Bölüm 4

avatar
170 0

Makineden Gelen Tanrı - Bölüm 4


Devasa kütüphanedeki tüm raflar kol kalındığında kitaplarla doluydu. Tam ortasında ise halter ve dambılların bulunduğu küçük bir platform bulunuyordu. Oda tamamen karanlıktı ancak bu hiçbir şeyi değiştirmiyordu.

 

Soohyun gözlerini tamamen kaybetmişti.

 

Dambılları indirip kaldırırken sesli kitap dinliyordu. Göremiyor olsa da pes etmemişti. Her gün disiplinli bir şekilde fiziksel antrenman yapıyor ve Ashborne aracılığıyla da araştırma yapıyordu. Durumunu çoktan kabullenmiş ve hayatına bakmaya karar vermişti.

 

Babasının izinden gitmek istiyordu. Yetkin bir büyü mühendisi olup kimsenin yapamadığını yapmaya çalışacaktı. Sonuçta tarihte böyle pek çok figür vardı.

 

Antrenman bittikten sonra sesli kitapta durdu.

 

[Elinize sağlık. Su ve takviye içeceğiniz üç numaralı masa da duruyor.]

 

“Teşekkür ederim.”

 

Soohyun havluyla alnındaki terleri sildi ve Ashborne’nun bir bölme aracılığıyla yerleştirdiği suyu aldı. Namsan Trajedisi’nin üzerinden iki yıl geçmişti. Şu anda 14 yaşındaydı ve görmemek artık onun için büyük bir sorun değildi.

 

Evdeyken sanal asistanı Ashborne’u kullanıyordu. Ashborne sayesinde evde çok rahattı. Ayrıca artık kask takmasına gerek yoktu. Zira duyuları bir hayli güçlenmişti.

 

Görme duyusu işlevini yitirdiğinden diğer duyulara düşen iş yükü daha fazlaydı. Bu da zorunlu olarak daha da hassas olmaları demekti. Soohyun artık basit işlerini kendi başına halledebiliyordu. Kulakları sayesinde çevresindeki insanları anlayabiliyor, aldığı duyusal veriler sayesinde görmeye yakın sonuçlar çıkartabiliyordu.

 

Tek sıkıntısı tamamen görüş gücü gerektiren işlerdi.

 

O yüzden tamamen Ashborne’un yetkin yapay zekasına güveniyordu.

 

[İleri Seviye Makine Mühendisliği kursunuzu başlatayım mı?]

 

“Hayır. Bugünlük dinlenmek ve sadece yazılıma odaklanmak istiyorum.”

 

[O zaman Düşük Seviye Oftalmoloji, Orta Seviye Büyü Mühendisliği ve temel dersleri erteliyorum.]

 

“Lütfen.”

 

Artık okula gidemediğinden dersleri internet üzerinden %100 anlatım yoluyla alıyordu. Tabii bunlar özel kurslardı ve bir miktar para gitmesi kaçınılmazdı. Ancak bunları başka bir yoldan telafi edebiliyordu.

 

[Bugün ki Raytheon hisseleri %30 oranında yükseldi. Webdeki haberlere göre Raytheon Araştırma Birimi mananın yeni bir kullanım yolunu keşfettikleri ve bunun insanlık için büyük önem arz ettiğini iddia ediyor.]

 

“Raytheon mu?”

 

[Evet. Yeni bir kullanım yolu bulduklarını söyledikleri için sosyal medya da linç ediliyorlar. Fakat buna rağmen hisseleri deli gibi artıyor.]

 

“Yeni bir kullanım yolu derken neyden bahsediyorlar?”

 

[Sosyal medya da birkaç spekülasyonla karşılaştım. Çoğunluk bunun bir manipülasyon olduğunu düşünüyor. Deep Web’deki bilgi ajanslarının çıkar uğruna bir araya geldiğini düşünenler de az değil. Çok az bir kısım bunun gerçek olduğuna kanaat getirdi.]

 

“Hm… Televizyon kanallarına bak. Bu kadar ses getirdiklerine göre basın açıklaması yapıyor olmaları lazım. Birkaç yıl önceki Mana Reaktörü Projesi, Namsan Kulesi Trajedisi yüzünden askıya alındı. Kritik öneme sahip iki Koreli bilim adamının ölümü projenin iptaline yol açtı. Onunla ilgili bir haber olabilir.”

 

[KHTV’de bir basın açıklaması var.]

 

“Raytheon büyük bir şirket değil. Ancak hayatta kalmama yarayacak kadar para kazandırıyordu. Bu yüzden dolaşıma soktuğumuz para az değildi. Şu anda ne durumda?”

 

[Şu anda Raytheon çok karmaşık. Alım satımlar sürekli yer değiştiriyor. An itibariyle Raytheon hissesi tarihi düşüşler yaşıyor. Yatırdığımız 5,000$ %87,5 değer kaybetti.]

 

“Müdahale ediyorlar. Hemen dolaşıma sokabileceğimiz para miktarı nedir? Ayrıca haber kanalını açmadın mı? Hiçbir şey duyamıyorum.”

 

[Hemen dolaşıma sokabileceğimiz para miktarı sadece 3,000$. Basın açıklamasının yapılacağı kanal saldırı yiyor gibi duruyor. Sinyal çok istikrarsız.]

 

“Neden bu kadar az paramız var?”

 

Babasından kalan para 150,000$ idi. Ayrıca Seoul’ün köşesinde bir de arsası vardı. Onunla beraber toplam da 200,000$ parası vardı. Hastane masrafları devlet tarafından ödenmişti. Ayrıca 50,000$ tazminat almıştı.

 

Kamu hizmetlerinden bedava yararlanabileceği bir kartı vardı. Ve devlet tarafından halka sunulan sanal hizmetlerden %50 indirimle faydalanabiliyordu.

 

Bu devletin özür dileme şekliydi.

 

Soohyun o sahne aklına gelince tekrardan dişlerini sıktı.

 

[Banka hesabınızda bulunan 250,000$’ın %74,5’ini yani 186,750$’ı internet üzerinden aldığınız eğitimlere harcadınız. Bunlar arasında İleri Seviye Makine Mühendisliği ve Orta Seviye Büyü Mühendisliği harcanın paranın %40’ını oluşturuyor. Geri kalan %25,5’ini ise ağırlık, sesli kitap, besin takviyesi almak ve başarısız girişimler için kullandınız.]

 

Soohyun kendine geldikten sonra tüm her şeyini kendini eğitmek için kullanmaya karar vermişti. Babası gibi yetkin bir mühendis olmak için tüm mal varlığını ortaya koyuyordu. Göremiyor olsa da zihninde yaptığı imgeleme sayesinde bir şeyler tasarlayıp onu Ashborne’a anlatıyordu.

 

Tabi basit bir tasarımı bile anlatması saatlerini alıyordu.

 

“Anladım. Toplam mal varlığımız 8,000$ demek.”

 

Düşündüğünden çok daha fazla para harcamıştı. On dört yaşında bu miktarda para harcayan sayılı insan vardı dünya da.

 

[Hayır. Toplam mal varlığınız 4,000$ civarında.]

 

“Hmm… Basın toplantısını ertelemeye çalışıyorlar. Ayrıca hisse sahiplerinin elindeki hisseyi ucuzdan almayı düşünüyorlar. Dikkatle hazırlanmış bir plan. Ashborne, Raytheon’dan alabileceğimiz kadar hisseyi almaya çalış. Ayrıca kulaklığım nerede?”

 

[Sağ tarafınızda.]

 

“Oh..”

 

Soohyun masadaki kulaklığı aldı ve sağ kulağına taktı.

 

“Hisse senedindeki değişimleri bana anlık olarak iletmeni istiyorum. Raytheon halka arz ettiği hisseleri ucuza geri almayı planlıyor. Birçok kişinin korkup geri çekildiği çok bariz. Bunu fırsat bilerek elimizden geldiği kadar hisse toplayacağız. Hacim yüz milyonu geçtiğinde haber etmeni istiyorum.”

 

[Kenmar’daki hisselerinizi satmamı ister misiniz?]

 

“Hayır, kalsın onlar.”

 

Hisseler sürekli el değiştiriyordu.

 

Bu keskin düşüş birkaç kişinin hayatını bitirecekti.

 

Fakat bu aynı zamanda bir fırsattı. Duygularına hakim olabilenlerin yükselip hakim olamayanların çakılabileceği bir fırsattı.

 

[Basın toplantısı KHTV Sosyal Medya hesabında başladı.]

 

“Sesini aç. Kulaklığın sesini kıs ancak bilgi aktarmaya devam et. Hm? Anladım. Bu oyunda iki taraf var. Hisseleri düşük fiyattan satan ve sattığı alan…”

 

[Canlı yayın aktarılıyor.]

 

Soohyun odağının büyük kısmını basın toplantısına verdi.

 

{Dünya’daki enerji miktarı gün geçtikçe artmakta ancak buna rağmen elektrik gibi enerjilerle istediğimiz verimi alamıyoruz. Raytheon ve Mistik Kılıç Loncası işbirliğiyle geliştirilmiş yeni bir teknolojiyi hizmetinize sunmaktan büyük bir onur duyarım.}

 

“Mistik Kılıç Loncası mı? Ashborne basın konferansında en çok dikkat çeken iki kişiyi betimle bana. Hemen!”

 

[Mikrofonların doğrultulduğu kişi Raytheon Company’nin kurucusu Constantine Bruno. 7 cm büyüklüğünde kulaklara sahip. Saçları siyah renkli, üç santimetre boyutunda askeri tarz. Mavi gözlü, siyah bir takım elbise giyiyor. Diğeri ise hemen yanında duran beyaz saçlı bir adam. Boyu 191,2cm, geniş omuzlu bir kılıç ustası gibi duruyor. Gözleri siyah, sert bir ifadesi olmasına rağmen gülümseyerek bakıyor. Mistik Kılıç Loncası’nın lideri Choi Young-ho ile eşleştirildi.]

 

Soohyun yumruklarını sıktı. Kalbi kederle doldu. Bu adam Yeşil Ejderha’yı öldüren kişiydi. Ondan nefret ediyordu, zamanında yetişemediği için.

 

{Yeterli miktarda mana toplayamadığımız için şehirlerimizi büyük bariyerler ile koruyamıyor, bu yüzden aniden gelen canavar baskınlarında sevdiğimiz pek çok kişiyi kaybediyorduk. Ancak bu yeni teknoloji sayesinde bir şehir büyüklüğünde bariyerler oluşturabileceğiz. Soruları alabilirim.}

 

Son cümlesini söylediği gibi Soohyun’un sağ kulağındaki kulaklık hiç durmadı.

 

[Raytheon’un işlem hacmi yüz milyon doları geçti. Hisseler hızla artmaya başladı.]

 

[İki yüz milyonu geçmesi bir dakika sürecek.]

 

“Büyük oyuncular dahil oluyor ha.”

 

Basın konferansı sorularla devam etti.

 

Soohyun muhabirlerden birinin maskülen sesini duydu.  

 

{Yıllar önce Circle Military Corp. tarafından tanıtılan Mana Reaktörü ile olan benzerlikleri dikkat çekiyor. Bunun hakkında ne diyorsunuz? Raytheon, Circle Military Corp’un buluşunu çalması ne kadar doğru?}

 

Soohyun bunu duymasıyla beraber oradakilerin satın alınmış muhabirler olduğunu anladı. Bu gerçek bir basın toplantısı değildi. Sadece bir gösteriydi.

 

{Namsan Kulesi Trajedisi’ni hepiniz duymuşsunuzdur. Yeşil Ejderha’nın saldırısı pek çok vatandaşımızın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bunlar arasında Mana Reaktörü’nün prototipini tanıtmak amacıyla festivale katılan iki önemli bilim adamı da bulunuyordu. Si Chong-su ve Sok Chihu olmadan reaktörün tamamlamak imkansızdı. Bu yüzden Raytheon olarak çökmekte olan Circle Military Corp’a yardım etmek amaçlı Mana Reaktörü’nün tüm haklarını satın aldık…}

 

Soohyun nefretle dişlerini sıkmaya devam etti ancak yapabileceği bir şey olmadığını fark edince derin bir nefes alarak kendini sakinleştirdi. Namsan Kulesi Trajedisi bugün hâlâ sosyal medya da tartışılan bir konuydu.

 

Hatta meme olarak kullanıldığı zamanlar da oluyordu.

 

Fakat Soohyun o olaydan beri sıcak bir şeye dokunamıyordu.

 

Sıcak bir şeye dokunduğunda sanki tüm vücudu alev alıyordu. Sırf bu yüzden dışarı çıkmak bile istemiyordu.

 

Ancak şu anda Namsan Kulesi Trajedisi’ni kullanarak güç kazanmaya çalışanlar vardı.

 

Nasıl sakin kalabilirdi ki?

 

“Kulaklıkla bağlantını kesebilirsin. Bundan sonra günlük raporlar dışında bir şey istemiyorum. Elimizdeki hisseleri zirve noktasına kadar koruyacağız.”

 

[Gün sonuna kadar çalkantılı olacaktır.]

 

“Artık büyük oyuncular katıldı. Bizim gibi küçüklerin kenara çekilmesi lazım. Şu anda elimizdeki hisseleri koruyacağız. Yüzde kaçına sahibiz?”

 

[%0,5’e sahibiz.]

 

“Çok yüksek. Şirket değeri hesaplandıktan sonra beni haberdar et. Bir kısmından kurtulalım, aksi takdirde dikkatleri üzerimize çekeceğiz.”

 

Düşük profilin hayatını kurtaracağını biliyordu. Bu dünya da Mana olmasaydı ünlü olmayı deneyebilirdi ancak ünlü olduktan sonra kesinlikle bir otoritesinin olması lazımdı. Aksi takdirde hem hayatı hem de şöhreti yok olurdu.

 

Ashborne tüm veri akışını kestikten sonra bir soru sordu.

 

[Terminali açmamı ister misiniz?]

 

“Hayır, kalsın. Moralim bozuk.”


 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr