 boynuz buluna 2 metre uzunluğunda bir domuz ondan 60 metre uzakta nehirin kenarına geldi. Sağına soluna bakındıktan sonra su içmeyen başladı.
Davis beklemeye devam etti ama domuz hala ona doğru gelmiyordu. Ondan tam terse yürümeye başlayınca çalılıktan çıktı. Gücünden pek emin değildi ama denemeden bilemezdi sonuçta. Yaklaşık 11 saattir yemek yemiyordu. Ne zaman bir av bulabileceğini sadece tanrı biliyordu. Yavaş yavaş çalıdan çıktı. Domuz Davis'i gördüğü gibi üstüne koşmaya başladı. Üç Boynuzlu Domuz 2. seviye canavar olarak düşünme kabiliyetinr sahip değildi. Yanlızca hislerine güveniyordu. Agresif bir tür olarak kendine tehlike hissi vermeyen bütün canlılara saldırırdı.
Davis, domuz 3 metre önüne geldiğinde birden sıçradı ve havada dönerken kılıcı domuzun boynuna sapladı. Hızla giden domuz duramadı. Domuz, boydan boya bir kesik ile yığıldı. Davis, domuzun yanında durunca karnına ferahlatıcı bir his doldu. Göğsünde ki içi bol kılıç mührünü hafif bir kırmızılık doldurdu. Neler olduğunu alamış gibiydi. Cani bir gülümseme vardı yüzünde. Öldürdükçe güçleniyordu. Bunu fark ettikten sonra gülümsemesini durduramıyordu. Bir süre daha ormanda kalmaya ve kılıcı doldurunca ne olacağını görmeye karar verdi.
Yaklaşık yarım ay sonra dikenli bir pitonun üstünde ki ağaçta oturuyordu. Zihninin içinde 2 teknik belirmişti. Biri hareket tekniği olan On Bin Ayaklı İnsan Tekniğiydi. Bu teknik üç aşamaya bölünmüştü. İlk aşamayı tamamladığınızda tek adımda yüz adım ileri gidebilirdiniz. İkinci aşamada bin, üçüncü aşamada on bin adım gidebilen dünya aşama bir teknikti. Diğer teknik bir dünya aşama saldırı tekniği olan Demir Yumruk Tekniğiydi. Dünya aşamasını değerli bir tekniği olduğu belli oluyordu. Son aşamasına geliştirdiğiniz takdirde yumruğunuz gökyüzü aşamalı bir hazinenin sertliğine ulaşabiliyordu. Birkaç önemli zayıflığı olmasa gökyüzü seviyesine ulaşabilirdi belki.
Davis beş parasız yırtık pırtık giysilerle bundan sonra ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Kılıcın dolma hızı yavaşlamıştı. Bunu hayvanların zayıflığına bağlamıştı. Önce bir şehre gidip para kazanması gerekiyordu. Aklında 2 fikir vardı ya orduya katılır ya da paralı askerlere katılırdı. Kendini bir ülkeye bağlamak istemiyordu. Paralı askerler ona göre daha cazipti. Hem kılıcı doldurması için hem de tekniklerini geliştirmek için önemliydi. Tabii ki en sevdiği hobisini unutmamıştı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..