Çöp Şiş Satmaktan Gurur Duyuyorum

Çevirmen: SANKO

Düzenleyen: Fullbringer

Yang Chen, sınavdaki performansından dolayı Tüm Yu Lei Uluslararası Merkez Bürosu çalışanlarının dikkatini çekti. Beraber çalıştığı kadınlar bile akıllı bir adama çay saatinde popüler bir tartışma konusu gibi bakıyordu. Resmi olarak çalışmaya başlamadan önce bile, zaten insanların büyük bir çoğunluğu onu kabul etmişti.

Sözleşmeyi imzaladıktan sonra, Yang Chen, Mo Qianni’nin eşliğiyle, Yu Lei binasının 18. katında bulunan Halkla İlişkiler Departmanı'na yönlendirildi. Bütün kat Hİ Departmanı’na aitti.

İşyerine girerken, Yang Chen ayakta duran ve onu alkışlayan bir grup insan buldu. Salt çoğunluk kadınlardan oluşuyordu ve yeterince yetenekli biri iştirak ettiğinde kadınlar hep heyecanlanıyorlardı.

(FN: Yarısını ben çevirdim yanlışsa kusura bakmayın. Bu arada İştirak etmek: Gidin bir sözlük açında iki kelime öğrenin.)

Yang Chen basitçe kendini tanıttıktan sonra, Mo Qianni ile bölüm başkanlığına girdi.

Ofiste, dikkatli bir şekilde yerleştirilmiş birkaç saksı kırmızı Kaffir Zambağı* dışında, odanın geri kalanı son derece basitti. Masa düzgün ve derli topluydu, duvarda bir sürü plaket vardı, bu odanın sahibini çalışma tarzında büyük başarılar ve verimlilik sahibi bir kişi olarak açıkça gösteriyordu.

(ÇN:* https://www.google.com.tr/search?q=Scarlet+Kaffir+Lilies&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiUrciNmubVAhWqA5oKHR19BBEQ_AUICigB&biw=1366&bih=662#imgrc=62AsNn_px0B-_M:

Buymuş gençler.)

Yang Chen kadına karşı hayranlık hissetti. Bu kadın güzel ve baştan çıkarıcı görünmesine rağmen aynı zamanda fazlasıyla özgüvenli ve espriliydi. Kendisinden bir günahkârlık işareti hissedilmiyordu. Bu kadar genç yaşta böyle bir konuma gelmesinin sadece güzel olmasıyla mümkün olmadığı anlaşılabilirdi.

(FN: Bu paragraf tam olarak böyle olmayabilir burayı kontrol etmeye üşendim. Çevirmenin yazdığı kadarıyla buna benzer bir şey diyordu. Çevirmene güven tam diyip devam ediyoruz :D)

"Lütfen oturun, içki ister misiniz?" Mo Qianni kibarca gülümsedi ve sordu.

"Hayır, teşekkürler, susamadım." Yang Chen yanıtladı.

Mo Qianni başını sallayarak ona güldü ve ona bir bardak su doldurmaya devam etti. “Size içki içmek isteyip istemediğini sormamın sebebi, susuzluğunuzu hafifletmenize yardımcı olmak değil, sizinle uzun süre konuşmak istemem. Susuz olmadığınızı söyleyerek, benimle uzun süren bir konuşmayı reddetmiyor musunuz? Buradan itibaren, Hİ departmanının bir üyesisin, bu gibi basit ipuçlarını kaçırma. "

(FN: Buradan sonrası özenmeden düzenlenmiştir. Sadece basitçe imla yapılmış, çok ciddi olmadıkça anlamsal bozukluklar atlanmıştır. Çok zamanım olmadığından ve düzenlenmesi gereken çok şey olduğundan dolayı böyle bir problem yaşanmıştır. Bu seferlik idare edin.)

Yang Chen biraz çelişkili hissetti, o şirkete henüz girmişti ve şimdiden bir üstünlük gösterisi alıyordu. Çaresizce söyledi,”Erm… Bayan Mo, ben kaba bir adamım, ayak işlerine koşan bir çocuk bana göre iyidir.”

“İtalyanca ve Almancası akıcı olan, İtalyan yapımı, el yapımı tasarım giysisinin işçiliğini doğru bir şekilde tanımlayan bir adamın bir bakışta kaba biri olabileceğini düşünmüyorum.” Mo Qianni’nin parlak ve hoş gözleri doğruca Yang Chen'e masanın üstüne yaslanarak baktı, ince ve zarif görünüyordu.

“Bu…” Yang Chen'in, Mo Qianni'nin keskin sözlerine hiçbir karşılığı yoktu ve sadece ellerini kaldırdı, ”Bayan Mo inanın ya da inanmayın, ben sadece buraya bir iş aramak için geldim, aslında Hİ bölümünde hangi işin yapıldığından emin değilim. Ancak elbette, sözleşmeyi imzalamış olduğumdan beri elimden gelenin en iyisini yapacağım, sadece önce gerçeği ortaya koymak istiyorum. "

Yang Chen’in yalan söylemediğini görünce, Mo Qianni konuyu değiştirdi: ”Özgeçmişinize baktım, hakkınızdaki bilgiler sınırlıydı, sadece Harvard Üniversitesi Borsa ve Yönetimi yüksek lisansı vardı. Ancak tüm başvurular arasında, American Ivy League* okulundan yüksek lisans derecesine sahip olan tek kişisin, bu nedenle doğrudan final sınavı listesine giren tek istisnaydın. Şu anda bir hata yapmadık gibi görünüyor, en azından yabancı diller ve moda açısından olağanüstü başarılara sahip olduğunuz görülüyor.”

ÇN: (Ivy League (Sarmaşık Birliği), ABD'nin kuzeydoğusundaki sekiz vakıf üniversitesinin oluşturduğu birlik. Aslında bir spor ligi olarak kurulmuştur, ancak zamanla daha geniş bir anlama kavuşmuştur. Günümüzde Ivy League, akademik mükemmellik, zor öğrenci alma ve elitizm ile bağdaştırılmıştır.

Kısacası Ağır Abimiz bir dahi beyler. :D)

“Şans sayesinde,şans,şans….”Üstü olan bir bayandan övgü bombardımanı işitmek… Yang Chen, sayısız silahın ateşlendiği anda bile kaşlarını çatmazdı ve bir anda suçlu hissetti. Mo Qianni, Yang Chen'in rafine edilmemiş mazeretlerinden memnun değildi, koltuğuna geri döndü ve sessizliğini bir süre koruduktan sonra, "Yang Chen, Halkla İlişkiler hakkında hiçbir şey anlamadığını söylüyorsun, neden başvurdun?" diye sordu.

“Gerçeği mi istiyorsunuz?”

“Neden yalanlarını duymak isteyeyim ki?”

“Bence yalan söylememi tercih edebilirsiniz, gerçek sizin için fazla işe yaramayabilir.” Yang Chen biraz mahcup hissettiğini söyledi.

“Gerçek. Gerçeği duymak istiyorum.” Mo Qianni oldukça kızdı. Onun yeni çalışanı, üstünlüğüne sıfır saygı duyuyor gibi görünüyor.

Yang Chen derin bir nefes aldı, “Tamam o halde, başvurmaya başlama sebebim, karım onurlu bir iş bulmamı istediği içindi.”

“Karın, onurlu bir iş mi istedi?” Mo Qianni, bayılmak üzere olduğunu hissetti, kaşlarını çattı ve sordu: ”Önceki işin neydi?”

“Erm… Çöp şiş satıcısıyım, batı bölgesi pazarında, belki beni daha önce görmüşsündür, bu zamana kadar yarım sene arabayı kurdum." dedi Yang Chen açık bir gülümsemeyle.

Mo Qianni deli olacağını hissetti. Çöp şiş satıcısı mı!? Seçkin bir yığın elit arasından seçilmiş tek nitelikli üye, bir çöp şiş satıcısı mı!?

“Bu şakayı komik bulmuyorum. Yang Chen, umarım kendinizle alay ettiğiniz gibi benimle alay etmeyi bırakırsınız.” Mo Qianni sakince konuşmaya çalışıyordu.

(FN: Yeniden çevirdim yanlışsa kusura bakmayın.)

Yang Chen bunu duyduğunda, hayrete düştü, alay mı? Yang Chen ciddi bir yüz ifadesi takındı ve söyledi, “Bayan Mo işimi küçümseyebilirsin, ama karakterimi küçümseyemezsin. Belki sadece çöp şiş satıcısı olabilirim, ama işim hakkında şaka yapmak için bir nedenim yok. Çöp şiş satmaktan gurur duyuyorum.”

Mo Qianni'nin güzel yüzü dişlerini gıcırdattıkça soluk görünüyordu. “Hala alay etmediğini mi söylüyorsun? Harvard mezunu, en az iki yabancı dilde son derece akıcı olan ve el yapımı bir İtalyan ürününün kökenini doğru bir şekilde tespit edebilen bir adam, bir çöp şiş satıcısı mı? Öyleyse diğer başvuranlara ve toplumdaki diğer insanlara ne oldu peki? Hepsi de vejetaryen satıcılar mı?”

Öfke patlaması sonucu beklenmedik bir şekilde, Yang Chen ciddi düşündü, bir anlığına başını indirdi ve cevap verdi: “Miss Mo, daha önce sebze satıp satmadıklarından emin değilim, ama onlara sorabilirsin.”

“Sen….Sen….” Mo Qianni gökyüzünün dönmesini ve yeryüzünün bükülmesini hissetti. Bu kaba beyinleri nasıl büyüdü? O gerçekten yeryüzünden bir insan mıydı!?

Mo Qianni’nin yüzünün öfkeli olduğunu ve geniş göğsünün ağzına kadar art arda dalgalandığını görünce, Yang Chen, başının derde girdiğinin farkındaydı, çünkü resmi olarak başlamadan önce Mo Qianni’yi bu kadar öfkelendirmişti. Ancak Yang Chen gerçekten ne yapacağını bilmiyordu, yalan söylemek istiyordu ama Mo Qianni duymayı reddediyordu, doğru söylüyordu ve Mo Qianni kızıyordu, ne yapacaktı? Bu nedenle yalnızca kendisini destekleyebilir ve sessiz kalabilirdi.

Mo Qianni kadınlar arasında bir kahraman olarak görülüyordu, kızgınlıkla patlıyor olabilirdi, ancak duygularını hızla sakinleştirmeyi de başarabiliyordu. Ancak, Yang Chen'e bakış şekli daha önce olduğu gibi değildi, görünüşte Yang Chen'i ona bakıp kendisini mutlu etmek için burada bir playboymuş gibi bakıyordu. (ÇN: Ne diyon kardeş açık konuş nasıl bir cümle ya?) Bu şekilde düşündükten sonra Mo Qianni soğuk bir gülümsemeyle şunları söyledi: “Pekâlâ, seninle daha fazla konuşmayacağım, masan üçüncü sütunun arkasında, zaten temizlendi. Seni elinde tutan biri olacak. Ayrılabilirsin.”

“Oh, teşekkür ederim Bayan Mo şimdi ayrılıyorum.” Yang Chen göğsünden bir yük kalkmış gibi hissetti.

 Ayağa kalkarken, aniden bir şey hatırladı; bedenini çevirdi, bardaktaki suyu aldı ve tek bir dikişte içti.

Bunu yaparken, ağzını silmek için kolunu kullandı ve ofisini terk etti.

Bunu gördükten sonra Mo Qianni'nin kaşları bir kez daha çatıldı. Yang Chen'e bir daha bakmak istemediğini hissetti ancak daha önce sözleşme imzalanmıştı. Erkenden onu kovmak isteseydi, şirketin ağır ceza ödemesi gerekirdi. Bunun gibi eylemler CEO'nun onayına sunulmadan yapılamazdı. Her şeyden önce, bu sadece bir deneme süresi olmasına rağmen, şimdi bir departmanın yönetiminin yetkisi altında değildi, karargâhın üyesiydi.

Düşündükten sonra, Mo Qianni  bir telefon görüşmesi yapmaya karar verdi...

"Merhaba" hattın öbür tarafındaki bayan hafifçe söyledi.

Mo Qianni bir an tereddüt etti, sonra şunları söyledi: “CEO, yeni katılan birinin Hİ üyeliğini reddetmek istiyorum, bazı ciddi tutum sorunları, dürüstlük sorunları ve yetki sorunları var, birçok özel nedeni var, onayınızı almak istiyorum. "

CEO'su olarak bir süre sessiz kaldıktan sonra bayan, cevap verdi:” Sözleşmeyi imzaladığınızdan beri işinizde her zaman dikkatli davrandınız, neden hemen pişman oluyorsunuz? Bana bütün verilerini gönderin, kararımı bir göz attıktan sonra vereceğim. "

“Evet CEO.” Mo Qianni telefonu kapattıktan sonra, çaresizce içini çekti, sonra veri deposunu açtı ve şirketin intraneti* aracılığıyla Yang Chen'in bilgilerini doğrudan CEO'nun ofisine gönderdi.

ÇN: *İç web.

Fullbringer Notu: Arkadaşlar düzenleme konusunda çok sıkıntı var. Bundan dolayı hepinizden özür dilerim. Daha önce belirttiğim gibi gerçekten çok zamanım yok ve bölümün yayınlanması gerekiyor. Anlaşılamayacak yerler olduğunu düşünmüyorum. Varsa da genel olarak çok önemli bir nokta değildir. Sanırım çevirmen arkadaşın ilk çevirisi. Çeviride bazı yerlerde hatalar vardı, mümkün olduğunca düzeltmeye çalıştım. Yeniden çevirdiğim yerleri belirttim oralarda sıkıntı varsa benden kaynaklıdır çevirmenden değil. Tekrar, düzenlemedeki problemler için özür diliyorum.

Notu başkası yazmadı arada gevşeklik yapmadan da konuşabiliyorum :D