“Zayıflamışsın.” Situ Mingze gözlerinde biraz şefkatle konuştu.
“Çok zayıf değilim, sadece yeteri kadar.” Rose soğukça cevap verdi.
Herkes ne olup bittiğini anlamakta zorluk çekiyordu, yeraltı dünyasının baba ve kız çifti yıllarca birbirine silah çekmedi mi? Neden kızıyla konuşma şekli bu kadar şefkatli ve nezaketliydi!?
Situ Mingze, Rose’un esnek ve yumuşak yüzüne bakıp iç çekti ve konuştu, “Annene çok benziyorsun, neredeyse annenin gençliğinde olduğu gibi görünüyorsun.”
“Hatırlamıyorum.” Rose kayıtsızca konuştu.
“Hatırlayamazsın, çünkü seni doğurduktan sonra bizi terk etti. Bundan bahsetmişken, annen de sen de, gerçekten bana karşı vefasızsınız, o seni doğurduktan sonra beni terk etti, sen de büyüdükten sonra beni terk ettin.” Situ Mingze yakındı.
“Sorunun özü sensin, biz değiliz.”
“Bunun sebebi ikinizin de beni anlayamamış olması.”
Rose’un yüzü sakinliğini ve inatçılığını sürdürdü, “Buraya sadece böyle şeyler söylemek için mi geldin?”
“Böyle konuşma, sonuçta senin babanım. Kabul etsen de etmesen de vücudundaki kanın yarısı benden geliyor, bunu reddetmenin bir yolu yok.” Situ Mingze biraz memnun görünüyordu, “Ne kadar inatçı ve güçlü olduğunun önemi yok, bu hayatında Situ ismine sahip olacaksın, bu senin üstüne damgalandı, Situ Rose.”
Rose yumruğunu sıktıktan sonra gevşetti, “Sen yaşlandın ve saçmasapan konuşmayı seviyorsun.”
“Haha....” Situ Mingze kafasını kaldırdı ve güldü, “Bu doğru, yaşlandım. Son günlerde git gide daha çok beyaz görüyorum saçlarımda, ama neyse ki senin gibi iyi bir kıza sahibim, bu yüzden kocadığımda yalnız olmayacağım.”
“Yalnız olacaksın.” Rose kararlılıkla konuştu.
“Bunu söylemesi zor.” Situ Mingze, Rose’un vücuduna garip bir bakış attı, “Yaran iyi mi?”
Rose gözlerini kıstı, “Endişen için teşekkürler, astların pek yetenekli değil.”
“Ciddi bir şekilde yaralanmadığına çok memnunum, gerçekten....... Bu üzücü olsa da, sağlıklı olduğundan gelecek haftaki ziyafete katılabilirsin.” Situ Mingze konuştu.
“İçin rahat olsun, katılacağım.” Rose konuştu, “Hepsi bu kadarsa, gitmelisin.”
O sırada Kırmızı Dikenler Cemiyeti’nin liderlerinden bir genç çağrı aldı. Bir süre telefonda konuştu, sonra telaş içinde Rose’un yanına koştu ve kulağına bir şeyler fısıldadı.
Rose’un ifadesi değişti, Situ Mingze’nin kendini beğenmiş yüzüne baktı ve keskin bir şekilde ona gözlerini dikti. “Her fırsatı ele geçirme kararın ve kalın derin benden daha ötede.”
“Ha ha biri yaşlandığında, işleri tembel bir şekilde yapmak ister. Senin insanlarınla ağız dalaşına girmektense bu kısa zamanda neden bölgeyi geri almıyorum?” Situ Mingze bir gülümsemeyle konuştu, “Tek bir kardeşi kaybetmeden kapmış olduğunuz üç bölgeyi geri aldım, hepinizden tekrar bölgeleri kapmayı denemenizi istiyorum, onları çok korumayacağım, gerçekten........”
Bunları söyledikten sonra Situ Mingze elini salladı ve Batı İttifakı Cemiyeti’ndeki herkes ayağa kalktı. Rose barın çıkışına doğru Situ Mingze’yi takip ederken onların bazıları çoktan kalplerinde pişkince gülüyorlardı.
Kırmızı Dikenler Cemiyeti’nden birkaç adam rahatça nefes aldı ancak Rose’un kaşlarını gördüklerinde, ne olduğunu sormak için ona doğru yürüdüler.
Rose kısaca açıkladı ve herkes kinle doldu.
Anlaşıldı ki Rose yaralanmış ve Kırmızı Dikenler Cemiyeti kaos içindeyken, Situ Mingze, Kırmızı Dikenler Cemiyeti’nin almış olduğu üç bölgenin kontrolünü yeniden kazandı ve pişkince oraya büyük sayıda insan gönderdi.
Bu sahneyi bar tezgahından izleyen Yang Chen sonunda üçüncü kokteylini bitirdi. Birkaç defa geğirdi ve taburesinden indi. Ardından Rose’un yanına doğru yürüyüp, herkesin önünde onu kucakladı ve onun yumuşak sırtını okşadı.
“Kaşlarını çatma, gelecek haftaki ziyafetten sonra bunların hepsi bitecek.”
Rose, Yang Chen’in omzuna başını yasladı, keyifle bu adamın alkol ve duman kokusunu kokladı ve hafifçe başını salladı.
Kırmızı Dikenler Cemiyeti’nin gençleri patronlarının nazikçe adamın kucağına yaslandığını izlediklerinde şok oldular ve garip bir gülümseme ortaya çıkardılar ancak hepsi ikisi için sessizce dua etti.
Bardan ayrıldıktan sonra Yang Chen saate bir bakış attı, çoktan öğleyi geçmişti. Açlık hissiyle karnını okşadı ancak öğle yemeğine şirkete geri gitmek için çok miskindi. Aniden daha önceden Liu Mingyu’nun onu getirmiş olduğu restoranı hatırladı. Yakınındaydı ve oldukça güzel yemekleri vardı, bu yüzden tek başına oraya sürdü.
Restorana girdikten sonra garson, onu duvarın yanındaki iki kişilik bir masaya götürdü. Yang Chen yalnız olduğundan, içmek için çok miskindi, bu yüzden bir et ve bir sebze yemeğiyle birlikte çörekli çorba sipariş etti, yemeğini bitirdikten sonra öğleden sonra şekerlemesi yapmak için şirkete geri dönmeyi planlıyordu.
Yemekler gelmeden önce, onun önündeki ana kapıdan bir grup insan içeri girdi. Yang Chen, bu insan grubunu tanıdığını fark ettiğinde şaşırdı, bir süredir görmediği Li ailesinden kimselerdi.
Fakat Yang Chen’i daha tuhaf hissettiren şey ise, orada sadece yaşlı Li, Li Jingjing ve hala Li'nin olması değildi, başka bir tanıdık Jiang Shou idi!
Son günlerde şirkete ve hastaneye gitmesi gerektiğinden ve çeşitli durumlarla uğraşmak zorunda olması nedeniyle, Yang Chen uzun zamandan beri Li Jingjing’le temas kurmamıştı ancak Li Jingjing de onunla temas kurmak için insiyatif almamıştı.
Son görüştüklerinden beri bir süre geçti ve Li Jingjing’in öncesinden biraz daha bitkin göründüğünü fark etti. O beyaz bir elbise giymiş, soluk bir kahve rengi çanta taşıyordu ve saçını at kuyruğu şeklinde bağlamıştı. Daha önce olduğundan daha olgun ama zarif görünüyordu, belki de bunun nedeni öğretmen olmasından ve artık önceki masum üniversite öğrencisi olmadığındandı. Eğitimli bir şehirli kadını gibi olmuştu, bu da hala son derece çekiciyken kendine güvenini ortaya çıkarmıştı.
Bu noktada Li Jingjing, annesinin yürümesine yardım ediyordu, yaşlı Li önden giden Jiang Shuo ile mutluca sohbet ediyordu; Yang Chen’den tarafa doğru yürüdüler.
Bugün Jiang Shuo kırmızı kravatla uyumlu bir siyah takım elbise giyiyordu, saçını parlak bir jöleyle taramıştı ve yüzü oldukça yakışıklı ve erkeksi görünüyordu. Yaşlı Li ile sohbet ederken gülümsüyor ve kahkaha atıyordu, çok sıcak ve alçak gönüllü görünüyordu.
Yaşlı Li bir gülümsemeyle yoluna baktığı sırada duvarın yanında oturan Yang Chen’i, garson dördünü masalarına götürmek üzereyken görüvermişti.
“Küçük Yang, sen de mi buradaydın?” Yaşlı Li, Yang Chen’i çok seviyordu, bu yüzden yüzünde samimi bir mutluluk açığa çıktı.
Li Jingjing, hala Li ve Jiang So da aynı anda tek başına yemek yiyen Yang Chen bakmak için dönmüştüler. Li Jingjing hafifçe heyecanlanırken, hala Li biraz hoşnutsuz olmuştu. Jiang Shuo ise kaşlarını çatmıştı, sonra hafifçe ilgisiz bir gülümseme gösterdi.
“Buradan geçerken, burada yemek yemeye karar verdim ancak hâlâ işe geri dönmem gerek. Seninle ve ailenle tesadüfen burada karşılaşacağımı hiç beklemiyordum.” Yang Chen direkt olarak Jiang Shuo’yu görmüyormuş gibi davrandı.
“Neden bizimle yemiyorsun, yalnız yemek yemenin anlamı yok, uzun bir zamandır birlikte yemek yemedik, bu nadir bir fırsat.” Yaşlı Li önerdi.
Hemen arkasında duran hala Li'nin yüzünde bir onaylamama kendini gösterdi, bir an için düşündü, sonra Li Jingjing ileri sürerek, soğuk bir şekilde konuştu, “Küçük Yang işe gitmek zorunda, Jingjing ve Jiang Shuo için önemli bir işi tartışmak için buradayız, bu çok uzun sürecek. Yaşlı adam eğer içmek istiyorsan, başka bir zaman Yang Chen’i arayabilirsin.”
Li Jingjing ve Jiang Shuo arasında önemli bir iş mi?
Yang Chen şaşırmıştı, Li Jingjing’e doğru baktı ve kız ilk önce kızardı, sonra rengi soldu ancak konuşmayı reddetti. Başını eğdi, bu yüzden onun aklında ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
Yang Chen içinde biraz depresif hissetti, Li Jingjing ile görüşmediği dönemde Jiang Shuo ile çift olmuş olabilir miydi?
“Oh evet, kardeş Yang ile sadece bir kez karşılaşmış olmama rağmen, kardeş Yang’ın bizimle yemek yemesini memnuniyetle karşılarım. Fakat bugün önemli işleri tartışacağımızdan, korkarım ki kardeş Yang’ı işine gitmesinden alıkoyacağız. Amca kardeş Yang’ı yemeğe başka bir zaman davet etsek nasıl olur, o zaman toplanmak için daha güzel bir yer seçebiliriz.” Jiang Shuo neşeyle yaltaklanarak konuştu.
Yaşlı Li hayatı boyunca bir seyyar satıcıydı ve yaşlı olduğundan kızına bağlı olmak zorundaydı. Şuan eğitim bölüm şefinin oğlu ona yaltaklanmak için gelmişti, biraz mutlu olmuş gibi hissediyordu. Bir süre düşündükten sonra aile meseleleri gibi önemli bir şeyi tartışırken, Yang Chen’in davet edilmemesinin mantıklı olduğunu anlamıştı, buna ek olarak bu garip olurdu, bu yüzden başını salladı, “Pekala o zaman küçük Yang, sanırım bugün yapamıyoruz, başka bir zaman seni yemeğe davet edeceğim.”
Yang Chen umursamayarak gülümsedi, “Endişelenmeyin, yakında ayrılacağım, önemli bir işle ilgilendiğinizden bana aldırmayın.”
“Gördün mü? Küçük Yang mantıklı bir adam.” Hala Li keyifle ışıldarken konuştu.
Jiang Shuo, Yang Chen’e küçümseme dolu bir bakış attı, Jiang Shuo, Li ailesi Yang Chen’in önünde ondan tarafı tuttuğu için zevk içinde yumuşak bir kahkaha attı. O gün Yang Chen'in Cennetsel İl KTV’deki aşağılaması temizlenmiş gibi hissetti.
BMW sürmenin büyük bir mesele mi olduğunu düşünüyorsun? İstediğim kadın her halükarda bana ait. Jiang Shuo inanılmaz bir şekilde keyifliydi. Şevk ve hırsla güzel bir orkide gibi sessizliğini sürdüren Li Jingjing'e baktı.
Hala Li’nin teşviki altında, dörtlü önceden ayırtılmış odaya garsonu takip ederek hızlıca girdiler, duvarın yanında Yang Chen’i yalnız bıraktılar. En baştan olduğu gibi yine yalnızdı.
Başından sonuna kadar Li Jingjing hiçbir zaman doğrudan Yang Chen’e bakmamıştı, bu Yang Chen’in ağzında kötü bir tat bırakmıştı.
Aslında Yang Chen, Lin Ruoxi gibi bir karısı ve Rose gibi bir metresi olduğundan, gerçekten Li Jingjing gibi saf bir kızı lekelememesi gerektiğini net bir şekilde anlıyordu.
Ayrıca Lin Ruoxi öncesinde ona soğuk davranıyordu çünkü ilişkileri sadece bir sözleşmeyle bağlanmıştı, ancak birlikte bir şeyler deneyimledikten sonra ayrıca Yang Chen, Lin Ruoxi ve ailesi ilgili daha çok bilgi sahibi olmuştu, bu da ikisi arasındaki ilişkiyi git gide daha karmaşık bir hâl aldırmıştı. Onların evli çiftlerin yapmış olduğu şeyi yaptığı gerçeği de vardı, bu yüzden evlilikleri yavaş yavaş daha istikrarlı olmuştu. Yang Chen artık Lin Ruoxi’nin endişelenmesine izin veremezdi, bunu hem istemiyordu hem de gönlü razı gelmiyordu.
Bu nedenle Li Jingjing başka biriyle evlenirse, belki bu onun için iyi bir şey olabilir.
Ancak karşı taraf Jiang Shou idi, bu Yang Chen’in kafasını ağrıttı. Yaşlı Li ve karısı fakir bir arkaplandan gelmişlerdi ve onlar doğal olarak kızlarının varlıklı bir aileyle evleneceğini umuyorlardı fakat bu karar Li Jingjing’in hayatı boyunca acı çekmesine yol açabilir.
Bir süre üzerinde düşünse de hâlâ hiçbir çözüm bulamamıştı. Onların aile meselelerinin içine zorla dalamazdı. Bu yüzden Yang Chen şu an için işleri oluruna bırakmaya ve bunun hakkında başka bir zaman düşünmeye karar verdi.
Aynı zamanda, yaşlı Li ve karısı odaya doğru yürürlerken sohbet ediyorlardı, ancak onların sesi çok kısıktı, bu yüzden bu iki genç onların konuşmalarına kulak misafiri olamıyordu.
Yaşlı Li, Yang Chen’e veda ettikten sonra, çok duygusuz bir şekilde konuştuğundan kalbinde rahatsızlık hissetti. Tereddütle bir şekilde hala Li’ye sordu, “Küçük Yang bizim için çok fazla şey yaptı, ona çok soğuk davranmak bizim için iyi değil değil mi?”
Hala Li gizlice yaşlı Li’ye baktı, “Ne saçma şeyler söylüyorsun, bu mesele kızımızın hayat boyu mutluluğuyla kıyaslanabilir mi? Eğer bölüm şefinin oğlunun gitmesine izin verirsek, bu ihtimali tepersek, kızının hayat boyu mutluluğunu bozma sorumluluğunu alabilecek misin?”
Yaşlı Li önündeki Li Jingjing’in yanında yürüyen Jiang Shou’ya baktı. Li Jingjing zorla gülümserken, Jiang Shou coşkuyla onunla bir şeyler hakkında sohbet ediyordu.
Gençler arasındaki konular hakkında konuşmak zor. Düşündüğü gibi Yaşlı Li'nin başı ağrımıştı, ister istemez bir iç çekti.
K.N: Attan inip eşeğe binme hissi o :D
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..