Etrafımdaki karmaşanın durulmasıyla beraber kolumda bir yanma hissettim. Kafamı eğip koluma baktığımda, omzumun biraz aşağısında oluşmuş kırmızı bir dövme gördüm.

Bu dövme, bir efendi olduğumun kanıtıydı. Üçgen şeklinde dizilmiş üç adet yuvarlak...

Anlaşma yaptığım kahraman ruhuna üç adet emrimi kabul ettirebilmeme yarayan emir büyüleriydi bunlar.

Kafamı kaldırıp çağırdığım hizmetkara baktım.

Civardaki siyah dumanın dağılmasıyla birlikte tanıdık bir sima ortaya çıktı.

Yüzünü tam olarak gördüğümde, zihnimde şimşekler çaktı.

“B- Berke!?”

Çağırma çemberinin ortasında şaşkınca duran kişi, kafasını çevirip bana baktı. Beni görmesiyle beraber kaşları daha da yükseldi.

“Abdullah!?”

Kafamı çevirip yanımda duran Bülent’e baktım. Kafasının ne kadar karıştığını anlamak zor değildi.

Bir süre bana baktıktan sonra dudaklarını araladı.

“İyi misiniz genç efendi?”

“Problem yok,” dedim. “Her şey yolunda. Şimdilik Fuyuki’den ayrılma planına sadık kal. Ayrıca aileye de sorunsuzca İskender’i çağırdığımı söyle.”

Kafasının karıştığı belliydi. Ama Bülent’in bana sadakatinden şüphem yoktu. Kafasıyla onaylayıp bir anda ortadan yok oldu.

Onun gittiğini görünce ben de hemen arkamda duran hizmetkarıma baktım.

“Um... Selam?”

Berke’nin kafası karışıktı.

“Ben... Neredeyim?” Diye sordu. “Garip hissediyorum.”

“Tahmin edebiliyorum,” dedim. “En son ne hatırlıyorsun?”

“Evdeydim... Senle CSGO oynamıştık... Sonra...”

“Sonrası yok ha..?”

Başını sallayarak onayladı.

Durum şu.

Anladığım kadarıyla bu Berke Fate evreninden değil. Bu Berke, benim orijinal evrenimden buraya çağırılmış olsa gerek.

Nereden mi anladım?

Basit.

Daha 2004 yılındayız ve CSGO’nun çıkması için biraz daha vakit var. Haliyle bu, Fate evrenindeki Berke olamaz.

SAO evrenindeki Berke’ninse CSGO’yla çok bir alakası olmazdı.

Bu da geriye tek bir ihtimal bırakıyor...

“Neredeyiz?” Diye sordu.

“Fate evrenindeyiz. Sen de hizmetkarımsın.”

“Ha?”

Anlamsız sessizlik...

Açıkçası Berke’nin bu konu üzerine ne hissettiğini bilmiyorum.

“Peki sınıfım ne? Ne gücüm var?” Diye sordu.

Bense çaresizce kafamı salladım.

Hiçbir fikrim yok...

Şimdilik yavaş yavaş neler olduğunu özümsememiz, plan yapmamız ve sorunlarımızı konuşarak çözmemiz gerekiyor.