Üçüncü günün sonunda, tam uyumayı düşünmeye başlamışken, “Cennetin Sesi” tekrar bana seslendi:
“Uzmanlık gereksinimi sağlandı. Yeteneğin, [Acı Direnci (SV 9)] [Acı Umursamazlığı]’na dönüştü, ve yeni yetenek, [Acı Toleransı (SV 1)]’in kilidi açıldı.”
Acı Direnci tekrar yükseldi, ha… seviye 8’den seviye 9’a yükseldiğini hiç fark etmedim, büyük ihtimalle ben uyurken oldu. Seviye numarası kaybolmuş, ve ismi de ”Acı Umursamazlığı” olmuş. Galiba ulaşabileceği son seviyeye ulaştı. Böylece Gece Görüşüyle birlikte son seviyeye ulaşan iki yeteneğim olmuş oldu. Gece Görüşü türüm yüzünden başından beri yüksek seviyeydi, dolayısıyla Acı Umursamazlığı tamamen kendim kastığım ilk son seviye yeteneğim! Gerçi pek kutlama yapacak havamda değilim, bu hale gelmesi için kelimenin tam anlamıyla çok acı çektim.
Pekala, görünüşe göre gerçek “canın daha az yanar” yeteneğini sonunda açtım. Acı Direncine işe yaramaz demeye çalışmıyorum, sadece benim beklediğim şey değildi. Yeni yetenek şimdilik seviye 1, dolayısıyla etkisini pek hissetmiyorum. Arkam her zamanki kabalığıyla ne kadar yaralı olduğunu söylemeye devam ediyor. Umarım Acı Toleransının seviyesinin yükselmesi onu biraz daha nazik biri yapar. Bu gece seviyesi yükselir umarım.
İyi geceler!
Dördüncü gün. Staminam düşmeye devam ediyor, artık bir şeyler yapmam lazım. Hedefim sürüden ayrı gezen yalnız arılar. Toplu halde gezen yaban arılarını çekmek çok riskli, onları yenebileceğim konusunda kendime güveniyorum, ama yine de dikkatli olmam lazım: gruplar çok fazla yaban arısından oluşuyor, durumun kontrolünü çok hızlı bir şekilde kaybedebilirim.
Dolayısıyla yalnız takılanlar benim için en uygunları, görünüşe göre etrafta kendilerine emir verecek bir komutan olmadan o kadarda akıllı değiller. Dün gözlem yaparken, yalnız yaban arılarının yaban arısı gruplarının asla sığamayacağı kadar dar tünellere girdiğini gördüm. Daha önce yakaladığım yaban arısı da böyle yapmıştır muhtemelen, bilmediği bir tünelle girip kaybolmuş ve kendimi ağımda bulmuştur. Hmm, bu çok uzun zaman önceydi ve buradan çok uzaktaydım; bu kovandan gelme ihtimali gerçekten düşük. Belki de bir yerlerde başka bir kovan daha vardır?
Gördüğüm kadarıyla, tek başına dolaşanlar pekte zeki sayılmazlar. Belki de bu yüzden yaban arısı gruplarına katılmaktansa etrafta mutlu mutlu geziniyorlardır? Acaba onları kışkırtsam bana saldırırlar mı?
Gerçi bu pekte güvenilecek bir strateji değil… özellikle de dün yeni gizli silahımı geliştirmişken!
Uzun bir ipliğin sonuna sıkıca sarılmış yapışkan bir iplik topu. Ona ‘Örümcek Topuzu’ ismini verdim! Eheheh. Benim saf gücüm artı İplik Manipülasyonunun gücüyle, havadaki yaban arılarına saldırabilirim! ...Muhtemelen. Her on atışımdan dokuzu uzağa gidiyor ama bunu yapmaya devam edersem beni bir tehdit olarak değerlendirip üstüme akın edebilirler. Eğer süper şanslı olur ve doğrudan birini vurursam, hedefimi hemen tuzağıma çekeceğim. Gerisi bir ısırığa bakıyor.
Şimdi, mükemmel atış için sadece yalnız gezenlerden biri yakına gelmesini beklemem gerek. Eğer dünkü gibi olursa, bir sürüsünün ağıma daha yakından bakmak için yaklaşması gerek, o zaman benim sıram gelecek!
“Uzmanlık gereksinimi sağlandı. Yeteneğin, [Acı Toleransı (SV 2)] seviye 3’e yükseldi.”
Beklediğim gibi, Acı Toleransının seviyesi tekrar yükseldi. Huh? Acı direnciyle karşılaştırırsak, bu seviye yükselme hızı süper yavaş! Ben uyurken seviye 5 olmuştur diye tahmin ediyordum, ama sadece seviye 2’ye yükselmiş… hmm? Acaba gereken uzmanlık miktarı mı farklı? Ya da belki farklı bir tür uzmanlığa gereksinim duyuyordur? Ahhh, bilmiyorum.
Gerçi, bu seviye yükselmesi bir şeyi çok açıkça gösterdi: Acı Toleransı gerçekten de acıyı azaltıyormuş. Yeni yeteneğim sayesinde, arkam çok daha iyi hissettiriyor.
Arkamdaki yara gerçekten büyük. İplik Manipülasyonunu kullanarak elimden geldiğince bandajladım, ama bu cidden devasa bir delik. Eğer bir insan olsaydım, kesinlikle böyle bir yaradan sağ çıkamazdım. Merak ediyorum acaba bir örümcek olduğum için mi hayatta kaldım yoksa bir canavar olduğum için mi? Her türlü bu kadar kötü bir yarayla hayatta kalmam bir mucize. Yaramda daha fazla zehir kalmadığından emin olmak için İplik Manipülasyonunu kullanarak yaramı temizlemeye çalıştım. O kadar acıttı ki düşüp öleceğimi düşündüm.
Yaramı iyileştirmek için elimden geldiğince çabuk seviyemi yükseltmem lazım. Eğer böyle kalmaya devam ederse daha kötü bir hale gelebilir. İltihap kapabilir, çürüyebilir, kangren olabilir… İpliğimle temizlemeye çalıştım, ama bu asla suyla yıkanmanın yerini tutmaz, hatta enfeksiyon kapmasına bile sebep olabilir. Durum daha kötüye gitmeden bir şeyler yapmam lazım.
Ve, birden bir umut ışığı belirdi.
Bir yalnız yaban arısı buraya doğru geliyor. Etrafta başka hiç yaban arısı yok! Eğer olsaydı, muhtemelen sıkıntıdaki yoldaşlarını korumak için müdahale ederlerdi. Bu durum mükemmel: bundan daha iyi bir şans düşünemiyorum.
Örümcek Topuzunu hazırladım. Odaklan… odaklan… nişan aaaaaal… ATEŞ!
“Uzmanlık gereksinimi sağlandı. [Konsantrasyon (SV 1)] yeteneğini kazandın.”
Oh, vurdu. Ve görünüşe göre aynı anda bir yetenekte kazandım.
Oh, adamım, vuracağımı hiç düşünmemiştim. Fırlattığım Örümcek Topuzuyla yaban arısını gafil avladım. İplik Manipülasyonunu kullanarak hemen kurbanımı kendime doğru çekmeye başladım. Kurtulmak için bütün gücüyle çırpınan yaban arısını evimin derinlerine çektim ve zehirli dişlerimle ısırdım.
Whoa. İlk denemem müthiş bir başarıyla sonuçlandı. Kötü günlerim artık sona geldi! Ah, hayır, hayır. Tekrar kendimi gazlayamam. Son sefer böyle yaptığımda başıma ne geldiği belli. Mütevazi davranmam lazım. Uzun süredir beklediğim bu yemek ile bu önemli ilk adımımı kutluyorum. Hadi yiyelim!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..