Bu küçük bara yaklaştıktan kısa bir süre sonra Yang Chen doğru yere geldiğini anlamıştı.
Bu barın sisli ışıkları belirsizdi ancak rüya gibiydi. Her tarafta, bankoda, köşelerde ve hatta salonun ortasına bile kolları birbirlerinin omuzlarının üstünden kucaklamış ve sarılmış genç erkek ve kadın çiftleri özgürce birbirlerine karışmıştılar. Kontrolsüz ve çekici kahkahalar durmadan yükseldi.
Yang Chen sadece birkaç adım attığında ağır makyajlı ve gösterişli bir giysi giymiş olan bir kadın ona doğru yaklaştı. Vücudunun üst tarafında sadece gül renkli bir sütyen alt tarafında ise siyah deri bir mini etek vardı. Elinde kehribar renkli bir likör tutan kadın sendeledi ve kendisini Yang Chen’in üzerine yapıştırdı.
“Yakışıklı, bana bir içki ısmarlar mısın?” Kadının sesi herhangi bir erkeğin midesini bulandıracak kadar cilveliydi.
Alkole dokunduğundan bu yana uzun bir süre geçmiş olduğundan Yang Chen zaten biraz asabiydi, kadının sütyenindeki çıkıntılı ucu nazikçe sıktı, kadının tüm vücudu birden titredi, sonra kahkahayla kıkırdadı, “Yakışıklı, çok edepsizsin, tanıştığımız ilk anı benim oramı sıkarak bozarsan, bunu nasıl telafi edeceksin……….” Bir yandan hoşnutsuzca paylarken diğer yandan da kendini daha da yakınlaştırıyordu, bir çift parıldayan beyaz kol çoktan Yang Chen’in boynuna dolandı.
Yang Chen’in yüzünde çirkin bir gülümseme oluştu, böyle bir kadınla çok fazla ilgilenmemişti, kadın çok kolay görünüyordu. Yang Chen, kadını vücudundan uzaklaştırdı, “Sadece çiftleşmeyi düşünen sarhoş bir dişi domuzla ilgilenmiyorum.”
Görünüşe göre kadının beyninin bazı kısımları hâlâ ayıktı çünkü kadın dişi domuz kelimesini duyduğunda birden vücudu öfkeyle kaynamaya başladı ve şiddetle likör bardağına yere doğru çarptı. “Kokmuş velet, yaşamaktan yorulmuş olmalısın! Bekle!” Konuşmasını bitirdiğinde, öfkeyle barın köşesindeki insan yığınına doğru yürüdü.
Yang Chen’in birden kalbine kötü arzular girmişti, böyle bir yere gelmesinden ve bu tür insanlarla uğraşmasından beri uzun zaman olmuştu. Bugün anlaşılan hapsedilmiş duygularını rahatlatmak için alkolün etkisine güvenebilirdi.
Bir kadeh votka istemek için barın bankosuna gittikten sonra Yang Chen’in gözlerinde tuhaf bir heyecan ortaya çıktı, Yang Chen’in içi kavurucu bir sıcaklıkla yanmaya başladı.
Gösterişli giyinen kadının, bir kaplanın sertliğine ve bir ejderhanın canlılığına sahip olan kaslı sekiz erkeği çağırmaya nasıl başardığını bilmenin bir yolu yoktu. Yang Chen kadehini bitirdiği anda bu erkekler onun etrafını sardı.
Kadın önde duran büyük kel adamın kalın ve sağlam koluna sarılmıştı, Yang Chen’i işaret etti ve hızla yüksek sesle söyledi, “Büyük kardeş! Bana kötü davranan piç bu, onu ölümüne döv, bana yardım et!”
Büyük adam, Yang Chen’in zayıf fiziğine bir bakış attı ve küçümseyici bakışlar ortaya çıkardı. Sonra da Yang Chen’e bir ders vermek için iki astına harekete geçmesine yönelik işaret verdi.
İkili ileri hareket ettiklerinde kötü niyetli bir şekilde güldüler, onlar Yang Chen ile konuşarak zamanlarını boşa harcama niyetinde değillerdi ve direkt olarak kum torbası büyüklüğünde yumruk attılar.
Yang Chen sanki hiçbir şey olmamış gibi sakin bir ifadeyle orada durdu. Onlara bakmaya bile zahmet etmedi, her iki elini de mükemmel zamanlamayla kaldırdı ve avuç içi iki adamın yumruklarıyla çarpıştı………..
“OWWWWWW!!!”
İki büyük adam aynı anda çığlık atarak zemine düştüler, sonra ellerini tutarken durmaksızın yerde kıvrandılar.
Barda gerçekleşen bu olay hem beklenmedik hem de garip görünüyordu. Bu küçük barda sık sık tartışmalar ve kavgalar olsa da daha öncesinde bu kel grup hiç kaybetmemişti. Karşı koyamayan birçok insan merakla Yang Chen’e doğru baktı.
Kel işlerin planladığı gibi gitmediğini gördü ve ister istemez kaşlarını çattı. Yang Chen’e kuşkulu bir bakış attı, sonra eğildi ve kolu zarar görmüş olan astlarını yerden kaldırdı. Eğer kolları görmemiş olsaydı bu çok önemli bir mesele değildi ama kolları gördükten sonra birden alnından soğuk terler aktı……
Arkada duran diğer astlar kendi adamlarına vurulduğunu gördüler ve küfürler yağdırmaya başladılar ancak onlar saldırmak için harekete geçmeden önce, kel adamın kolları tarafından engellenerek geri tutuldular.
Bir açıklama yapmadan Kel ayağa dikildikten sonra Yang Chen’e doğru eğildi, “Büyük kardeş büyük bir bağışlayıcılığa sahip harika bir insan, bu sefer kardeşlerimiz sizi gücendirdi, eğer gelecekte büyük kardeş bizden herhangi bir şeye ihtiyaç duyarsa, lütfen bizi aramaktan çekinmeyin, umarım tekrar görüşürüz!”
Bunları söylemesiyle birlikte kel kafası karışmış kardeşleriyle birlikte acıdan ağlayan iki adamını barın dışarısına taşıdı.
Onlarla birlikte bardan ayrılırken kadın, bu olanların inanılmaz olduğunu düşündü ve hâlâ neden öfkesini çıkarması için ona yardım etmediği konusunda homurdanıyordu.
Kel Hu, kadına baktı, sonra şaşırmış olan küçük kardeşlerine konuştu, “Bu adam beşinci ve altıncı kardeşin ellerini avuç içiyle kırdı, sizce onu yenebilir misiniz?”
Bu birkaç adan sakinliklerini hemen yeniden kazandı, öncesindeki bu iki hafif avuç içi gerçekten çok fazla güçlüydü, eğer o bir uzman değilse, o zaman kimdi? Onlardan bazıları hemen keli pohpohlamaya başladılar, sadece patronların böyle bir öngörüye sahip olabileceğini söylediler.
Ancak kel onların pohpohlamalarına dikkat vermedi, bunun yerine derin düşünceler içinde kafasını bara doğru çevirdi. Aklından geçen şeyler meçhuldü.
Bu arada Yang Chen hâlâ olanlardan etkilenmemiş bir şekilde bardaydı. Kelin ve diğerlerinin bardan ayrıldığını gördü, onların gitmesiyle barın köşesinde bir boşluk açıldı, bu yüzden telaşsız bir şekilde oraya gitti ve dikkatli bir şekilde gece için avını aramak niyetindeydi.
Yang Chen’in keli ve çetesini çok basit bir şekilde yenmesinden dolayı bardaki erkeklerin ve kadınların içinde bir korku oluştu. Bazen bazı ateşli piliçler Yang Chen’e cilveli bakışlar gönderdiler ancak görmezden gelindiklerinden sadece onu baştan çıkarmaktan vazgeçebilirlerdi.
Koltuğa oturmak üzereyken Yang Chen, köşedeki masada uzanan bir insan olduğunu fark etti ve hatta bu kişi genç bir kadındı.
Bir bakışta, Yang Chen’in bakışları alevlendi.
Loş ışık altında, yumuşak simsiyah saçlar kanepeden halı zeminin üzerine sarkıyordu, beyaz tek parça elbisesi güzel kıvrımlarını örten yumuşak ve güzel dalgalar gibiydi.
Yaklaştıktan sonra Yang Chen, yasemin ve alkolle karışmış olan çekici vücudun güzel kokusunu alabiliyordu.
Kadın çok sarhoş gibi görünüyordu. Güzel elleri bir şarap bardağını tutuyordu ancak vücudu halsiz bir şekilde hafifçe kanepeye doğru eğilmişti ve gitgide devriliyordu. Onun güzel yuvarlak poposu büyüleyici bir kıvrımlı çizgi oluşturdu.
Yang Chen ona doğru yürüdü, kadının kalkmasına yardım etti ve yüzünü kaplayan dağınık saçlarını yanlara atınca, sarhoş ve kırmızı güzel bir yüz ortaya çıktı.
Yang Chen’i şaşırtan şey, daha önce tanışmış olduğu Rose’dan bile güzel olmasıydı. Heykel gibi güzel yüzünün soğuk zarafeti ve cazibesi sarhoş olsa da olmasa da herhangi bir erkeğin kendisini kaybetmesi için yeterliydi.
Bununla birlikte bu seviyede muhteşem bir güzelliğe sahip olması Yang Chen’in şaşırmasına neden oldu. Böyle bir kadın nasıl fahişe olabilirdi? Fakat eğer o bir fahişe değilse neden ölümüne sarhoş olana kadar bu insanlarla içsin? Üstelik şehvetli ve ateşli bir ifadeyle.
Sarhoş görünen kadın Yang Chen’in daha fazla düşünmesini beklemeden, sıradan bir şekilde Yang Chen’in gömleğinin yakasını sıkıca kavradı, sonra taze çiçekler gibi yumuşak ve güzel olan dudaklarını öpmek için yaklaştırdı.
Fakat hedefi bulmakta başarısız olduğundan kadının öpücüğü Yang Chen’in yanağına indi ve sonra kayıp gitti.
Yang Chen yüzündeki buz gibi soğuk yumuşak temasla her tarafının yanıyormuş gibi hissettiği noktaya kadar uyarıldı. Bu güzel ve narin bayanın berrak ifadesi herkesin sahipliğine almak isteyeceği büyüleyici bir görünüşe sahipti. Yang Chen düşündüğünde kendisini bir gece için şımartmak istedi, neden bu kadar çok düşünüyor ki? Kadının yumuşak ve narin vücudunu zorla kucaklayarak şiddetle kadının kokulu dudaklarını öptü.
“Imm……”
Kadın hafif bir inilti çıkardı, Yang Chen’in vahşiliğiyle acı çekiyormuş gibi görünen ama dilinin etrafının sarılmasından hoşlanan neşeli bir inlemeye izin verdi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..