1. Cilt: Yabancı
Bölüm 1
"Geçidi zamanında açtığından emin ol bak!" diye bağırdı, ince bir genç oğlan. Çok da uzun olmayan dalgalı beyaz saçları, hafif hafif esen rüzgarla dalgalanıyordu. Üzerindeki ince deri kıyafet biraz yıpranmıştı. Belinin sağ kısmında ise küçük bir hançer yer alıyordu. Bunlar dışında göze çarpan tek özelliği mavi gözleriydi.
"Mızmızlanma Mathias! İlk defa yapmıyoruz bunu!" diye cevap verdi uzun siyah saçlı kadın. Birçok erkek ve kadın aynı yerde gizlenmiş bekliyorlardı. Hepsi bir saldırı büyüsünü hazırda tutmuş aşağı bakıyorlardı. Onların olduğu yer yüksek iken Mathias isimli genç, oldukça alçak bir yerdeydi.
"Geçen sefer az kalsın kestaneyi çizdiriyordum! Bana mızmızlanma mı diyorsun!?"
Kadının yanındaki iri yapılı bir adamın kaşları çatıldı. Fazla uzun olmayan sakallarını eliyle düzeltirken durdu ve "Aşağı gelirsem seni o delilerin arasına atacağım Mathias! Velet gibi davranma da yap artık şunu!" dedi. Gencin aşağıda boş boş konuşması sinirini bozmuştu.
"Tamam da ne bağırıyorsu-"
Cevabı, suratına yediği ekipman çantasıyla kesilmişti. Adam kendini tutamamış ve çantayı onun tam yüzüne fırlatmıştı. Birkaç kere sendeleyen çocuk yere düştü ve burnunu tutmaya başladı.
"Bütün gün seni mi bekleyeceğiz lan!?"
"Sakin ol, Brogan." Siyah saçlı kadın, adamı sakinleştirmeye çalışırken Mathias ayağa kalktı.
"Büyü gücüm biraz daha gelişsin kıçına tekmeyi basacağım!" diye bağırdı. Daha yeni sakinleşmiş olan adam tekrar çıldırınca diğerleri onu tutmaya çalıştı.
"Mathias!"
Kadın tekrar bağırınca genç adam, "Tamam, tamam." diyerek biraz uzağındaki insanlara doğru döndü.
Deliler... Habis enerjiye maruz kalarak aklını yitirmiş insanlar... İçlerinde habis enerji akmayan her canlıya saldırırlar. Bunu yapmadıkları zaman ise boş boş otururlar. Habis enerji yüzünden algıları karışmıştır ve sağırdırlar. Bu nedenle birisi kulaklarının dibinde bağırsa bile duyamazlar.
Bunlardan birkaç tanesi ormanın girişinde duruyordu. Köy Loncası'nın görevi, köyü bu mahlukatlardan korumaktır ve bu iş için krallıktan ödeme alırlar. Avladıkları her habis varlık için ayrı ödeme yapılır.
Mathias, işaret parmaklarını ileri doğru uzatırken "Çarpma!" diye bağırdı. Parmak uçlarından fırlayan küçük yıldırımlar delilere doğru uçmuştu. Bedenlerine değen elektrikle çarpılan deliler bir an neye uğradıklarını şaşırdıktan sonra onu gördüler ve oturdukları yerden kalkarak koşmaya başladılar. İçlerindeki habis enerji saklanan lonca üyeleri tarafından bile hissedilebiliyordu.
"Bana saldırırsanız çarparım!" diye bağırdı genç.
Rose, elini yüzüne vurdu. "Bir de kelime oyunu yapıyor."
Mathias, Çarpma adlı büyüsünü kullanmaya devam etti. Yakındaki tüm deliler kendisine doğru hücuma geçtiği zaman ise "Pekala Rose, geçidi açabilirsin." diyerek beklemeye başladı. Birkaç saniye bekledikten sonra ise ortada bir geçit olmadığını fark etti. "Rose?"
Kadına doğru bakınca ise onun, kollarını göğsünde kavuşturmuş bir şekilde ona baktığını gördü. Geçit büyüsü yapıyora benzemiyordu. Gencin yüzü düştü. Ufaktan terlemeye başlarken "Bunları tek başıma halledemeyeceğimin farkındasınız değil mi?" diye sordu zorlukla gülümseyerek.
Kadın hala bekliyordu. Deliler iyice yaklaşınca tekrar saldırmaya başlayan Mathias, tüm büyü enerjisini tüketene kadar saldırdı. Ama bu büyü konusunda bir mahlukatı öldürebilecek kadar ustalaşmamıştı. Onun saldırısı sadece can yakıyordu. Üstelik artık can yakabileceği kadar büyü gücü de kalmamıştı. "Rose!?"
Deliler mesafeyi kapattıkları zaman içlerinden birisi gence doğru sıçradı. O ise sanki bir şey yapabilecekmiş gibi küçük hançerine sarılacakken ayaklarının altında açılan geçide düştü ve diğerlerinin yanında belirdi.
Yerde oturuyorken, Brogan yüksek sesle "ŞİMDİ!" diye bağırınca, herkes hazırladıkları büyüleri bir noktaya toplanmış olan delilere fırlattı. Büyü yağmuruna hazırlıksız yakalanan mahlukatlar, hiçbir şey yapamadan tüm saldırıları yediler ve cesetleri bir bir yere yığıldı.
"Pekala, arındırıcı büyücüler onları arındırsın ki loncaya götürebilelim." Brogan, bu avı da hallettikleri için memnun görünüyordu.
Rose ise Mathias'ın önünde dikilmişti. Kolları yine göğsünde kavuşturulmuştu. Bu hareket onun göğüslerini daha ön plana çıkarsa da yüzündeki ifade bu güzelliği unutturmaya yeterdi. "Umarım bir ders almışsındır."
Mathias yavaşça yerden kalkıyordu. "Tabii ki, aldım. Bir yer değiştirme büyün yoksa ölme ihtimalin var."
"Ah," kadın gözlerini devirdi. "Her neyse." Bu genç adam 16 yaşına gelmişti. Ama yine de bazen çocukça davranmaktan çekinmiyordu. Bu bazı zamanlar eğlenceli olsa da sinir bozucu olduğu zamanlar daha fazlaydı.
Delilerin cesetleri arındırılmaya devam ediyordu. Bu işlem onları taşıyacakları için çok önemliydi. Çünkü habis enerjinin onları yürüyen cesetlere döndürme olasılığı yüksekti. Bu durum ilk olmazdı hem de. Daha önce bu tür durumları yaşamışlardı. Öldürdüklerini kanıtlamak için cesetler akşam kasabaya götürülecekti. Bu yolculuk her ne kadar Rose'un geçidiyle gerçekleşecek olsa da o zamana kadar canlanmamaları gerekiyordu.
Brogan bir kenarda durmuş izlerken genç adam onun yanına gelerek sırtına yavaşça vurmaya başladı. "Çok kızmadın, değil mi Brogan?" Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle soruyordu. Orta yaşlı adam ise işaret ve baş parmaklarını kendi kaşlarına getirerek sakinleşmeye çalıştı.
"Hadi ama! Hala dostuz, değil mi?" Mathias gülümsemesini hiç bozmuyordu. O ise sadece oradan uzaklaştı. Genç adam onun arkasından bakarken kendi kendine "Bu da her görevden sonra çok agresif oluyor." diye söylendi.
Aradan bir süre geçmişti ve akşam olmuştu. Tüm üyeler lonca binasında toplanmış bekliyordu. Herkes masalarda bir şeyler yiyip içerken liderleri olan Brogan oraya geldi. "Ücretler geldi millet." dediği zaman herkes sevinirken en önde koşan Mathias olmuştu. "İşte haftanın en sevdiğim günü."
"Bekle, Mathias." onunla aynı masada oturan arkadaşı Alain, onu durdurmaya çalıştı. Binanın tahta zemininden onun ayak seslerinden başka ses çıkmıyordu. "Sıramızı beklemeliyiz."
Alain, Mathias ile aynı yaştaki bir su büyücüsüydü. Şifa sınıfıydı ve saldırı büyüsü yoktu. Görevlerde yaralananlar olma ihtimaline karşı onlarla gidiyordu. Her görev bugünkü kadar basit olmuyordu bazen.
Ayrıca bu genç erkek, köyün en varlıklı ailesinin reisinin yeğeniydi. Annesi ve babası o küçükken ölmüştü ve tıpkı o da Mathias gibi ebeveynlerini hiç tanımamıştı. Onu çocuğu olmayan amcası ve eşi büyütmüşlerdi. Öz çocukları gibi bakmışlardı. Omzuna kadar uzanan siyah saçları ve tıpkı Mathias'ınkiler gibi gözleri vardı.
"Kurallara çok uyuyorsun, Alain." Gencin yüzü önüne düştü ve masasına geri döndü. Arkadaşı ise ona gülümsüyordu.
"Yarın Nihai Büyü Töreni için kıyafet almaya kasabaya gideceğim. Neden benimle gelmiyorsun? Bu yırtık kıyafetten sıkılmıyor musun?" Siyah saçlı Alain, onu da davet edince Mathias bir an düşündü.
"Üşendirici bir iş gibi. Hem kıyafetimin neyi varmış ki? İlk günkü gibi."
Arkadaşı tek kaşını kaldırdı ve o u baştan aşağı süzdü. "Törene bu şekilde katılırsan alay konusu olursun."
Haklıydı. Nihai Büyü Töreni her sene yapılan ve 16 yaşına girenlerin en güçlü büyülerinin açığa çıkmasını sağlayan bir törendi. Oldukça önemli bir etkinlikti çünkü Nihai Büyü demek bir insanın asıl gücü demekti. Haliyle bu törene yırtık kıyafetle katılmak utanç verici olurdu.
"Off... Pekala. Seninle gelirim."
"Harika, şafak vakti seni alırım."
"Şafak?" Zorlukla gülümsedi. Şafak vakti uyanmak oldukça korkutucu bir düşünceydi.
Onlar konuşurken sıra kendilerine gelmişti ve Brogan ikisine de ücretlerini verdi. "Mathias, bir hafta sonra Nihai Büyü Töreni var. Adam akıllı bir şeyler al kendine diye fazladan ödeme yapıyorum sana."
"Eh, memnuniyetle kabul edeceğim." Brogan agresif birisi olarak tanınsa da gençlere karşı aslında oldukça şefkatli ve düşünceliydi. Özellikle de yetim ve öksüz olarak büyümüş bu iki gence karşı. Alain'in en azından akrabaları vardı ama Mathias'ın kimsesi kalmamıştı. Anne babasını tanımadığı gibi onu büyüten büyükannesi de vefat edeli uzun bir süre olmuştu. Bu genç, büyü gücünü uyandırdıktan sonra doğrudan loncaya katılmak istediğinde, onu geri çevirememişti. Savaşacak gücü olmamasına rağmen, tüm loncayı onun da içinde yer alacağı bir savaş düzenine geçirmişti. Şimdi fazladan ödeme yapması şaşılacak bir şey değildi.
Mathias, kendisine verilen kesenin içindekileri saydı. "300 bronz. Kasabada bununla yeni kıyafetler alabilirim," dedi. Ardından "Teşekkürler Brogan." diye eklemeyi de unutmadı.
Adam başını eğerek karşılık verdikten sonra "Bugünlük bu kadar. Dağılabilirsiniz." dedi ve tüm üyeler evlerine doğru yola çıktılar.
----------
Hikaye İle İlgili Bilgiler #1
Deliler, habis enerjinin değişime uğrattığı insanlar olup Mahlukat adı verilen habis varlıkların en düşük güçte olanlarıdır. Ekstra bir özellikleri olmamakla birlikte büyüsünde biraz ustalaşmış bir büyücü tarafından kolayca öldürülebilirler. Çoğunluğu ormanda saklanan haydutlar veya habis enerjinin yoğunlaştığı yerlerden geçen yolculardır.
Seviyeler
Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..