6. Cilt: İsyankar, Bölüm 10

avatar
333 1

Mathias - 6. Cilt: İsyankar, Bölüm 10


6. Cilt: iSyAnQaR
Bölüm 10

"Tuzaklar kuruluyor." Altın zırhlı askerlerden birisi taht odasına gelerek rapor verdi. Burası kanlardan temizlenmişti fakat kraliyet ailesinin cesedi bulunamamıştı. Asilik Tohumu'nun etkisi altına giren askerlerin onlara ne yaptığı belirsizdi.  Tüm saray didik didik arandı fakat en ufak bir ize bile rastlanmadı. Haliyle usulüne uygun şekilde gömülemediler.

"Anlaşıldı. Hepsi bitince tekrar rapor ver." Eleanor, Alonzo ve Mival taht odasında duruyorlardı. Geriye kalan herkes tuzakların kurulumu için yardım etmeye gitmişti. Saraydaki askerlerin bir kısmı da zindanlardaki insanların orada kaldığından emin olmakla görevlendirilmişti. Herkesin bir işi varken planlama işi de bu üçlüye düşmüştü.

"Duyup da buraya gelebilmesi için birkaç güne ihtiyacımız olacak." dedi general.

"Bu zaten gerekli bir durum. Fırtına hala çıkmadı. 3 gün ila 7 gün arası sürüyor. Fırtına olmazsa Mathias mirasını kullanamaz." diye bilgilendirdi Eleanor.

Prens Mival de "Öyleyse ona zaman kazandırırken bir yandan da hazırlıkları yürütmemiz gerekecek. Bizim de size bir katkımız olabilir." dedi.

"Ne gibi?"

"Öncelikle General Alonzo'nun hala bizim tarafımızda olmasının katkısı olacak tabii ki. Kendisi Büyücü İmparatoru seviyesinde bir Saldırı Sınıfı Destek Büyücüsüdür." diye konuşmaya başladı sarışın genç. "Ayrıca sizin krallığınızın verdiği kaynaklara ek olarak saraydaki hazineyi tamamen kullanımınıza açacağım. Gerekli olan her şeyi rahatlıkla alabilirsiniz."

"Bunun için teşekkür ederiz, Prens Mival. Duruma göre daha çok güç arttırıcı malzemeye ihtiyacımız olabilir tabii ki." Lonca lideri, Alonzo'ya döndü. "Sizin de yanımızda olmanız güzel bir gelişme oldu, General Alonzo."

"Krallığa hizmet için buradayım. Ne yazık ki haberi geç aldım. Kralı korumak için zamanında yetişemedim."

Kısa bir sessizlik oldu. Gerçekten de haber ona geç gitmişti. Bir tür darbe girişiminden haberi vardı fakat Habis Antik Hazine sayılan İsyankâr'ın ortaya çıktığını bilmiyordu. Sıradan bir darbe bastırılabilirdi. Bu nedenle kral, ondan yardım istememişti. Saraya saldırıldığını ve kralın öldürüldüğünü duyan Alonzo, tek başına buraya gelmiş ve sarayı geri almak için uğraşmıştı.

"Artık işin ciddi kısımlarına geldik."

----------

"Yanlış takıyorsun, dümbük!" Elindeki kristali söylenen yere yerleştirmeye çalışan Mathias, bir yandan da milletin sinirini bozmayı ihmal etmiyordu.

"Doğru ya lan işte!"

"Öyle mi dediler, salak herif!? Düz ucu yukarı gelecek!"

Aryn, yıldırım büyücüsüne dönerek "Aslında düz ucunun aşağı gelmesi gerektiğini söylediler. Mathias, sen düz uçlarını yukarı mı koydun?" diye sordu.

Herkes durup ona bakmıştı. "Yukarı gelecek olan ucu sivri olan mıydı?"

Garvin elini yüzüne vurdu. "Şu salağın kurduğu tuzakları kontrol edelim."

"Ya, aşağı gelince daha doğru duruyor. Bence aşağı doğru yapalım. Bakın, efsane çalışacak."

"Boş yapma. Zaten vaktimiz kısıtlı, bir de senin zeka yoksunu hareketlerinle uğraşmayalım."

"Siz ne anlarsınız bilimden! Hayatınızda kaç tane düzenek kurdunuz lan!?"

"Sen çok kurdun sanki."

"Beni karıştırma şimdi. Ben size soruyorum, cahil herifler!"

O söylenmeye devam ederken yanlış kurduğu tuzaklar bir bir düzeltildi. Tuzağın kurulumu oldukça basitti aslında. Bir ucu düz, diğer ucu sivri olan avuç içi büyüklüğünde 8 kristal, odanın tüm köşelerine gelecek şekilde duvarlara yerleştiriliyordu. Düz ucu aşağıya gelecek şekilde yerleştirilen kristaller, tetikleyici sayesinde aktif hale getiriliyor ve tıpkı Kutsal Büyü Kristali'nin saklandığı odada yazıtlarla sağlanan baskıya benzer bir baskı yaratılıyordu. İsyankâr güçlüydü; ama kullandığı bedene ekstra büyü direnci kazandırmıyordu. Haliyle bu baskı ona ağır gelmeliydi. Tamamen durdurmaya yetmeyeceği belliydi tabii. Fakat zaten amaç onu yormaktı. Asıl işi son tuzakta, fıskiyenin orada yapacaklardı.

"Hepsi bitti. Diğerlerinde dikkat et nasıl taktığına, cızırtılı aptal."

"Çok konuşma, çatlamış toprak suratına yıldırım attığım."

"Diğerleri herhangi bir sıkıntı yaşadı mı acaba?" Dorian'ın sorusu onların da meraklanmasını sağladı. Mathias, Dorian, Aryn ve Garvin bir ekipti. Tavon, Eva ve ikizler ise başka bir ekibi oluşturuyordu. Askerler de onlara yardım ederken sarayın farklı bölgelerini paylaşmış ve kurulumlara başlamışlardı.

"Gelin bu tuzaklar yerine benim planımı yapalım." dedi Mathias. "Kesin yani, 2 dakika çekmeden yakalarız."

"Onun önünde can çekişen balık dansı yapman işe yaramayacak, Mathias. Anla artık şunu."

"Niye lan? Karşında birden bire can çekişen balık dansı yapan birini görsen bi' duraksarsın. 'Ne oluyor lan burada?' dersin. Bi' şaşırırsın, afallarsın. İşte o sırada siz de işi bitirirsiniz ne güzel. Kolay iş."

"Planını dinlerken hayatımın 5 dakikası boşa gitti zaten." diye karşılık verdi Büyü Hırsızı. "Bir de onu savunmanı dinlemekle zaman kaybetmeyeceğim." Elindeki kristali duvara yerleştirdi. "Bu sonuncuydu. Bu oda da bitti."

Garvin "Güzel, öyleyse diğerine geçelim." diyince üçlü, odadan çıktı. Beyaz saçlı büyücü sap gibi kalmıştı. Peşlerinden giderken söyleniyordu.

"Ulan her seferinde planlarımı küçümsüyorsunuz, her seferinde de benim planım işe yarıyor. Yok arkadaş, insanlar artık zekadan da anlamıyor."

----------

"Tamamlandı." dedi mavi saçlı kız. Kardeşi de "Tüm kristalleri dizdik." diye devam ettirdi.

"Pekala, öyleyse işimiz bitmiş demektir." Yardımcı lider yerdeki çantayı aldı. "Hadi, Eleanor'un yanına dönelim. Diğerleri de bitirmiş olmalı."

Eva bir geçit açtı ve onu kullanarak taht odasına döndüler. İlk dönen ekip onlarınkiydi. Onlardan hemen birkaç saniye sonra da Mathias'ın ekibi gelmişti. Hala açık olan geçidi gören genç büyücü "Hile yapmışlar. Biz kaybolduk gelirken, bunlar geçitle gelmiş." dedi.

Ama "Eva'nın bizimle gelmesinin avantajıydı bu." karşılığını aldı Tavon'dan.

"Hep sizinle geliyor zaten. Az salın da biz de geçide girelim. Yazık Dorian kilo veriyor bu yüzden." Bir elini onun göbeğine atarak okşamaya başladı. Şişman büyücü onun eline vurarak uzaklaştırdı.

"Tuzaklar kuruldu mu?" Eleanor'un sorusu onları ciddiyete geri döndürdü.

"Bizim kısım tamam."

"Bizimki de."

"Öyleyse geriye sadece askerler kalıyor."

Alonzo bir adım öne çıktı. "Tuzak işi halledildiyse, artık haberi yayma aşamasına geçebiliriz."

"Doğru, en azından birkaç şehrin duymasını sağlayın, General Alonzo." Prens Mival bile bu adama karşı oldukça saygılıydı. Birkaç gün sonra kral ilan edilecek olmasına rağmen yine de bu şekilde bir tavır sergilemesi oldukça takdir edilesiydi. Belki de ondan çekiniyordu, kim bilir?

General orayı terk edince sadece lonca ve sarışın prens kalmıştı. Genç adam "Sizlere tekrardan teşekkür ediyorum. Bu yardımı Kral Conrad'ın yardımından çok sizin yardımınız olarak gördüğümü bilmelisiniz." dedi.

"Buna gerek yok, Prens Mival. Daha önce de konuşmuştuk. Habis bir Antik Hazineyi durdurmak gerekiyor."

"Yine de kralınız emretmeden önce bunu yapmak istiyordunuz. Burada sadece onun emri sebebiyle bulunmadığınızı bilmek gerçekten de rahatlatıcı. Bu yüzden size güveniyorum."

Eleanor "Teşekkür ederiz." dedi. Sonrasında ise sadece savaş planını tam detaylı bir şekilde konuşabilmek için generalin dönüşünü beklediler. Böylelikle onun da fikirleriyle planı yeniden şekillendirebilirlerdi.

O sırada General Alonzo, çoktan şehirde duyurular yapılması için emir vermiş, hatta bazı askerleri civar şehirlere gönderip oradan da başka şehirlere duyuru yapılması emrini vermişti. Haber kısa süre içerisinde yayılacaktı. 3 gün sonra, yeni kral taç giyecekti. Bunu duymayan kalmayacak ve nihayetinde bu mesele İsyankâr'a da ulaşacaktı.

Tamamını katlettiğine inandığı kraliyet ailesinden birinin hayatta olduğu ve yeni kral olacağı haberini hiç de hoş karşılamayacak ve onların üzerine gelecekti. Eilif'in planı oldukça iyiydi. Kılıcın kişiliğini de göz önünde bulundurarak iyice kışkırtmak için duyurulara özellikle "İsyankâr'ın öldüremediği Prens Mival'in emirleriyle." cümlesini eklemelerini söylemişti. Her şey onu kendilerine çekmek içindi. Üstelik karşısına her engel çıkarışlarında iyice öfkelenecek, gözü döndükçe de tuzaklardan gördüğü zararı önemsemekten çok, prensi öldürmeye odaklanacaktı.

"Danışman bir konudan daha bahsetti." dedi Eleanor. Herkes ona dönmüştü. O ise doğrudan Mathias'a bakıyordu.

"Neymiş?"

"Son tuzakta, kısa bir süre için saldırılara açık olacak. O sırada onu öldürecek bir saldırı yapmamız gerektiğinden bahsetti. Asla yaralı bırakmamamız gerektiğinden. Tam olarak emin değilmiş ama yine de kılıcın kendine bir de son koz sakladığından şüpheleniyor. Daha önce bir varisle karşılaşmamıştı ve bunun gibi yeni bir durumda yeni şeyler ortaya çıkarabileceğini düşünüyor."

"Ne gibi yeni şeyler?"

"Bir fikrim yok. Tek bildiğim saldırı sırasında Mathias'ın tüm gücünü kullanması gerektiği. Buna biz de destek vereceğiz. O an saldırmaya müsait olan herkes saldıracak. Onu öldürmek için son tuzağı iyi değerlendirmeliyiz. Yoksa durum ciddi bir sıkıntıya düşebilir."

Bu sözler herkesi daha tedirgin bir ruh haline sokmuştu.

Hikaye İle İlgili Bilgiler #87

İsyankâr, kötü duygular ve yöntemlerle yaratılmış olduğundan dolayı Habis Antik Hazineler kategorisine girmektedir. Bu şekilde yaratılmış Antik Hazinelerin kullanıcı üzerinde kötü bir etki bırakması, onların ortak noktalarıdır. Tarihte bu türün bilinen örneklerinin en meşhur etkisi, kullanıcıyı kontrolsüzce ölüme sürüklemeleridir. Buna rağmen onlara sağladıkları güç yadsınamaz. Kontrolü kaybettiren Antik Hazinelerin yanında, tüm gücünü kullanıcının ayaklarına seren Habis Antik Hazineler de vardır. Fakat her şekilde onları kullanmanın bedeli ağırdır. Önlerinde dursa bile insanların çok azı onları kullanmaya cesaret edebilir.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr