Berke’yle kapının önünde bekliyorduk.

Çevredeki oyunculardan hiçbiri bize yaklaşmaya yeltenmedi bile. Baskının sahipliği üzerine yapılan yoğun bir tartışmadan sonra ortam sessizleşmişti. İnsanlar sakince baskının başlamasını bekliyordu. Agil ve bizim iki velet bir kenara çekilmiş bir şeyler hakkında konuşuyordu.

Ah gençlik...

Hepimiz ufak yaratıkları temizlemekle görevlendirilmiş olan H takımındaydık. Geriye kalan tüm takımlar ise bossla ilgilenecekti.

Baskın zam

“Yancı yaratık derken?! Albay Taurus Nato’dan bahsetmiyorsun herhalde!?” dedi bizim velet. Agil iç çekip sorularını cevapsız bıraktı.

Bu sırada diğer gruplardan zırhlı bir adam yaklaştı.

“Siz efendiler bu H tebaasının mensupları mısınız acaba?” dedi. Konuşmasını dinlemek başıma ani bir ağrı girmesine sebep oldu. Sonuç olarak ben de konuşmanın geri kalanını dinlemedim.

Kısa bir süre sonra bizim velet, boss hakkında birkaç tavsiye verdi. Bu tavsiyeleri de dinlediğimi pek söyleyemeyeceğim.

Kibaou’nun kapıyı açmasıyla birlikte baskın resmen başlamış oldu.

Karşımızda metrelerce boya sahip iki adet minator duruyordu. Gerçek hayatta bu kadar büyük yaratıklarla karşılaşmak garip bir hissiyat veriyor.

Bizim veledin önderliğinde H takımı, Albay Taurus Nato’ya saldırmaya başladı.

“Pilav Abi! Nohut abi! Switch!” Diye bağırdı bizim velet. Agil’e dümdüz ismiyle seslenip bize abi demesine yorum yapmıyorum.

Bize verilen garip takma adlara hiç aldırış etmeden ileri atıldık. Ancak biz saldırılarımız tamamlamadan arkamızdan bir çığlık geldi.

“Çabuk çekilin!” Dedi bizim velet. Nato elini kaldırmış, yere yumruk atmaya hazırlanıyordu. Böyle bir şok dalgası bizi öldürmese de geriye savrulup savaş dışı kalmamıza sebep olabilirdi.

Berke’yle anlık olarak birbirimize baktık ve başımızı salladık.

Hemen ardından sanatsal bir şekilde gerilip aynı anda olduğumuz yerden sıçradık.

“Sonic Leap!” Diye haykırdım. Okurken utanç verici geliyor olabilir ama o anda güzel bir adrenalin desteği verdiğinden emin olabilirsiniz. Hem bir iki erkeksi çığlık atmadan boss dövüşü yapılır mı?

Berke’yle yaptığımız mükemmel zamanlama sayesinde Taurus’un oluşturduğu şok dalgasından kurtulduk ve kafasına iki sert darbe indirdik. Yüksek seviyelerimiz sağ olsun canının kayda değer bir kısmı yokluğa karıştı.

Tabii ki her şey bununla bitmiyordu.

Bu kadar büyük bir saldırı yapan boss, yetenek sonrası bekleme süresine girdi. Bu bekleme süresi saldırı sırasında ağır hasar aldığı için daha bile uzundu.

Bizim velet çoktan bu fırsatı fark etmiş, bütün H takımına saldırıya geçme emri vermişti. Biz de Berke’yle beraber bütün kılıç yeteneklerimizi yerinde sabitlenmiş yaratığa boşaltmaya başladık.

Bizim tarafımızda işler iyi gidiyordu ancak aynısı ana takımlar için söylenemezdi.

Buradakiler haberdar olmasa da büyük bir sorun onları bekliyordu.

“Baksanıza,” dedi Agil. “İlk kattaki boss bir lorddu. Neden şimdiki boss bir general?”

İç çektim.