Kumo S8: Yetenek Ansiklopedisi

avatar
3461 1

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo S8: Yetenek Ansiklopedisi


 

Çeviri: Kharsmi Düzenleme: Sapphire

 

   

Gözlerim önümdeki kitaba kitlenmişti.

 

“Ne düşünüyorsun? Müthiş, değil mi?” diye sordu Kanata (şey, dükün kızı Katia demek istedim) hevesli bir ifadeyle.

 

Değerlendirme seremonisinden beri, Katia sık sık takılmaya geliyor. Başta eski ismini kullanıyordum, ama bu biraz garip hissettirdi, ben de ona şimdiki ismiyle seslemeye karar verdim: Carnatia ya da kısaca Katia.

 

\\ Katia güzel isim 

 

D.N: Bence de

 

Ama Katia bana “Shun” demekte ısrar ediyor. Zorlama bir yorumla “sh” sesinin Slaine’in başından, “n” sesinin ise sonundan gelerek “Shun” kısaltmasını oluşturduğunu söyleyebiliriz, dolayısıyla benim nickimin “Shun” olması kaçınılmaz bir hale geldi. Birbirimize seslenirken isimlerimizi kullanmamamızı umursamıyorum, ama etrafımızdaki herkes bunu çok yakın bir ilişkinin işareti olarak görüyor. Bu kesinlikle doğru; Katia ve ben iyi arkadaşlarız. Ancak Katia, şimdi bir kız olduğundan insanlar bizim ilişkimizi çok farklı düşünüyorlar. 

 

Bu insanların başında, şuan Katia ile aramda oturan, kız kardeşim Sue geliyor. Katia ne zaman bize gelse, Sue ona en korkunç bakışını atıyor ve bir an bile bizi yalnız bırakmıyor. Katia ne zaman bu olsa pis pis gülümsüyor. İyi bir abi olmak için çok uğraştım, neden bu oluyor ki?

 

\\ Neden acaba? :D

 

“Bu, dükün malikanesinden bir yetenek ansiklopedisi.” dedi Katia. “elbette, bu sıradan bir dükkanda bulmayacağın kadar detaylı.”

 

Bu kitap, insanlığın bildiği bütün yetenekleri en ufak detaylarına kadar sıralıyor. Sadece yeteneklerin isimlerini ve nasıl kullanılacaklarını içermiyor, aynı zamanda yetenekleri kazanmak için ne yapman gerektiğini de anlatıyor. Basitçe, bu bir strateji rehberi.

 

Bu arada, Katia bu dünyanın dilini konuştuğunda, sesi çok farklı oluyor. Japoncası kaba ve erkeksi, ama bu dünyanın dilinde konuşunca sesi üst sınıf bir soyludan bekleyeceğin tüm zerafeti sergiliyor. Sesini böyle kontrol edebilmesi ilk başta çok etkileyici geliyordu ama zamanla alıştım. 

 

“Wow, bu harika. Şimdi bununla istediğimiz yeteneği öğrenebiliriz, değil mi?” diye sordum.

 

“Hepsini değil. Sonuçta zamanımız sınırlı. Öncelikle hangi yetenekleri gerçekten istediğimize karar vermemiz lazım, sonra da sınırlı zamanımızı bunları geliştirmeye harcamalıyız.”

 

Heyecanla sayfayı çevirdim. Bildiğim bir sürü yetenek var ve daha önce hiç görmediğim çok daha fazlası daha. Ne zaman özelikle güçlü etkisi olan bir yetenek görsem, biraz duraklıyordum

 

“Yanlış anlamadıysam, sen ve Sue çoktan temel stat-artırıcı yetenekleri kazandınız, doğru mu? Daha kazanmadıysanız, çok yakında kazanırsınız.”

 

Katia’nın stat-artırıcı yetenekler dediği şeyler basitçe statları artırıyordu. Can, Mana Havuzu, Kuvvet ve benzeri şeyleri.

 

“Bu stat-arttırıcı yetenekler seviye 10’a ulaştığında,” dedi Katia, “evrim geçiriyorlar. Gelişen yetenekler sadece çok daha iyi etkilere sahip olmuyor, aynı zamanda seviyeleri her arttığında ilgili statta kalıcı bonuslar veriyorlar. Elbette daha canavarlarla savaşmadığımızdan, seviyemiz hiç yükselmedi. Bu yüzden, seviyelerimizi yükseltmeye başlamadan önce bu stat-arttırıcı yetenekleri kazanmamız yapılacak en akıllıca iş olur.”

 

Hala seviye 1’iz. Ne tür canlı öldürürsen öldür deneyim kazanıyorsun, illa canavar öldürmene gerek yok. Dışarı çıkıp canavarlarla yüzleşmemize izin vermiyorlar, bu yüzden seviyemizi yükseltemiyoruz.

 

\\ Aslında canavar yakalayıp öldürtebilirler bunlara. Acaba niye yapmıyorlar? 

 

Buna rağmen, statlarımız sürekli çalışmamız sayesinde artmaya devam ediyor. Ama bu hala sınırlı. Büyük değişiklikler sadece seviyen yükseldiğinde ortaya çıkıyor.

 

“Mümkünse,” Katia devam etti, “Tüm stat-arttırıcı yetenekleri iki kez evrimleştirmek isterim, ama bunun fazla hırslı bir hedef olmasından korkuyorum.”

 

Bir yetenekte seviye 10 olana kadar uzmanlaşıp evrimleştirdiğinde, bir sürü yeni fayda elde ediyorsun. Ancak, yeteneğin seviyesi her yükseldiğinde, sonraki seviye geçmek için daha fazla yetenek uzmanlığı puan gerekiyor, bu yüzden bir yeteneği seviye 10’a getirmek cidden çok zor bir iş.

 

“Metanet, Hisar ve Kartikeya gibi yüksek-seviye yetenekleri elde edersek, statlarımız dramatik bir şekilde artacak. Bu hedefe ulaşırsak çok memnun olacağım, ama en azından evrimleşmemiş hallerini elde etmemiz lazım.”

 

\\ Fortitude’yi ‘Metanet’, Fortress’ı ‘Hisar’ olarak çevirdim. Büyük ihtimalle, Metanet 54’te gelen Dayanıklılığın, Hisar ise Sertliğin evrimleşmiş hali.

 

“Kesinlikle,” dedim. “Yine de baya şaşırdım; deneyim ya da yetenek uzmanlığını destekleyen hiç yetenek yok. ”

 

Deneyim kazanımını arttıran yetenekler RYO’larda paha biçilmezdir, ama bu kitapta buna benzer bir şey göremedim. 

 

Katia kafasını salladı. “Doğru. Sen de fark ettin mi?”

 

“Evet.”

 

Şimdi, tüm ansiklopediyi taradıktan sonra, Katia’nın neyi kast ettiğini anlıyorum. Sue, omuzlarımın üstünden okuyordu, olayı anlamış gibi görünmüyordu. Ben ve Katia’nın kolayca anlamasına bozulmuş gibiydi.

 

“Hiç zanaat yeteneği yok,” dedim.

 

“Durum bundan daha kötü. Bu kitapta listeleyen tüm yetenekler savaşta kullanılmak için tasarlanmış.”

 

Bu doğruydu, bir kitap dolusu yetenek arasında hiç zanaat yeteneği olmadığı gibi, bir tane bile savaşla alakasız yetenek yoktu. Bu yeteneklerden bazıları zanaat yeteneklerinin yerini alabilir, ama bu sadece yan etkileri sayesinde gerçekleşebilecek bir şey. Bu kadar çok yeteneğin tek bir amaca yönelik olması… bu konuda cidden kötü hislerim var. 

 

Bunu sadece Katia ve ben fark etmiş olabiliriz. Sonuçta ikimizin de Japonya’da oynadığımız oyunlardan gelen tecrübeleri var. Bu dünyada büyüyen insanların başka türlü yetenekler olmamasını doğal karşılaması son derece muhtemel.

 

“Bu dünya…” fısıldadım, “… sanki savaş için yapılmış gibi.”

 

Ağzımdan bu kelimeler döküldüğünde, bir ürperme omurgamdan aşağı indi. Sadece bir şeyleri öldürerek seviyeni yükseltebildiğin bir dünya, bütün yeteneklerin savaş için olduğu bir dünya. Sanki birileri her şeyi daha fazla savaş için ayarlamış gibi.

 

“Çoğu kişi bunu bilmiyor,” dedi Katia, “ama ben Şeytan Lordunun birliklerini hızla topladığını duydum.”

“Bu…”

“Bir gün, savaşmak zorunda kalacağız. O zamana kadar, elimizden geldiğince güçlenmeye odaklanmalıyız.”

 

Sessizce kafamı salladım.

 

\\ Evet yazar yavaştan çıtlatmaya başladı :D

 

\\ Baktım bugün bölüm yok erken atayım dedim yan bölümleri. Asıl Kumo'lar yarın. Herkese iyi okumalar :)

 

Sonraki Bölümün İsmi: Yüz Metre Yüksekte Şiddetli Çarpışma (2)

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr